Bir İstanbul masalı: İlkay Hakan’a, Pep Inzaghi’ye, Inter Manchester City’ye karşı!
Geçen yıl Barcelona tribünlerine yaptıkları truva ile dünyanın gündeminde olan Eintracht Frankfurt taraftarları Napoli'de adeta savaş çıkardı. İtalya Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Matteo Salvini, Alman taraftarlar için "Bunlar aşağılık suçlular" dedi.
Eintracht Frankfurt geçen sezon Avrupa Ligi’ni kazanarak Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazanırken şüphesiz en unutulmaz maç Barcelona deplasmanıydı. 30 bin Alman taraftar ‘truva atı’ yöntemiyle gizlice bilet alarak Camp Nou’ya girmiş ve takımlarının deplasmanda Barcelona’yı devirmesinde önemli bir rol oynamıştı. Aynı Frankfurt taraftarları bu kez Napoli’de saldırganlıklarıyla gündem oldu.
Frankfurt’ta iki takım taraftarları arasında gerginlik çıkması nedeniyle İtalya İçişleri Bakanlığı, Napoli’deki rövanş için Almanlara bilet satışını yasakladı. Ancak Temyiz Mahkemesi, Frankfurt’ta ikamet edenler hariç Alman taraftarlara bilet satılmasının önünü açan bir karar aldı. Bu kapsamda Napoli’ye gelen 600 Alman taraftarlar ise kenti birbirine kattı. Öğleden sonra yürüyüşe geçen holiganlar, Gesu Meydanı’nda kendilerine eşlik eden güvenlik güçlerine meşale, patlayıcı madde, taş attı. Restoranların sandalyeleriyle polise saldırdı. Güvenlik güçleri, göz yaşartıcı gazla holiganlara müdahale etti. Çıkan olaylarda biri polis aracı olmak üzere birçok otomobil ve çöp kutuları ateşe verildi. Çevredeki işletmeler büyük zarar gördü. Olaylarda çok sayıda kişi de yaralandı.
Polis uzun süren uğraşlar sonucu Alman taraftarları otobüse bindirirken bu kez Napoliler saldırıya geçti. Almanların bulunduğu araçlar taşlandı. Napoli Belediye Başkanı Gaetano Manfredi, olayları kınadığını belirterek “Napoli ve Napoliler, maddi zarar görmeyi hak etmiyor” dedi. İtalya Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Matteo Salvini, Instagram hesabından Alman holiganların, İtalyan güvenlik güçlerine meşale ve patlayıcı maddeler attığı anın görüntüsünü paylaştı. Salvini şunu yazdı: “Bunlar taraftar değil, bunlar suçlular hem de aşağılık suçlular. Almanya’da da aynı şeyi yapabilirler mi acaba?”