Galatasaray’a Samsun’da 11 dakika yetti
Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrası yaşanan olaylar nedeniyle Çağlayan Adliyesi'ne çağrılan Ertuğrul Karanlık, Emre Kartal ve Hulusi Belgü'nün ifadeleri ortaya çıktı.
Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrası olaylar çıktı. Fenerbahçe’nin 1-0 kazandığı karşılaşmanın ardından Başkan Ali Koç, yöneticiler, sporcular ve teknik heyet sahaya döndü. Sahada Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan ve Stat Müdürü Ali Çelikkıran’la arbede yaşandı. Bu arbede sonrası İsmail Kartal’ın oğlu Emre Kartal, kulüp doktoru Ertuğrul Karanlık ve Hulusi Belgü ifadeye çağrıldılar. PFDK’ye sevk edilen isimler çeşitli cezalar alırken futbolculardan Mert Hakan Yandaş beş, İrfan Can Eğribayat üç, Jayden Oosterwolde bir maçtan men cezası aldı.
Kartal, Karanlık ve Belgü geçtiğimiz günü Çağlayan Adliyesi’nde ifade vererek geçirdiler. Bu isimler hakkında adli kontrol şartıyla serbest kalma kararı çıktı. Üçlünün ifadeleri ortaya çıktı.
Emre Kartal ifadesinde “Organizasyon halen Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) gözetimi ve denetimi altında olmasına ve stadyumdan çıkış yapmamış olan takımımız ve teknik görevlilerimizin fotoğraf çektirmesini, sahaya çıkışını engelleyen herhangi bir düzenleme olmamasına rağmen Galatasaray görevlilerince haksız şekilde engellendik. Sahaya çıktıktan sonra son derece doğal olarak galibiyet sevinci içerisinde bayrağımız ile futbolcular, yöneticiler ve tüm teknik ekip fotoğraf çektirmek istedik. Bu esnada Galatasaray görevlileri fiziksel ve sözlü müdahalede bulunarak bizi engellemeye devam ettiler. Akabinde yöneticimiz Ahmet Ketenci, doktorumuz Ertuğrul Karanlık ve takımımızdan kaleci İrfan Can Eğribayat, Mert Hakan Yandaş, Oosterwolde ve şu anda ismini hatırlayamadığım kadın bir yönetici Fenerbahçe bayrağımız ile fotoğraf çektirirken, bir şahsın hızla üzerimize gelip bayrağımıza saldırdığını ve gasbetmeye çalıştığını gördüm. Daha sonra Ertuğrul Karanlık kendisini bayraktan uzaklaştırmaya çalıştı” dedi.
Bu sırada Galatasaray görevlileri ile arbede yaşanmaya devam ettiğini, bayrağı almaya çalışan kişinin Ertuğrul Karanlık’ın dudağına vurduğunu, Karanlık’ın yüzünde kan olduğunu ve yere düştüğünü gördüğünü anlatan Kartal, “Hızla üzerimize gelen ve bize saldıran şahıs futbolcu değildi, sivil kıyafetliydi. Sonradan şahsın stadyum müdürü Ali Çelikkıran olduğunu öğrendim. Benzer hadiseleri yakın zamanda Trabzonspor ile karşılaştığımız müsabaka sonunda da yaşadığımız için büyük bir korku ve heyecan içinde, tamamen kendimizi koruma içgüdüsüyle hareket ederek ilgili şahsın saldırısını engellemeye ve durdurmaya çalıştım.” dedi.
Trabzonspor maçından sonra ifadesiyle birlikte savcılığa sunduğu sağlık raporunda ağır şiddete maruz kaldığının görüleceğini söyleyen Kartal, hem Galatasaray hem de Trabzonspor maçlarının ardından sosyal medya hesaplarından tehdit edildiğini, halen devam eden bu durumdan psikolojisinin olumsuz etkilendiğini belirtti. Kartal, “Gerek bu yaşananlara gerekse de milyonlarca taraftarımızı temsil eden kutsal bayrağımızın gasbedilmeye çalışılmasına karşı sadece takımımızı ve bayrağımızı koruma refleksiyle hareket ettim. Yalnızca o anki panik ve korku içerisinde haksız saldırıyı durdurmaya ve engellemeye çalıştım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Kimseye karşı hakaret veya tehdit içerikli söylemlerde bulunmadım, kasten yaralama suçunu işlemedim.” diye konuştu.
