Sporda cuma mesaisinin getirdikleri…
Telekom, EuroCup'ta finale yükseldi. Türkiye Ligi'ni lider bitirmekten bir galibiyet uzakta. Geçen yıl play-off'a bile kalamayan Ankara ekibinin yükselişinde koç Erdem Can ismi öne çıkıyor. Erdem Can'la basketboldan, hayata birçok konuyu konuştuk.
1993-1994 sezonu. O dönem ligde PTT ismiyle yer alan Telekom Ercüment Sunter’in önderliğinde 27 galibiyet ve 3 yenilgiyle o sezonu lider tamamladı. Telekom tarihinde ilk kez normal sezonu lider bitirdi. Aradan 29 yıl geçti. Geçen sezon play-off’a kalamayan Telekom, uzun süre Fenerbahçe’de Zeljko Obradovic’in yardımcılığını yapan, daha sonra NBA’e giden Erdem Can’ı göreve getirdi.
Erdem Can yönetiminde Telekom adeta küllerinden doğdu. Gerek ligde gerek Avrupa’da sezon başından beri isminden bahsettirdi. Türkiye’de bu sezon evinde oynadığı 14 maçın hepsini kazandı. Ankara ekibi son karşılaşmasını Aliağa ile yapacak. Onu da kazanırsa evinde tulum çıkararak sezonu 29 yıl sonra lider tamamlayacak.
Telekom EuroCup’ta ise finale kadar yükseldi ancak Gran Canaria’ya yenilerek gelecek sezon Euroleague’de mücadele etme şansını kaçırdı. Ankara ekibinin siyah ve beyaz kadar farklı iki sezonunda en çok dikkati çeken isimse koç Erdem Can. Başarılı çalıştırıcı Telekom’un bu tarihi sezonunda sorularımızı yanıtladı.
Erdem Can, Gran Canaria maçından önce adeta bir sürücünün suikastine uğradı. O, ayağa kalktığında ani fren nedeniyle boynunu çarptı. Hastanelik oldu. Halen boyunluk takan Can, Kanarya Adaları’nda yaşadıklarından dolayı hâlâ üzüntülü olduklarını söyledi. Başarılı çalıştırıcı şöyle konuştu: “Orada gördüğümüz davranış ve tutumlardan dolayı üzgünüz. Tabii ki haksızlığa uğramış hissimiz var çünkü sağlıklı bir organizasyonun, EuroCup finali gibi önemli bir organizasyonun bu kadar acemice ve kötü niyetle organize edilmiş olması bizim için üzücü. Biz oraya sadece basketbol oynamaya, ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye gittik. Avrupa’da birçok farklı ligde çalıştım, Yeni Zelanda Milli Takımıyla Dünya Şampiyonası’nda, kendi milli takımımızla Avrupa Şampiyonası’nda çalıştım, Fenerbahçe’yle çok farklı tecrübeler yaşadım, Yunanistan’da PAOK takımında çalıştım, NBA’de asistan koç olarak çalıştım, bugün geldim EuroCup’ta başantrenör olarak çalışıyorum. Böyle bir şeyi hiç yaşamadım, duymadım. Bir kupayı kazanmak, sporun ruhuna bu kadar aykırı hareket etmeyi, bu kadar gözü karartmayı içine almamalı.”
Oyuncularının yaşananlara çok insanca tepki verdiğini belirten Erdem Can, “Ben özellikle hepsine herhangi bir müdahalede bulunulmayacak diye söyledim. Onları zor zapt ettik. Ama olması gereken buydu. Çünkü bu kadar haksız bir tutum karşısında bizim vereceğimiz herhangi bir fiziki reaksiyon bizi haksız duruma düşürecekti o yüzden oyuncularımızı kontrol ettik. Herkeste psikolojik olarak gerilme, sinir boşalması, yıpranma oldu. Daha önce böyle bir örnek yaşadığımızı hatırlamıyorum. Ancak sonuçta profesyonel insanlarız. Ben de hastaneye gittim, tetkikler yapıldı, iğne ve ağrı kesicilerle takımımın başında oldum. Bütün oyuncularım da profesyonelce çıkıp mücadele ettiler” dedi.
Koçun boynunda deplase olsa çok daha sıkıntılı olacak bir kırık var. Bir ay kadar düzenli boyunluk kullanarak kırığın kaynamasını bekliyor. Doktoru ona yüzde 80-90 kırığın normale döneceğini söylemiş. Ama ameliyat ihtimali düşük de olsa bulunuyor.
