Biber gazlı saldırıya uğramıştı, hayali Konya maçında gerçek oluyor
Skor olarak çok rahattı Galatasaray. Sahada da pek sıkıntı çekmedi. Ama hala iyi oynamıyorlar. Takımın transfer açısından son ütüsü bitmek bilmiyor. Hala tam olarak hangi oyuncu grubuyla sezonu götüreceğinden emin değil Okan Buruk. Bu durum belli ki onu da takımı da zorluyor.
Maça iyi başlayan Galatasaray, harika başlayan ise hakem triosuydu. Kritik üç gol pozisyonunu çok iyi süzdüler, VAR olması gerektiği gibi çalıştı ve kimse gerilmeden etmeden ortalığı toparlayıverdiler. Bu sayede maç sonu da hakemler açısından zor olmadı. Galatasaray’ın ikinci golünü tartışacaklar olabilir. Ama o da VAR’ın geometrisiyle ilgili, hakemlerle değil. Böylece iyi bir örnek oldular. Maçın başında kendinden emin olup doğru kararlar verince işler kolaylaşıyor. Türkiye’de bile.
Hakemle başladım, çünkü sahanın en iyisi onlardı. Bu oyunun asıl bileşeni, sahadaki futbolcular ise pasajlar halinde oynadılar. Icardi hariç. Hafif göbekli haliyle bile maç başına bir golden fazlasını atıyor bu adam. Dün de yürüyerek ilk golü buldu, yürüyerek penaltı yaptırdı, yürüyerek penaltı attı. Golcünün sözlük tanımı gibi.
Aslında Sarı-Kırmızılılar maçın da favorisi olarak bir an önce istediğini tutup koparmak niyetindeydi. Geçen sezonki gibi hevesli, presli, işlevsel başladılar. Golü de buldular. Ama sonra gene tıkandılar. Özellikle ilk yarı biterken bayağı aksamaya başlamışlardı. Son 30’da art arda gelen gollerle rahatlamak bu açıdan önemliydi. Çünkü kaç maçtır yeterli golü atamadıkça stres basıyor ve hepten aksıyorlar. Ama bu sefer sıkıntı yaratacak bir durum yoktu. Gaziantep çok kötüydü ve hiç tehdit edemedi.
Bu rahat galibiyete rağmen Okan Buruk gene de belli ki dört gözle milli maç arasını bekliyor. Malum geçen sezon da Dünya Kupası arasından sonra şahlanmıştı takımı. Gene öyle bir beklentisi var muhtemelen. Sonuçta sorunu en iyi o görüyordur. Transferde şatafat, fiyaka derken takım mühendisliği aksamış görünüyor Cim Bom’da. Rotasyonun yerlilerinden iki tanesi henüz geçen hafta transfer oldu. Takımın transfer açısından son ütüsü bitmek bilmiyor. Hala tam olarak hangi oyuncu grubuyla sezonu götüreceğinden emin değil Okan Buruk. Bu da belli ki takımı da, onu da zorluyor.
Sarı-Kırmızılılarda asıl sorun atak ve savunma bütünlüğünün, akışkanlığın, devamlılığın yaratılamamış olması. Yoksa tek tek baktığınızda taş gibi bir takım bu. Şampiyon kadrodan bile daha iyi. Muslera sezona harika başladı. Abdülkerim ve Nelsson hem uyumlu hem keskin. Angelino ve Boey ligin belki de en hücumcu bekleri. Torreira ve Kerem Demirbay kağıt üstünde zımba gibi. Kerem-Mertens-Icardi kontağıyla golün her an gelebileceği de malum. Tete de Rashica’dan iyi diye alındı. Böyle bakınca sistemin işlemesi gerekiyor. Ama işte gerçek futbolla menajerlik oyunları arasında fark var. Dün Tete hiç verim vermedi. Boey bol bol aksadı. Kerem Demirbay iyiydi, fakat bu sefer de Torreira sallandı. Her rakip gibi Gaziantep de Icardi-Mertens bağlantısına iyi konsantre olmuştu. Böyle olunca oyun epey bir süre kitlendi. 65’te Icardi’nin golü Cim Bom’un işleri oturttuğunda nasıl gol bulabileceğini gösterdi. Ama bu kolaylığı oyun kalitesine yansıtmalılar. Tıpkı bundan önceki resmî maçlarda olduğu gibi bu maçta da istediği seviyenin uzağındaydı Sarı-Kırmızılılar.
Gene de böyle rahat kazanıp milli maç arasına gitmek önemli. Geçen sezon Başakşehir’e 7 atmış, sonra da bileği bükülmez hale gelmişti Galatasaray’ın. Bu maçtan da sonra da öyle olacak mı? Göreceğiz.
21 Aralık 2024 - Fenerbahçe için gidiyor gitmekte olan
16 Aralık 2024 - Kadıköy’de yağmur, ter ve gözyaşıyla gelen üç puan
12 Aralık 2024 - Fenerbahçe’ye Mourinho değil Freud lazım
8 Aralık 2024 - Bir derbi klasiği: Kalite değil mücadele kazandı
29 Kasım 2024 - Tel tel dökülüyor Beşiktaş, sahada da masada da…