Süper Kupa’nın hakemi Süper derbiye: Kadıköy’de görev Atilla Karaoğlan’ın
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, günler süren sessizliğini bozdu, Riyad'da yaşananları anlattı. Koç'a göre olayların tek sorumlusu federasyon. Koç 'Olay siyasileştirildi, sanki tek sorumlusu benmişim gibi hava yaratıldı' dedi. Koç, Erdoğan'a mektup yazmış
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da oynanamayan Süper Kupa finaliyle ilgili tartışmalarda sis perdesi aralanmaya başladı. 29 Aralık gecesi maçın oynanmayacağına karar verildikten sonra Türkiye Futbol Federasyonu ile birlikte bir ortak açıklama yapan Fenerbahçe ve Galatasaray kulüpleri, o toplantıda bir de konuşmama kararı almıştı. Fenerbahçe’nin başkanı Ali Koç, maçın iptali sonrası başlayan tartışmaların ardından dün son derece ayrıntılı açıklamalar yaptı, süreci anlattı.
Ali Koç’a göre Riyad’daki maçın oynanamaz duruma gelmesinin sebebi Futbol Federasyonu’ydu. Federasyonun Suudi Arabistan tarafıyla yaptığı protokolü hiçbir zaman görmediklerini ve bu protokolün altında imzalarının olmadığını anlatan Koç, maç öncesinde izin verilmeyen tek şeyin pankart ve tişört olmadığını, Norm Ender’in Parla marşını söylemesine de, ‘Şanlı Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu olsun’ yazısına da, stattaki LED ekranlarda Atatürk logolarının gösterilmesine de izin verilmediğini söyledi.
Ali Koç, maçın oynanamaması sonrası çıkan tartışmalarda hedef haline getirildiğini, sanki maçın oynanmamasının yegane sorumlusunun kendisi gibi gösterildiğini öne sürdü, ‘Varlığım Fenerbahçe’ye zarar verir hale geldi’ dedi, yeniden başkan adayı olmayacağına dair bir kez daha işaret verdi. Ali Koç, son yaşanan olaylarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazdığını, ‘Çağırın, bir de bizden dinleyin’ dediğini açıkladı.
HaberTürk kanalında Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan Ali Koç, “Kesinlikle konuşmayı düşünmüyordum. Konuşmak zorunda bırakıldım. Konuşmayacaktım. Riyad’daki kriz toplantısından sonra yetkililer konuşsun, kulüpler konuşmasın istemiştim. Bilgi kirliliği var, masumane bilgi kirliliği var, artniyetli bilgi kirliliği var. Dezenformasyona hizmet etmeme adına konuşmamayı tercih etmiştik. Son 5 gündür Fenerbahçe ve benim şahsımın etrafından döndürülmesi, iftiralar, yalanlar, belli merkezden düğmeye basılarak yapılan müthiş bir iletişim operasyonuna başladılar” diyerek söze başladı.
Koç maç öncesi süreçte yaşananları “Biz bir mektup yazdık, hafta içinde federasyona. Protokolü rica ettik. Protokolu değil, maç öncesi süreçteki iki taraf arasındaki yazışmaları da istedik. Bizimle TFF arasında hiçbir anlaşma yok. Bence aslında sürecin çok amatörce yürütüldüğünü konulardan biri. Bizimle TFF arasında sözleşme yok. TFF ile Riyadh Season firması arasında sözleşme var. Bu sözleşmeyi biz görmedik. İddia ediliyor ya ‘Sözleşme var, kulüpler imza attı, son dakika bu sözleşme dışında şartlar dayattılar’ deniyor. Biz hiçbir sözleşme görmedik” diyerek anlattı.
Koç, sözleşmeden iki kulübün de haberi olmadığını “İki kulübün de yakından uzaktan sözleşmeyle ilgili hiçbir şey bilmediğini görüyoruz. Cevapta diyor ki kısaca, ‘Gizlilik vardır, bunu paylaşamayız, çok arzu ediyorsanız gelin, hukukçu yollayın gösterelim’ deniyor” sözleriyle anlattı.