Ulm ve Prometey karşılaşmalarında Telekom geri düşmesine rağmen kazandı. Finalde de Gran Canaria’ya karşın 22 sayı yenik duruma düşüldü. Telekom pes etmedi, maçı kafaya kafaya getirdi. Ancak süre yetmedi. Ona Ankara ekibinin birçok maçta geriye düşmesine rağmen oyun disiplininden kopmamasının sırrını soruyorum. Koç, şu yanıtı veriyor: “Bizim ilk antrenmanımızdan başlayarak söylediğimiz bir şey var: Her gün daha iyiye gitmek istiyoruz. Hep daha iyisini yapma hedefiniz olduğu zaman yolda inişleriniz çıkışlarınız olabiliyor. Mühim olan oradan kalkıp daha iyiye hareket edebilmek. Bu iniş çıkışların içinde biz nereye gitmek istediğimizi bildiğimiz için her seferinde oyuncularımız reaksiyon verdi. Oyunun gerektirdiğiyle paralel olarak o gün farklı bir isim öne adım attı. Ama ilk günden beri biz ‘Kaybetmeyi kabul etmeyeceğiz ve elimizden geleni yapacağız’ diyoruz. Farklı olarak geri düştüğümüz anlarda oyuncularıma,’Siz elimizden geleni yaptığımızı düşünüyor musunuz?’ diye soruyorum. Biz gerçekten elimizden gelen her şeyi yapan ve 20 sayı geri düşen takım mıyız yoksa bizden kaynaklı eksikler mi var? Bunun cevabını verdiğinizde yeniden ayağa kalkma beraberinde geliyor. Bu takım bir maçta sonuçtan bağımsız ‘Biz elimizden geleni yaptık’ dediği gün zaten ulaşacağı maksimum noktaya ulaşmıştır. Bu tarz iniş çıkışlarda durumu kabullenmememiz, çok daha iyi bir takım olduğumuzu hem bireysel hem ekip halinde bilmemiz önemli.”
Burada Erdem Can bir nefes alıyor. Takımının birbirinin başarısından mutlu olduğunu belirterek oyuncularının farkındalığına ve koç basketbolcu ilişkisine dikkat çekiyor: “Biri başarısızken diğeri onu yukarı çekmeye çalışıyor. Bu ben, asistanlarım ve idarecilerim arasında da böyle. Benim için en önemli şey; oyuncularımla anlaşmadan önce fiziki olarak ya da en kötü internet üzerinden yüz yüze konuşmayı isterim. Oyuncularıma da anlaşmadan önce söyledim, ben senin gözlerine bakarak konuşmalıyım, sen de aynı şekilde. Çünkü belki de o enerji olmayacak, belki doğruyu söylemediğimi düşüneceksin, belki de bana güven vermiyorsun diyeceksin dolayısıyla bu çok önemli. Ayrıca onlara hep söylediğim gibi güven ilişkisi çok önemli. Biz birbirimize her zaman sırtımızı dönebiliriz. Sahada çok agresifim, bu benim doğam, kazanmak istiyorum, daha iyi olmak istiyorum. Ancak sahadan çıktıktan sonra biz birçok şeyi beraber yapacak iki arkadaşa hatta bir grup arkadaşa dönüşebiliyoruz. Beraber gezebiliyoruz, sohbet ediyoruz, basketbol, film, aile, müzik konuşuyoruz. Hayatı beraber yaşıyoruz. Bu işe işveren işçi ya da ofis çalışanları gibi bakarsanız başarılı olamazsınız. Bir de kendiniz olabilmelisiniz. Bazen yaptığım mimiklerin farkında olmuyorum. O halden de mutluyum, dolayısıyla bu birlikteliği getirdiğini düşünüyorum.”
Geçen yıl play-off yapamayan Telekom ligde zirveyi yapmış durumda. Bunda transferde Erdem Can’ın başarısı göze çarpıyor. Hocaya bunu soruyorum. Koç buna şu yanıtı verdi: “Ne kadar para harcadığınızla yakaladığınız başarının doğru orantılı olduğunu düşünmüyorum. Oyuncunun sisteminize uyması, doğru karakter olması bazı şeyleri sizinle yaşamaya hazır olması önemli. Biz bu oyuncuların hepsini detaylı araştırarak çalışarak almaya çalıştık. Benim kafamda bir basketbol sistemi vardı. Teknik olarak ona uygun oyuncular olmak durumundaydı. Bu süreçte detaylara önem vererek hareket etmemiz etkili oldu.”
