Z Kuşağı ekranlarda seks sahneleri görmek istemiyor
Dışardaki flörtöz tavrınızı eve taşıyamaz mısınız? Seksin acemisi olan kocanızı cesaretlendirmek mümkün mü? Erken boşalma korkusu nasıl aşılır? İrem Bir samimi sorularınıza işe yarayan tavsiyelerle dolu cevaplar vermeye devam ediyor.
İrem Hanım Merhaba! 44 yaşındayım. Eşimle ilişkimiz gerçekten çok iyi, sevgi dolu ve huzurlu bir bağımız var. Ama gelin görün ki ona karşı eskisi gibi bir arzu hissetmiyorum. Dışarıda başka kadınlarla flört etmek ise bana enerji veriyor, kendimi yeniden genç ve çekici hissediyorum. Evde ise tam bir sünepeye dönüşüyorum. Bu durum beni hem suçlu hissettiriyor hem de içimdeki bu karmaşayı nasıl çözeceğimi bilemiyorum. Sizce ne yapmalıyım? Biraz yol gösterirseniz çok sevinirim!
Değerli Okurum,
Öncelikle şunu söylemeliyim ki durumunuzu açık yüreklilikle ifade etmen önemli bir adım. Şimdi, sünepelikten enerji dolu bir kahramana dönüşmenin yollarına bakalım! Evdeki sünepeliğin sebebi, belki de dışarıdaki heyecanın ‘yeni ve bilinmez’ olmasından kaynaklanıyor. Dışarıdaki flört oyununu eve taşı. Eşine ‘Merhaba, bu akşam tanışabilir miyiz? Çok çekici görünüyorsunuz’ diyerek küçük bir mizah yap. Bakalım, o da oyuna katılacak mı? Ayrıca flört etmek yasak değil ama neden eşinle flört etmiyorsun? Ona uzun zamandır söylemediğin güzel şeyleri söyle. Mesela, ‘O kadar güzelsin ki başka kadınlara bakmaya vakit bulamıyorum’ gibi biraz esprili, biraz romantik sözler işe yarar. Arzunun önündeki en büyük engel, monotonluktur. Belki de evdeki rutinlerinizi değiştirmenin zamanı gelmiştir.
Birlikte yeni şeyler deneyin; bu ister tatilde bir macera olsun, ister yatakta yeni bir enerji! Dışarıda seni heyecanlandıran hisleri evlilikte de yaşayabilirsin. Eşinle daha fazla paylaşım yap. ‘Bugün bir kadının bana gülümsediğini fark ettim ama aklımda olan tek kişi sendin’ diyerek olayı samimi bir şekilde ona yansıtabilirsin. Kendini suçlu hissetmeden, bu konuyu eşinizle paylaşabilirsin. “Sanırım dışarıdaki flört enerjisini evimize ithal etmemiz lazım” diyerek durumu biraz hafifletebilirsin. Unutma, flört etme ve arzulu hissetme kapasiten hâlâ var—sadece doğru yere kanalize etmen gerekiyor.
İrem Hanım Merhaba! 24 yaşında, yeni evli, aşk dolu bir kadınım. Eşim 26 yaşında ve hayatında ilk defa bir kadına dokunuyor—yani, benimle birlikte bu ‘zevk yolları’nda ilk sürüşünü yapıyor. Ama itiraf etmeliyim, direksiyon başında biraz acemi! Gazı bulmaya çalışıyor ama sürekli debriyajda kalıyor gibi. Kendi başıma hızlanabilsem de yolculuğu iki kişi daha keyifli hale getirmek istiyorum. Bu yolların haritasını ona nasıl gösterebilirim? Tabi ki onu kırıp dökmeden. Ne önerirsiniz?
Değerli Okurum,
Endişe etme; araba kullanmayı herkes öğrenir! Bu işte iletişim önemli. Yani eşinin biraz rehberliğe ihtiyacı var. Ama bu rehberliği ona bir trafik polisi edasıyla değil, tatlı bir tur rehberi gibi sun. Bir de çok biliyormuş gözükme. Özgüvensiz Türk erkekleri çok bilen eşten çekiniyor, nereden biliyor diye kafasına takıyor. Mesela, “Biliyor musun, şu bölge gerçekten güzel hissettiriyor” gibi eğlenceli ve pozitif bir yolculuk tavsiyesi verebilirsin. İşaretler göster ama yumuşak bir şekilde. Kırmızı ışıkta durmasını ya da yeşilde gaza basmasını istiyorsan, bunu küçük jestlerle, mimiklerle ya da ufak dokunuşlarla anlat.
Örneğin, “Bu hız limiti tam bana göre!” diyerek nazikçe yönlendirebilirsin. Yani, sana neyin keyif verdiğini anlat ve onun da sizin için neler hissettiğini öğren. Ama unutma, talimatlarını sıcak ve sevecen bir tonla ver. Kimse “YANLIŞ YOLA SAPTIN!” diye bağıran bir GPS istemez, değil mi? Bir de eşinin özgüvenini artırmak için onu öv ve doğru yaptıklarını vurgula. Küçük galibiyetler büyük cesaret getirir. Unutma ki bu yolculuk, bir varış noktasına ulaşmakla değil birlikte geçirilen zamanın tadını çıkarmakla ilgili. Birbirinize sabır gösterir ve biraz da mizahla yaklaşabilirseniz beraber keşfetmekten keyif almanız, bu ‘zevk yollarında’ sürüş ustası bir ikili olmanız kaçınılmaz. Tabii ki beraber keşfetmekten keyif al.
İrem Hanım Merhaba! 28 yaşındayım ve bir sorunla karşı karşıyayım: Erken boşalma. Eşimle ilişkimiz çok iyi, ancak bu durum benim özgüvenimi etkiliyor ve onun da hayal kırıklığı yaşadığını hissediyorum. Bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum ama işi fazla dramatize etmeden ve ‘yetersizmişim’ gibi hissetmeden nasıl bir yol izleyebilirim? Biraz öneri bekliyorum!
Değerli Okurum,
Öncelikle, acele etmeyi bırak; frene basmayı öğrenmek önemli. Heyecan zirveye ulaştığında biraz durup mola vermek harikalar yaratabilir. “Bu sırada manzaranın tadını çıkaralım mı” diyerek eşinle küçük sohbet molaları ver. Büyük şovdan önce prova yapmak iyi olabilir. Yani, kendi başına biraz pratik yaparak ‘kontrol’ becerilerini geliştirebilirsin. Bu, sahnede daha rahat olmana yardımcı olur. Aynı hızda koşmaya devam edersen yarışı çabuk bitirirsin. Hızını ve ritmini değiştirerek kontrolü eline al. Bir geceyi tek bir büyük finale odaklanmadan, birkaç küçük bölüme ayırmak da iyi bir yöntem. Bölümler arası mola vermek sadece gerilimi değil, beklentiyi de artırır. Unutma, bu bir sorun değil, sadece birlikte daha fazla öğrenme fırsatı! Bu süreçte sabrını ver sevgini kaybetmezsen, yavaş ama emin adımlarla şampiyonluk kupasını kaldırırsın.