Real Madrid kalesini kapatarak kazanıyor
Bu yaz futbolseverleri eyleyecek ‘Dünya Kupası’ ya da ‘Avrupa Şampiyonası’ gibi büyük bir turnuva yoktu. Benim bu tür yazlarda hep içimden 'Hazır maçlar da yok biraz futbol okumalı, teoriyi geliştirmeli' türünden hafif şaka yollu bir düşünce geçer.
Yıllar önce, Radikal Spor forması giyerken kendisinin aramızdan ayrılışının 10. yıldönümü vesilesiyle ‘rahmetli’ İslam Çupi’ye ilişkin bir yazı kaleme almış ve biraz da futbolseverlerin kitap okuma alışkanlığına vurgu yapmıştım. Önce söz konusu yazıdan alıntılar yapayım:
“Malum Çupi’yi Aziz Başkan çok seviyor. Arada bir konuşmalarını, üstattan yaptığı alıntılarla süslüyor (özellikle de “Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka büyüklüktür işte, adı konamaz” ifadelerini). Keza Saracoğlu’ndaki basın tribünü de Çupi’nin ismini taşır.
Peki koskoca Fenerbahçe camiasının, başta Aziz Yıldırım olmak üzere baş tacı ettiği bu spor yazınının en muhteşem kalemlerinden birinin yazılarının toplandığı kitaplar ne kadar sattı dersiniz? Dün, Çupi’nin kitaplarını basan İletişim Yayınları’nın editörlerinden, Radikal Spor Servisi’nin güzide şahsiyeti Tanıl Bora’ya sordum. Cevap şuydu: ‘Her bir kitabından biner adet bastık, hiçbiri hâlâ tükenmedi.’
Çupi’yi göklere çıkarıyoruz ama yazdıklarına bakma, okuma gibi bir derdimiz yok. Durumu şöyle somuta indirgeyeyim ki bunu daha önce de yazmıştım. Bugün Fenerbahçe yönetiminde olan isimlerin evlerine ani bir baskın yapsak, kitaplıklarında Çupi’nin eserlerini bulur muyuz dersiniz? Mesela Sarı-Lacivertli yönetim bir karar alsa ve Fenerium’dan, diyelim ki bilmem kaç liralık alışveriş yapanlara bir Çupi kitabı hediye etse, fena mı olur? Tanıl, en azından kitabın satışı için kulübe başvurduklarını ama bir cevap alamadıklarını söylüyor.”
Oysa bu yaz hiçbir turnuva yoktu, okuyabilirdik!
Bu yaz futbolseverleri eyleyecek ‘Dünya Kupası’ ya da ‘Avrupa Şampiyonası’ gibi büyük bir turnuva yoktu. Benim bu tür yazlarda hep içimden “Hazır maçlar da yok biraz futbol okumalı, teoriyi geliştirmeli” türünden hafif şaka yollu bir düşünce geçer. Lakin gördüğüm kadarıyla bu yazı da transfer haberleriyle geçirdik, yakın zamanda da ‘Yıldız tartışması’ gündeme geldi. Hoş, okumanın mevsimi olmaz ama yine de fırsat fırsattır.
Bu vesileyle ülkemizde futbol alanında çok kıymetli kitaplar çıkaran iki yayınevinin yöneticilerini bu konudaki görüşlerine başvurdum ve biraz, çok da gelir getirmeyen ama en azından biz futbolseverler için bir tür ‘kutsiyet’ içeren bu uğraşlarına ilişkin neler düşündüklerini öğrenmeye çalıştım.
Ergin Keleş’in ‘Nasıl Yıldız Olunmaz?’ı dört baskı yapmış
Yıllarca bu alanda ciddi bir külliyat oluşturan İletişim Yayınları yöneticisi sevgili Kerem (Ünüvar) bu konuda şunları söyledi: “Futbol Kitapları dizimizde futbol kültürüne dair eserler yayımlamaya gayret ettik. Hem okumanın sağlayacağı bir kültürel ortaklık, futbol beğenisinin ayrıntılandırılması hem de magazininden uzak durabilmek çabasındaydık. Malum üzerine çok konuşulan, bolca yazı yazılan ama az okunan bir ‘alan’. Takımlar, taraftarlar, futbol ‘folkloru’ ilgimiz halen devam ediyor. Lakin kitaplar aynı şekilde okurun ilgisine mazhar olamıyor. Pek çok başlık sadece tek baskı yapabiliyor. Bu nedenle diziye oldukça seyrek yeni başlık ekleyebiliyoruz.
Ergin Keleş’in ‘Nasıl Yıldız Olunmaz? başlıklı kitabı bir istisna olarak karşımıza çıkıyor. Yayımlandığı Mayıs 2022’den itibaren 6 ay içinde peş peşe 4 baskı yaptı! Yazarın tanınırlığı ve sosyalliği elbette etkili bir faktör. Kitabın yukarıda andığımız futbol folkloruna tersten bir bakışla yaklaşmasının da diğer önemli faktör olduğunu söyleyebiliriz.”