Ali Koç, yaz aylarında Süper Kupa’nın yeri hakkındaki istişareleri “Yaz aylarında Sayın TFF Başkanı ile görüşürken, ‘Süper Kupa ne olacak’ dedim. Yurtdışını düşündüklerini İngiltere, Azerbaycan, Katar yanılmıyorsam ve Suudi Arabistan. Ben şahsen Almanya’nın iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Almanlar’ın izin vereceğini tahmin etmiyordum, Alman takımı yoksa ki yok kabul etmediler. En iyi teklif Suudi Arabistan’dan geldi. Teklifi bir yana koyun. Tüm dünyanın gözü Suudi Arabistan’da futbol olarak. Müthiş yatırımlar yapıyorlar futbola. İspanya’nın Süper Kupası, Final Four gibi orada oynanıyor. Kıtalararası final orada oynadı. Dünya Kupası’nı aldılar gibi. Futbolla ilgili heyecan, dinamizm, yatırım vs vs var. Transfer piyasasını alt üst ettiler. 100. yıl hassasiyeti yoktu o sırada, Almanya olmayınca Suudi Arabistan’ı düşündüklerini söyledi. Biz de doğru olacağını düşündük. Ama sonra 100. yıl özelinde hatalı olduğunu gördük” sözleriyle anlattı.
Koç maçın oynanacağını “Süper Kupa maçını tabii ki oynayacağız. Samsun veya Ankara’da oynanacak deniyor. Biz nerede söylenirse orada oynarız ama Ocak ayında oynayamayız. Seçimlerin olduğu hafta olabilir” diyerek dile getirdi.
Koç, Fenerbahçe cephesinin Süper Kupa için yabancı hakem istediğini belirtti ve “Süper Kupa maçı yurtdışında olursa yabancı hakem kadrosu da olabilir diye düşündük. Bu fikri öneriyi getirdik. TFF de sıcak baktı. Rakibimiz sıcak bakmadı. Zaman içinde öğrendik bunu. TFF yöneticileri sıcak baktı. Yurtdışında elit Türk hakemler var, Hollanda’da Serdar Gözübüyük ile temasa geçildi, TFF temasa geçmiş. Serdar Bey de gurur duyacağını söyledi” dedi.
Koç, maçın Olimpiyat Stadı’nda oynanmamasıyla ilgili açıklamayı “Proje olarak 5 yıl, TFF orada Süper Kupa’yı oynatması… Biz de önümüzdeki sezonla birlikte 4’lü düşünülüyordu, şimdi ne olacak bilmiyorum. Özellikle bunu istememizin sebeplerinden biri, kamuoyu ve camia hassasiyetini, Yüksek Divan Kurulu’ndaki talebe rağmen Fenerbahçe Spor Kulübü olarak Suudi Arabistan’da oynanması için iki açıdan ısrar ettik. Sebeplerden biri, takvimin cilvesi diyelim, 5 gün önce İstanbul’da Fenerbahçe – Galatasaray derbisi olacaktı. Yıllardır biz birbirimize taraftar götürmüyoruz, bırakın futbolu kadın voleybola bile götürmüyoruz. İstanbul’daki maçta ne cereyan edecek, sıkıntı olacak mı belli değil. Gergin tansiyon olması ihtimalini düşündük. Olimpiyat’ta 40 bin Fenerbahçeli, 40 bin Galatasaraylı sıkıntı olabilirdi. Dursun Özbek Bey de aynı şeyi düşündü. TFF Başkanı da İstanbul’da oynayamayız, Samsun’da, Ankara’da oynatırlar herhalde dedi” diyerek anlattı.
