12 yıllık esaretin ardından: WikiLeaks kurucusu Assange serbest, peki ya basın özgürlüğü?

WikiLeaks'in kurucusu Assange'ın ABD ile anlaşmasının ardından ülkesi Avustralya'ya gitmesine izin verildi. Assenge'ın serbest bırakılması bir zafer olarak görülebilir, peki ya daha genel olarak basın özgürlüğü hakkında ne düşünmek gerekiyor?

Dünya 25 Haziran 2024
Bu haber 3 ay önce yayınlandı

On iki yılı aşkın süredir dünyanın en çok konuştuğu isimlerden biriydi WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange. İngiltere’de beş yılı aşkın süre hapiste kalmış, öncesinde de sığındığı Ekvador’un Londra Büyükelçiliğinde uzun yıllar geçirmişti. Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) iadesi konusuyla yıllardır manşetlerdeydi. İade edilirse ABD’de öldürülmekten korktuğunu defalarca dile getirmişti ki, iki metreye üç metrelik hücrede 1901 günlük esaretin ardından dış dünyaya ilk adımını attı; Assange serbest bırakıldı.

‘İade edilirsem öldürürler’ dediği ABD ile anlaştı

Associated Press’in (AP) haberine göre Assange ABD ile vardığı anlaşmanın ardından ABD’ye bağlı Kuzey Mariana Adaları’nda bu hafta federal bir mahkemede yargılanacak. Assange ABD anakarasına gitmeyi reddettiği için yargılama memleketi Avustralya’ya coğrafi olarak yakın Kuzey Mariana Adaları’nda yapılacak. Yargılamada Assange anlaşma gereğince ABD devlet sırlarını ve ulusal güvenliği ilgilendiren dosyaları edinmek ve dağıtmak suçunu kabul edecek, alacağı ceza da şu ana kadar hapiste geçirdiği süre göz önüne alınarak infaz edilmiş sayılacak.

İngiltere’den ayrıldı

Bu gelişmelerin ardından WikiLeaks’ten açıklama geldi. X üstünden yapılan açıklamaya göre Assange dün uçakla İngiltere’den ayrıldı. WikiLeaks açıklamasında “yanımızda duran, bizim için savaşan ve onun özgürlüğü için verdiği mücadeleye tamamen bağlı kalan herkese” minnettar olunduğu belirtildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

WikiLeaks, hükümetteki yolsuzluklara ve insan hakları ihlallerine ilişkin çığır açan hikayeler yayımladı ve güçlüleri eylemlerinden sorumlu tuttu. Julian da Genel Yayın Yönetmeni olarak bu ilkeler ve halkın bilme hakkı için ağır bedeller ödedi.

ABD ile vardığı anlaşma Assange’ın suçunu kabul etmesini sağlarken onu ilave hapis cezasından da kurtarıyor. Assange İsveç’te tecavüz suçlamasıyla yargılanmaya başlamasının ardından İngiltere tarafından iade edilme ihtimaline karşı Londra’da Ekvador büyükelçiliğinde saklanarak yıllarını geçirmişti. Assange birçokları tarafından ABD ordusunun Irak ve Afganistan’da işlediği suçları gün yüzüne çıkaran bir kahraman olarak görüldü. WikiLeaks tarafından yayınlanan dosyalar arasında Amerikan kuvvetlerinin 2007’de Bağdat’ta 11 kişinin ölümüne neden olan Apache helikopter saldırısının videosu da bulunuyordu. Bu saldırıda iki Reuters muhabiri de hayatını kaybetmişti. Assange’ın itibarı tecavüz iddiaları nedeniyle lekelendiyse de kendisi bu suçlamayı reddetti.

Anlaşmasıyla ilgili olarak sunulan iddianamede Assange’ın Manning ile ulusal savunma ile ilgili belgeleri, notları ve diğer yazılı materyalleri almak ve elde etmek için işbirliği yaptığı ve bu kayıtları “kasıtlı olarak ilettiği” belirtiliyor. Belge Assange’ın “ABD vatandaşı olmadığını, ABD’nin gizli belgelerine erişim izni olmadığını ve ABD’nin ulusal savunmasıyla ilgili belgeleri, yazıları veya notları, gizli bilgiler dahil olmak üzere sahip olma, erişim veya kontrol etme yetkisine sahip olmadığını” vurguluyor.

Askeri dosyaları çalmaya teşvikle suçlanmıştı

2019’da açıklanan Adalet Bakanlığı’nın iddianamesine göre Assange ABD ordusu istihbarat analisti Chelsea Manning’i diplomatik mesajları ve askeri dosyaları çalmaya teşvik etmek ve yardım etmekle suçlanmıştı. Savcılar Assange’ın ABD ve müttefiklerini zarara uğratan belgeleri yayınlamak suretiyle ulusal güvenliği tehlikeye attığını iddia etmişti. ABD’nin Assange’a açtığı dava basın özgürlüğü açısından çok eleştirilmişti. Federal savcılar Assange’ın eylemlerini basın özgürlüğü kapsamında olmadığını, bunun gizli hükümet belgelerini temin etmek, çalmak ve keyfi olarak yayınlamak anlamına geldiğini savundu.

Dava eski başkan Barack Obama döneminde Adalet Bakanlığı’nın Assange’ı cezalandırmama kararı vermesine rağmen uzun yıllardır sürüyordu. Chelsea Manning hükümete ait ve askeri gizli belgeleri WikiLeaks’e sızdırmakla suçlanarak 35 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve Manning yedi yıl hapis yattıktan sonra Obama cezasını 2017’de başkanlık affıyla kaldırmıştı.

