‘Psikolojim bozuldu’ diyen Dilan Polat akıl hastanesinde muayeneden geçti
Üç yıldır cezaevinde olan 84 yaşındaki Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan eşinin 46 gündür hastanede yattığını duyurdu. Doğan’ın sürekli hastalık raporunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde imza beklediğini hatırlatarak adalet çağrısı yaptı.
28 Şubat davasında aldığı mahkumiyet nedeniyle üç yıldır cezaevinde olan 84 yaşındaki emekli orgeneral Çetin Doğan ciddi sağlık sorunları yaşıyor. Daha önce beş damarından bypas olan Doğan kronik şeker ve tansiyon hastası. Çetin Doğan son olarak 4 Mart’ta safra kesesindeki taş nedeniyle tansiyonu çok yükselince hastaneye kaldırıldı. Ameliyatla safra kesesindeki taş alındı, stent takıldı. Pankreası ise ancak bir ay sonra alınabildi. Çünkü Doğan cezaevinde zatürre olmuştu, doktorlar ancak zatürre tedavisinden sonra ameliyata girmesine izin verdi. Doğan 46 gündür hastanede yatıyor. Adli Tıp Kurumu’nun hakkında kocamışlık raporu verdiği Doğan’ın dosyası bir yıldır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önünde imza bekliyor. Doğan’ın eşi Nilgül Doğan açıklama yaparak eşinin son durumunu anlattı ve adalet istedi.
Nilgül Doğan eşinin “yaşam hakkının temini için ayrımcı muameleye maruz bırakılmadan, kendisiyle aynı durumdaki kişilere tanınan ancak kendisi için bir senedir bekletilen anayasal sürecin tamamlanmasını” istedi. Doğan’ın bahsettiği Anayasa’nın 104/16 maddesi “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile cezanın kaldırılmasına”yla ilgili.
Doğan’ın hayati risk teşkil eden sürekli hastalık hali ve kocamışlık durumunun 5 Nisan 2023’te Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiğini hatırlatan Nilgül Doğan “Buna rağmen başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere devletin ilgili kurumlarının (Adalet Bakanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu) ve Anayasa Mahkemesi’nin bilgisi dahilinde eşim her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşmaktadır. Devletin bu kurum ve kuruluşları nezdinde Çetin’in Anayasal haklarının tecellisi için yaptığımız başvurularımıza, Çetin’in sağlık durumunun aciliyetine rağmen maalesef bugüne kadar nihai bir karar verilmiş değildir” dedi.
Nilgül Doğan eşinin İzmir F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda 29 Şubat gecesi ölümden döndüğünü, tek başına tutulduğu hücrede aşırı yüksek tansiyon kaynaklı bilinç kaybı yaşamadan almayı başardığı dilaltı hapları sayesinde acil çağrı butonuna ulaştığını ve o gece hastaneye ulaştırılmasının üç saat sürdüğünü anlattı. Cezaevinde sürekli bir doktor ve ambulans dahi bulunmadığını belirten Doğan “Kronik ve yaşamsal risk teşkil eden hastalıkları olan 84 yaşındaki bir kişinin yaşam hakkını teminat altına alacak sağlık koşulları kesinlikle mevcut değildir” dedi.
Eşinin acil olarak hastaneye kaldırılmasından ancak iki gün sonra 4 Mart 2024 günü ceza infaz kurumu yetkilerinin telefonuyla durumdan haberdar edildiğini söyleyen Doğan “Eşime sürekli bir refakatçi gerektiğinin savcılık tarafından onaylanmasıyla bir ayı aşkın süredir eşimin tedavi gördüğü hastanede kendisinin günlük bakım ve ihtiyaçlarına yardımcı olmaktayım. Bugün tamamen tesadüf eseri hayatta olan eşimin tek başına hayatını idame ettiremeyecek durumda olduğu açıkça ortadadır. Kardiyoloji servisinde eşime yapılan ilk müdahale sonrasında safra kesesinde bulunduğu bir kez daha tespit edilen çok sayıdaki taşlardan birinin vücudunda yaşamsal risk oluşturacak şekilde tıkanma yarattığı belirlenmiş, 4 Mart 2024 tarihinde yapılan bir operasyon ile taş alınarak safra kesesine stent takılmıştır. Akabinde safra kesesinin mevcut durumunun hayati risk teşkil ettiği görülerek safra kesesinin alınmasına yönelik bir ameliyata karar verilmiştir. Ameliyata alınabilmesi için cezaevi koşullarında vücudunda gelişen enfeksiyonun kontrol altına alınması tam bir ay sürmüştür. Genel anestezi için yapılan diğer tetiklerde kışın cezaevinde zatürre başlangıcı geçirdiği tespit edilmiştir. Neticede kalp, diyabet ve diğer kronik hastalıkları nedeniyle yüksek riskli olarak değerlendirilen bir ameliyatla eşimin safra kesesi ancak 3 Nisan 2024 tarihinde alınabilmiştir. Eşimin hayatını kurtaran gastroenteroloji, kardiyoloji ve genel cerrahi servislerinde görev yapan kıymetli hekimlerimize ve diğer sağlık personeline ailece minnettarlığımızı bu vesile ile bir kez daha iletmek istiyorum” diye konuştu.