Başkan Koç sözlerine “Biz niye yabancı hakem istedik? Fenerbahçe’nin hakkı son 10 yılda o kadar çok yeniyor ki, bari bu tek maçta yabancı elit hakem olsun istedik. Bu yüzden Suudi Arabistan’da ısrar ettik ama bunların başımıza geleceğini bilmiyorduk. TFF bunu açıkladı ve ardından büyük tepkiler oluştu. Siyasi seviyede, taraftar seviyesinde, kongreler seviyesinde… 100. yılda olduğu için. Yurtdışında değil Türkiye’de olsun istendi. Biz demin söylediğim sebeplerden ötürü zikzak çizmedik, asıl planda kaldık. Yüksek Divan’da gitmeyin kararı çıktı, Galatasaray’da da benzer bir karar çıktı. Hem Fenerbahçe hem Galatasaray ciddi baskı altındaydı. Kulüpleri bu kadar baskı altına almaya gerek yok. Amir olan TFF. TFF bize nerede derse orada oynarız” diye devam etti. Hakem konusunda geri dönüş olduktan sonra Fenerbahçe tarafı, 19 yaş altı takımıyla sahaya çıkmayı bile düşündü. Koç, maçın tarihinin 30’undan 29’una alınma sebebinin futbolcuların yılbaşını aileleriyle geçirmesini sağlamak olduğunu anlattı.
Ali Koç Arabistan’a gidiş sürecinde TFF’yle olan konuşmaları anlattığı konuşmasına “Maç günü Suudi yetkililerle iletişimimiz oldu. Yazışmalar ortaya çıkarsa işin aslı astarı ortaya çıkacaktır. Ortada büyük bir fiyasko var. Dibine inmeye çalışıyoruz. Bu nasıl oldu?” diyerek başladı.
Koç süreç içinde yaşananları “Futbolda teamüller var. TFF liderliğinde olan bir organizasyon bu. Lig maçları ve kupa maçları gibi. Maç haftası salı ve çarşamba günü, varsa pankart, tişört sahaya çıkacağınız onlar size cevap verir. Şehitlerle ilgili mesajlar, AÇEV, LÖSEV vs gibi mesajları gönderirsiniz, cevap gelir. Maç günü bile olur. Son derbi öncesinde şehitler oldu, maç günü şehitler ile ilgili pankartlar ve tişörtlerle çıkmak istediğimizi söyledik, olur geldi. Allah bir daha bize 1 şehit bile vermesin. Maçtan bir gün önceki sabah 9.30’da yazı yazdık. ‘Isınmaya bu tişörtle ve bu pankartla çıkacağız’ diye. Çabuk bir cevap alamadık. Burada bir kavram karmaşası var. Bizim formamız ve Galatasaray’ın forması onaylandı. Çubuklu formamızla çıkacaktık, Galatasaray da 100.yıl formasıyla çıkacaktı fakat buna onay verildi mi verilmedi mi bilmiyoruz. Pankartın hiç üstünde durmadık çünkü TFF’nin pankartları vardı. Biz sadece barış mesajı vermek istedik. Rusya-Ukrayna maçında da kullandık. Avrupa maçlarında da kullandık. Bu pankart üzerinde ısrar dahi etmedik çünkü TFF bize şu ve bu pankartlarla çıkacaksınız diye yazı yazdı. Bu yazıda ‘İki takımımız da sahaya Şanlı Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun pankartı ile çıkılacaktır’ yazıyordu” diyerek anlattı.
Ali Koç pankart konusunda Fenerbahçe’nin bir dayatması olduğu söylentisine “Bizim son dakikada bir dayatmamız falan söz konusu değil. Bu bir. İki, yazışmalar haftalar önceden başlıyor. Sizde Atatürk logosu var, Parla marşı söylenecek, 100. yıl logosu var. Biz de her şey normal gidiyor diye düşündük. TFF’nin ‘bu pankartla çıkacaksınız’ dediği pankart programdan çıkarıldı. Yeni pankart basıldı. Biliyorsunuz Suudi Arabistan’da cuma günü her şey kapalıdır. O gün pankart bastırıldı. Yine bize yazıyla gelen çocukların çıkacağı tişört de programdan çıkarıldı. Üçüncüsü Parla marşı. Allahın işi, o gün Norm Ender bir televizyon kanalında ‘Parla marşını söyleyeceğim, gururluyum’ diyor. Sonra o da programdan çıkıyor. Biz de bunu onun attığı tweetten öğreniyoruz.” sözleriyle yanıt verdi.
