Beşiktaş ve Galatasaray 352. derbide: Kilidi kıran zafere gider
Galatasaray, Fenerbahçe derbisi hariç kağıt üzerindeki en zorlu rakibini Sivasspor'u 6-1’ yenerek şampiyonluk yürüyüşüne devam etti. Ziyech’in attığı gol elbette özel bir yeteneğin ifadesiydi. Mertens ve Icardi ile birlikte maça imza attı.
Bu sezonun öyküsünde iki ayrı ve derin paranteze de yer açmak gerekecek… Sarı-Kırmızılıların zorlu yürüyüşü boyunca iki isim de inanılmaz bir kabuk değişimi ve kariyer gelişimi gösterdi. Biri ivmesini geçen sezondan kazanan Sacha Boey’di, diğeri de Barış Alper Yılmaz oldu. Fransız sağ bek ülkesinin güçlü altyapısıyla bilinen mütevazı takımlarından Red Star çıkışlıydı ve Galatasaray serüveni boyunca sağlam fundamentelini geliştirdi ve nihayetinde Bayern Münih’in yolunu tuttu. Barış Alper ise aslında genel görünüşü, bir türlü halledilemeyen sorunları, her daim kaotik yapısı hiç de umut vermeyen futbolumuz içinde kendisini geliştirdi ve fizik ağırlıklı stiliyle muhteşem bir noktaya ulaştı.
Okan Buruk’un öğrencileri Süper Lig’de finişe dört durak kala dün gece evinde bu sezon ‘Büyükler’ namlı gruba en çok zorluk çıkartan ekiplerden Sivasspor’u ağırladı. Kuşkusuz kalan maçlar içerisinde Fenerbahçe derbisi hariç kâğıt üzerinde en zor görünen virajdı Kırmızı-Beyazlı konuk takım. Lakin yazının başında adına andığım Barış Alper’in soldan adeta delerek getirdiği, bir buldozer efektiyle önüne yara yara geliştirdiği ataklar ve içeri gönderdiği iki top golle sonuçlanırken rakibin gardını çabuk düşürdü ve oyunun yanı sıra skor hâkimiyetinin de ev sahibine geçmesini sağladı.
Bülent Uygun’un öğrencilerinin yeniden oyuna ortak olmak için önlerinde koca bir ikinci yarı vardı ve sahaya iki taze kan sürüldü; bu iki hamleden Caner Osmanpaşa köşe atışında Manaj’ın içeri tiplediği kafa vuruşunu tamamladı ve farkı bire indirdi ama Galatasaray bu maçı alma yönünde zaten yeterince motivasyon yüklüydü ama özel olarak farka gitmek için de çabaladı. Sonrasında sırasıyla takımın bütün yıldızları, ağır işçileri, detaylarda kendilerini var edenleri; yani herkes üzerine düşen görevin üstesinden geldi, uyumlu, ritmi ve armonisi yüksek bir futbol ortaya konuldu ve nihayetinde 6-1’lik etkileyici bir zaferle şampiyonluk yürüyüşündeki adımlar fazlasıyla sıklaştırıldı.
Bu kadronun şöyle bir yanı var elbet… Takım, etkileyici ve bakın oyununu karşılaşmaların bütününe yayamıyor (gerçi dün farklı bir görüntü vardı) ama ne zaman skorun koparılması, maçın alınması gerekiyor, işte o anlarda potansiyel güçler devreye giriyor ve adeta ışıldayarak skorboard’a yansıması gereken bütün dokunuşları gerçekleştiriyorlar.
Örneğin dün ilk yarıda dengeleri Barış Alper bozdu. Ama Ziyech’in attığı gol elbette özel bir yeteneğin ifadesiydi. Keza Mertens; yolun sonuna doğru açıldıkça açılan oyun görüşü, mücadele gücü ve kilit hamleleriyle çok çok özel bir figür. Ya da Icardi; maçın genelinde ortaya yokmuş hissiyatı veriyor ama bazen pas dağıtıcılığıyla, bazen oyun doğru yönlere yıkmasıyla ama çoğunlukla da öldürücü son vurucuyla imzasını atıyor. Abdülkerim ve Nelsson defansın güvencesi, Köhn, Barış Alper’in tamamlayıcısı, Muslera zaten bütün övgülerin odağında, sadece bu sezon değil Sarı-Kırmızılı forma altındaki neredeyse bütün kariyeri için. Demirbay ve Torreira takımın adeta kalbi ve orta sahanın bu özel ikilisi bozucu, kesici ve dağıtıcı yanlarıyla özellikle eski Leverkusen’li ritmini tutturduğunda seviyeyi çok üst noktalara taşıyor. Bence Okan Buruk’un son haftalarda bozmadan sahaya sürdüğü bu 11’in diğerlerine göre aksayan tek yanı var; hücum varyasyonlarında hafiften ritim bozukluğuna neden olan Kaan Ayhan ama o da Almanya kökenli eğitiminin karşılığını bu sezon yeterince sundu ve katkıda bulundu.
Dünkü sonuçla Galatasaray lig tarihinde üst üste 16’ıncı galibiyetini alan ilk takım oldu. Bir başka apolet de bütün zamanların en yüksek puanına ulaşmaktı; hatırlanacağı gibi Fenerbahçe rekor kırdığı 1988-89 sezonunda, 18 takımlık serüvende 36 maçta 93 puan toplamıştı, Okan Buruk’un talebeleri 35 maçta 96 puanı hanelerine yazdırdılar. Ayrıca Mauro Icardi’nin de gol sayısı 23’e ulaştı ve Arjantinli ‘Gol Krallığı’ yarışındaki liderliğini perçinledi. Son olarak Sarı-Kırmızılılar bu sezon toplamda rakip ağları 86 havalandırırken averajını da 64’e çıkardı…
Konuk Sivasspor ligde son yedi maçını kaybetmiyordu, bu süreçte dört galibiyet, üç beraberlik almışlardı. Dün bu serileri farklı bir mağlubiyetle sona erdi. Takımın bu sezonki ışıltılı yıldızı Rej Manaj yine en tehlikeli isimdi, tek golde asistini yaptı, attığı golde ise ofsayta takıldı.
Sonuç olarak Galatasaray sahasında adeta bir bahar resitali sundu. Sarı-Kırmızılılar dün sıralarını savdılar, bugün sahne sırası Fenerbahçe’de. Sarı-Lacivertlilerin Konya’da alacağı sonuç büyük ölçüde son üç haftanın halet-i ruhiyesini ve akışını da belirleyecek.