İş makinaları ile ilgili görüşüm depremin ikinci günü Kahramanmaraş’ta enkaza dönmüş mahallelerde dolaşırken değişmişti…
Gençken, solcu yıllarımda iş makinaları yoksul mahallelerdeki işçi sınıfının evlerini dümdüz edip rantiyelere kazandıran kötü canavarlar gibi görünürdü gözüme…
Oysa o gün Kahramanmaraş’ta enkaz altındaki çaresiz insanların yardımına koşan dostlar haline gelmişti.
O gün şöyle bir şey düşünmüştüm…
Acaba bu makinalar yapay zeka sayesinde insan ve çevre dostu bir orduya dönüştürülemez mi…
Bu sorunun cevabını dün Las Vegas Teknoloji Fuarının son gününde “Akıllı otomobil ve araçlar” bölümünü gezerken aldım.
Ama önce dün burada bana gerçekten gurur veren bir şeyi anlatarak başlayacağım.
TOGG Pavyonunu…
Perşembe akşamı yemeğe gitmek üzere otelden ayrılırken Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’a rastladım.
Üstünde yakasında TOGG logosu olan bir mont vardı.
Anadolu Grubu TOGG’u yapan konsorsiyumun üyesi. Bu yıl fuarda TOGG patronlarını Tuncay Özilhan temsil ediyordu.
“Sizi de bekliyoruz pavyona” dedi…
Türkiye’de elektronik ürün pazarlaması konusunda uzmanlaşmış AZTEK şirketinin iki patronu Hasan Ütebay ve Hüseyin Ütebay ile birlikte gittik.
Boğaziçi Üniversitesi mezunu iki insanla gezmek çok daha öğretici oluyor.
Zaten fuarın son gününü araba bölümüne ayırmıştım.
Fuarın en büyük bölümlerinden biri araba teknolojilerine ayrılmıştı…
Ama buna araba demek artık yanlış.
TOGG’un en üst yöneticilerinden biri “Biz araba üretmiyoruz… Cep telefonu gibi bir yazılım üretiyoruz” demişti…
Bütün fuarda olduğu gibi burada da anahtar kelime “software…”
Yani yazılım.
Önce şunu söyleyeyim.
TOGG pavyonunun önüne gelince hayretler içinde kaldım.
Hiç abartmıyorum sadece otomotiv bölümünün değil fuarın en büyük pavyonlarından biriydi…
Hatta buna pavyon demek de yanlış…
Burası Las Vegas’vari bir şov mekanı olmuş.
Işığı, tasarımı, içerideki yaratıcı ve çekici uygulamaları ile…
Bunda kimin emeği, kimin fikirleri ve kimin vizyonu pay sahibiyse…
Hepsini yürekten kutluyorum.
Benim gibi iktidara pek olumlu bakmayan insanlar için TOGG’un bir şanssızlığı var.
İstediğimiz kadar kendimizi kurtarmaya çalışalım, ne yazık ki bize biraz “iktidar propagandası mı” duygusu veriyor.
Hemen söyleyeyim.
Hepimiz kendimizi bu duygudan kurtarmalıyız.
Çünkü burada gördüğüm TOGG her Türkiye vatandaşı için bir gurur kaynağı…
Mükemmel bir sunum.
O bölümdeki Mercedes ve öteki dev markaları bile gölgeleyen bir görünümü vardı pavyonumuzun.
Arkasında Türk sermayesi, Türk mühendisleri ve tasarımcılarının büyük çabası var.
Bizi kapıda TOGG’un kurumsal iletişimini başarıyla yapan eski gazeteci Hakan Özenen karşıladı.
Pavyonda TOGG’un klasik modeli ile önümüzdeki nisanda piyasaya çıkacak yeni modeli “T 10F Elektrikli Sedan” modeli sergileniyor.
Ancak Hakan buna “Sedan” demekten kaçınıyor.
Çünkü araba sektöründe “Sedan” artık biraz demode bir kavram.
SUV’la karışık yeni tasarımlar daha gözde.