Maç gününde İstiklal Marşı konusunda da bir çıkmaz olmuş daha sonra sorunun marş olmadığı haberleri çıkmıştı. Norm Ender, Cumhuriyet’in 100. yılına özel bestelediği Parla marşını da söylemek üzere Arabistan’a gitmişti. Koç konuyla alakalı ayrıntıyı “Parla marşı iptal edilince sanki İstiklal Marşı iptal edilmiş gibi anlaşıldı” diyerek verdi.
Maç günü otelde yapılan toplantıyla alakalı da konuşan Koç “Benim ve Selahattin Bey’in Suudi iş adamlarıyla yemeğimiz vardı, saat 10 gibi. Aklımızda sorun çıkacağı yok. Suudi misafirlerimiz var, ekstra bilet, ekstra loca peşindeyiz, VIP yer peşindeyiz. Bize çok sınırlı bilet verildi çünkü. Tüm bunların pazarlığı bilet, loca falan. O gece saat 21.30’da, bir hazırlık toplantısı yapıldı. Kulüp temsilcileri falan, biz ilk orada öğrendik. Otele gidiyoruz, kat tıklım tıklım. Yöneticilerimle toplantıya girmek istiyorum, ‘tek gireceksiniz’ deniyor. Toplantıda Gençlik ve Spor bakanımız var. Odaya giriyoruz. Masaya oturuyorum Sayın bakanımızın da iki danışmanı var. Sonrasında eski Gençlik ve Spor bakanımız da geliyor. Bize bir orta yol bulmamız gerektiği söyleniyor. Sayın Büyükekşi ‘bizde her şey normal’ diyor. Programı anlatıyor. Ben de ‘her şey yolundaysa neden çağırıldık’ diyorum. Pankart ve tişört söyleniyor. ‘Pankartı kafadan sildik ama tişört olmazsa olmaz’ diyoruz çünkü biz 100. yıl formamızı sadece bir kere kullandık. Üstünde hiçbir logo vs. yoktu. Bu maça bu formayla çıkamayacağımız için ısınmaya bununla çıkmak istedik. Anlatılan programın içinde bunun sıkıntı olabileceği aklımızın ucundan geçmedi. Galatasaray da o gün ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazan bir pankart bastırmış ve ısınma tişörtlerine Atatürk logosu eklemiş” dedi.
Ali Koç Ortadoğu’da devam eden İsrail-Gazze savaşıyla ilgili söylemlerini “Filistinli kardeşlerimizin yaşadıklarına istinaden… İçimizin acıdığı, kabul edemeyeceğimiz görüntüler var. Yeni yıl mesajı olarak insanlık kazansın, barış kazansın. Atamız’ın ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ mesajını söylüyorum. Orada bununla ilgili galiba bir sıkıntı var, görüşüyoruz. Olmazsa maça çıkmıyor, etmiyoruz demiyorum” diyerek açıkladı.
Başkan programda reklam arasından sonra otele gidiş sürecini “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh pankartı olmazsa olmazımız değil, işin ekstrası, zaten pankartlar olduğunu biliyoruz. Orada bir ısrarımız yok. Ben ve yöneticilerim, Suudi Arabistan’ın eski federasyon başkanının evine yemeğe gittik. 2 gibi falan. Biz oradayken bir telefon geliyor Sayın Büyükekşi’den. ’16-16.30 gibi TFF’nin kaldığı otele gelir misiniz?’ deniyor. Geliriz ama azıcık şehrin dışındayız, kıyafetimiz müsait değil, hemen üstümüzü değiştireceğiz dedik. Sayın Dursun Özbek, bizden 40 dakika önce geliyor. Toplantıya oturuyoruz, saat 17.30. Maç 20.30” diyerek tekrar anlattı.
Koç, daha maça geliş sürecinde sorunların başladığını “Anladığımız kadarıyla, Galatasaray da o gün bir pankart bastırmış, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünü. Isınma formasının üstüne Atatürk bastırmışlar, cuma günü oradayken, Sayın Başkan öyle söyledi orada. Türkiye Cumhuriyeti’nin, TFF’nin 100. yılı, Süper Kupa maçına çıkıyoruz, Cumhuriyetsiz ve Atatürksüz bir kutlama. Hani tüm dünyaya gösterecektik. Aklımızın ucundan geçmedi. Bir sürü konuda TFF’nin taleplerini Suudiler zaten reddetmiş. Maç günü de değil, maça gelen günler içinde olmuş. Biz yola çıkmadan önce sorunlar varmış. Bunları söylemiyorlar zaten” diyerek yeniden anlattı.
