Ekonomi yönetimi Erdoğan’a enflasyon konusunda gerçeği söylüyor mu?
Beklenen orta vadeli program açıklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez 'Sıkı para politikası uygulamak'tan söz etti, 'Bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendireceğiz' dedi. Bazı kamu yatırımlarından vaz geçilecek.
Piyasaların merakla beklediği 2024-2026 dönemini içeren Orta Vadeli Program (OVP) Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklandı. Programa göre bu yıl için enflasyon tahmini Merkez Bankası’nın açıkladığı yüzde 58’e karşın yüzde 65 olarak öngörülürken, yıl sonu dolar kuru tahmini ise 30,40 TL olarak varsayıldı.
Programın sunumu için iş dünyası, bankacılık sektörü temsilcileri ile birlikte ekonomistlerin de olduğu 400 kişi davet edildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan önce konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomi yönetimindeki değişikliğin ardından enflasyon ve TL’nin istikrarı başta olmak üzere temel ekonomik sorunların çözümüne ilişkin yol haritası niteliği taşıması beklenen 2024-2026 dönemi OVP hakkında bir sunum yaptı.
Yılmaz, “Bu yılki OVP’ye yenilik olarak yapısal reformları da dahil ettik. Finansal istikrarı sağlamak ve orta vadede enflasyonu tek haneye indirmek temel hedefimiz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat çalışmalarımız devam edecek. Programla makroekonomik ve finansal istikrarın sağlanması ve enflasyonun tek haneye düşürülmesi hedefleniyor” dedi.
Yılmaz ayrıca “Para politikasına dönemin ihtiyaçlarına göre güncellenmiş haliyle devam edeceğiz. Merkez bankamız da araç bağımsızlığı kapsamında gerekeni yapacaktır” dedi. Yılmaz’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
-2023 yılı enflasyon hedefi yüzde 65, 2024 yılına ilişkin hedef yüzde 33 olacak. Bu geçiş dönemidir. Orta vadede yüzde 8,5 gibi tek haneyi hedefliyoruz. 2025 için yüzde 15,2, 2026 için yüzde 8,5 olarak tahmin ediyoruz.
-Bütçe açığı 1.6 trilyon lira olacak. OVP’de 2023 yılı bütçesinde 6 trilyon 562 milyar liralık gider, 4 trilyon 929 milyar liralık gelire karşılık bütçe açığı 1 trilyon 633 milyar lira olarak tahmin edildi.
-Bu yılki kişi başı gelirin 12 bin 415 dolar olmasını bekliyoruz. 2024’te 12 bin 875 dolar, 2025’te 13 bin 717 dolar olması öngörüldü.
-Türkiye için büyüme tahmini 2023 için yüzde 4,4 olarak tahmin edildi. 2024 için yüzde 4, 2025 için yüzde 4.5, 2026 için yüzde 5 olarak öngörüldü.
-Gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) 2023 için 1 trilyon 67 milyar dolar olması hedeflendi. GSYH’nin 2024’te 1 trilyon 119 milyar dolar, 2025’te 1 trilyon 2025 dolar, 2026’da 1 trilyon 318 milyar dolar olması hedeflendi.
-Vergi gelirleri 2023 için 4 trilyon 270 milyar TL, 2024 için 7 trilyon 407 milyar TL, 2025 için 9 trilyon 523 milyar TL, 2026 için 11 trilyon 349 milyar TL olarak tahmin edildi.
-Ortalama dolar/TL kuru tahminleri 2023 için 23,8828, 2024 için yıllık yüzde 54 artışla 36,7819, 2025 için yıllık yüzde 19,4 artışla 43,9353, 2026 için yıllık yüzde 8,8 artışla 47,7974 olması öngörüldü. 2023’te bugüne kadar ortalama kurun 21,5978 olduğu hesaplandığında yılın kalan bölümünde 23,88’i tutturmak için gereken yıl sonu dolar/TL kurunun 30,40 seviyesinde olması öngörüldü.
Yılmaz’ın ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomik büyümeden taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değerli yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak, sağlıklı büyüme sağlayacağız” dedi. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
– Hiç kimse ve fikre ön yargıyla yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan, ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi hayırhahlıkla değerlendirmeye hazırız. Fırsatçılara yönelik denetimlerimiz devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengesini bulmaya başladığına şahit oluyoruz.
– Daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda, ekonomideki ilk yol haritamızı OVP ile ortaya koyuyoruz.
