Kızılay yöneticisinden Saadet Partili kadına: Allah seni ve senin gibileri helak etsin
İkinci turda kimi destekleyeceklerine yapacakları istişarelerin ardından karar vereceklerini söyleyen Sinan Oğan, "Birileri bizi kurtarıcı olarak görüyorsa görmesin, kendimizi öyle görmüyoruz. İki ittifakın da cüzi farkla kazanmasını istemem" dedi.
ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, TV 100’de canlı yayınlanan “Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum” programına katıldı.
Sinan Oğan’ın yüzde 5.17 oy olmasının beklenmediğini söyleyen Candaş Tolga Işık, “Size kim, neden oy verdi?” sorusunu yöneltti.
“Biz bir sürpriz yapacağız diyorduk. Dediğimiz gibi seçimin sürprizini biz yaptık” diyen Oğan, “Ama ben memnun değilim, yüzde 5.2 değil bizim oyumuz. Biz yüzde 11-12 civarında bir oyla sandığa gittik. İki temel faktör karşımıza çıktı. Bir, Türkiye genelinde bu organizasyonu yapacak kapasitemiz yoktu açık söyleyeyim, tüm sandıkları gözetecek imkanımız yoktu, bu sebeple 2 puana yakın oyumuz sandıkta hiç edildi” şeklinde konuştu.
Adaylıktan çekilmesi yönünde kendisine saldıranlar olduğunu söyleyen Oğan, “Bir diğer husus ise son 3 gün Muharrem İnce’den boşalan kitle bana saldırdı, beni linç etti, çekilmemi sağlamaya çalıştılar. Oysa bunlar burnunun ucunu bile göremiyor, siyasal matematikten tamamen bihaber bir kitle, linç kültürüyle yoğurulmuş bir kitle. Şu an o kitle bizi dinliyorsa bana bir özür borcu var o kitlenin. Sinan Oğan çekilseydi, ikinci tur diye bir şey yoktu ve Sayın Erdoğan balkon konuşmasını çoktan yapmıştı” dedi.
Beklentilerinin altında oy almalarını değerlendiren Sinan Oğan, “Neden beklentimizin altında oy aldığımızı izah etmek isterim. Son 3 gün içerisinde bizim söylediğimiz bir paragraf içerisinden bir cümle alındı ve o kısım üzerinden bize hakaretler edildi. Taciz edildik, linç edildik. Bunu yapanlar bir kısım sanatçılar, bir kısım Youtuberlar, Cüneyt Özdemir gibi Youtuberler, işten ‘Sinan Oğan kendi kalesine bir gol attı, iki gol attı, aman Allahım’ gibi…” diye konuştu.
Işık’ın “Bedavaya destek olmayız açıklaması mı?” sorusu üzerine Oğan şunları söyledi:
“Evet ama o öyle değildi. Herkes golü kendi kalesine attığını seçim sonuçları açıklanınca gördüler ve anladılar. Çünkü Sinan Oğan’ın oy aldığı kitleleri azıcık inceleselerdi, şu an seçim sonuçları da çok farklı olurdu. Bir kısım sanatçılar, sosyal medya kalemşörleri bizi linç etmekle bir sonuç elde edeceklerini düşündüler. Halbuki bize harcadıkları enerjiyi kazanmaya harcasalardı çok daha farklı sonuç elde edebilirlerdi.
Bu açıklamamı da izah edeyim. Biz en başından beri ilkeli bir siyaset yürütüyoruz. Bizim söylemlerimizde zerre değişiklik yok. Biz diyoruz ki, o günkü şartlarda kararımızı vereceğiz. Yani ne kadar oy alacağız, ikinci tura kalacak mı, toplumun bizden beklentisi ne olacak. Çünkü biz bir istişare kültüründen geliyoruz. Ben dün ATA İttifakı Sayın genel başkanlarını toplantıya devam ettim, orada bir istişare yaptık. Ayrıca birlikte hareket ettiğimiz 100’e yakın istişare heyeti üyelerimizle toplantı yaptım. Başka kanaat önderlerimizle görüşme trafiği içerisindeyim. Biz kararımızı verdiğimizde bu Sinan Oğan’ın kararı olmayacak, bizimle birlikte hareket eden bütün bir kitlenin kararı olacak. Bir-iki gün içerisinde netleşecek. O sebeple de bu Sinan Oğan’ın kararı olmayacağı için tabanımızın önemli bir kısmını hareket ettirme imkanına sahip olacağız. Bu söylediğimde de o linç kültürüyle, başı sonu kesiliyor, yani istişare edeceğiz, tabana soracağız diyoruz, oradan biz tabanımız nereye dersek oraya verir şeklinde kesiyorlar biçiyorlar, nerede demokratik tavır diyorlar. Şu linç gözlüğünüzü çıkarın, anlamadığınız bir şey varsa da sorun.”
