Prof. Doğu Ergil’den ‘yeni çözüm süreci’ yorumu: MHP’yi işaret etti
CHP kültür sanat alanında toplumsal dinamiklerle oluşturulan ve uygulanan sivil ve sürdürülebilir bir kültür politikası vaat ediyor. Hükümet bu politikanın uygulanmasını ekonomik olarak destekleyecek. Sansür girişimleri engellenecek. Her türlü sanatsal üretim teşvik edilecek.
Siyasi partilerin kültür sanat dünyasına ilişkin yaklaşımları aslında ne kadar demokratik olduklarıyla ilgili bir turnusol kağıdı işlevi görüyor bu memlekette. Bu yılların getirdiği bir çıkarım. Her parti özgürlükten yana olduğunu söylüyor, ama iktidara gelince ne kadar özgürlükçü olduğunu mesela fiili hayatta kültür sanat dünyasına yönelik uygulamalarıyla ortaya koyabiliyor. Ya da çoğulculuktan, ifade özgürlüğünden bahsediyor her parti yine iktidara gelince kültür sanat dünyasındaki uygulamaları o partinin aslında hiç de çoğulculuğa açık olmadığını, gayet otoriter olabileceğini açık edebiliyor. Ayrıca partilerin kültür politikaları aslında nasıl bir gelenekten geldiklerini de ele veren bir durum da ortaya koyabiliyor.
Biz de 10 Haber olarak seçime kadar partilerin kültür sanat politikalarını ele alacağız bu yazı dizimizde. Peki bu politikalar nerede açıklanıyor? Seçim bildirgeleri ya da beyannamelerinde. Dün bir vatandaş olarak seçim bildirgesi toplamak istediğimizde neler yaşadığımızı anlattık. Şaka gibi bir tablo çıkmıştı karşımıza. Gördük ki Türkiye’yi yönetmek isteyen siyasi partilerimiz, Türkiye’nin çok gerisindeler. Söylemlerine diyecek yok ama daha ev ödevleri yapma konusunda ciddi eksiklikleri var.
Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin kültür sanat politikasını masaya yatıracağız. Öncelikle belirtelim hali hazırda CHP’nin 2023 seçimlerine özel olarak hazırlanmış bir seçim bildirgesi yok. Altı siyasi partinin bir araya gelerek oluşturdukları Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni, parti, seçim bildirgesi olarak düşünmüş.
Bu metinde kültür, Sektörel Politikalar başlığı altında değerlendiriliyor. Oysa CHP’nin 2018 Seçim Bildirgmesi’nde kültür sanat 11 ana başlıktan biriydi. CHP perspektifinden düşünüldüğünde kültür sanat, öncellik sırasını kaybetmiş gibi görünüyor.
Gelelim içeriğe. Ak Parti döneminde Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı birleştirilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı olmuştu. Zaman zaman da tartışıldı bu birleştirme. Anladığımız CHP’nin buna bir itirazı yok. Çünkü vaatleri arasında bu bakanlığı tekrar eskisi gibi iki bakanlık haline getirmeyi vaat etmiyor.
* CHP oluşumunda ve uygulanmasında sivil ve sürdürülebilir bir kültür politikasını hayata geçirmeyi vaat ediyor. Hükümetin görevi ise bu politikaların uygulanmasını teşvik etmek ve altyapısını kurmak gerektiğinde ekonomik olarak desteklemek olacak. Kültür politikası, düzenli aralıklarla ulusal ve yerel kültür şuraları düzenlenerek, tüm paydaşların katkı ve katılımlarıyla oluşturulacak. Yani iktidar olmaları halinde CHP hükümet olarak bir kültür dayatması içerisine girmek yerine, toplumsal dinamiklerle ortaya çıkan bir kültür politikasını hayata geçirmek istiyor.