Efsane koç Zeljko Obradovic’in yardımcılığını yapan Dimitris Itoudis ve Pablo Laso Avrupa basketboluna damga vurdu. Daha önce Telekom’a gelmeden Obradovic’le konuştuğunu belirten Erdem Can’a onun sırrını soruyorum. Erdem Can bu konuda kendini şanslı gördüğünü söyledi: “Bence dünyanın en yüksek basketbol aklı. Bunun kazandırdığı şey sonsuz. Sadece dünyanın en iyi basketbol aklı da değil, en iyi liderlerinden biri. Dolayısıyla yanında bulunmak, aynı ortamda olmak ve onu gözlemlemek bile size birçok açıdan iyiye gidecek yolu açıyor. Tabii siz kendiniz olarak devam ederek başarıyı bulabilirsiniz. Ama onun gibi bir idolün önümde olması benim için her zaman çok büyük gurur kaynağı.”
Konu koçlardan açılmışken Erdem Can inandığı sistemi de anlattı: “Ben özgürlüğe ve özgünlüğe inanan biriyim. Kendinize ait bir sisteminiz olmalı. Başkalarından kopyalayarak bunu yapamazsınız. Çalıştığım değerli koçların hepsiyle çalıştığım dönemlerde cebime koyduklarımdan kendi aklıma, yapıma, doğama uygun olan bir oyun sistemini ortaya koymaya çalıştım. Hücumda sahayı koşup erken atışı bulma önceliğimiz var. Sahaya doğru yerleşip, topu doğru paylaşmamız lazım. Rakibin zayıf oyuncularına ve zayıf yanlarına atak edebilecek set organizasyonuna ve oyun aklına sahip olmalıyız. Setlerin olması yetmez, o setleri uygulayabilecek oyun aklına sahip bir ekibiniz olmalı. Tüm bunların önüne savunmayı koyuyorum. Çünkü o hızlı hücumun kaynağı savunma. Savunmadaki agresifliğiniz karşı potaya rahat gitmenizi sağlamalı. Kısaca böyle açıklayabilirim.”
Erdem Can daha önce hedefini şöyle göstermişti: Avrupa’nın en iyi koçu olmak… Daha yolun başında olduğunu, hiçbir şey başarmadığını düşünüyor. Daha mütevazi bir yapıyı büyük hedeflere götürebiliyor olmaktan gurur duyuyor. Ama amacı belli: “Kesinlikle ülkemi en yüksek noktada en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Bu da olabilecek en yüksek hedefleri başarmak üzere hareket etmeyi beraberinde getiriyor. Bunun için de hangi takım olursa o takımda, o ülkede çalışmak için; ülkemi, ailemi gururla temsil etmek için fırsat olacak. Kesinlikle olabilecek bir şey.”
Türk Telekom, tarihinde ligi hiç şampiyon bitiremezken, daha önce 2 kez final oynadı. 1996-1997’de o zamanki adıyla Efes Pilsen’e, 2007-2008’de ise Fenerbahçe’ye kaybettiler. Erdem Can, şampiyonluk sözünü telaffuz etmedi ancak hedefi net gösterdi: “Bizim hedefimiz sonuna kadar gidebiliyor olmak. Biz, elimizden gelen her şeyi yaptık dediğimiz anı görmek istiyoruz.”
Koçun söyleşide belirttiği gibi basketbolu bitiriyoruz. Konu hayata ve aileye geliyor. Erdem Can, burada eşine sonsuz kredi açıyor: “Ben bugün bu seviyede antrenörlük yapabiliyorsam bunun en büyük destekçisi eşim Meltem oldu. Bu noktaya gelene kadar çok fazla zorluk yaşadık. O zorlukları yaşarken ailenizle beraber yol aldığınız kişinin her an yanınızda olması, destek vermesi, omuz vermesi çok değerli. Onun benim hayatımdaki yeri kimseyle kıyaslayamayacağım kadar büyük. Oğlum da benim değerlim herkesin oğlunun olduğu gibi. O yüzden onun etrafta olması büyük enerji kaynağı. Bir tek maçları kaybedince çok ağlıyor. Geri düşünce çok ağlıyor. Bunu bir şekilde çözmemiz gerekiyor. O yüzden maçlarda onları karşıma oturtmamaya çalışıyorum (gülerek). Çünkü gözüm oğluma takılıyor ve benim konsantrasyonumu dağıtabilecek tek şey onun ağlıyor olması. Onu da çözdüğümüz gün, şu an büyüyor yavaş yavaş, onun için de bizim için de maçlar daha rahat olacak. ”
Koça boynu için ‘Geçmiş olsun’ diyerek söyleşi için teşekkür ediyorum. Gerçek bir ‘spor insanı’ ile basketbol ve hayattan konuşmak iyi geliyor. Telekom’un yükselişindeki nedeni anlıyorum.