Talep patladı, bankalar nakit avansa tutar ve vade sınırı getiriyor
Fransa'da "Macron'un kumarı" olarak adlandırılan seçimlerde korkulan olmadı. Aşırı sağcı Le Pen'in partisi RN oyunu artırsa da seçimi üçüncü tamamladı. Ancak Le Pen'e karşı birleşenlerin birlikte çalışıp çalışamayacağı Fransa'nın yeni sorunu.
Avrupa’da aşırı sağın yükselişi uzun zamandır manşetlerin en büyük konularından biri. Bu yükselişin en çok endişe yarattığı ülkelerden biri kuşkusuz Fransa idi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “erken seçim kumarı” sol ittifak Yeni Halk Cephesi (NFP) sayesinde tuttu. 7 Temmuz’da ikinci turu gerçekleşen seçimlerin sonucu herkes için büyük bir sürpriz oldu. 30 Haziran seçimlerinde sandıktan birinci çıkan ve ikinci turun sonunda çoğunluk iktidarını kurabileceklerine inanan aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN), Macron ve Yeni Halk Cephesi’nin güçlerini birleştirmesiyle hüsrana uğradı.
Macron’un “Birlikte” ittifakı ve solcu Yenil Halk Cephesi’nin ilk hedefi RN’nin seçimlerden galip çıkmasını engellemekti. Bu sebeple iki ittifak da bir tarafın güçlü olduğu yerde zayıf tarafın adayını çekmesi yoluyla birbirlerine destek oldu. Seçimde bu sayede Yeni Halk Cephesi 178 milletvekili çıkardı. Macron’un ittifakı 163, aşırı sağcı Ulusal Birlik İttifakı (RN) ise 143 milletvekili ile Meclise girdi. Aşırı sağ beklentilerinin gerisinde kalsa da sandalye sayısının yüksek olması onlar için kazanım oldu. Bu arada hiçbir partinin çoğunluk sağlayamadığı seçimlerde aşırı sağ engeli aşıldı ama siyasal felç durumu yine de söz konusu olabilir.
Fransa sürpriz bir sol yükselişin Marine Le Pen’in aşırı sağı iktidara taşıma arayışını engellemesinin ardından paylaşılamayan bir parlamento ve hükümet kurmak için zorlu müzakerelerle karşı karşıya. Yeni Halk Cephesi pazar günkü seçimlerin ardından Ulusal Meclis’te baskın güç olarak ortaya çıktı, ancak tek bir grubun çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle NFP’nin azınlık hükümeti kurması ya da geniş, hantal bir koalisyon kurulması ihtimaller arasında.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a darbe vuran ve Euro bölgesinin ikinci büyük ekonomisini belirsizlik içinde bırakan sonuç Paris’in Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmasına birkaç hafta kala siyasi istikrarsızlık döneminin de habercisi oldu. Macron’un aşırı sağ kumarı ikinci turda güç bela tutsa da aslında Fransa’yı başka bir derde sürükledi.
Seçimler Fransa’nın Avrupa Birliği’ndeki (AB) ve diğer ülkelerdeki rolünü zayıflatacak ve iç gündemi içinden çıkılmaz bir hale getirebilecek paramparça bir parlamento getirdi.
“Kurumlarımızın mantığına göre Emmanuel Macron bugün Yeni Halk Cephesi’ni başbakan adayı göstermeye resmen davet etmelidir” diyen Yeşiller lideri Marine Tondelier NFP’nin bu hafta açıklayacağı potansiyel adaylarından biri olarak görülüyor. Tondelier “Davet edecek mi, etmeyecek mi? Cumhurbaşkanı her zaman sürprizlerle dolu olduğu için göreceğiz” ifadeleriyle güvensizlik sinyali de verdi.
Fransa’da erken genel seçimin dün yapılan ikinci turunda sandıktan birinci çıkan ve mecliste en fazla sandalye sayısına ulaşan solcu Yeni Halk Cephesi ittifakının bu hafta başbakan adayını belirlemesi bekleniyor. Kamu yayıncısı Franceinfo’ya konuk olan Yeni Halk Cephesi ortaklarından Sosyalist Parti (PS) lideri Olivier Faure ittifakın gelecek hafta başbakanlık için aday gösterecek durumda olması gerektiğini belirtti. Faure vatandaşlara “ülkeyi yönetemeyecekmiş izlenimi vermemeleri gerektiğini” vurgulayarak başbakan adayının ittifakın ortaklarının fikir birliğiyle veya oylamayla belirleneceğini kaydetti.
İttifakın ana ortaklarından Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Partisi Milletvekili Mathilde Panot ise RTL radyosuna yaptığı açıklamada sol ittifakın bu hafta başbakan adayı ve hükümet teklifi sunacağını açıkladı. Panot solun başbakan adayı olarak LFI lideri aşırı solcu lider Jean-Luc Melenchon’un “kesinlikle göz ardı edilmediğini” belirterek “Jean-Luc Melenchon sola kazanmayı öğreten, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 22 alarak milyonlara yeniden ümit veren, sadece sol ittifak değil, NFP’nin de var olabilmesini sağlayan kişidir” dedi.