Doğan açıklamayı şöyle sonlandırdı:
“84 yaşındaki eşim yaşamının son 14 senesinin yarısından fazlasını siyasal mahiyeti apaçık ortada olan çeşitli davalar kapsamında verilen adil olmayan kararlar nedeniyle üç farklı cezaevinde geçirmek zorunda kalmıştır. Son 45 günlük süreçte ceza infaz kurumundaki tutulma koşullarının olumsuz etkisi nedeniyle sağlığının tamamıyla bozulduğu, yapılan tetkiklerle bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Bugün geldiğimiz durumda Anayasa m.104/16 sürecinin tamamlanmadığı her bir gün eşimin ölüm fermanının imzalanması anlamına gelmektedir. Zira yürümekte dahi zorlanan eşimin hastaneden cezaevine geri gönderilmesiyle göz göre göre ölüme gönderilmesi arasında hiçbir fark yoktur.
Eşim için ayrıcalıklı bir muamele asla istemiyoruz, beklemiyoruz. Ancak eşimin ayrımcılığa maruz kalmaksızın kendisiyle aynı durumda olan kişilere halihazırda tanınan anayasal sürecin tamamlanmasını bekliyor, hayatta kalabilmesi için tesadüflerin değil hak ve hukukun daha fazla gecikme olmaksızın tecellisini umuyoruz.”
28 Şubat davasından hüküm giyen 85 yaşındaki Vural Avar 20 Aralık 2022’de cezaevindeki yatağında uyurken hayatını kaybetmişti. Bunun üzerine dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başsavcılıklara bir genelge gönderdi. Genelgeyle sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedeniyle cezaların hafifletilmesi, kaldırılması işlemleri hükümlünün talebi olmadan resen başlatılabilecekti.
Avar’ın ölümünün ardından yayınlanan genelgeyle Çetin Doğan’ın kaldığı cezaevinin müdürü ve savcı Doğan’ın sağlık kontrollerinin yapılması için re’sen harekete geçti. Doğan önce İzmir’deki bir hastanede, ardından Adli Tıp’ta muayene oldu. Raporun tahliyeye giden yolu açması için özet kısmında “yaşlılık, sakatlık ve kronik sorunlardan” söz edilmesi gerekiyordu. Ancak raporda hastalıklar saptanmış olsa da özet kısmında bu ifadeler yoktu. Bu yüzden rapor genelgeden faydalanmayı sağlamadı. Ardından savcı Doğan’ın durumunun “genelge kapsamında” değerlendirilmesini istedi.
Savcının dilekçesinin ardından rapor düzeltildi, diğer gerekli belgeler hazırlandı ve Adalet Bakanlığı’na yollandı. Adalet Bakanlığı dosyayı onayladıktan sonra aileler yerel karakoldan arandı, prosedür denebilecek sorular soruldu, dosya Beştepe’ye imzaya gitti.
Adli Tıp Kurumu’nun ‘kocamışlık ve sürekli hastalık’ raporu düzenlediği Çetin Doğan’ın dosyası 2023 yılı Nisan ayından bugüne Cumhurbaşkanı’nın önünde imza bekliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2 Temmuz 1993’te 33 kişinin yakılarak katledilmesine ilişkin Sivas Katliamı davasında idama mahkum edilen Hayrettin Gül ve Ahmet Turan Kılıç’ın ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilen cezasını “sürekli hastalık” gerekçesiyle kaldırmıştı.