Assange 2016’da WikiLeaks’in Rus istihbarat operasyonlarında çalındığı iddia edilen Demokrat Parti üyelerinin e-postalarını yayınlamasıyla da gündeme geldi.

Anlaşmaya tepkiler yükseldi

Assange’ın serbest kalması onun mahkumiyetini eleştirenlerin ve destekçilerinin yüzünü güldürdü. Ancak ABD ile yapılan anlaşma birçok eleştirinin yükselmesine de neden oldu.  Columbia Üniversitesi’nde basın özgürlüğünü savunan Knight First Amendment Institute’un yönetici direktörü Jameel Jaffer “Bu anlaşma Assange’ın gazetecilerin her günkü faaliyetleri nedeniyle beş yıl hapis yatmasını öngörüyor. Sonuç sadece bu ülkede değil tüm dünyada gazeteciliğe gölge düşürebilir” dedi.

ABD’nin eski başkan yardımcısı Mike Pence de anlaşmaya sesini yükseltenler arasındaydı. X platformundan “adaletsizlik” yorumunu yapan Pence “Ordumuzun güvenliğini ya da ABD’nin ulusal güvenliğini tehlikeye atan hiç kimse için anlaşma yapılmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Biden ‘değerlendiriyoruz’ demişti

ABD’li savcılar Wikileaks’in kurucusunu Afganistan ve Irak’taki savaşlarla ilgili gizli ABD askeri kayıtlarının ve diplomatik mesajların yayımlanması nedeniyle çoğu Casusluk Yasası kapsamında 18 ayrı suçtan yargılamak istiyordu. Assange’ın 2006 yılında kurduğu Wikileaks ABD hükümetinin daha sonra “ABD tarihindeki en büyük gizli bilgi ifşalarından biri” diye tanımlayacağı 10 milyondan fazla belge yayımladığını iddia ediyor.

Basın özgürlüğü hakkında ne düşünmek gerekiyor?

The Guardian’da Assenge’ın serbest bırakılmasıyla ilgili bir analiz kaleme alan Julian Borger, “Assenge’ın ABD ile vardığı anlaşma çerçevesinde suçunu kabul etmesi ve hapis cezasına çarptırılması beklenen suçlar, 1917 tarihli Casusluk Yasası’nda yer alan ‘ABD’nin ulusal savunmasıyla ilgili gizli bilgileri yasa dışı yollardan elde edip yaymak amacıyla komplo kurmak’ suçundan kaynaklanıyor. Dolayısıyla Assenge serbest kalsa bile Casusluk Yasası sadece ABD’de değil, dünyanın başka yerinde ulusal güvenlik konularında haber yapan diğer pek çok gazetecinin başını ağrıtmaya devam edecek. Bir kere Assenge da Avustralya vatandaşıydı, ABD değil” diye yazdı.

ABD’nin Assenge’ın gazeteci değil de hacker ve aktivist olduğunu savunmasına da değinen Borger, “Assenge’ın yapmakla suçlandığı ‘gizli bilgileri öğrenerek yaymak’ kabahati ulusal güvenlik gazetecilerinin geçimlerini sağlamak için yaptığı şey zaten” diye tepki gösterdi.

Assange’ın dava süreci

Julian Assange’ın kurduğu WikiLeaks 28 Ekim 2010’da ABD’nin Irak ve Afganistan’da işlediği suçları da delillendiren 251 bin gizli belgeyi yayımlamıştı. Assange Haziran 2012’de sığındığı Ekvador’un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019’da çıkarılarak gözaltına alınmış ve “kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten” tutuklanarak Londra’daki Belmarsh Hapishanesi’ne konmuştu.

Mahkeme 50 hafta hapse mahkum edilen Assange’ın iade talebi çerçevesinde cezasını tamamladıktan sonra da tutuklu kalmasına karar vermişti. Yüksek Mahkeme 10 Aralık 2021’de Assange’ın ABD’ye iade edilebileceğine hükmetmişti. Westminster Sulh Ceza Mahkemesinin 20 Nisan 2022’de iadeye hükmetmesiyle dönemin İçişleri Bakanı Priti Patel 17 Haziran 2022’de Assange’ın ABD’ye iadesi kararını imzalamıştı.

Assange’ın avukatları da 1 Temmuz 2022’de karar için Yüksek Mahkemeye itiraz başvurusu yapmııştı. Julian Assange’ın ABD’ye iade davasına ilişkin duruşmalar 20-21 Şubat’ta Yüksek Mahkemede görülmüş, kararın ileri tarihte verileceği kaydedilmişti.

Mahkeme 26 Mart’ta ABD bazı güvenceler vermezse Assange’ın ABD’ye iade edilmeyeceğine hükmetmişti.

ABD ‘idam etmeyeceğiz’ demişti

ABD’den Assange’ın ölüm cezasına çarptırılmayacağı ve adil yargılanacağı gibi güvenceler istenmiş, aksi halde Assange’ın tutukluluğunun kaldırılması için temyiz başvurusu yapabileceği ifade edilmişti. Yüksek Mahkeme güvencelerin verilmesinin ardından bunların tatmin edici olup olmadığına karar vereceğini açıklamıştı.

ABD nisan ayında talep edilen güvenceleri vereceğini duyururken Stella Assange ise eşinin ABD vatandaşı olmadığı için bazı haklara sahip olamayacağını ifade etmişti. Assange’ın avukatları ve destekçileri ABD’ye iade durumunda 175 yıla kadar hapis cezası alabileceğini belirtirken ABD tarafı hapis cezasının 4 ila 6 yıl olabileceğini öne sürüyor.

WikiLeaks davası: Assange ABD'ye iadesine itiraz edebilecekWikiLeaks davası: Assange ABD’ye iadesine itiraz edebilecek

 

 

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.