Premier Lig’de yine tecavüz skandalı
NBA’de Denver Nuggets, NFL’de Los Angeles Rams, NHL’de Colorado Avalanche… Bu takımların ortak özelliği son yıllarda şampiyonluk yaşamış olmaları ve aynı aile tarafından yönetilmeleri. Premier Lig takımlarından Arsenal’ın da sahibi Kroenke’ler…
“You Don’t Have To Be Old To Be Wise” (Bilge olmak için yaşlı olmana gerek yok)… Diye yazmışım bundan yaklaşık 26 ay önce. Mayıs 2021’de kaleme aldığım yazı o zamanlar bir Arsenal sevdalısının kötü gidişattan memnuniyetsizliğini dile getirdiği satırları barındırıyordu. Yeni, genç ve potansiyelli menajerin hatalarını görmezden gelmese de toz kondurmamaya çalışan, Arsene Wenger sonrası atılan adımların neredeyse tamamını falso bulan bir sevdalı… Öyle ki Spotify’ın İsveçli sahibi Daniel Ek’in takımı halihazırdaki takım sahipleri Amerikalı Kroenke’lerden satın almasını isteyen bir taraftar…
Haksız da sayılmazdı Arsenal taraftarı. Takım 2020-21 sezonunun ortalarına kadar küme düşme hattının civarında gezdiği bir dönem dahi yaşadı. Arada Avrupa Süper Ligi projesine gösterilen ilgi de taraftarlar ve Amerikalı takım sahipleriyle ipleri koparma noktasına getirdi. Ancak Arsenal’ın sahibi Kroenke’lerin kulüple ilişkisinin Manchester United – Glazer ailesi, Liverpool – Fenway Sports Group veya günümüzde Milan – Fenway Sports Group gibi olmadığı zamanla ortaya çıkacaktı.
Sözünü ettiğim dönemde ailenin Arsenal’a para yatırmadığı, cimri davrandığı, klasik Amerikalı kulüp sahipleri gibi gelirleri önemsedikleri düşünülüyordu. Emirates Stadyumu’na yapılan yatırımın karşılığı henüz yeni yeni alınmaya başlamıştı. 2006’dan sonra girilen gerileme döneminin en büyük sebeplerinden biri yeni stadyum projesi ve kulübün tarih kokan evi Highbury’den ayrılmak olarak görünüyordu. Takımın durumu ne olursa olsun kombine biletler her halükarda tükeniyordu. Dolayısıyla ben dahil birçok spor severin takım sahipleri hakkında cimri olduklarını düşünmeleri normaldi.
Sportif akıldaki noksanlıklar sinir bozucu etmenlerin başında geliyordu. Wenger – Emery geçişi yeterince can sıkıcı değilmiş gibi Shkodran Mustafi, Sokratis, Pablo Mari, David Luiz gibi kalitesi sorgulanır savunmacılara paralar saçılıyordu. Ön tarafta çarpık kadrolaşma, Pierre Emerick Aubameyang, Alexandre Lacazette, Mesut Özil, Nicolas Pepe gibi isimlerin hem yüksek maaşları hem de verimsiz performanslarıyla göze batıyordu. Toparlanma süreci, üst paragraflarda belirttiğim gerekçelerin de etkisiyle sancılı geçiyordu.
Arsenal taraftarı için sinir bozucu noktalardan biri de ailenin Topçular’dan adeta sakındığı parayı diğer branş ve liglerdeki takımlarından sakınmamasıydı. 29 Temmuz 1949 Columbia, Missouri doğumlu Stan Kroenke, 1974’te Walmart’ın kurucusu Bud Walton’ın kızı Ann Walton ile evlendi. Başarılı iş insanı, 1983’te Kroenke Group adında alışveriş merkezleri ve apartmanlar inşa eden bir şirket kurdu. Birçok binasını Amerika’nın ünlü markası Walmart’ın yanına dikerek işini geliştirdi. Ünlü gayrimenkul inşaat firması THF’in başkanlığını da yürüttü.
