Melissa Vargas: Türkiye benim hayatımın bir parçası
Lig bitti ama muhasebesi bitmiyor. Hesabı kolay da helali zor. Kimse yüzleşmiyor, kimse ders çıkarmıyor. Kartlar şimdi neredeyse sıfırdan dağılacak. E o zaman her şey rastlantı, her şey akışkan, her şey dejenere gözükmez mi?
Ve perde indi, sezon sona erdi. Şimdi hesaplaşma zamanı. Hatta gerekirse helalleşme de… Kimin mutlu olduğu belli. En başta Galatasaray. Kafası en rahat, muhasebesi en temiz takım onlar. Gelecek seneye bakarken biraz tedirgin olabilirler ama hiç değilse mutlular.
Kuvvetle muhtemel İstanbulsporlular da mutlu. Futbolun ‘hazlar hiyerarşisinde’ küme düşmekten kurtulmak kuvvetle muhtemel şampiyonluktan hemen sonra gelir. Bu sayede yüzleri gülüyordur Fatih Tekke ve öğrencilerinin. Son maçta aldıkları spektaküler galibiyet ve ligde tutunma, bu dar ve sıkıntılı kadro için büyük başarı.
Adana Demirspor da mutlu. Şampiyon olmuş beş takımın arasına girdiler. ‘Üç Büyükler’siz ligin şampiyonu oldular. En önemlisi coşkulu, keyifli bir sezon yaşadılar. Ödülü de Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’nı almasıyla Konferans Ligi’ne gitmek oldu. Genç bir antrenörleri, parlak oyuncuları, nefis bir taraftarları var ve tarihlerinin en büyük başarılarından birine imza attılar. Kemal Yıldırımlı, Erol Togaylı 1980’lerin takımını bile geride bıraktılar. Daha ne istesinler!
Bir de ne tam mutlu ne tam mutsuz olan var: Beşiktaş. Son 14 maçın 12’sini kazanmış, 2023’te sadece bir kez mağlup olmuş, birkaç hafta daha olsa şampiyonluğu hayal edebilecek, hatta talep ettiği puanlar verilse belki de ipi göğüsleyecek bir Beşiktaş.
Bu dört takımı kurtardık. Diğerleri? Mutsuzluğun tapusuna sahip bir takım olarak Fenerbahçe’yi biliyoruz, tanıyoruz. Ligi kendilerinden beklenmeyen yerde bitiren Karagümrük neden mutsuz peki? Mutlu olsa Pirlo’yu tutmak için aylar öncesinden çaba göstermez mi? Ligdekilerin yarısı son haftaya dek küme düşme korkusu yaşadı. Bir bölümü ‘yırttığı’ için gülümsüyordur ama hangisi mutlu bu takımların?
Kategoriyi değiştirelim. Mutluluktan, umutluluğa geçelim. Asıl orada işler sarpa sarıyor. Misal Fenerbahçe’nin mutsuz ama umutlu olması gerekmez mi? 80 puan toplayan bir takım başarısız diyebilir miyiz? Üstelik elinde bir de kupa var. Ama kesif bir mutsuzluk kokusu etrafı sarmış durumda. Çatık kaşlardan göz gözü görmüyor.
Hadi o Fenerbahçe. DNA’sında var bu. Şampiyon Galatasaray’ın yeni sezon öncesi ilk duygusu umut mu, kaygı mı? Daha şimdiden Zaniolo’nun, Torreira’nın bir ayağı kapıda değil mi? Icardi ne yapacak? Takım bir arada kalabilecek mi? Bunlarla yatıp kalkmıyorlar mı?
Peki ya Beşiktaş? Birkaç hafta daha olsa şampiyon olabilirlerdi diyoruz ama işi buraya getiren kadro seneye bir arada kalabilecek mi? Takımda en çok forma giyen on futbolcudan iki kiralık, üçünün de (Saiss, Rosier ve Gedson) transferde sık sık adı geçiyor. Kalanlar da Aboubakar, Cenk, Necip ve kaleci Mert. Nasıl buradan sımsıkı bir umut devşirilir ki?
Adana Demirspor? Montella giderse diye eller yürekte bekliyorlar her gün. Geçen senenin şampiyonu Trabzonspor? Bu sene nasıl böyle dağıldı, seneye nasıl toparlar belirsiz. Kendisini şampiyon yapan hocayı, başkanı bu kadar kolay harcar mı insan?
Başakşehir? Umut veren teknik direktörlükle, asap bozan teknik direktörlük arasında salınan Emre Belözoğlu başarılı mı, gelecek için umut vaat ediyor mu, anlamak zor. Zaten Emre’nin kalması da zor. AKP’ye seçim kazandıran kale gibi iki şehrin takımı Konyaspor ve Kayserispor ne alemde? O kadar uzun süredir olamıyorlar ve olduramıyorlar ki..! Kayserispor’a transfer yasağı da geldi. Bu sene yırttılar (ki arkalarından az itilmedi) ama yasak kalkmazsa seneye düşme adayı olabilirler. Konyaspor’da Stanojeviç seneye kalırsa belki bir şeyler örebilirler. Ama garantisi var mı? Asla!
Birkaç gün öncesine dek belirsizliğin ortasında gözüken Antalyaspor Nuri Şahin’le söylendiği gibi devam kararı aldıysa, onları umutlular listesine ekleyebiliriz. Ama emin miyiz? Kaldı mı gerçekten? Başarısız bir sezondan sonra yeniden hayal kurabilecekler mi? Hadi inşallah.
Rıza Çalımbay’ın gidişiyle haddini bilen futbol dönemi bitiyor Sivas’ta. Ayak yorgana göre uzanmayacak artık. O yüzden başkan da gitmenin yollarını arıyor. Ankaragücü’nün geleceği iyice belirsiz. İstanbulspor Teknik Direktörü Fatih Tekke iyi söylemiş: “Sonuç olarak en az şampiyonluk kadar önemli bir başarı. Umarım ülke futbolu bu başarıyı parametreleriyle düşünür.” Ama o da gidiyor, gelecek sezon için hedefi küme düşmemek olarak kurguluyor. Nasıl umutlu olacaklar ki o zaman? Kadronun yüzde 60-70’inin değişeceğini söylediği Alanyaspor’da teknik direktör Ömer Erdoğan’ın geleceği herkesten daha meçhul. Belki en az umut da onlarda.
Tablo ne karanlık değil mi? Ne olacak peki seneye? Yine bütün kartlar yeniden mi dağıtılacak? Birkaç senelik yatırımla bir gelecek planı çizen hiç mi yok? E o zaman her şey rastlantı, her şey akışkan, her şey dejenere gözükmüyor mu?
Bir futbol klişesini dönüştürelim. Bu sezonu unuttuk önümüzdeki sezonlara bakıyoruz. Arkamıza hiç bakmadan…