20 yaş altında ilk galibiyet Belçika’ya karşı
NBA'de 2024 All-Star kadroları yedeklerin açıklanmasıyla beraber şekillendi. Hem Doğu hem Batı'da birçok yıldızın kadrolara seçilmemesi tartışma yarattı. Çözüm, sıklaşan format değişikliğinden önce kadrodaki oyuncu sayısının değişiminde yatıyor.
NBA’de All-Star kadroları açıklandı. Türk basketbolseverler için her şeyden önce üzücü olan Alperen Şengün’ün kadrolarda yer almaması. Ancak şöyle derinlemesine bir inceleme yapıldığında tek sorunun bu olmadığı açık.
Öncelikle yedekleri NBA’deki koçların belirlediğini hatırlatarak başlamak lazım. Her NBA takımının koçu yedi yedek oyuncu için iki kısa, üç uzun, iki de pozisyon zorunluluğu olmaksızın oyuncu seçimi yaparak oylarını kullandı. Koçlar kendi takımlarından olmayan oyunculara oy vererek All-Star kadrolarının yedeklerini şekillendirdi. Taraftar, medya ve oyuncu oylarıyla belirlenen ilk beşlerin üstüne yedeklerin de açıklanmasıyla beraber 12’şer kişilik Doğu ve Batı kadroları ortaya çıktı.
NBA, tarihinde hiç olmadığı kadar yetenekli oyuncuyu bünyesinde barındırıyor. Yetenek havuzu o kadar genişledi ki en kötü takımların kadrolarında dahi yıldız diyebileceğimiz oyuncu yer alıyor. Hal böyle olunca All-Star gibi organizasyonlarda hangi oyuncuların yer alacağı sorunsalı daha derin bir probleme dönüşüyor.
Bundan 20 sene önceye gidildiğinde kariyer ortalamaları 7.2 sayı ve 6.5 ribaunt olan Jamaal Magloire’ın All-Star seçildiğini görebiliyorduk. Magloire All-Star seçildiği sezonu 13.6 sayı, 10.3 ribaunt ortalamalarıyla tamamlamıştı. Bu sezon benzer ortalamalara sahip Clint Capela’nın All-Star maçı söz konusu olduğunda esamesi okunmuyor. Öyle ki Capela’nın önünde seçilmediği için tartışma yaratan pek çok basketbolcu var. Bunların başında Sacramento Kings forması giyen Litvanyalı uzun Domantas Sabonis geliyor. Daha önce üç kez All-Star seçilen oyuncu 46 maçta 19.9 sayı, 13.0 ribaunt, 8.0 asist ortalamaları yakaladı.
Yedekler açıklandığında Batı Konferansı’nda Karl Anthony Towns veya Paul George gibi isimler yerine neden Sabonis’in seçilmediği konu oldu. Towns’ın 22.7 sayı, 8.7 ribaunt ortalamasıyla sezonu sürdürdüğünü belirtelim ki bunlar hiç fena rakamlar değil. Öte yandan Batı’da liderliğe oynayan Minnesota’dan sadece Anthony Edwards’ın değil ek olarak bir yıldızın daha kadroya alınmasının bir mantığı var. Fakat bu noktada da karşımıza şöyle bir soru çıkıyor: Bu başarıya savunma performansıyla ulaşan Minnesota’da neden savunma lideri Rudy Gobert (13.4 sayı, 12.4 ribaunt, 2.1 blok) değil de Towns All-Star seçildi? İşin Minnesota’dan ikinci oyuncuyu kadroya alma refleksini kenara bıraktığımızda Sabonis’in yanı sıra Alperen Şengün (21.7 sayı, 9.2 ribaunt, 5.1 asist) ve Lauri Markkanen (23.6 sayı, 8.7 ribaunt) gibi isimlerin de kadroda yer almaması eleştirilerin doğmasına neden oluyor.
Batı’da işi kısalara getirince kadroya seçilen isimlerden herhangi birini çıkarmak pek akıl kârı değil. Ancak tepki gösterenlere hak verebileceğimiz nokta De’Aaron Fox (27.2 sayı, 4.1 ribaunt, 5.5 asist), Kyrie Irving (25.2 sayı, 5.1 ribaunt, 5.3 asist) gibi oyuncuların kadro dışında kalmaları.
Doğu Konferansı’nda dışarıda kalması en fazla şaşkınlık yaratan isim Atlanta Hawks’ın yıldızı Trae Young oldu. Young üst üste iki sezonda da 25 sayı ve 10 asist üzerinde ortalamalar yakalarken All-Star kadrolarının dışında kaldı. Yapılan bu tercih eleştirildi. Doğu’da yedek kısalara baktığımızda inanılmaz bir gelişim gösteren Tyrese Maxey (26.3 sayı, 3.6 ribaunt, 6.4 asist), New York Knicks’e önderlik eden Jalen Brunson (27.1 sayı, 3.9 ribaunt, 6.4 asist) ve Cavaliers’ın yıldızı Donovan Mitchell’ın (28.1 sayı, 5.4 ribaunt, 6.4 asist) varlığını görüyoruz. Bu oyunculardan herhangi birinin kadro dışında kalması başka bir infiale neden olacaktı. Ancak Trae’in dışarıda kalmış olması da eleştiriliyor.