* Bu politikaların uygulanması, merkezi yönetimin ağırlığıyla değil de daha ziyade yerel yönetimlerin gücüyle yapılacak. Ama yerel yönetimlerle de ciddi bir görev veriliyor. Bu politikalar uygulanırken yerel yönetimlerin sivil toplum kuruluşlarına alan açması isteniyor. Böylece kültür politikaları uygulanırken STK’ların etkin ve aktif bir rol alması planlanıyor. Yani toplumsal dinamikler, STK’lar, oluşumuna katkı verdiği kültür politikalarının uygulanmasında da aktif bir şekilde rol alacak. Bu da daha sivil bir kültür politikasının hayata geçirileceği anlamına geliyor.
* Sanatsal ve kültürel üretimin önündeki her türlü engeli kaldırmak bir başka vaat. Yani hükümet, her devlet kurumunun, çoğu keyfi olan sansür girişimini, sanatsal ifade özgürlüğünün yanında durarak engellemeye çalışacak. Metindeki ‘Mülki İdare Amirlerinin, konser, festival, etkinlik, fuar gibi kitlesel katılımlı faaliyetler için önceden hazırlanmış yönetmeliğin çerçevesi dışında hiçbir şekilde kısıtlayıcı ve yasaklayıcı
bir tasarrufta bulunamamasını sağlayacağız’ maddesini de bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor sanırım. Lakin engeller konusunda sadece festival ve konser yasaklarının önüne geçmenin ötesinde daha geniş bir perspektiften bakma eğilimi var CHP’nin. “Anadilinde kanun ve yönetmeliklerdeki kültürel ve sanatsal üretimin önünde engel oluşturan maddeleri, muğlak ifadelerden arındıracak ve istismara açık olmayacak biçimde düzenleyeceğiz” diyerek özellikle her türlü sanat üretiminde Kürtçenin önünün açılacağını da vaat ediyor parti.
* Hükümet olarak ciddi bir şekilde kültür sanat alanında ekonomik katkı yapılacak. Ama bu katkının kime, nasıl yapılacağına tarafsız kurullar karar verecek ve bu kararlar alınırken şeffaf olunacak, desteklerin yerinde kullanımı ise titizlikle takip edilecek. Yani adrese teslim kültür sanat ihalelerine ve desteklerine son verilecek. Her türlü kültürel ve sanatsal proje liyakat sahibi ve tarafsız insanlardan oluşan kurullar eliyle yapılacak. Bu kuralların önünde iki kriter olacak: Estetik ve verimlilik.
* Sanat eserlerine saldırı ve sanatçıya yönelik şiddeti önleyecek tedbirler alınacak, söz konusu suçlarda iyi hal ve infaz indirimi uygulanmaması için de gerekli düzenleme yapılacak. Böylece sanatını icra eden sanatçılara, özellikle kamusal alanlardaki sanat eserlerine (aslında heykellere) karşı artan şiddet olaylarının önüne geçilecek.
* Her türlü sanatsal üretimi desteklemek böylece sanatsal üretimi artırmak gibi hedefi var CHP’nin. Ama üretimin ötesinde bunların ulusal ve uluslararası alanda kendini göstermesi, değer bulması için de destek mekanizmaları devreye girecek. Hatta bu sanatsal üretimlere insanların erişimin sağlanmasının sorumluluğunu da hükümet üstelenecek. Bu noktada CHP, bu desteklerin sanatçılar üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmayacağının da garantisi veriyor. Dün akşam CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı Organize Sanat Bölgeleri projesi de bu perspektifin önemli bir parçası aslında.
* Vakıflar Genel Müdürlüğü, Anıtlar Yüksek Kurulu ve Koruma Bölge Kurulları özerk hale getirilecek. Aşırı betonlaşmanın, turizm amaçlı mekânların inşası nedeniyle kültürel ve tarihî dokunun zarar görmesi engellenecek. Kentsel siluet ve dokuyu korumak adına koruma amaçlı imar planlarında tampon bölgeler oluşturulacak ve Tarihi Kentsel Peyzaja ilişkin yasal ve yönetsel çerçeve güçlendirilecek. Bu şu demek oluyor, artık hem tarihi alanların hem de şehirlerdeki rant alanı olarak görülen kültürel varlıkların talan edilmesinin önüne geçilecek.