Başarılı iş insanı Kroenke, spor alanına ilk adımını Nisan 1995’te yatırım yaptığı NFL takımı Rams’i 2010’da tamamıyla satın alarak attı. 1999’da Kroenke Sports & Entertainment’ı kuran Baba Kroenke, NFL takımını St Louis’den Los Angeles’a taşımak için Inglewood’a devasa bir stadyum yapma sözü verdi. Söz konusu stadyum için Kroenke’nin cebinden yaklaşık olarak 5 milyar dolar çıkacaktı.
Los Angeles’a taşındığı 2015’ten beri iyi sonuçlar alan Rams, ortaya çıkan uzay üssüyle beraber artık Super Bowl’u kazanmayı ve şampiyon olmayı hedefliyordu. Halihazırda Aaron Donald, Jalen Ramsey, Matthew Stafford, Cooper Kupp gibi NFL’de pozisyonlarının en gözde oyuncularını barındıran kadroya Von Miller ve Odell Beckham Jr. gibi yıldızlar da ilave edildi. Süper stadyuma sahip takımın artık süper de bir kadrosu vardı. Başarı gecikmedi ve genç koç Sean McVay’in önderliğinde yola çıkan Rams 2021’de Super Bowl zaferine uzandı.
Kroenke ailesinin profesyonel sporlarda sahibi olduğu ve devasa paralar yatırdığı tek Amerikan ligi NFL değildi. 2000 yılında Amerikan medya devi Charlie Lyon’ın elinde bulunan Colorado eyaletinin NBA takımı Denver Nuggets’ı ve NHL takımı Colorado Avalanche’ı da aldılar. Avalanche Kroenke’lerin eline geçtikten hemen sonra 2000-01’de şampiyonluğa uzandı. Bir sonraki şampiyonluk içinse biraz beklemek gerekecekti. Takımın tarihindeki 2. şampiyonluğun üzerinden tam 21 sene geçtikten sonra Colorado, 2021-22’de Stanley Kupası’nı yeniden kazanacaktı. Böylece profesyonel sporlarda boy gösteren Kroenke takımlarından bir diğeri şampiyonluk sevinci yaşadı.
Hem Rams’in Los Angeles’a taşınma süreciyle şaşaalı bir stadyuma kavuşması hem de Avalanche’ın henüz takım satın alındıktan bir sene sonra zafere uzanması Amerika içindeki majör sporlardan yalnızca birinde şampiyonluk hasretinin sürdüğüne işaret ediyordu. Denver Nuggets’ın maçlarını oynadığı Ball Arena’nın ve takımın maçlarını yayınlayan yerel yayıncı Altitude Sports and Entertainment’ın da sahibi Stan için, -tabiri caizse- tapusu eşi Ann Walton Kroenke’de olan takımın şampiyonluğu Amerika sınırları içinde 2023 için tek hedefti. (2010’da NFL takımı Rams’in hisselerinin tamamını alan Stan, lig kuralları gereği Avalanche ve Nuggets takımlarının haklarını Ann Walton’a aktarmıştı)
Öyle veya böyle Kroenke ailesi, Amerika’da elinde bulundurdukları profesyonel spor takımlarının tamamıyla şampiyonluk sevinci yaşama hayalini 2023 Haziran itibarıyla gerçekleştirecekti. Nuggets, Sırp pivotu Nikola Jokic önderliğinde önüne gelen her rakibi alt edecek, son olarak final serisinde Miami Heat’i 4-1’le geçerek kupayı Ball Arena’da kaldırma sevinci yaşayacaktı. Bu, 23 senelik Kroenke dönemindeki ilk NBA şampiyonluğu olmakla kalmayacak aynı zamanda Denver Nuggets’ın 47 senelik tarihindeki ilk şampiyonluğu olarak kayıtlara geçecekti.