Her şeye rağmen Trae Young’ın All-Star kadrosuna girmesi için hala bir yol var. O da Julius Randle ve Joel Embiid gibi oyuncuların sakatlıklarının bulunması. Bu oyunculardan biri dahi maçı kaçırması halinde ilk alternatif Young olacaktır. Ancak Young’ın sakatlığı bulunan oyuncunun yerini doldurması halinde dışarıda kalacak Derrick White (15.7 sayı, 4.0 ribaunt, 4.8 asist), Kristaps Porzingis (19.4 sayı, 6.9 ribaunt, 1.9 blok), Jarrett Allen (15.2 sayı, 10.5 ribaunt, 1.1 blok) gibi isimlerin de varlığını atlamamak lazım.
Son yıllarda All-Star kadrolarına hangilerinin seçileceğinden çok hangi oyuncuların kadro dışında kalacakları tartışılıyor. Takımlar belli olduktan sonra hangi oyuncunun/oyuncuların daha büyük haksızlığa uğradığı sosyal medyanın gündemine oturuyor. Bunun değişmesi için en makul çözüm kadroların 12 yerine 15 kişi olması. 1983 yılından bu yana All-Star kadroları 12’şer kişi. O zamanlar 23 takımdan oluşan ligde bugün 30 takım var. NBA takımlarının bünyelerinde 480’den fazla oyuncu barınıyor. Artı yazının başında da belirtildiği gibi yetenek bareminin fazlasıyla genişlediği ligde en iyi 24 oyuncuyu seçmek fazlasıyla zorlaşıyor.
Hal böyleyken son yıllarda formatıyla çok kez oynanan All-Star organizasyonunda bir sonraki radikal değişimin kadrodaki oyuncu sayılarında yapılması makul. Oyuncu sayısının 12 yerine normal bir NBA takımının maçlara yazabildiği gibi 15’e çıkarılması mantıklı. Bu noktada oyun süresinin 48 dakikada kalması rotasyon ve bazı oyuncuların çok az süre alması konusunda endişe yaratabilir. Ancak ben oyuncuların bundan pek de şikayetçi olacağını zannetmiyorum. Öyle ki bu sene de kadroya seçilmeyen isimlerden Miami Heat yıldızı Jimmy Butler’ın 2023 All-Star maçında sarhoş olduğu için süre almadığı gerçeği hala unutulmadı.
Söz konusu All-Star seçilme konusu oyuncular için her şeyden önce prestij. Ancak prestijden çok daha ötesi var. Öyle ki ilk kez All-Star seçilen Jalen Brunson, Tyrese Maxey, Paolo Banchero gibi isimler haricindeki yıldızlar adına o apoleti takmaktan öte maddi kazanç da var. Bu üç isim ilk kez organizasyonda yer almanın mutluluğunu yaşarken daha önce All-Star olmuş diğer 21 isimden bazıları kontratlarında bulunan “All-Star seçilirse bonus alır” maddesiyle ceplerine daha fazla para koyabiliyorlar. Örneğin geçen sezon Boston Celtics’ten Jaylen Brown 1.5 milyon dolar, New York Knicks’ten Julius Randle 1.2 milyon dolar, Milwaukee Bucks’tan Jrue Holiday 324 bin dolar bonus kazanmıştı.
Bu oyunculara ek olarak bu sezon All-Star seçilmemesi çok tartışılan Domantas Sabonis de geçen sezon All-Star seçilerek Sacramento Kings’le imzaladığı kontrat gereği ek olarak 1.3 milyon dolar gibi ciddi bir geliri hesabında görmüştü. Dolayısıyla daha fazla oyuncuya All-Star kapısı açan yeni sisteme sporcuların destek çıkması olağan. Ancak daha fazla basketbolcuya bonus ödemesi yapmak durumunda kalacak takım sahiplerinin bu değişikliğe ne denli destek verecekleri tartışılır.
Kadroların 12 kişiden 15 kişiye çıkarılması gerektiğini düşündüğüm yeni sistemde alternatif oylama fikirleri de hayata geçebilir. Öyle ki taraftarlar, medya ve oyuncuların yalnızca ilk beşi seçebildiği sistemin kadrodaki oyuncu sayısının 15 kişiye çıkmasıyla beraber artırılabileceği düşüncesindeyim. İlk beş seçimlerine ek olarak NBA’de verilen ödüllerden altıncı oyuncu seçimi de oylama havuzuna eklenebilir.
Kısacası NBA’in formatıyla sürekli oynayıp rekabetçi hale getiremediği All-Star maçı için en azından kadro seçimlerindeki tartışmaları ve görece haksızlıkları önlemek adına yetenek havuzunun bu denli genişlediği ligde oyuncu sayısını 24’ten 30’a çıkarması akla yatan bir değişiklik. Elbette bu fikri ortaya atan ya da düşünen ilk kişi ben değilim. Güvenilir bir referans arayan için yaptığı kaliteli podcast içeriğiyle beraber basketbolculuk kariyeri sonrası yolculuğuna devam eden eski şutör gard JJ Reddick de artık All-Star kadrolarındaki oyuncu sayısının 15’e çıkarılmasından yana.
***Yazıda parantez içindeki istatistiksel veriler oyuncuların 2023-24 sezonu istatistikleridir.