“Birincisi istişare edeceğiz. İkincisi bizim şartlarımız var, o şartlarımızı masaya koyacağız. Üç, bu şartlar kabul edildikten sonra biz bir sigorta gibi hükümetin içinde yer alabiliriz. Bunu alıp şartlarımızı, istişarelerimizi bırakıp sadece hükümetin içinde yer alabiliriz kısmını alıp bunun üzerinde tepinenler maalesef bu ülkenin demokrasisine büyük tehdittir. Bırakın şu linç kültürünü yeter, şikayet ettiğinize dönüştünüz farkında mısınız? Zannediyorlar ki, Muharrem İnce’yi linç edip el çektirdik, onun oyları hop gelecek bu tarafa.”
(“O taraf ne taraf Sinan Bey, bu tarafa koyarız dedikler taraf ne taraf?” sorusu üzerine) “Millet İttifakı. Linç edenler Millet İttifakı’nı destekleyenlerin bir kısmı. Şaban Gökbahar’ından Youtuberlera, Cüneyt Özdemir’den bir sürü gazetecisine kadar o cenahtan bahsediyorum. Gerek yok bunlara. Benim oy aldığım kitle içerisinde AK Parti’ye oy veren de var, MHP’ye de oy veren de var, İYİ Parti’ye oy veren de var, CHP’ye oy veren de var, hiçbirine oy vermeyen de var. Nitekim anladılar diye ümit ediyorum. Seçim sonuçlarını yarım puan farkla kaybeden Erdoğan’ın, Sinan Oğan çekilse oyundan en yarım puan oraya giderdi ve Sayın Erdoğan kazanırdı.”
“Bir, biz PKK, FETÖ, Hizbullah terör örgütüyle ve bilimum her türlü terör örgütüyle kesintisiz mücadele, bizim olmazsa olmazımızdır. İki, sığınmacıların bir takvim çerçevesinde geri gönderilmesi. Neden takvim diyorum. Çünkü biz seçilseydik bizim takvimimiz 1 seneydi. Ama şimdi bir başkası seçileceğine göre 1 sene diye dayatmanın bir manası yok. Ama en azından bir takvime bağlamak gerekiyor.
Üç, HDP ve HÜDA PAR’a kurulacak müstakbel hükümet nezdinde görev verilmemesi ve onların bu sürecin dışında tutulması. Dört, Anayasanın ilk dört maddesi ve 66’ncı maddesine asla dokunulmayacağının garanti edilmesi gibi aslında Türk milletinin ortak talebi olan bu talepleri her iki tarafça ben kabul edileceğini düşünüyorum.”
(Candaş Tolga Işık, HÜDA PAR adaylarının TBMM’ye seçildiğini hatırlatarak, “Orada ne söyleyeceksiniz?” sorusunu yöneltti.) HÜDA PAR ayrı bir parti zaten. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir etkisi olacağını sanıyorum. HÜDA PAR’a da bir görev vereceklerini düşünmüyorum. Bundan sonraki süreçte, yani HÜDA PAR’ın gelip cumhurbaşkanlığı seçiminin orta yerinde olması abesle iştigal olur. HDP’nin de cumhurbaşkanlığı seçiminin orta yerinde olması ve seçim sonrası hükümette yer alacağının ilan edilmesi olması abesle iştigal olur, biz orada olmayız. Bu saatten milletvekilliğini iptal etme şansımız var mı? Yok ama şunu önleme şansımız var: Hükümette yer verilmemesi. HÜDA PAR’lı, HDP’li bir bakan olmasını istemem.”
(Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP seçmeninden de oy aldığının hatırlatılması üzerine) “HDP’nin Kürtlerin tamamını temsil ettiğini düşünmüyorum. İki, Sayın Kılıçdaroğlu’na oy verecek Kürt seçmene ben niye karşı olayım? Kürt seçmen parlamentoda tercihini şu partiden yapmışsa, cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’ndan yana yaptıysa yapsın, ben buna karşı değilim ki, niye karşı olayım? Benden yana da olabilir. Nitekim bazı videolar gördüm, A partisine vermiş, cumhurbaşkanlığında Sinan Oğan’a verdim diyor. Bizim burada ortaya koyduğumuz şart daha reel gerçeklere dayanıyor. Bizim temel felsefemiz Türk siyasetinde artık bir paradigmayı değiştireceğiz. Nedir bu değişiklik? HDP’nin ve HÜDA PAR’ın kilit olma arzusunu biz kıracağız dedik, bunu gerçekleştirdik. Şu an HDP veya HÜDA PAR, kendisini göremiyor. Kim kilit, Türk milliyetçileri. HDP veya HÜDA PAR’ın siyaseti kilitlemediği, Millet İttfakı veya Cumhur İttifakı’na şantaj yapamadığı bir ortam bizim için hedeflere varılmıştır.