Ali Koç seremonide ve maç önündeki süreçte olması planlanan dört şeyin programdan çıkarıldığını “Bildiğim 4 tane çıkan şey var. Pankart ‘Şanlı Cumhuriyetimizin 100. yılı’, Parla Marşı, çocuklarımızın giyeceği tişörtler, kenardaki ledlerdeki Atatürk görselleri çıkarılmış” sözleriyle açıkladı. Koç “Atatürk’süz tişörtle çıkmayı siz kabul edebilirsiniz, biz etmeyiz dedik TFF’ye” dedi.
Koç, süreç içinde en az sorunlu tarafın Suudiler olduğunu şu sözlerle belirtti: “Dibine indikçe, bu süreçte en az sıkıntılı taraf Suudiler. Bizim anladığımız kadarıyla, maçtan çok önce sıkıntılar ortaya çıkmaya başlamış. Çok toleranslı davrandıklarını söyleyemem. Bizim ülkemize iki yabancı takım gelse bizim hassasiyetlerimize uymak zorundalar. Takdir edersiniz etmezsiniz, tasvip edersiniz etmezseniz. Suudi Arabistan’da da böyle hassasiyetler varsa biz bunu maç günü mü öğreneceğiz! Maça birkaç saat kala. Buradaki sorumluluk TFF’de, çok net!” dedi.
Koç protokolün kendilerinden gizlendiğini “İstedik protokolü, vermediler, gizli dediler, biz oynayacağız, bize niye gizli” diyerek anlattı. Başkan, maçın iptal olması durumunun yalnızca Fenerbahçe’ye yıkıldığını “Dursun Bey ve biz, hayatın olağan akışına aykırı olarak birebir aynı noktadaydık. İkimiz de, Sayın Dursun Özbek adına konuşamam ama benzer sıkıntılarda birebir aynı noktadaydık. Onun için biz çıldırıyoruz. İki kulübün ve TFF’nin kararıyla iptal oldu. Niye her şey Fenerbahçe’ye ve Ali Koç’a?” sözleriyle anlattı.
Koç toplantı sırasında stadyumda yaşananları da anlattı ve “Hemen oynamayız demedik. Bir şekilde bu maçı oynatalım dedik. Özür dilemek, izin almaktan daha kolaydır. Gidelim, takımlarımız gitsin, sahaya çıksınlar. Bir sıkıntı olursa oynamayız ama maça çıkmayı deneyelim. Isınmaya bu formayla çıksın Fenerbahçe ve Galatasaray. Bu sefer stadyumdaki TFF yetkililerinden garip garip mesajlar gelmeye başladı. Bir tanesi ‘Soyunma odalarına polis girdi’, FIFA kurallarına göre oynuyorsanız soyunma odasına polis girmez. Polis girdi, pankartı aldı, Galatasaray’ın pankartını da almışlar. İş gerilmeye başladı” dedi.
Suudilerle muhatap olmadıklarını anlatan Koç “Biz orada Suudi yetkililer ile değil, TFF Başkanımız, İbrahim Burkay, Spor Bakanımız, Sayın Özbek, ben ve iki danışman var. Başka kimseyi de odaya almıyorlar. Bizim Suudi Arabistanlılar ile muhatap olduğumuz tek yer bir önceki gece yapılan toplantı. Orada da ‘İptal edilmedi, üst düzey yetkililer karar verecek’ dendi” dedi. Koç, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın orta yolu bulmak adına uğraştığını söyledi. Başkan, stadyuma gidilmiş olsaydı polislerin, futbolcuların üstünü arayacağını da açıkladı.