– Ekonomik büyümeden taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değerli yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak, sağlıklı büyüme sağlayacağız. Ekonomiyle ilgili planlarımızda 6 Şubat’ta meydana gelen depremi asla göz ardı etmiyoruz.
– Ülkemiz ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaştırmakta, mücadelemizi zorlaştırmaktadır.
– 2023’un ilk yarısında yüzde 3.9 oranında büyüme kaydederek, büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz.
– Ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık.
– Böylece depremin iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik.
– İhracatta yılık ilk 8 ayında 165 milyar doları, yıllık bazda da 253.5 milyar doları yakaladık. Turizmde önceki seneye göre çok daha iyi bir sezon geçiriyoruz. İstihdamda da kaybımız söz konusu değil.
– Yılın ilk 6 ayında emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkisine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık.
– Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon doğal olarak bizim de sorunumuz.
– Enflasyonla mücadelede başta doğalgaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira fiyatlarına tavan fiyat uygulamasının yanında birtakım ilave tedbirler aldık.
– Fırsatçılara ve açgözlülere yönelik denetimler artarak devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünü indiğine ve piyasanın dengesini bulduğuna şahit oluyoruz
– Merkez Bankası rezervlerimiz 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor.
– Hane halkı borçluluğunda ülkemiz, gelişmekte olan ülke ortalamasına göre oldukça düşük bir riske sahip.
– 7 temel alanda öncelikli reform alanlarını belirledik.
– Ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz.
– Sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz.
– Konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirerek dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkanını artıracağız.
– Kur korumalı mevduat (KKM) sistemimiz görevini yerine getirmiş, kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağlamıştır.
– KKM’nin kur istikrarının pekiştiği bir zeminde, Türk Lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız.
– Kamu yatırım projelerini gözden geçirerek, ekonomiye hızla kazandırılabilecek projelere öncelik vereceğiz.
– Kamu harcamalarında periyodik gözden geçirmelerle verimsiz harcama programlarını tasfiye ederek, kaynakların öncelikli alanlara tahsisini sağlayacağız.
– Avrupa Birliği ile ticaretimize yeni bir boyut kazandırmak üzere Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız.
– Bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek, doğrudan yatırımları ülkemize çekmeyi hedefliyoruz.
Merkez Bankası eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, “Kamu harcamalarında periyodik gözden geçirmelerle verimsiz harcama programlarını tasfiye edeceğiz” maddesinin oyun değiştirici olacağını belirterek, Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı:
Merkez Bankası eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara da,
Somut eylem olarak bakıldığında, yapıldığı takdirde OVP’de “oyun değiştirici” olabilecek taahhüt budur. Yapılması zor, ama dile getirilmesini önemli buluyorum. pic.twitter.com/EARntDg63q
— Hakan Kara (@ali_hakan_kara) September 6, 2023
Eski Hazine Müsteşarı ve iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda OVP konusunda yazı yazmayacağını belirterek, şunları söyledi:
Orta Vadeli Program konusunda yazı yazıp yazmayacağımı soran değerli izleyicilere yanıtımdır: Yazmayacağım. Çünkü bir ekonomik göstergenin gelecek yıl ve sonraki yıllarda ne olacağına ilişkin tahminler yazılınca onun nasıl olup da öyle olacağı da yazılmalı ki ortada bir program…
— Mahfi Eğilmez (@mahfiegilmez) September 6, 2023
Ekonomist Uğur Gürses’in paylaşımı ise şöyle:
2024’te öngörülen özel tüketim büyümesi yüzde 3.5
2023’te gerçekleşme tahmini yüzde 10.9’a göre epey bir yavaşlama demek.