Johathan Wilson’ın ‘Futbol Taktikleri Tarihi’ sekiz bin satmış…
Keza benzer şekilde birçok futbol kitabını Türkçemize kazandıran, editörlüğünü sevgili Tan’ımızın (Morgül) yaptığı, İthaki Yayın Yönetmeni Alican Saygı Ortanca’dan da bastıkları kitapların satış rakamlarını istedim. Sevgili Alican’ın yolladığı verilere göre durum şöyle: “Lefter’ – Haluk Hergün: 1500, ‘Scout Açısı’ – M. Sinan Pala: 2500, ‘Doktor Socrates’ – Andrew Downie: 1500, ‘Liverpool FC’ – Jonathan Wilson: 2400, ‘Futbol Taktikleri Tarihi’ – Jonathan Wilson: 8000, ‘Cehennemden Öte’ – John McManus: 1000 ve ‘Kızıllar’ – Jimmy Burns: 1000.” Alican şu bilgiye de verdi: ‘Scout Açısı’, ‘Liverpool’ ve ‘Futbol Taktikleri’ tekrar baskı yaptılar. 1500 üzeri hepsi tekrar baskı.”
Bir yandan birkaç kitap için en azından rakamlar fena görünmüyor ama öte yandan futbolla yatıp futbolla kalkan bir ülke ve sahip olduğu nüfus göz önünde bulundurulduğunda son derece zayıf bir satış grafiği var karşımızda.
Gordon Milne bir efsane, kendisini çok seviyoruz ama hakkında yazılan kitabı okumuyoruz…
Bu arada küçük bir ara yola sapayım. Futbol konusunda bir hayli kafa patlatan, yazı-çizi çabasında olan sevgili Bora (İşyar), 2021’de Beşiktaş’ın efsanevi teknik direktörü Gordon Milne üzerine bir kitap yayımladı. ‘Gordon Milne-Futbola Adanmış Bir Hayat’ adını taşıyan çalışma Mylos Kitap’tan çıkmıştı. Naçizane geçen yıl, 29 Mart 2022’de iki tane tweet attım, buraya alıntılıyorum: İlki şuydu; “Bugün 85 yaşına giren Gordon Milne’e ilişkin atılan tweet’lere bakılırsa bu topraklarda hâlâ hatırlanıyor, seviliyor… Lakin şöyle bir durum var; geçen yıl haziran sonu kendisi hakkında gayet kapsamlı bir kitap yayımlandı… Merak bu ya, kitabın yazarı Bora İşyar’a sordum”, ikinci tweet de şuydu: “Kitabın kaç sattı, biliyor musun?” Cevabı şöyleydi: ‘Net satış 585.” Çok seviyoruz ama belli etmiyoruz! Futbola, değerlerine hayranız ama ne oyun ne de aktörleri hakkında yazılanları okumuyoruz! ‘585 adet’… ‘Efsane’nin doğum gününde bu ‘ayıbı’ paylaşalım dedim de.”
Haydi Beşiktaş yönetimi!
Bu iki tweet’in altına da kitaba ilişkin Kadıköy Gazetesi’nde yazdığım yazıyı ekledim. Bu tweetleri attıktan sonra ‘Twitter’da bazı arkadaşlar kitaptan haberleri olmadığını, tanıtımının yapılmadığın, yoksa alabileceklerini ifade ettiler. Bu yazıya kaleme alırken Bora’yı bir kez daha yokladım, satış rakamının en fazla 900 ila bin civarında olduğunu belirtti.
Mesela bu kitaptan, aynı İslâm Çupi cephesinde olduğu gibi Beşiktaş Yönetimi çok sayıda satın alabilir, yeni transferlerine incelik kabilinden verebilir (yabancı olsalar da fark etmez, ‘eğer varsa’ kütüphanelerinde bulunsun), yılbaşlarında ya da Milne’in doğum gününde kulüp çalışanlarına, mesela belli bir sınırın üstünde alışveriş yapan taraftarlarına ya da kombine sahiplerine hediye edebilirdi. Hoş, bu hamleler için bence çok da geç değil…
Futbolu anlatmak için iki cümle yetiyor zaten!
Neyse, velhasıl okumuyoruz, muhtemelen uzun süredir de okumayacağız! Öte yandan nihayetinde de her cephede genelin dışında kalanları saymazsak iki cümleyi bir araya getiremeyen bir futbolcu topluluğu, teknik direktörler, yöneticiler ve de yorumcularla yeni futbol sezonuna hazırız, hepimize hayırlı uğurlu olsun!