İngiltere beklenirken Hollanda çoktan resesyona girdi
Geçen yıl resesyona giren Almanya toparlanmakta zorlanıyor. Bu, Almanya'ya yaptığımız ihracatı yakın vadede artırma olanağının mümkün olmadığını ve hatta mevcudu korumakta bile zorluk yaşayabileceğimizi gösteriyor.
Avrupa’nın en büyük ve dünyanın da sayılı ekonomik açıdan güçlü ülkelerinden biri olan Almanya, pandemi sonrası sarsılan ekonomiler içinde kendine henüz gelemeyen ve en kötü performans gösteren gelişmiş ekonomilerden biri konumunda. Bu durum herkes için şaşırtıcı. Çünkü Almanya II. Dünya Savaşı sonrası gerçek bir mucizeye imza atarak, tamamen yıkılmış bir ülkeden dünyanın sanayisi en gelişmiş ve ekonomik gücü üst düzeyde olan bir ülkeyi kısa sürede yaratma başarısını gösterdi.
Bunu güçlü sanayi yapısı, başta otomotiv olmak üzere bazı sanayi ürünlerinde küresel düzeyde pazarlara hakim konuma gelmesi ve dolayısıyla güçlü ihracat yapısı sayesinde elde etti.
2020 yılında yaşanan pandemi ve ardından Rusya-Ukrayna savaşı tüm ülke ekonomilerini olduğu gibi Almanya ekonomisini de olumsuz etkiledi. Ancak bugünlere geldiğimizde gelişmiş ülkelerin önemli bir bölümünde toparlanma belirtileri görülürken, Almanya ekonomisi bu anlamda geri kalmış gibi görünüyor. Nitekim Almanya Federal İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, Almanya ekonomisi 2023’ün 3. çeyreğinde yüzde 0,1 daraldı. Bir önceki çeyrekte yüzde 0,1 büyüme kaydedilmişti. Açıklanan veri, geçen yıl resesyona giren ekonominin toparlanmakta zorlandığını gösteriyor. IMF de en son yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda, bu yıl büyük ekonomilerden sadece Almanya’nın daralmasını öngörüyor. Almanya hükümeti de, ekonominin bu yıl yüzde 0,4 oranında küçülmesini beklediğini açıkladı.
Büyümede yaşanan sıkıntıların bir yansıması da iflaslarda görülüyor. Almanya Federal İstatistik Ofisi açıklamalarına göre, ekim ayındaki iflas başvuruları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,4 yükselmiş. İflaslarda görülen artış oranı bir önceki yıla göre eylül ayında yüzde 19,5.
Almanya’da enflasyon da halen yüzde 4’ler düzeyinde. Bu, son aylarda gerileme gösterse de Almanya gibi gelişmiş bir ülke için halen yüksek bir oran. Büyüme konusunda olumsuz tablosu olan ülkenin enflasyon konusunu da tam olarak aşamaması endişe yaratıyor.
Peki Almanya’da büyümede sorun yaratan faktörler neler?
-İlk olarak Almanya’nın enerji ihtiyacını çok büyük ölçüde Rusya’dan sağlaması ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sonrası Rus doğalgazının kesilmesi Almanya’nın doğalgaza dayalı sanayi yapısında şok etkisi yarattı. Sanayisi büyük ölçüde ucuz, Rus doğalgazına bağlı ekonomi bu kaynağın kesilmesi ve doğalgaz fiyatlarının aşrı yükselmesiyle zorda kaldı. Enerji kaynaklarında dönüşüm hem zaman alıcı hem de maliyetli olduğundan ekonomi kendini toparlamakta zorluk çekiyor.
-İkincisi, Almanya’nın yaşlanan nüfusu, iş dünyasında dijital teknoloji kullanımının geride kalması ve bürokratik süreçlerin uzunluğu da ülkenin önündeki gelecek açısından da kaygı uyandıracak sorunlar olarak duruyor.
-Alman ekonomisindeki büyüme sorununun temel nedenlerinden biri de, yüksek enflasyonun ve faiz oranlarının özel tüketimi yavaşlatması.
-Bu arada, zayıf küresel ekonomi de Almanya’nın ihracatını olumsuz etkiledi. Bu kapsamda Almanya’nın ihracatında önemli yer tutan Çin ekonomisindeki sıkıntılar ve Çin’in Almanya’dan ithal ettiği bazı ürünleri üretebilir hale gelmesi bu ülkeye yapılan ihracatın artmasını engelliyor.
-Yine Avrupa Merkez Bankası’nın faiz artışları ile parasal sıkılaşma önlemleri ve bunun yansımaları olarak piyasalarda yükselen faizler Alman ekonomisinin büyümesini daha da zorlaştırıyor.
Bu gerekçeler Almanya’nın büyüme sorununu kolay aşamayacağını gösteriyor.
Almanya’nın ekonomisini yakından ilgilendiren bir başka gelişme savunma harcamaları ile ilgili. II. Dünya Savaşı sonrası savunmasını daha çok batı savunma sistemi içinde gören ve bu konudaki harcamalarını kısıtlı tutan Almanya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında bu yaklaşımını değiştirmeye ve ülke savunma sistemini daha güçlü hale getirmeye karar verdi.
Buna paralel olarak Almanya, Haziran 2023’te yeni bir Ulusal Güvenlik Doktrini açıkladı. Doktrin özünde ülkenin savunma gücünü artırma hedefi yanında uluslararası çerçevede Almanya’nın daha aktif ve belirleyici bir güç olmasını hedefliyor.
Bu çerçevede Almanya güçlü bir savunma mekanizması oluşturmak üzere, savunma harcamalarını 2027’ye kadar gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 2’sine yükseltmeye karar verdi. Bu kapsamda Alman ordusu modernize edilecek ve personel takviyesi yapılacak. Almanya, NATO’ya olan taahhütlerini güçlendirecek.
Bu unsurlar Almanya’nın savunma alanına önümüzdeki dönemde çok daha fazla harcama yapacağını gösteriyor. Her yıl gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 2’si kadar harcama yapmak Alman ekonomisi açısından ciddi bir yük oluşturacak. Bunun ülke ekonomisi üzerinde belirli bir etkisinin olacağı da kuşkusuz.
Ülkemiz açısından bakarsak, en önemli ihracat pazarımız olan Almanya’da yaşanan bu sıkıntılar, bu ülkeye yaptığımız ihracatı yakın vadede artırma olanağının mümkün olmadığını ve hatta mevcudu korumakta bile zorluk yaşayabileceğimizi gösteriyor.