Araba uzmanı olmadığım için arabanın teknik özelliklerini eskiden birlikte çalıştığım Emre Özpeynirci’ye bırakıyorum.
TOGG’un bildiğimiz ilk modeli ise karanlık bir odada sergileniyor ve önünde uzun bir kuyruk var.
Çünkü içeride AI yani yapay zekalı akıllı arabayı çok iyi anlatan bir şov var.
Ve bu şovu Hacettepe Üniversitesi Müzik bölümü mezunu genç bir müzisyenle geziyorum.
Adı Mehmet Ünal…
Onlara “new media artist” deniyor. Besteci, yapımcı ve dijital müzik ve video uygulamacısı…
Mehmet Ünal bana TOGG’un ön panelini anlatıyor.
Panel tam anlamıyla bir yapay zeka ekranı…
Arabaya oturduğunuz an sizin psikolojik check-up’ınızı yapıyor.
Yüzünüzün çeşitli bölgelerindeki markörleri okuyarak o günkü ruh halinizi belirliyor.
Ayrıca iWhatch saatlerdeki üç ölçümü de yapıp panele yansıtıyor.
Bunlar kalp atış hızı, tansiyon ve stres seviyeniz.
Ön panelde o günkü ruh halinize uygun bir müzik ve video uygulaması başlıyor.
Bu uygulamalar için Türkiye’nin önde gelen video sanatçıları ile çalışmışlar. İçlerinde ileride Refik Anadol olacak sanatçılar var diyebilirim.
Ekranda Can Büyükberber’in Hyperspace videosunu seyrettim.
Arabanın panelinde en hoşuma giden uygulamalardan biri özel radyosu.
Tabii bu bizim bildiğimiz klasik radyo değil.
Her tür müzik tarzı ve zevkine uygun müzik playlistleri var.
Bunların özelliği ise yapay zeka tarafından sizin müzik zevkinize göre özel bestelenmiş parçalar olması.
Özel caz müzik radyosunu dinledim.
Tamamen yapay zeka tarafından yapılıp kaydedilmiş hafif caz müziği parçaları bunlar.
Bu arada Mehmet Ünal arabadaki nihavent ve rast makamındaki playlisterle ilgili bilgi veriyor:
“Aslında nihavent ve rast makamı Osmanlı döneminden beri hayatımızda olan bir müzik. Biz bunu yeniden yorumladık. Yani bunları bugün insanları daha çok rahatlatan frekans bantlarıyla yeniden yorumladık. Bugünün insanına rahatlık verecek şekilde düzenledik.
Kendi payıma nihavent ve rast benim müzik zevkim değil…
Arabada giderken klasik veya ritmik pop müzik parçaları ruhuma daha uygun.
Evde ise banko jazz ve bossa jazz…
Tekrar ediyorum…
Araba uzmanı değilim ve TOGG’un teknik özelliklerini uzmanlara bırakıyorum.
Ama şunu açıkça söyleyebilirim.
Fuarın araba bölümündeki en büyük kuyruk TOGG’un bu karanlık oda şovunun önündeydi.
TOGG’un hemen yanında ise Amerika’da yaşayan bir Türk kadının kurduğu “Turkish Cafee Lady” adlı bölüme geliyoruz.
Bir Türk Kahvesi startup’ı diyebilirsiniz.
Kurucusu Gizem Balcıgil White…
1970’li yılların Ankaralı ünlü mimarı ve Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay’ın torunuymuş.
Çok başarılı olmuş.
Sadece Türk kahvesi servisi yapıyorlar.
Hazırladıkları özel blendlere de “İstanbul,” “Mardin,” “Cappadocia,” “Aegean” ve “Zeugma” adlarını vermiş.
Çalışanları da sadece kadınlar…
O da çok hoşuma gitti.
Kahve yapımında da da Vestel’in “Sade” model Türk kahve makinasını kullanıyorlar.
TOGG’dan işte bu duygularla ayrılıyorum.