Belli ki 2024’ün birinci çeyreğinden sonra (seçim sonrası) sıkılaşma ‘gerektiği gibi’ yapılacak…
Böylece enflasyon düşüşüne seçim sonrasına randevu… pic.twitter.com/zpOLzpFPwR— Uğur Gürses 🌞 (@ugurses) September 6, 2023
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent ise Uğur Gürses’in paylaşımını alıntılayarak, şunları söyledi:
Gelecek yaz nakit kral olacak, ev – araba almak için fırsatlar oluşacak. https://t.co/1o1gzzpg3a
— Cem Başlevent (@cbaslevent) September 6, 2023
Ekonomist Atilla Yeşilada’nın yorumu da şöyle:
OVP’yi okuyorum, yapısal reform mahiyetinde 500e yakın madde sayılmış. Anlamak bir kaç gün sürer de, temel konularda mesele kıdem tazminatı, eğitim reformu, vergi reformu..pek dişe dokunacak bir şeyler bulamadım
— Atilla Yesilada (@AtillaYesilada1) September 6, 2023
İş dünyasının temsilcileri, yaptıkları değerlendirmede OVP’nin istişare ile oluşturulduğunu, piyasanın duymak ve görmek istediği yol haritası olduğunu belirterek, memnuniyetlerini dile getirdi:
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu: İş dünyası geleceğe dair yol haritası bekliyordu. Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 2024-2026 dönemini kapsayan OVP önemli bir kazanım olmuştur. Belirsizliği azaltma noktasında son derece önemli görüyoruz. Ekonomik aktiviteye ivme sağlamasını, öngörülebilirliği artırmasını bekliyoruz. OVP’de iş ve yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik kamu-özel sektör birlikteliğiyle yeni çalışmalar yapılacak olması, yeşil ve dijital dönüşüme odaklanılması, girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesinin hedeflenmesi kıymetlidir. Programın temel amaçlarına ulaşmak için ortaya konan reformların belirlenen takvimlendirme çerçevesinde hayata geçirilmesini bekliyoruz. Başta finansmana erişim olmak üzere iş dünyasının üretime ve yatırıma yönelik ihtiyaçlarının gözetilerek uygulanması da programın başarısını artıracaktır. Türkiye, inşallah bu süreçte kararlı bir şekilde hayata geçireceği değişim ve dönüşümle sürdürülebilir büyümeyi sağlayan, enflasyonunu kademeli olarak düşüren, makroekonomik ve finansal istikrarını güçlendiren, istihdamını artıran, daha rekabetçi ve daha yüksek katma değerli bir ekonomi haline gelecektir. Bizler de iş dünyası olarak ülkemizin hedefleri doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç: 3 yıllık OVP, piyasa beklentilerinin yönetilmesi için önemli bir çıpa vazifesi görecek. OVP ile birlikte enflasyonla ilgili bozulan beklentilerin pozitif bir rotaya gireceği yeni bir dönem başladı. 2024-2026 dönemini kapsayan program ile ‘piyasanın duymak ve görmek istediği bir yol haritası’ çizildi. OVP’de mali disiplin ve reel sektörün hassasiyetleri dengeli bir şekilde ele alınmış. Orta Vadeli Program ile bir yandan enflasyonu tek haneye düşürecek kararlı adımlar planlanırken, diğer yandan üretimi, ihracatı ve istihdamı destekleyecek selektif politikalar gündeme alınmış durumda. Sürdürülebilir ve kalıcı büyüme için yapısal reformlara odaklanılmasını isabetli buluyoruz. Hedeflerin gerçekçi ve tutarlı belirlenmiş olması piyasanın ufkunu netleştirecektir. İş dünyası olarak OVP’deki hedeflerde yeni yatırım planlarımızla yer alacağız.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: 21. yüzyılda üretim hayatı teknoloji odaklı büyük bir dönüşüm yaşıyor. Bilgi Çağı’nda Türkiye’nin klasik endüstriyle yoluna devam etmesi mümkün değil. Önümüzdeki üç yılın (2024-2026) ekonomi dengelerini ortaya koyan ve çok önemli bulduğum Orta Vadeli Program’a (OVP) bu çerçeveden baktığımızda; üretimin, sanayinin ve hepsinden önemlisi nitelikli üretimin öne çıkartılıyor olmasını değerli buluyorum. Çünkü nitelikli ve sürdürülebilir bir kalkınma, ekonomik büyüme hepimizin arzusu. Bu kapsamda OVP’den en önemli beklentilerimizden biri de atılacak olan yapısal adımlardı. İşte bu noktada belirlenen yedi öncelikli