Spora Amerikan bakış açısı zaman zaman imrenilen zaman zaman da hor görülen bir husus. Söz konusu bakış açısını hor görmemekle beraber diğer örneklere bakarak Kroenke’lerin Arsenal adına yatırımını kısıtlı tuttuğu fikrindeydim. Belki gerçekten öyleydi. Belki de doğru yapının doğru kişilerle beraber kurulmasını bekliyorlardı.
Doğru yapı ve doğru kişi kavramları karşılığında vuku bulan kişinin Unai Emery olmadığı açıktı. Arteta ismi çok eleştirilse de Sven Mislintat sonrası göreve gelen Edu Gaspar’ın ona güveni ve yönetimin de Edu’ya inancı bir yapının ortaya çıkmasını sağladı. Söz konusu yapı 2021 yazında 150 milyon sterline yakın para harcadı. Ancak bu harcama yıldız oyunculara yapılmadığı için yine eleştirildi. Kadroya katılan 6 oyuncudan da zamanla katkı alınınca bir umut ışığı yandı. 2021-22 sezonunun devre arasında gönderilen Pierre Emerick Aubameyang, yazının başında saydığım verimsiz ve pahalı olup takımdan gönderilen oyuncuların sondan ikinci parçasıydı. Son parça, kadroda kalan 2 santrfordan biri Alexandre Lacazette olacaktı.
Sezon sonunu iyi getiremeyen takım 5. olunca devre arasında yapılmayan forvet transferi yeniden gündeme geldi. Dusan Vlahovic’in ismi çokça Arsenal’la anılmış ancak oyuncu Juventus’u seçmişti. Yoksa Amerikalı takım sahipleri kesenin ağzını yine mi açmamıştı?
Amazon’da yayınlanan All or Nothing belgeselinin Arsenal versiyonu Kroenke’lerin bakış açısının Fenway Group’tan da Glazer ailesinden de farklı olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Ağustos 2010’dan beri yönetiminde bulunduğu kulübün hisselerinin yüzde 90’ını 2018 yılında alan Stan Kroenke’nin oğlu Josh Kroenke, tesislerde takımla ve menajer Arteta’yla iyi ilişkiler kurma peşindeydi. İspanyol menajer Emirates’e aranan Highbury ruhunu kazandırmayı hedefliyor, Colney’de Bukayo Saka, Emile Smith Rowe, Eddie Nketiah gibi altyapıdan çıkan oyuncuların oluşturduğu, kulübün kültürel değerlerini benimseyen bir kadro kurulmaya çalışılıyordu.
Arsenal, The Invincibles yani Yenilmezler unvanını kazandığı 2004 yılındaki şampiyonluktan beri Premier Lig’de zafere hasretti. Proje adına somut adımlar 2022 yazında yapılan transferlerle atılmaya devam etti. Kesenin ağzı, kapanmamak üzere açılmıştı. Oleksandr Zinchenko, Gabriel Jesus, Martin Ödegaard, Fabio Vieira gibi parçalar aileye katılacaktı. Arsenal, Şampiyonlar Ligi potasında olma hedefiyle başladığı sezonda 200 günden fazla lider kalıp taraftarını umutlandıracak, futbol kamuoyunun dikkatini çekecekti. Kroenke’lerle beraber karikatürize hale bürünen takım artık Avrupa’nın korkulan gücü olduğu zamanlara dönüyordu. Sezon Manchester City’nin ardından ikinci sırada bitirilmiş olsa da Arsenal, genç nüvesi, istekli menajeri ve güvenilir projesiyle merak uyandırıyordu.