Hemen yanında ise çok prestijli bir marka olan Mercedes’in pavyonu var.
Bütün araçlar elektrikli tabii…
Dediğim gibi TOGG’u gezen insan sayısı Mercedes’ten fazlaydı.
Gözüm biraz ileride Hyundai pavyonundaki devası bir iş makinasında.
Karşıdan ilk bakışta bana “Transformers” filminden fırlamış bir makina gibi geliyor.
Hyundai’nin konsept iş makinasıymış.
Tamamen elektrikle çalışıyor.
Yani iş makinalarının o ürkütücü sesi hayatımızdan çıkacak gibi…
Ayrıca bir kullanıcısı yok.
Tamamen yapay zeka ile çalışan bir iş makinası.
Tasarım devrimci bir şekilde değişmiş.
Acaip gürültü çıkartan ürkütücü grayder gitmiş. Mars için tasarlanmış bir uzay aracı gelmiş.
En çok dikkatimi çeken ikinci şey ise tek parça metal paletlerin gitmiş olması.
Onun yerine kompozit madde olduğu hissi veren üçgen paletler içindeki küçük tekerlekler almış.
Onun hemen yanında ise 20. yüzyıl tarım devriminin en tanınmış markası John Deere pavyonu var.
Onun sahnesinde de devasa bir iş makinası duruyor.
Ama onun görüntüsünde devrimci bir değişiklik yok.
Onlar da tek palet sisteminden çıkıp küçük paletler içinde üçlü tekerleklere geçmiş.
Ama o klasik değişmeyen görüntü içinde onun da bir yapay zeka devrimi var.
Özellikle ilaçlamaya getirdiği yapay zeka uygulaması…
Buna “See &Spray”(Gör ve Püskürt) teknolojisi diyorlar.
Makina bu uygulama ile bitkinin sadece ilaca ihtiyaç duyan bölgesini bulup sadece orayı ilaçlıyor.
ABD’de 2023 yılında dört milyon dönüm arazide ilaçlamada bu sistem kullanılmış.
Bu sayede bu arazide 32 milyon litre daha az ilaç kullanılmış.
John Deere pavyonunda beni çok düşündüren bir makina vardı.
Devasa bir pamuk toplama makinası…
Tarladaki pamuğu hiç bozmadan o kadar becerikli bir şekilde topluyor ki ister istemez aklıma Yılmaz Güney filmlerindeki mevsimlik Çukurova işçileri geliyor.
Bilmiyorum belki bu araçlar Çukurova ve Söke pamuk tarlalarında şimdiden kullanılıyor olabilir.
Ama her makinanın kaç mevsimlik işçinin emeğini çaldığını hesaplayamadım.
Fuarda benim en çok ilgimi çeken bölümlerden biri drone arabalar oldu.
Yani uçan arabalar.
Bu konuda özellikle Çin şirketleri resmen uçmuş.
İnsanın aklını zorlayan fantastik uçan arabalar yapmışlar.
İçlerinde “Uçan Ferrari”ye benzeyen modeller bile vardı.
Üstelik bunların bütün insanlı denemeleri de tamamlanmış ve piyasaya çıkacak hale getirilmiş.
Evet böylece dört günlük Las Vegas Teknoloji Fuarı turum tamamlanıyor.
Umarım yeni trendleri, hayatımızı değiştirecek buluşları sizi sıkmadan aktarabilmişimdir.
24 Kasım 2024 - Çanakkale 116. Er Eğitim Alayında 50 yıl önce çekilen bir fotoğrafın hikayesi
23 Kasım 2024 - Hadise’nin yeni şarkısıyla gelen eski Türkiye özlemi: ‘Biz bizeydik nostaljisi’
22 Kasım 2024 - Ufuk Uras’a sordum: Devlet beye o soruyu sordun mu?
20 Kasım 2024 - Son anket: Türk halkı böyle bir Milli Eğitim Bakanı istemiyor
19 Kasım 2024 - Yılın son profil analizi: Hakan Fidan’a elini veren kaç parmağını kaybeder?