Aralarında Macron’un eski başbakanlarından Edouard Philippe’in de olduğu bazı önde gelen merkez siyasetçiler istikrarlı bir hükümet için bir anlaşma üstünde çalışmaya hazır olduklarını, ancak birçok siyasetçinin RN kadar radikal buldukları Boyun Eğmeyen Fransa ile çalışmaya hazır olmadıklarını söyledi. Macron’un partisinden milletvekili ve seçimden önce Ulusal Meclis Başkanı olan Yael Braun-Pivet Fransız siyasi kültürünün evrim geçirmesi gerektiğini, parti çizgileri arasında daha az düşmanca ve daha işbirlikçi hale geleceğini söyledi.
France 2 televizyonuna konuşan Macron “Seçmenlerde duyduğum mesaj ‘kimsenin mutlak çoğunluğa sahip olmadığı, bu nedenle sorunlarımıza çözüm bulmak için birlikte çalışmanız gerektiği’ yönünde” dedi.
Le Pen’in RN’i için bu sonuç kamuoyu yoklamalarının sürekli olarak rahat bir şekilde kazanacağını öngördüğü haftalardan çok uzaktı. Sol ve merkezci ittifaklar geçen haftaki ilk tur oylamadan sonra RN karşıtı birleşik bir oy oluşturmak için çok sayıda adayı üç yönlü yarışlardan çekerek işbirliği yaptı. Le Pen’in himayesindeki RN lideri Jordan Bardella ilk tepkisinde RN karşıtı güçler arasındaki işbirliğini Fransa’yı felç edeceğini söylediği “utanç verici bir ittifak” olarak nitelendirdi.
Fransa Başbakanı Gabriel Attal dün Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Cumhuriyet İçin Hep Birlikte” ittifakının ikinci sırada bitirdiği seçimin sonuçları açıklandıktan sonra istifasını sunacağını duyurmuştu. Ancak Macron ülkedeki erken genel seçimlerin ikinci turundan sol ittifakın birinci çıkması üzerine istifasını sunan Başbakan Gabriel Attal’dan görevine “şimdilik” devam etmesini istedi.
Fransız basınının Elysee Sarayı’ndan edindiği bilgiye göre Başbakan Attal, Macron’a istifasını sunmak üzere bugün Elysee Sarayı’na gitti. Görüşmenin ardından Macron istifayı reddedip “ülkenin istikrarı” için Attal’dan göreve “şimdilik” devam etmesini istedi.
Macron seçim sürecinde sergilediği performanstan ötürü Attal’a teşekkürlerini de iletti.
Fransa’da son üç seçimdir oylarını artırmaya devam eden aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN), en son 9 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde yüzde 31,4 oy alarak en yakın rakibi olan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Rönesans’ı ikiye katlamıştı. Aşırı sağın AP seçimlerindeki galibiyeti üzerine Macron, 9 Haziran gecesi Meclisi feshederek ilk ve ikinci turu 30 Haziran ve 7 Temmuz’da yapılacak erken seçime gitme kararı almıştı.
Macron, bu kararını “AP seçim sonuçlarına demokratik bir cevap vermeliydik.” sözleriyle savunmuş ancak ülkenin 26 Temmuz-11 Ağustos’ta ev sahipliği yapacağı 2024 Paris Olimpiyatları’nın hemen öncesinde erken seçime gidecek olması, siyasi istikrarsızlık ve toplumsal huzursuzluk yaratabileceği gerekçesiyle kamuoyunda endişeyle karşılanmıştı.
Ülkedeki son genel seçimlerde bir türlü ittifak kuramayan solcu partiler, bu seçimlerde aşırı sağa karşı kısa sürede “Yeni Halk Cephesi İttifakı” altında bir araya gelmiş ve tek aday çıkaracaklarını duyurmuştu. Yeni Halk Cephesi İttifakı’nda ülkenin önde gelen sol partilerinden Sosyalist Parti, Boyun Eğmeyen Fransa, Fransa Komünist Partisi (PCF) ve çevreci parti Yeşiller (EELV) yer alıyor.
Aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) ise merkez sağdaki Cumhuriyetçiler (LR) Partisinin lideri Eric Ciotti ve bazı LR üyeleriyle ittifak yaparken iktidar partisi Rönesans ile ortakları MoDem ve Ufuklar Partisi de “Cumhuriyet İçin Hep Birlikte İttifakı” kurmuştu.
Yeni Halk Cephesi ikinci turda oyların yüzde 25,6’sını alarak nihai milletvekili sayısını 178’e çıkardı. Macron’un meclis ittifakı ise ikinci turda oyların yaklaşık 25’ini alarak seçim ortakları ile 163 sandalye elde ederken, ikinci turda oyların yaklaşık yüzde 37’sini alan aşırı sağcı Ulusal Birlik İttifakı (RN), diğer partilerin işbirliğine gitmesi nedeniyle bu turda yalnızca 104 milletvekili kazanarak nihai sandalye sayısını 143’e çıkardı.
Seçimlere katılım oranı ise yüzde 66,6 olarak kayıtlara geçti.