Sanki her gün 6 Şubat’ı yaşadı
Deprem sırasında Antakya'da olan kardeşi ve onun ailesinden bir senedir haber alamayan Metin Ömür sesini duyurmaya çalışıyor. En büyük şanssızlıklarının taşrada yaşamak olduğunu düşünen Ömür dava açmaya hazırlanıyor.
6 Şubat depremlerinin en fazla yıktığı kent olan Hatay’da kaybolanların yakınları bir yıldır haber bekliyor. Bunlardan biri de Ordu’da yaşayan 65 yaşındaki Metin Ömür. 61 yaşındaki kardeşi Bülent Ömür deprem sırasında 58 yaşındaki Kezban Ömür ile iki yaşında evlat edindikleri kızları 15 yaşındaki İrem ile Antakya’da evlerindeydi. Büyük sarsıntıda evleri yıkıldı ve aileden bir daha haber alınamadı.
Metin Ömür depremden 15 gün önce kardeşiyle görüşmüş, onu Antakya’ya yolculamıştı. Depremden üç gün sonra yani 9 Şubat 2023’te kardeşinin yıkılan evinin enkazına giden Metin Ömür başta kimseye ulaşamadı. Orada birileriyle konuştuğunda ölenlerin toprağa verildiğini öğrendi. “Biz o günden bu yana kardeşimi, eşini ve kızını bulmak için çalışıyoruz ama bulamıyoruz. O binada kardeşimle birlikte altı kişi daha vardı. Onların da kayıp olduğu söyleniyor. Yaptığımız müracaatlarda ‘Araştırıyoruz, bulacağız, uğraşıyoruz’ diyorlar ama bir yıldır bir ize rastlanmadı” diyen Metin Ömür deprem gecesi kardeşinin ve ailesinin evde olduğundan emin.
Depremden sonra geceleri uyuyamayan Metin Ömür her gün görüştüğü kardeşinin o gün evde olduğundan bile şüpheye düştüğünü söylüyor. Ancak oradakilerle konuşup deprem gecesi Bülent Ömür’ün etrafta yaşayanlarla görüştüğünü öğrenince bu şüphesi ortadan kalkmış. Kardeşinin emekli olduğu için sabaha kadar oturduğunu, sabah da öğle saatlerine kadar uyuduğunu anlatan Metin Ömür “Bir senedir rahat uyuduğum bir gece yok. Deprem olmadan 15 gün önce buradaydı. Şimdi cenazesini bulamıyorum. En kötü tarafı bu” diyor.
En büyük şanssızlıklarının taşrada yaşamak olduğunu söyleyen Metin Ömür “Benim gibi cenazesine ulaşamayıp televizyona bağlanan üç-dört ailenin çocukları 15 gün sonra bulundu ama biz kimseye sesimizi duyuramıyoruz” diyor ve ekliyor:
“Gerekirse dava açacağım. Evrak toparlamaya çalışıyorum. Elimden başka şey gelmiyor. Her yolu denedik. Bize yardım edileceği, bulanacağı söylendi. Bekledik, bu zamana kadar sonuç alınamadı.”