Yarın öbür gün biz Millet İttifakı’na destek verirsek, o yapının içerisine girersek, yanımızdaki koltukta hükümet içerisinde HDP’li bakan görmek istemem, yan yana oturmam. HDP, PKK ile arasına mesafeye koyamayan bir uzantıdır. PKK’nın siyasal uzantısı olarak görüyorum. Diğer türlüsü terör örgütü olarak görüyorum anlamına gelir.”
“İki taraf da şartlarımızı kabul ederse tabanımızın, oy verenler eğilimlerini devreye girer. Şu da var, bakalım karşı taraf ne diyor bu işe. Şu da olabilir, biz her iki tarafı da desteklemiyoruz, biz bir sonraki seçime hazırlanıyoruz. Bizim desteğimiz, tabi ki kazanan tarafı güçlendirir. Diğer türlü bizim dışımızda da seçim kazanılabilir. Matematiksel olarak mümkün. 8 milyon neredeyse oy vermeyen kitle var.”
(Muharrem İnce’nin adaylıktan çekilmesi) Çok cüzi miktarda etkiledi ama bizim oyumuz zaten Türk milliyetçileri ve Atatürkçülerden oluşan, mevcut köhne sistemden yorulan, bizi daha donanımlı daha demokratik, geleceğe dönük bulan insanlardan oluşuyordu. Dolayısıyla bir miktar Sayın İnce’den gelen seçmen var ama ana kitle zaten uzun süreden beri etkileşim içerisinde olduğumuz kitle.”
(“Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’la görüşecek misiniz, böyle bir haber var” sorusu üzerine) Öyle bir planımız yok.
(Bu tip görüşmelerde beklentiniz liderler tarafında aranmak mı, yoksa siz de randevu alıp giderim diyor musun? Burada siyasi etik nedir?) Burada ikinci tura kalan adaylar arar. Daha önce Sayın Kılıçdaroğlu’ndan randevuyu geçmişte ben talep ettim. Bazıları beni eleştirdiler. Dedim ki, benim talebimin içeriği farklı. Nitekim ne kadar haklı olduğumuz da görüldü. Neydi talep seçim güvenliğini konuşmak. Sayın İnce’yle de aynı şekilde görüştük. Sayın Erdoğan randevu vermedi, canı sağ olsun.
(Erdoğan’ın randevu vermemiş olmasıyla ilgili kırgınlığınız var mı?) “Hayır, siyasette kırgınlıkları doğru bulmam, devlet yönetmekte küskünlükler, kırgınlıklar olmaz. Bu Kılıçdaroğlu için de Erdoğan için de veya başkası için de geçerlidir. Kim ikinci tura kaldıysa arar görüşülür. İhtiyaç duymuyorsa da sen sağ ben selamet.”
“Bu seçimin kazananı Sinan Oğan ve Türk milliyetçileri ve Atatürkçülerdir. Çok kaybedeni var. Seçim öncesindeki bir tahminimde yanıldım. Meclis çoğunluğunu Millet İttifakı’nın alacağını düşünüyordum artı HDP ile. Ama o kadar kötü liste yaptılar ki, şimdi isimlere girmeyelim, herkes biliyor. Parlamentoda seçimi teşkilatlar ve adaylar alır. Kazanan adayı belirleyeceksiniz. Kazanan adayı koyduğunuzda kazanır. Örneğin Mustafa Sarıgül’ü Erzincan’da koydunuz kazandı adam. Erzincan’da CHP mi kazandı, hayır Sarıgül kazandı, çok net.”
(Biz desteklersek Sayın Kılıçdaroğlu kazanır diyebiliyor musunuz?) “Sadece bizim desteğimiz yetmez. Biz desteklersek, sandıklara sahip çıkarlarsa, 8 milyon sandığa gitmeyen seçmen bir motivasyonla sandığa götürülür ise bu mümkün. 4 küsur puan kapatılmayacak bir puan değil. En kötü ne olur, AK Parti kazansa bile 50 küsurla falan kazanır.