yapısal alan olan; “Büyüme ve Ticaret, Beşeri Sermaye ve İstihdam, Fiyat İstikrarı ve Finansal istikrar, Kamu Maliyesi, Afet Yönetimi, Yeşil ve Dijital Dönüşüm, İş ve yatırım Ortamı” ile ilgili ciddi bir vizyonun belirlenmesini çok değerli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Burada yerli üretimin desteklenerek, üretimimizin teknolojik dönüşümüne yönelik atılacak adımlar, Yeşil ve Dijital Dönüşüm ile Sürdürülebilirlik başlıklarını da sanayiciler olarak önemli buluyoruz. OVP’nin gerçekçi bir yaklaşımla, işinin ehli, nitelikli bir ekiple geçmiş dönemlerden farklı olarak bu sefer kararlılıkla uygulanması ülkemizin aydınlık yarınları için son derece önemli. Belirsizliklerin giderek arttığı bir küresel süreçten geçiyoruz. Oysa üretim hayatında öngörü yapabilmenin önemi yadsınamaz. İşte bu noktada OVP’nin kararlılıkla uygulanacak olması öngörü yapmaya da değerli bir katkı yapacaktır.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Başkanı Nail Olpak: Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanı Yardımcımız tarafından bugün açıklanan OVP öncesinde iş dünyası olarak öncelikli beklentimiz öngörülebilirlik olmuştu. Önümüzdeki 3 yılı kapsayan bu yeni yol haritasını da değerlendirdiğimizde, hazırlanan planın tüm çevrelere öngörülebilirlik sağlamasından dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca programın ana hatlarına baktığımızda, Türk iş dünyası olarak hep dile getirdiğimiz istikrar ve güven ortamının sürdürülmesi adına da ekonomi ve ticaretimizin geleceğine pozitif katkı sunulacağının sinyallerini alıyoruz. OVP’ler, kamu kurumları için bağlayıcı bir nitelik gösterirken özel sektör için de yol gösterici özelliğe sahip. Bugün açıklanan OVP’nin de özel sektör için geleceği planlama açısından ufuk açıcı bir yol haritası olduğunu görüyoruz. Programın hazırlık aşamasında başta Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz olmak üzere sürece katkı sağlayan tüm Bakanlarımız ile DEİK olarak biz de bir araya geldik. Kendileriyle yaptığımız görüşmelerde programdan beklentilerimizi, öncelikli sorunlarımızı ve sürece hız katacak acil çözüm önerilerimizi iletmiştik. İş dünyamızın fikirlerinin bu denli geniş kapsamda alınmasından mutluluk duyuyor ve görüşlerimizin yeni OVP’ye yansımış olmasını da sevindirici buluyoruz. Kısa vadede en önemli konumuzun enflasyon ve cari açığı azaltarak makroekonomik istikrarın tesis edilmesi olduğunun bilincindeyiz. Bununla beraber orta vadede deprem bölgemizin yeniden kalkındırılması başta olmak üzere yapısal dönüşümlerle ekonomimizin rekabet gücünü artıracak, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı olarak uzun vadeli büyüme trendini destekleyecek politika tedbirlerinin alındığını görmek ve bu politikalarla sosyal adalet ve refahın güçlendirilmesi amaçları da son derece olumlu. Rakamsal olarak baktığımızda da hem birbiriyle tutarlı hem de iş ve ekonomi dünyamızın tahminlerine paralel olduğuna şahit olduk ki bu da programın gerçekçi bir yaklaşımla hazırlandığının en önemli göstergesi. Önümüzdeki üç yıllık süreçte yapmamız gereken ise OVP çerçevesinde planlanan aksiyonların kararlı bir şekilde uygulanması ve takibinin yapılması olacaktır. Biz de Türk iş dünyamız ve özel sektörümüz adına her zaman olduğu gibi üzerimize düşen her sorumluluğu eksiksiz şekilde yerine getirmek için küresel ölçekli çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe: OVP üç yıllık makro hedefleriyle öngörülebilirlik adına son derece önemliydi. Program, ortak akıl ve istişarenin bir ürünü. OVP hazırlık sürecinde TİM olarak paydaş kurumlar arasında yer aldık. OVP’yi 3 yıllık bir yol haritası olarak görüyoruz. Biz kendi bünyemizde düzenli olarak ihracatımızın geleceğine yönelik projeksiyon çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Programda ihracat odaklı sürdürülebilir bir büyüme iklimi oluşturulması ana başlıklar arasında yer alıyor. Açıklanan makro hedefler arasında özellikle ihracat ve istihdama yönelik hedefler gerçekçi ve uygun. 