Usta oyuncu Halil Ergün: Sel gider kumu kalır, Yılmaz Güney de sineması da hep olacak
Yılmaz Güney'in ölüm yıldönümünde oyuncu Farah Zeynep Abdullah'ın "Sinemamızın en iyi yürüyen ve kadın döven erkeği" yorumu Güney'in ailesi tarafından eleştirildi. Aile adına avukatının yaptığı açıklamada Abdullah'ın yorumu samimiyetsiz bir alkış alma hezeyanı olarak değerlendirildi.
Yılmaz Güney’in 39. ölüm yıldönümü olan 10 Eylül’de sosyal medyada başlayan tartışmalar sırasında oyuncu Farah Zeynep Abdullah’ın “Sinemamızın en iyi yürüyen ve kadın döven erkeği” yorumu epey dikkat çekmişti. Yılmaz Güney’in ailesinden Abdullah’ın yorumuna sert tepki geldi. Yılmaz Güney ailesini temsil eden Avukat Bişar Abdi Alınak imzalı açıklamada hem Abdullah’a hem de Güney’in itibarını zedelemeye yönelik tartışmaya cevap verildi.
“Yılmaz Güney, sanatçı kimliğinden, mücadelesinden, milyonlarca insanın teveccüh ve saygısını kazanmasına sebep hayatından tamamen kopuk, kadın düşmanlığı ve şiddet failliğiyle nitelenen bir figür olarak yansıtılmaya çalışılmasına dair kamuoyuna açıklamamızdır” denilen yazılı açıklamada önce “Güney sayılması imkânsız onlarca ödül, unutulmaz eser ve başarı sığdırdığı sanat yaşamında, döneminde ve sonrasında milyonlarca gence, emekçiye, yoksula ilham olmuş, kendisini bu ülkenin insanına daha faydalı olmak için her zaman geliştirmiş, eleştirmiş ve bunu söylemekten de geri durmamıştır. Her türden egemen şiddetinin, 40 yıl öncesine kıyasla bugün asla kabul edilemez niteliğe kavuştuğu coğrafyamızda, Yılmaz Güney ile arkadaşlarının egemenlere ve kanıksanmış toplumsal kabullere karşı gösterdikleri iradenin yadsınamaz bir payı bulunduğu açıktır.
Ölümünden 39 yıl sonra bugün; sevenlerinin, ailesinin ve yol arkadaşlarının ideolojik görüşlerinden büsbütün kopuk bir gerçekliğin kamuoyuna kabul ettirilmesi çabasının asıl amacının, yaşamının son anına kadar ülke coğrafyası ve insanı için verdiği sonsuz özgürlük mücadelesini lekelemek olduğu kamuoyunun malumudur” denildi.
Sonra da kadına yönelik şiddet eylemleriyle ilgili eleştirilede cevap verildi: “Yılmaz Güney, kendi sözleriyle kadın haklarına yönelik tavrında ‘kendisini yetersiz bulduğunu ve gelişme değişme çabası olduğunu’ ifade eden, bu başlıkta ona yüzünü dönmüş herkesi dönüşmeye, yine kendi ifadesiyle ‘feodal ve gerici kodlardan’ uzaklaşıp bıkmadan özeleştiriye ve ilerlemeye teşvik etmiş bir sanatçıdır.
Toplumda şiddet sarmalının sona ermesi hususunda samimi gayretlerin, kendini bu başlıklarda eleştirmiş, toplumun dönüşmesi ve değişmesi umudunun sembolü olmuş bir sanatçıyı karalamak, hatırasını aşağılamak ve ailesinin kişilik haklarını ihlal etmek en nazik ifade ile hadsizliktir!”
Farah Zeynep Abdullah’in Yılmaz Güney yorumuyla ilgili de açıklamada şöyle danildi: “Bugün Türkiye’de; kolluğun, iktidarın kolladıklarının ve cezasızlık politikalarına, kadınlara, Kürtlere, işçilere, devrimci güçlere ve LGBTİ+’lara yönelen sistematik saldırılara karşı ses çıkaramayan yeni dönem sanatçılarının, hatırası milyonlara barış ve umudu çağrıştıran Yılmaz Güney’i hedef koymasını, manipülasyona maruz kalan milyonlara göz kırpan samimiyetsiz bir alkış alma hezeyanı olarak görmekteyiz. Tarihi bilinçsizliğin kötülükle sarmalandığı fikirsiz olma durumunu görüyor ve söz sahipleri adına oportünizmin geldiği noktayı kamuoyunun takdirine sunuyoruz.
Oyuncu Farah Zeynep Abdullah ’ın açıklamasını bu düzeyde değerlendiriyor, şiddetin ve kötülüğün gerçek sahiplerine söz yükseltemediğini anladığımızı ve gördüğümüzü belirtir Yılmaz Güney’i şiddet sembolü olarak gören her anlayışın karşısında olacağımızı yineliyoruz. Yılmaz Güney’e yönelik, toplumun bilinçaltında yatan Kürt düşmanlığını körükleyen ve ırkçı manipülasyonları örgütleyen her türlü karalamayı reddediyor, toplumun her kesimini, ailesi ve sevenlerine karşı sorumlu davranmaya davet ediyoruz.”