Yeşil Sol Parti kadın adaylarını tanıttı
AK Parti MKYK Üyesi Miroğlu çok sayıda belediyeye atanan kayyumlardan AK Partili meclis üyelerinin de rahatsız olduğunu söyledi ve 'ikinci valilik' benzetmesi yaptı. Ayrıca kayyum politikasının demokrasi zeminini de zayıflattığını belirtti.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından bazı belediyelere kayyum atandı ve seçilen başkanlar tutuklandı. Kazandığı belediyelerin çoğuna kayyum atanan parti ise HDP oldu; şimdiki adıyla DEM Parti. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP 65 belediye kazanmıştı. 19 Ağustos 2019’da HDP’nin Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir belediyelerine kayyum atanmıştı. Üç büyükşehir belediyesiyle başlayan kayyum atamaları beş il, 33 ilçe ve yedi belde belediyesiyle devam etti. Kayyum atanan belediyelerin meclisi de feshedildiği için 31 Mart Seçimlerinde seçilen 807’si HDP’li toplam 1.139 meclis üyesinin üyeliği feshedildi. Üyeliği feshedilenler arasında diğer partilerden seçilmiş meclis üyeleri de vardı.
Genel seçimlerden sonra dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ arasında yapılan protokol ortaya çıkmış ve bu konu orada dahi madde haline getirilmişti.
AK Parti MKYK Üyesi 25. ve 26. dönem milletvekili Orhan Miroğlu kayyumlara ilişkin bir açıklama yaptı ve bu konunun altı senedir tartışıldığının altını çizdi.
Namus protokolünde bu kez ‘İmambakır Üküş’ tartışması: 10Haber hem Özdağ’a hem Üküş’e sordu
T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Miroğlu kayyum politikasını AK Partiye ne faydası ne de zararı olduğunu söyledi ve “Açıkçası bence bu politikanın AK Parti’ye faydası olmadı ama meseleye sadece bu zaviyeden bakmak yanlış, sivil siyaset ve demokrasi açısından bakmak rasyonel tutum olur. Çünkü kayyımların sonucunda güneydoğuda sivil siyaset ve demokrasi zemini güçlenmedi, tam tersi zayıfladı” dedi.
Bir mülki idare amirine iki görev birden yüklendiğini ifade eden Miroğlu Güneydoğu şartlarında bunun istedikleri gibi sonuç vermediğini söyledi. Belediye denen alanda meclis üyesi olmadığının da altını çizen Miroğlu “AK Parti’nin de meclis üyeleri kayyuma karşı, çünkü onlar da seçiliyor ve onlara da kayyum atanmış oluyor. Aslında Batı’daki hali ve işleyişi itibarıyla belediye diye bir şey kalmadı. Biraz böyle ikinci bir valilik gibi oldu. Ben bu durumdan mülki idare amirlerimizin de memnuniyet duyduğunu hiç sanmıyorum. Düşünün devletin bir valisi orada görevlendiriliyor ve iki üç yıllık çalışma dönemi içinde kritik kararlar vermek zorunda kalıyor” diye konuştu.