Bütçe eylülde negatife döndü: Dokuz aylık açık 512 milyar TL
Gündemdeki vergi düzenlemelerinin amacının vergi adaletini sağlamak ya da doğrudan vergi gelirlerinin payını artırmak değil kamunun önlenemeyen harcama ve israfını karşılayacak kaynak arayışı olduğu çok açık.
Son dönemde ekonomiyle ilgili üzerinde en çok konuşulan ve önümüzdeki dönemde meclise yasal düzenleme olarak gelecek konulardan biri vergi düzenlemeleri. Bu düzenlemelerle hedeflenen amaç ‘Vergide adaleti sağlamak ve vergilendirilmeyen kesimlerin vergilendirilmesi’ olarak gösteriliyor. En son Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de yaptığı açıklamada amacın vergide adaletin sağlanması ve doğrudan vergilerin payının artırılması olduğunu belirtti.
Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla yeni vergi paketi gerçekten detaylı konuları ve yeni vergileri içeriyor. Örneğin gelir ve kurumlar vergisine yönelik olarak asgari kurumlar vergisi, asgari gelir vergisi uygulamaları öngörülüyor. Yine kripto varlıklarda işlem vergisi, borsa kazançlarının vergilendirilmesi, bahşiş gelirlerinin vergilendirilmesi, moto kurye faaliyetlerinden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi, gelir ve kurumlar vergilerindeki bazı istisnaların kaldırılması düşünülüyor.
Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi’ne ilişkin olarak bazı istisnaların kaldırılması ya da revize edilmesi ile devreden KDV’nin azaltılması planlanıyor. Yine Vergi Usul Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle kayıt dışı işlemleri önlemek üzere etkinliği artırıcı bazı önlemler alınması gündemde. Bu kapsamda usulsüzlük cezalarının da ciddi miktarda artırılması düşünülüyor. Basına yansıdığına göre bu paket ile sağlanacak yeni vergi geliri 600 milyar TL’yi aşacak.
Vergi düzenlemesinin ayrıntıları oldukça fazla olduğundan ve henüz kesinleşmediğinden detayına girmek çok doğru olmamakla birlikte genel olarak değerlendirildiğinde söylenen her kesimin vergilendirmeye çalışılması. Ancak tasarruf tedbirleri açıklamasında olduğu gibi çok ciddi gelir getirmeyecek ve daha düşük gelirli kesimleri hedef alırken yüksek gelirli kesimlerle ilgili net bir şey görülmüyor. Bilindiği üzere tasarruf tedbirlerinde de göstermelik olarak ve sınırlı miktarda tasarruf sağlanabilecek alanlar gündeme getirilmiş, esas tasarruf sağlanması gereken alanlarda hiçbir önlem alınmamış ve hatta gündeme bile getirilmemişti. Hatta yaşananlara bakılırsa önlem alınacak denilen konularda da hiçbir önlem alınmadığı ve israfın son hızla devam ettiği görülüyor.
Bu çerçevede vergi gelirleri açısından konuya baktığımızda amacın vergi adaletini sağlamak ya da doğrudan vergi gelirlerinin payını artırmak değil kamunun önlenemeyen harcama ve israfını karşılayacak kaynak arayışı olduğu çok açık. İkinci olarak amaç vergide adalet olsaydı, bir yandan açıklanan doğrudan vergiler artırılırken ya da yeni vergiler konulurken bir yandan da adaletsizliğe yol açan an önemli vergiler arasında yer alan ve bazı alanlarda akıl ötesi yükseklikte uygulanan ÖTV’nin azaltılmasına yönelik önlemler alınırdı. İşte o zaman amacın vergide adalet sağlamak olduğu inandırıcı olurdu.
Diğer bir konu basına da yansıdığı üzere bazı kurumlar ve gerçek kişilere sağlanan vergide uzlaşma adı altında alınması gereken vergiden vazgeçme konusu. Yansıyan haberlere göre aralarında Akbank, Ak Sigorta, Cengiz İnşaat, Turkcell, TUVTÜRK, Emlak Konut vb. pek çok adı bilinen firmanın her birinin yüz milyonlarca TL tutarındaki vergi borçları tamamen silinmiş ya da göstermelik cüzi miktarlar tahsil edilerek kapatılmış. Bunun dışında da pek çok ismi bilinen firmanın çok yüksek tutarlı vergi muafiyetinden yararlandırıldığı zaman zaman basına yansıyor. Bütün bunlar olurken garsonların bahşişlerinden kuryelerin gelirlerinden alınacak vergilerle burada yaratılan açıklar kapatılmaya çalışılıyor. Bu bakış açısı ile bakıldığında örneğin dilenciler gibi bazı kesimlerin vergilendirilmesinin atlandığı da dikkat çekiyor.
Vergide adalet gelire göre vergi almanın ötesinde herkese eşit yaklaşmakla olur. Yoksa yakaladığım herkesten vergi alayım, bazılarını ise bu işten muaf tutarak bunların vergilerini de yakaladıklarımın üzerini yıkayım düşüncesiyle hareket edildiğinde vergide adalet sadece sözde kalır.
Sonuç olarak, son dönemde maliye tarafında sadece gelir artırıcı bazı çalışmalar yapılıyor. Dolaylı vergilerde gidilecek yer kalmadığı için yeni gelir kaynakları yaratmaya yönelik bu çalışmaların iki temel amacı var:
Edindiğimiz bilgilere göre yapılması düşünülen düzenlemelerde akla uymayan yükseklikteki dolaylı vergilerin toplum üzerindeki olumsuz etkilerini giderecek hiçbir şeyin bulunmaması yapılanların vergi adaletini sağlayacak söylemini sadece komik hale getiriyor ve halkın tepkisini azaltmaya yönelik tutarsız ve boş sözler olduğunu gösteriyor.
6 Ekim 2024 - Üniversiteli gençliğin içler acısı hali
2 Ekim 2024 - Finansal stres ve konkordato: Firmalar arasında zincirleme etki
29 Eylül 2024 - Kamuda bozulmanın yeni bir boyutu ve hiçe sayılan etik ilkeler
25 Eylül 2024 - Kamuda israf ve Türkiye
22 Eylül 2024 - Bütçe açığı ağustosta uçuşa geçti, rekor üstüne rekor geliyor