Suriyeli saldırgan ayrılmak isteyen sevgilisini bıçakladı, kızını öldürdü
İstanbul Şişli'de tartıştığı eczacı kalfasını evinden silah aldıktan sonra geri dönüp öldürdüğü iddiasıyla müebbet hapsi istenen apartman görevlisi Kadir Keleş savunmasını böyle yaptı.
İstanbul, Nişantaşı Hüsrev Gerede Caddesi’nde 4 Nisan 2023 günü 19.00 sıralarında silahlar patlamıştı. İddiaya göre iş yerinin önünde bekleyen eczacı kalfası 31 yaşındaki Gökhan Baran ile caddedeki bir apartmanın görevlisi 42 yaşındaki Kadir Keleş arasında tartışma yaşanmış, arbede sırasında parmağı kırılan Keleş evine gidip aldığı ruhsatsız tabancasıyla eczaneye dönüp Gökhan Baran’a iki el ateş etmişti. Baran kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirmişti.
Olay sonrası polisin gözaltına aldığı Kadir Keleş çıkarıldığı hakimlikte şunları anlatmıştı: “Öldürme niyetim yoktu. Devamlı ağır hakaretlerde bulunuyordu. Kapıcı olduğum için beni eziyordu. Ağıza alınmayacak küfürler ediyordu. Sürekli tehdit ediyordu. Git başımdan diyordum, gitmiyordu. Oruçluydum, çok üzerime geldi. Tekme attı, parmağım kırıldı. Bir el ateş etmek istedim. Elimin acısıyla iki el ateş ettim. Suçsuzum.”
Keleş tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, savcılık Kadir Keleş hakkında “Kasten öldürme” suçundan müebbet hapis ve “Ruhsatsız silah bulundurma” suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açmıştı.
Davanın İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasına tutuklu sanık Kadir Keleş ile öldürülen Gökhan Baran’ın babası Ömer Baran katıldı.
İlk celsede savunma yapmayan sanık Kadir Keleş bu celsede yaptığı savunmada şunları söyledi: “Nişantaşı’nda bir apartmanda kapıcılık yapıyorum. Hiç kimseyle en ufak sorun yaşamadım. Hakkımda tek bir şikayet bile yoktur. Maktul bana rahatsızlık veriyor, takılıyor, sürekli aşağılıyordu. Çocuğum olmamasını yüzüme vuruyordu. Apartmanının önünü süpürüyordum, gelip yüzüme tükürüyordu, bir şey diyemiyordum, gücüm yetmiyordu. Tacizleri artmaya başladı. Maktul ile muhatap olmamak için bana gelen ilaç siparişlerini başka eczaneden alıyordum. Maktulü görmemek için yolumu değiştiriyordum. Maktule ‘Ben bir kapıcıyım, benimle uğraşma’ dedim. Olay Ramazan günü oldu. Oruçluydum. Bütün gün çalışmış yorulmuştum. İftar ezanına dakikalar kalmıştı. Pide almak için evden çıktım. Oradan geçerken maktul bana ‘Neden selam vermiyorsun?’ dedi. Kastettiği selam asker selamıydı. Ayrıca erkekliğimle alakalı ağır küfür etti. Kan beynime sıçradı. Ne olduğunu anlayamadım. Gittim evimdeki ruhsatsız silahımı aldım. Yanına geldim. Dert yanarcasına ‘Derdin ne senin’ dedim. Kendimi kaybettim. Silah istemeden ateş aldı. Üzerime gelecek gibi oldu, hamle yapacağını anladım, elimden silahı alırsa beni vurur öldürür diye o heyecanla silah ateş aldı. Gerisini hatırlamıyorum. Çok sinirlenmiştim. İffetime namusuma dil uzattığı için kaldıramadım.”
Hakimin eski ifadelerinde çelişkiler olduğunu sorması üzerine sanık Keleş maktulle kavga sırasında parmağının kırıldığını belirterek “Beni tekme tokat dövdü. Bana yalnız olduğum zamanlarda takılırdı. ‘Top Kadir’ derdi. Bu zamana kadar hakim, savcı yüzü görmedim. Çelişkiler ondandır” diye konuştu. Sanık avukatları da olayın meşru müdafaa kapsamında gerçekleştiğini, ağır tahrik olduğunu belirtip “Polisin gelmesini evde beklemiştir. Kaçma şüphesi yoktur, tahliyesine karar verilmesini talep ederiz” dedi. Maktulün babası Ömer Baran ise şikayetçi olduğunu söyledi.
Duruşmada komşu apartmanın kapıcısı Gürgin Taşkın kavga anına ilişkin tanık olarak dinlendi. Olay günü eczanede maktulle konuştuktan sonra dışarı çıktığını, daha sonra maktul Gökhan’ın yoldan geçen Kadir’e ‘Bana ters ters bakma’ dediğini, Kadir’in de ‘Neden sana ters bakayım’ dediğini anlattı. Taşkın “Tarafları uyardım. Sonra Kadir, Gökhan’ın göğsüne yumruk attı, araya girdim. Gökhan Kadir’e ‘Sen deli misin, ne yapıyorsun’ dedi. Tokat attı. Araya girdik. Oradan ayrılırken Kadir sandalye alıp Gökhan’a vurmak istedi. Engelledik. Kadir’i eve götürdük. Gökhan da eczaneye girdi. Kadir’in parmağının kanadığını gördüm. Eve gittim. 15 dakika sonra kalabalık oluştu. Dışarı çıktım, eczaneye gittim. Gökhan’ı tezgahın arkasında yere düşmüş vaziyette gördüm. Sanık maktulün kendisini aşağıladığından hiç bahsetmedi” dedi.
Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında sanığın eczaneye gelerek maktule bir el ateş ettiği, isabet sonucu yere düşen maktule sanığın bir el daha ateş edip tabancanın kabzasıyla maktulün kafasına vurduğunu belirtti. Savcı maktulün kendisine küfür etmesiyle ilgili kesin ve inandırıcı delil olmadığı gerekçesiyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağını ifade ederek sanığın ‘Kasten öldürme” ve “Ruhsatsız silah bulundurma” suçlarından müebbet hapis ve 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaaya karşı savunması sorulan Keleş “Benim üzerime gelmeseydi, rahatsızlık vermeseydi. Şerefimle namusumla oynamasaydı neden böyle
bir şey yapayım” dedi. Sanık avukatı savunmasını hazırlamak üzere süre talep etti. Sanık tarafına süre veren mahkeme heyeti tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.