2023’te 255 , 2024’de 267 , 2025’de 283 ve 2026’da 302 milyar dolarlık ihracat hedeflerimiz var. 115 bin ihracatçımızla bu hedeflere ulaşmak adına var gücümüzle çalışacağız. Hedefler biraz daha gayret etmemiz gerektiğini gösteriyor. Her geçen gün artan ihracatçı sayımızla beraber ihracat hedeflerinin tamamına ulaşacağımıza inanıyorum. Ayrıca fiyat istikrarı vurgusu da özellikle üretici ihracatçılarımız adına son derece önemliydi. Geçen dönemde yüksek enflasyon sebebiyle üretim ve satış aşamalarında fiyat tutturmakta zorlandığımız günleri yaşadık. İnşallah önümüzdeki dönemde daha istikrarlı bir çizgide ilerleyecek ve bu sorunları aşacağız. Büyüme ve ticaret başlığında sanayide yerli üretim ve ürün bazlı teknolojik dönüşüm, lojistik altyapının güçlendirilmesi, sanayi alanlarının genişletilmesi, planlı tarımsal üretim, ticari anlaşmalarda derinleşme, hizmet ihracatının desteklenmesi konuları son derece önemli. Burada yapılacak nokta atışı hamlelerin ihracat süreçlerimizi kolaylaştıracağına inanıyorum. Diğer yandan, yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümün programda vurgulanması son derece önemli. Yeşil Mutabakat noktasında takvim çok hızlı ilerliyor. OVP tüm bu başlıklarda kapsamlı, geniş ve iyi planlanmış bir program. Bu yol haritasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran: Fiyat istikrarının yanı sıra yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceliklendiren bu program ile Türkiye büyüyen ve gelişen bir ülke olmaya devam edecektir. Bu program hazırlanırken Sayın Yılmaz ve ilgili tüm Bakanlarımızla defalarca bir araya gelerek iş dünyamızın, üyelerimizin sorunlarını, reel sektörün tam randımanlı çalışmasının önündeki engelleri ve çözüm önerilerimizi aktardık. Orta Vadeli Program hazırlanırken bizlerin görüşlerinin alınması tüm kesimlerin kucaklanması çok kıymetli. Bu bakış açısı programın uygulamasındaki başarısına katkı sağlayacaktır. Bugün ekonomimizin en önemli sorunu enflasyon. Enflasyonla mücadelede başarılı olmadan ekonomimizin tam randımanlı çalışması mümkün değil. Bu nedenle enflasyonda tek haneli rakamlara düşmeyi hedefleyen, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceliklendiren bir plan geleceğe daha umutla bakmamıza zemin hazırladı. Bu program içerisinde yapısal dönüşümün ele alınması çok önemli. İş dünyası olarak beklentilerimizin başında yapısal dönüşüm geliyordu. Reel sektörümüzün adımlarını ağırlaştıran konuların masaya yatırılıp bir daha dönüp bakmaya ihtiyaç duyulmayacak şekilde düzenlenmesi Türkiye ekonomisinin önünü açacaktır.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Genel Başkanı Orhan Aydın: İş dünyasını temsilen önerilmemizi sunmuştuk. Bugün açıklanan OVP’de bunun tesirlerini ziyadesi ile görmekteyiz. OVP ile nihai hedef belli; Enflasyonla mücadele. İlk etapta yüzde 65’lere varacak enflasyonu düşürmek, büyümede yüzme 5 bandını yakalamak, İhracatta ilk yıl 265, 2026 yılında 300 milyar dolar hedefi yakalamak, ithalatı 400 milyar dolarlarda dizginlemek, istihdama üç yıl içinde 1,5-2 milyon kişi arttırmak, 3 trilyona yakın deprem dolayısıyla oluşan bütçe açığını kapatmak. Bütün bunlar gösteriyor ki, ülke olarak kaynaklarımızı verimli bir şekilde yerinde kullanmamız son derece önemli. Bu nedenle OVP’yi son derece önemsiyor ve tek haneli enflasyon görmek istiyorsak tavizsiz uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Piyasaları ikna edip edemeyeceğini ise daha detaylı bir inceleme sonrasında değerlendirebiliriz. Biz iş insanları için belirsizlik ortamının kalkması ve öngörülebilirliğin olması son derece önemli. OVP’de makroekonomik hedefler, öncelikler ve tedbirler net bir şekilde belirlenmiş. Ülkemizin mevcut ekonomik şartlarının dikkate alınarak ağırlıklı olarak, Büyüme ve cari açık denklemi, enflasyon ve deprem giderleri hariç mali disiplin, tasarruf üzerine yoğunlaşılmış. Şüphesiz mali politikalar, para politikaları, tasarruf, yİşapısal reformlar, istihdam gibi konulardaki planlamalar mali disiplinin devamına önemli katkılar sunacaktır. Programın taviz uygulanması ile kazanan Türkiye olacaktır.