Ali Koç, Fenerbahçe’de yaklaşan başkanlık seçimiyle ilgili “Ali Koç başkanken Fenerbahçe ligde asla şampiyon olamaz! Önümüzdeki kongrede aday olmayı düşünmüyorum. Fenerbahçe’nin 10 yıldır şampiyon olmamasını sportif tesadüf mü zannediyorsunuz? İkinci dönemin sonunda başkanlığa devam etmeyeceğimi söylüyorum ama asla ‘asla’ demem. Benim Fenerbahçe başkanlığımın, Fenerbahçe’ye belli noktalarda zarar verdiği noktasına geldik. TFF, Galatasaray ve Fenerbahçe ortak bir karar alıyor, bunun tek suçlusu Ali Koç oluyor. Fenerbahçeliler artık uyansın, anlasın. Birbirimize zarar vermeyelim. Bu normal değil” şeklinde konuştu.
Ali Koç, Suudi Arabistan’da yaşanan olaylar sonrası Büyükekşi’nin istifa etmesi gerektiğini söylediği açıklamalarında “Futbolu TFF yönetiyor. Siyaset önümüzü kesiyor demedim ama devletimizin 3 Temmuz, otobüsümüzün kurşunlanması ile ilgili bir şey yapması lazım. Böyle bir şey nasıl faili meçhul olur böyle bir devirde. Dosyanın üstünde gizlilik vardı. Biz her gün yöneticilerimizin ifadelerini çarşaf çarşaf gazetelerde gördük. Gizlilik olmasına rağmen. Kimse gıkını çıkartmadı. Fenerbahçe tek başına ayakta durdu. Bunlar, bu örgüt en kuvvetli olduğu dönemdeydi. Son olaydan sonra Mehmet Büyükekşi istifa etmeli” diye konuştu.
Koç daha sonra hakkında söylenenlerle ilgili “Olay oldu. Gittik eşyaları aldık, havalimanına geçtik. Bu olay siyasi rekabetin malzemesi haline getirildi, özellikle muhalefet tarafından. Bu, iki kulübün haklı ve saygı duyulacak duruşuna büyük zarar verdi. Siyasetin öbür tarafı da, iktidar demek istemiyorum ama en dibinde olanlar, oradan aldıkları bilgilerle haber yapan, kullanılmaya elverişli isimler işi yine siyasete çekti. ‘Ali Koç, Cumhurbaşkanımızı güç durumda bırakmak istiyor. Bombayı iktidarın kucağına bıraktı. Planlayarak gitti. Zaten Gezi’ye de gitti. FETÖ…’ falan…” dedi. Koç sözlerine “Bizim ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ pankartını FETÖ’ye bağlıyorlar. Ulan sen kimsin! Salya sümük FETÖ için ağlamışsın! Sen kimsin Fenerbahçe’yi ve Ali Koç’u FETÖ’yle bağdaştıracaksın! Davalar da açıyoruz bu konuda. İnşallah hukuk olarak işler. Bunlar da cezalarını çekerler” diyerek devam etti. Programın moderatörü Mehmet Akif Ersoy’un “Abdülkadir Selvi’yi mi kast ediyorsunuz?” sorusuna Koç “Onlardan biri” dedi.
Koç ayrıca Sabah yazarı Melih Altınok’un “Artık CHP’nin başına geçmenizin zamanı gelmedi mi?” yazısı için de “Benim siyasetle uzaktan yakından alakam yok. Belediye encümeni bile olursam suratıma tükürün dedim. Hep aynı mesajlar. Bir yerden düğmeye basıyorlar. Niye derdiniz var Fenerbahçe ve Ali Koç ile” dedi. Koç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir sorunları olmadığını belirtti.
Koç, YeniŞafak yazarı İbrahim Karagül’ün ‘Ali Koç, hem Suudi Arabistan’ı, hem kulüpleri, hem TFF’ye hem de kamuoyunu provoke ediyor. Ama daha da esaslısı, Türkiye’de iç politika operasyonu çekiyor’ sözlerine “Ben ediyorum, Galatasaray’da hiçbir şey yok. TFF doğru düzgün planlayamamış, son dakika işleri rayına oturtmaya çalışıyor, son dakika en önemli değerlerimizden feragat ediyor. O ediyor, biz etmiyoruz. Biz etmeyince kötü kişi ben oluyorum!” diyerek yanıt verdi.