2019 yılında göreve gelen sportif direktör Edu Gaspar, yönetim kuruluna yaptığı sunumda projenin yükselişe geçeceği sezon olarak 2022-23’ü işaret etmişti. Ben dahil kamuoyu bu mesajı takımın 6 sene uzak kaldığı Şampiyonlar Ligi potasına dönüş olarak algıladı. Ancak daha sonra hem Edu hem de Arteta’nın kabul ettiği üzere proje, beklenenden ileri seviyede görünüyordu. Öyle ki Arsenal, stoper William Saliba’nın sakatlığından majör derecede etkilenmese belki de ipi göğüsleyen taraf olacaktı. Veya Manchester City sezon sonunda korkutucu makine modunu açmasa…
Kroenke’ler için futbolda başarı Arsenal takımıyla gelmemiş olsa da bir başka Colorado takımıyla daha önce geldi. Colorado Rapids 2010’da MLS şampiyonu oldu. Ailenin sahibi olduğu profesyonel lakros takımı Colorado Mamooths ise 2022’de Ulusal Lakros Ligi’nde mutlu sona uzandı. Kısacası Kroenke’lerin yönetiminde olup şampiyonluk yaşamayan tek bir oluşum kaldı demek yanlış olmaz: Arsenal!
City geçtiğimiz sezondan İlkay Gündoğan ismini yitirerek gelecek sezona kan kaybederek girecek. Newcastle United, Manchester United, Liverpool ve Chelsea gibi takımlar da kendi çaplarında yeniden yapılanmanın içinde olacaklar. Arsenal ise Kroenke’lerin açtığı keseden harcadığı paralarla halihazırda var olan projenin önünde izleyen süreci daha da ileri taşımak adına hazırlıklar yapıyor. Takım, 1.5 sene önce Vlahovic transferinde Juventus’a, 6 ay önce Mykhylo Mudryk transferinde Chelsea’ye yenildikten sonra bu yaz Declan Rice yarışını Manchester City’ye karşı kazanmak üzere. Topçular, kendi adlarına transfer rekoru kırarak Rice için West Ham’a 105 milyon sterlin ödemeyi kabul etmiş durumda. Öte yandan Topçular Chelsea’den ayrılan Kai Havertz için de hızlı davranan taraf oldu. Arsenal’ın Ajax’ın potansiyelli stoperi Jurrien Timber için de pole pozisyonunda olduğu biliniyor.
Geçen yaz transfer döneminde yaklaşık 110, ondan önceki yaz transfer döneminde yaklaşık 150 milyon sterlin harcayan takımın bu yaz transfer döneminde Havertz, Rice ve Timber’la beraber harcamasının 200 milyon sterline yaklaşması bekleniyor. Ancak bu hamlelerle beraber Arsenal’ın uzun vadede Şampiyonlar Ligi’nde var olan, Premier Lig’de de tepeyi hedefleyecek bir nüve oluşturması kuvvetle muhtemel. Saka, Ödegaard, Aaron Ramsdale, Jesus, Zinchenko, Saliba gibi pozisyonunun elit isimleri arasına girmiş ya da girecek olan yıldızlara sahip Topçular’ın geçtiğimiz sezon ilk 11 yaş ortalaması itibarıyla Premier Lig’in en geç 2. takımı olduğunu vurgulamakta da fayda var.
Özetle Kroenke’ler Arsenal konusunda ilk aşamada yergiyi ne kadar hak ettilerse bilhassa Edu – Arteta projesine duydukları güvenle beraber şu sıralar övgüyü o kadar hak ediyorlar. Amerikan sporlarını ve bilhassa basketbolu yakından takip eden biri olarak Kroenke ailesinin oraya yaptığı yatırımı ve gösterdiği özeni görüp, Arsenal’ın harap haline bakmak bana acı veriyordu. Ancak gelinen noktada İngiliz futbolunun devi ve kıta Avrupa’sıyla beraber dünyanın gözdesi ‘soccer’ (Amerikalıların futbola futbol deme biçimi) için de kesenin ağzını açmış olmaları son derece heyecan verici. Artık geriye, Kroenke Sports and Entertainment kapsamındaki profesyonel takımların şampiyonluk zincirindeki son halkanın tamamlanmasını beklemek kaldı…