Soylu’nun ‘Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu’ dediği davada 72 sanığa beraat
Ayhan Bora Kaplan iddianamesinde çok ilginç ve çarpıcı bir detay var. Gazeteci Tolga Şardan bu detayın peşine düştü, arka plana yansıyan ve Ankara'da çok yaygın konuşulan bir söylentiyi yazdı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ankara’da yıllarca faaliyet gösteren Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik iddianamesinde çok ilginç bir detay var.
İddianamede ‘Olay -B’ olarak adlandırılan bu ilginç olay 15 Şubat 2018’de Ayhan Bora Kaplan’a ait Ankara’nın Gaziosmanpaşa semtindeki ‘Albüm’ ve ‘Tren’ adlı bir barda yaşanan bir yaralanmaya dair. Olayda bacaklarından tabancayla vurularak yaralanan üç kişi, Berke Kırıcı, Serhat Tümer ve Serdar Hoşyiğit adını taşıyor ve üçü de bu barların güvenlik personeli.
Peki ne olmuş ve nasıl olmuş da üçü birden ayaklarından vurulmuş? İddianame olayı şöyle anlatıyor:
(…) Müştekilerin (vurulan üç personel. Y.N.), 2018 yılı Şubat ayında Tren Bar ünvanlı iş yerine müşteri olarak gelen bir şahıs ile münakaşa ettikleri; münakaşanın kavgaya dönüştüğü; münakaşa yaşayan kişinin aracılar vasıtası ile suç örgütü kurucusu ve yöneticisi Bora Kaplan’a ulaştığı; suç tarihi olan 15/02/2018 tarihinde şüpheli Bora Kaplan’ın münakaşa yaşayan şahıs ile birlikte Tren Bar ünvanlı, kendisine ait iş yerine geldiği; suç örgütü kurucusu ve yöneticisi şüpheli Bora Kaplan’ın suç örgütü yöneticisi Kanber Keskin’e ‘yanındaki kişi ile münakaşa yaşayan kişileri bul’ şeklinde talimat verdiği;
Şüpheli Kanber Keskin’in güvenliklerden sorumlu suç örgütü yöneticisi olarak müştekileri tespit ettiği ve şüpheli Bora Kaplan’ın önüne getirdiği; şüpheli Bora Kaplan’ın müştekilere hitaben ‘bu şahsa bu yapılır mı? Bu çocuğu kim dövdü?’ şeklinde sözler sarf ettiği; şüpheli Kanber Keskin’in müşteki Berke Kırıcı’ya öne çıkması talimatı verdiği; müşteki Berke Kırıcı’nın öne çıktığı; bu esnada diğer müştekiler Serhat Tümer ve Serdar Hoşyiğit’in de öne çıkarak ‘bu şahsı biz dövdük’ dediği; bunun üzerine şüpheli Bora Kaplan tarafından diğer kişilerin dışarı çıkartıldığı, şüpheli Bora Kaplan’ın zilyedliğinde bulunan ve soruşturma kapsamında ele geçemeyen silah ile müştekilerin bacak kısımlarına müteaddit defalar ateş ettiği; ateş etme neticesinde müştekilerin bacaklarından yaralandığı;
Bora Kaplan’ın olay yerinden ayrıldığı; müştekilerin kimliği belirlenemeyen bir vale tarafından Hacettepe Hastanesi’ne götürüldüğü; olayın sağlık kurumu tarafından adli vakıa olarak nitelendirilmesi sebebiyle bizzat şüpheli Bora Kaplan tarafından icra hareketleri gerçekleştirilen suçun ve suç örgütünün deşifre olmaması için iş yerindeki delillerin yok edildiği ve suçun şüpheli Erdoğan Kaplan tarafından üstlenilmesinin sağlandığı; müştekilerin aleyhe beyan vermesinin önüne geçilmesi amacıyla para yardımında bulunulduğu (…)
İddianameden şu anlaşılıyor: Bir genç müşteri bu barlara geliyor ve kapıda bir sebeple barın güvenlik görevlileri tarafından darp ediliyor. Bunun üzerine bu müşteri polise veya başka bir adli makama gitmiyor, onun yerine doğrudan barın sahibi Ayhan Bora Kaplan’a ulaşıyor. Kaplan da müşteriyi dövenleri ayaklarından kurşunluyor.
Peki ama kim bu müşteri? T24 yazarı gazeteci Tolga Şardan’a göre bu dayak yiyen müşteri, ‘dönemin güçlü bürokratı’ Sadık Soylu’nun oğluydu.
Şardan dün şöyle yazdı:
“Savcılığın iddianamesindeki söz konusu olayın bir de mağdur tarafı yani Kaplan’ın üç adamının dövdüğü bir isim var kuşkusuz.
Savcılık, bu ismi merak etmediği için iddianameye almamış olsa gerek!
Sürece katkısı olması nedeniyle artık bu ismin kim olduğunu açıklamak zorunlu hale geldi.
Kaplan’ın adamlarının Albüm ve Tren adlı barda dövdüğü müşteri, ülkenin ünlü bürokratlarından Sadık Soylu’nun oğlu.
OIayın yaşandığı gece, Sadık Soylu’nun oğlunu tanımayan ve “patron nezdinde hatırlı müşteriyi” döven bar personeli, sonrasında 15 Şubat 2018 gecesi Kaplan tarafından “kendi usulünce” cezalandırıldı!
Doğrusunu söylemek gerekirse; olayın yaşandığı günlerde emniyet kulislerinde hemen herkes bu ismi biliyordu.
Kayıtlara girmemişti.
O günleri yakından izleyen bir gazeteci olarak ve artık zamanı geldiğini de düşündüğüm için, olayın asıl tarafının kim olduğunu kamuoyuna duyurmakta bir sakınca görmedim.”
Olayda adı geçen ve Tolga Şardan’ın ‘Oğlu yüzünden 3 kişi kurşunlandı’ dediği Sadık Soylu, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile aynı soyadı taşıyan kuzeni.
Sadık Soylu’nun adı Sedat Peker’in iddialarında sık sık geçiyordu.