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Adil Pelister: 2024-2026 yıllarını kapsayan üç yıllık makro ekonomik politikaları içeren OVP, biz iş dünyası için en çok önem verdiğimiz öngörülebilirlik konusunda önemli bir yol haritası sunuyor. Büyüme ve ticaret, beşeri sermaye ve istihdam, fiyat istikrarı ve finansal istikrar, kamu maliyesi, afet yönetimi, yeşil ve dijital dönüşüm, iş ve yatırım ortamı olmak üzere 7 öncelikli yapısal alanda gerçekleşecek politikalarla güven ve istikrarın sağlanması yönünde önemli bir adım atılacak olmasını önemsiyoruz. İhracatçılarımızın beklentileri arasında yatırım ortamının iyileştirilmesi, enflasyon kur makasının daraltılması, enflasyon faiz dengesinin sağlanması ve finansmana erişimin kolaylaştırılması yer alıyor. Açıklanan OVP’nin kararlılıkla uygulanması ile bu beklentilerimizin karşılanacağına inanıyoruz. Kimya sektörü ihracata çok ciddi destek veren önemli bir sektörümüz. Diğer 27 sektöre de verdiği katkıdan dolayı kimya sektörüne sadece ihracatın değil, mevcut iç sanayinin de gelişimi için, destek verilmesi gereken en önemli sektör olarak bakılması gerekiyor. Ülkemizin gelişmesi, kalkınması ve büyümesi için kimya sektörünün de gelişmesi ve büyümesi gerekiyor. Bunun için ölçek büyütmemiz ve yeni yatırımların yapılması gerekiyor. Bu açıdan sektörümüze yönelik destek ve teşvik beklentimiz bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz” ifadeleri dış basında da ilgi gördü. İngiliz haber ajansı Reuters, “Türkiye ortodoks ve gerçekçi bir politika yolu izlemeyi hedeflediği için enflasyon beklentilerini yükseltti ve ekonomik büyüme beklentilerini düşürdü” ifadelerine yer verdi. Haberde, yerel seçimlere vurgu yapılarak yüksek enflasyon, işsizlik ve düşük büyümenin Erdoğan’ın ekonomideki U dönüşündeki sabrını sınayabileceği belirtildi. Ayrıca Erdoğan’ın 4 yılda dört merkez bankası başkanını görevden aldığı da hatırlatıldı. Haberin ilgili kısmında şu ifadelere yer verildi:
“AKP mart ayındaki seçimlerde İstanbul ve Ankara’yı muhalefetten geri almaya çalışırken, bazı analistler yüksek enflasyon, işsizlik ve düşük büyümenin cumhurbaşkanının U dönüşü konusunda sabrını sınayabileceğini söylüyor.”
Commerzbank analisti Tatha Ghose ise Reuters’a yaptığı açıklamada, “Erdoğan’ın sabrını kaybetme riski her zaman mevcut. Enflasyon uzun bir süre boyunca çok yüksek olacak ve bu da ücret uzlaşmaları gibi ikinci tur etkileri tetikleyecek” dedi. ABD’li finans ajansı Bloomberg Erdoğan’ın politika duruşunda ciddi bir değişiklik yaptığını söyledi.
Haberde, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ultra düşük faizleri savunarak uzun süredir yatırımcıları hayal kırıklığına uğratan duruşunda bariz bir değişiklik yaparak, enflasyonu yavaşlatmak için ‘sıkı para politikasına’ ihtiyaç olduğunu söyledi” ifadeleri yer aldı. Öte yandan haberde Türkiye’de ekonomik görünümün kötümser olduğu değerlendirmesi yer aldı. Haberde yer alan değerlendirmede, “Türkiye’de mart ayında yerel seçim yapılması planlanıyor. Cumhurbaşkanı yıllardır seçimler öncesinde parasal teşviki artırdı ve şu anda muhalefetin elinde bulunan en büyük şehir olan İstanbul’u geri kazanmak istiyor” ifadelerine yer verildi.
İngiliz finans gazetesi Financial Times ise Erdoğan’ın “Faiz sebep enflasyon sonuçtur” tezini tersine çevirdiğini yazdı. Cumhurbaşkanı “Erdoğan, yüksek faizin enflasyona neden olduğu şeklindeki görüşünü tersine çevirerek, kontrolden çıkan fiyat artışını soğutmak için para ve maliye politikasını kullanma sözü verdi” yorumunu yaptı.