Başkan Koç, şampiyonluk yarışındaki gidişatın söz konusu süreç sonunda Fenerbahçe için olumsuz seyredebileceğini “Samimi şekilde yanlış yazabilir, yanlış bilgi almış olabilir. Bunlar art niyetli insanlar! Belli yerde bir düğmeye basıyorlar. İtibar suikastı bu. Bu bizim rekabetteki durumumuzu da etkileyecek. Görsün Fenerbahçeliler bunu. Maçlar bir başlasın.” sözleriyle anlattı. Başkan “TFF samimi bir açıklama yapsaydı, ‘kulüplerin imzaladığı sözleşme yok, taraflar uymadı’ vs vs. gibi. İş bu noktaya gelmezdi. Günah keçisi aranıyor, ‘İşi Ali Koç’a yıkalım, nasıl olsa tutar’ gibi. Bazı şeyler hakikaten akıl tutulması.”
Başkan, Arabistan dönüşünde Dursun Özbek’le konuşmadığını “Döndükten sonra Sayın Başkan (Dursun Özbek) ile konuşmadım. ‘Size saldırmıyorlar, bana saldırıyorlar. Sayın Başkan iki kelime edin’ falan mı diyeceğim. Adamın suçu değil bir şey değil” sözleriyle anlattı.
Başkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup yazdığını “Sayın Cumhurbaşkanımıza bir mektup yazdım. Devletimizin, hükümetimizin, bizi yönetenlerin gerçekleri bilmesini olmazsa olmaz olarak düşünüyorum. Konuyu izah ettik. Lütfen bize sorun dedim. Özel kalemini aradım. Bizleri, diğer paydaşları çağırın bir de bizden dinleyin. Başka ne yapabilirim. Kapısında yatacak halim yok. Son 2 günde oldu. Mektubu bugün gönderdim” sözleriyle anlattı.
Koç Arabistan’daki olayla alakalı son sözlerini “Ali Koç: “TFF süreci daha şeffaf, daha sağlıklı yönetseydi böyle olmazdı. Biz iş yaparsak en kötü senaryoya göre plan yaparız. Bunlar anlaşılan hiçbir senaryo yapmamışlar. Bu işin o tarafı. Siyaset alet olması bu işin; önce muhalefet tarafından, sonra benim üzerimden iktidara yakın medya tarafından. Hiç arzu etmediğimiz bir konu. Bunun siyasetle, diplomatik krizle alakası yok. ‘Ali Koç böyle planladı’ falan, konuyu odağın dışına çekti. Planlı, sistematik, kurgulu dezenformasyonla bu iş odağından çıktı. Bu algı operasyonu, belli merkezlerden yapılıyor. Sözleşme imzalamışız ya… Sözleşmeyi bir gösterin ya, imza attıysak gösterin sözleşmeyi. Gösterin ya! Fenerbahçe ve Galatasaray’ın imzasını gösterin. Sanki bir şeyde anlaştık ve geri döndük, yok böyle bir şey!” diyerek söyledi.
Koç alt liglerdeki bahis ve şike soruşturmasıyla alakalı geçtiğimiz günlerde savcılığa davet edilmiş, tanık olarak dinlenmişti. Konuyla alakalı konuşan Başkan “Bakın alt liglerde müthiş bir bahis olayı var. Tanık olarak çağırıldık. Heyecanlandık, umutlandık! İçişleri Bakanımız bu konuda ciddi, konu müthiş bir savcıya verilmiş. Tam ikinci dalga olacaktı, savcının Erzurum’a tayini çıktı! Gerçekten anlamıyorum” dedi.
Başkan devre arası transfer döneminde Fenerbahçe’yle adı geçen isimlerle ilgili de konuştu. Koç “Rade Krunic, Fenerbahçe’ye gelmek istiyor. Oyuncu ve kulübüne, yazın gözden çıkardığımız rakamları verebilecek durumda değiliz. Ancak görüşmelerimiz devam ediyor. Bizim istediğimiz rakamlarda olursa, olur. Stefan Savic de çok iyi bir oyuncu, iş görür ama çok pahalı. Bonservisi yok ancak maaşı çok yüksek” dedi.