Kartal ayrıca Çelikkıran’ın takım doktoru Ertuğrul Karanlık’a saldırdığını gördüğünü, Karanlık’ın dudağında kan gördükten sonra koruma içgüdüsüyle “Ben de olayların şokuyla o arbedeye doğru koştum. O anki panik ve şokla ne yaptığımı hatırlamıyorum.” dedi.
Karanlık, sahaya çıkmalarına izin verildikten sonra futbolcular, yöneticiler, görevliler ve Spor Şube polis memurlarıyla sahaya doğru gittiklerini, sahaya çıkış tünelinin bulunduğu yerde Galatasaraylı ve TFF’den yetkili olduğunu düşündüğü kişilerin kendilerine engellemelerde bulunduklarını iddia etti. Bu sırada Spor Şube’nin en yetkili müdürünün o kişilere, stadyum tamamen boşaldığı için sakınca olmadığını ve sadece fotoğraf çektirileceğini söylediğini belirten Karanlık, “Ali Koç başkanımız en önde olmak suretiyle tüm takım sahaya girdik. Sahada Fenerbahçe Kulübü’nün fotoğrafçısı bizleri ve futbolcuları çekmeye başladı. Ancak fotoğraf çektirdiğimiz sırada bile Galatasaraylı yönetici veya görevli olduğunu tahmin ettiğim kişiler bizlere müdahale edip engellemeye devam ediyorlardı.” dedi.
Karanlık ifadesinde “Sevinme gösterileri devam ederken Fenerbahçeli futbolcular Mert Hakan Yandaş, Mert Müldür, Jaden Oosterwolde, yöneticiler Ahmet Ketenci, Simla Türker Beyazıt, Bekir İrdem ile küçük bir grup olarak Fenerbahçe bayrağıyla fotoğraf çektirmek istedik. Hatta bayrakla fotoğraf çektirmek için orada yetkili olan bir Spor Şube polisinden izin istedim, verdi. Ben de telefonumla bu kişilerin Fenerbahçe bayrağı tuttukları halde fotoğraflarını çektim. Bu sırada bir kişinin bağırıp küfür ederek yanımıza doğru koştuğunu gördüm. Gelir gelmez bana fiziki müdahalede bulunarak kenara itti ve bayrağı almaya çalıştı. Olay çok hızlı geliştiği ve benzer bir olayı Trabzonspor deplasmanında da yaşadığımız için bu kişiye engel olmak amacıyla kucaklayıp çekmeye çalıştım. Çünkü Trabzon deplasmanında taraftarlardan birisi bıçakla üstüme geldi hatta birisi köşe bayrağıyla üzerime doğru koştu. Zaten bir travmamız mevcuttu. Kendisine engel olmak istediğim sırada ağzıma vurdu. Ben halen olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Çünkü olaylar çok hızlı bir şekilde gelişti.” sözlerine yer verdi. Hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirten Karanlık, ”Olaylar çok hızlı bir şekilde gelişti. Ali Çelikkıran’a yumruk attığımı hatırlamıyorum çünkü zaten ilk darbeyi ben almıştım.” dedi.
Çelikkıran’ın saçını çektiği ve kendisine arkadan saldırdığı Spor Güvenliği Şube Müdürlüğünce gönderilen evrakta ve Galatasaray Spor Kulübü’nün şikayet dilekçesi ekinde yer alan Hulusi Belgü ise “Ben fotoğraf çektirenler arasında değildim. Daha sonra Ertuğrul Karanlık bayrağı almaya çalışan kişiyi bayraktan uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak belirttiğim şahıs ve Galatasaray görevlileri ile takımımız arasında arbede yaşanmaya devam etti. Bu esnada doktorumuzun yüzünde kan olduğunu, yere düştüğünü ve başkanımız Ali Koç’un da elinden yaralandığını gördüm. Ben olayları ayırma gayreti içerisindeydim. Fakat Ali Çelikkıran şu anda söylemek istemediğim galiz küfürler etti. Kendisine vurmak amacıyla değil de uzaklaştırmak amacıyla müdahalede bulundum. Sonrasında bu kişi içeriye girerken ‘Sen ne yapıyorsun?’ diye arkadan gelerek elimi uzattım, ben de hafif dengemi kaybettim ve şahıs uzun saçlı olduğu için tokası ve saçı elime takıldı.” dedi.