* Bir önemli vaat de kültür ve sanat eğitimini ilkokuldan yükseköğrenime örgün ve yaygın biçimlerde yeniden planlamak. Kültüre ve sanata ayrılan ders içerikleri, ders saati ve ders etkinliklerinde gerekli güncellemeler yapılacak. Okulların sosyal ve kültürel etkinlikler için gerekli malzemeleri satın almaları desteklenecek. Yani kültür ve sanatın eğitimle tamamen kopuk olan bağı ciddi anlamda kurulacak. Bu hamleyle yeni neslin kültür sanat dünyasıyla ilişkisi daha küçük yaştan kurulacak.
* Müzeler konusunda da önemli vaatler var. Her ilde bir şehir müzesi açılacak. Çağdaş sanat müzelerini, fonksiyonlarını zenginleştirerek ülke genelinde yaygınlaştırılacak. Tarihi ve kültürel potansiyeli yüksek olan şehirlerde en az bir adet büyük ve modern bir müze yapılacak. Bu vaatlerin anlamı, çağdaş sanatın ülke genelinde yaygınlaşmasının önünün açılması demek.
* Sanatçılara yönelik vaatlere gelirsek. Bağımsız çalışan sanatçıların sosyal güvenlik ve emeklilik haklarıyla ilgili yaşanan sorunları
giderilecek. Devlet Tiyatroları, Opera ve Bale ve diğer sanat kurumlarında sanatçıların yaşadığı kadro ve diğer özlük hakkı sorunları çözülecek. Kültür endüstrileri içinde yer alan, mesleki tanım ve statüleri hala belirsiz olan mesleklerin NACE kodlarının ivedilikle oluşturulması sağlanacak.
Sanatçıların bir araya geleceği, konaklama, sağlık ve bakım hizmetlerinin verileceği Sanatçı Dayanışma Merkezleri kurulacak. Özel kopyalama harcı meslek birlikleri aracılığı ile hak sahiplerine dağıtılacak. Sanatçı gelirleri üzerindeki vergi yükü hafifletilecek. Sanatçının telif haklarını koruyacak; ihlalden ve korsandan korunması için her türlü tedbir alınacak.
5846 sayılı telif yasasına açık bir hüküm olarak ‘eser sahibinin telif sözleşmesini iki yıl içinde yeniden düzenleme hakkı saklıdır’ ibaresi eklenecek. Sesli kitap ve e-kitap ile internet ortamından yeni ve ikinci el kitapların satışına yönelik düzenleme yapılacak, eser sahiplerinin hak kaybına neden olan veya olabilecek istismar alanlarına yönelik önlemler alınacak. 5225 Sayılı Kültür Yatırımlarını ve Girişimlerini Teşvik Kanunu günün ihtiyaçlarına göre yenilenecek.
* Bunların dışında; her yıl bir Türkiye Kültür Şehri seçilmesi, Kültürel Mirası Koruma Enstitüsü kurulması, gençlere kültür ve sanat aktivitelerinden 25 yaşına kadar ücretsiz yararlanabilmeleri için kültür kartı verilmesi, Ulusal Sinema Enstitüsü’nün kurulması diğer vaatler arasında.
Son söz niyetine: CHP vaatlerden anlaşılacağı üzere kültür ve sanat dünyasına ilişkin kendine önemli bir yol haritası çizmiş durumda. Günümüzde, toplumsal hayatta gittikçe önemi artan kültür sanat alanının öneminin kavrandığı belli oluyor. Ama yine başa dönersek böylesi önemli bir alanın CHP’nin ülke sorunları öncelik sıralamasında geriye düşmesi parti açısından da düşündürücü.
15 Kasım 2024 - Savulun Roma’nın kaderini değiştirecek adam arenaya çıkıyor
8 Kasım 2024 - Ara tatilin sürprizi: Robot da olsa insan insandır!
5 Kasım 2024 - Trump mı kazanacak yoksa Harris mi? Sinemacılar sonuçları açıklıyor!
4 Kasım 2024 - ‘Yandaki Oda’ Oscar’da karşınıza çıkarsa şaşırmayın!