Millet İttifakı’nın hatalarından ders çıkarır, daha milli bir duruş sergilerse kazanma olasılığı 49, Cumhur İttifakı’nın 51. Cumhur İttifakı kazansa da çok cüzi bir farkla kazanır. Ne Cumhur İttifakı’nın ne Millet İttifakı’nın cüzi farklarla kazanmasını istemem. Bunu söyleyince kızıyorlar bana. Türkiye ekonomisinin kırılgan halini yakından bilen birisiyim. O sebeple de daha güçlü bir hükümete ihtiyaç var, en azından ekonomi düzelene kadar. Bu benim değil devletimin ve milletimin çıkarınadır. Birileri bizi kurtarıcı olarak görüyorsa görmesin, biz kendimizi öyle görmüyoruz.”
(MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Başdanışmanı Eyyüp Yıldız’ın “Pazarlık payın kalmadı başka kapıya. 1 turda biter bu iş. Mezar soyguncuları sizi” paylaşımı) “Hiç benim muhatabım değil. İlgilenmiyorum da… Siyasette biz daha etik, daha karşılıklı olarak anlayışı getirelim dedikçe bazıları siyasetin seviyesini düşürmeye çalışıyor. Muhatabım değil.”
“Birinci planımız Türkiye’yi istikrarlı bir hükümete kavuşturmak. Bu 15 gün içinde bunu yapmaya çalışacağız. Yapamazsak sistemin dışında kalmayı tercih edersek, o zaman da çok güçlü bir hükümet çıkacağını öngörmüyoruz. 2-3 sene içinde seçim olacağını öngörüyoruz. Kim kazanırsa kazansın çünkü burada bir ayak eksik kalacak. Biz o ayağı tamamlayan kısımdayız şu an siyasal matematikte. Bu taktirde de 2-3 sene içerisinde yeni bir seçimde Türkiye’yi yönetmeye hazırlanırız. Çünkü seçmen bize şu görevi verdi, bütün Türkiye’den sana oy veriyoruz, hazırlan gelecek Türkiye’sini siz yöneteceksiniz dedi.”
Öte yandan Sinan Oğan’ı Cumhurbaşkanı adayı gösteren ATA İttifakı bileşenlerinden Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz, Millet İttifakı’nı destekleme şartlarını 12 madde de sıraladı.
Öz, şu paylaşımı yaptı:
“Saygıdeğer Dostlarım,
Bugün basında ve sosyal medyada Adalet Partisi’nin Millet İttifakı’na destek vereceği yönünde bazı haberler yayınlanmıştır. Bu konuda bir düzeltme yapma gereği hasıl olmuştur. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Adalet Partisi, Zafer Partisi ile birlikte ATA İttifakı’nın kurucu bileşenleridir ve tüm kararları Cumhurbaşkanı adayı Sayın Sinan Oğan ile birlikte istişare ederek alırlar. Millet İttifakı’na destek verebileceğimiz haberi doğrudur lakin olmazsa olmaz bazı şartlarımız yerine getirilmek ve yazılı olarak mutabakat altına alınmak kaydıyla. Detayları yazılmamış olan bu şartların ana başlıkları aşağıda olduğu gibidir. Kamuoyunun bilgisine arz ederim..
1.Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk dört maddesinin muhafaza edilmesi ve kesinlikle tartışmaya açılmaması.
2.Anayasa’nın 66. Maddesinin muhafaza edilmesi ve kesinlikle tartışmaya açılmaması.
3.Terör örgütleriyle mücadeleden vazgeçilmemesi ve mücadelenin güçlendirilmesi.
4.Tarikat ve cemaatlerin devlet kurumlarından temizlenmesi.
5.Tahrip edilen laik, sosyal hukuk devleti anlayışının güçlü bir şekilde yeniden tesis edilmesi.
6.Devlet idaresinde ve atamalarda tek şart olarak liyakatin esas alınması.
7.Devlet ve millet ilişkisinde her zaman T.C. Vatandaşlık ilkesinin esas alınması.
8.Milli bayramlara gereken ihtimamın gösterilmesi ve tüm devlet organları ve millet tarafından büyük bir coşkuyla kutlanması.
9.Yasaklatılmış olan Andımız’la ilgili yasal düzenleme yapılıp yeniden okunur hale getirilmesi.
10.Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Türk Bayrağına, İstiklal Marşına, T.C. ibaresine olan sözlü ve fiili karşıtlığa engel olacak ağır cezayı gerektiren yasal düzenlemenin yapılması.
11.Demografik yapının tahrip edilmesini engellemeye yönelik yasal düzenlemenin yapılması ve sığınmacıların derhal vatanlarına dönüş sürecinin başlatılması.
12.Yönetime müdahil olmaları için ATA İttifakı Cumhurbaşkanı adayına etkin Cumhurbaşkanı yardımcılığı ve ittifakın resmi kurucusu olan Adalet ve Zafer Partilerine Bakanlık verilmesi.”
https://twitter.com/oz_vecdet/status/1658558325712388096?s=20