Kütahya’da tarihi keşif: İki bin yıllık tiyatro maskesi bulundu
Türkiye bir yandan tarihi eserlerini yurtdışından getiriyor bir yandan da topluma tarihi eser bilincini aşılıyor. Çanakkale Kültür Yolu Festivali'nde bu politikaların sonuçlarını gördük. 10 yaşındaki Onur bulduğu sikkeyi Troya Müzesi'ne bağışladı.
Çanakkale Kültür Yolu kapsamında Troya Müzesi'ndeki Kaçış Yok sergisinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu Türkiye'nin en genç bağışçısı Onur Özcan Çimen'e teşekkür etti. Ardından da 10Haber'in sorularını yanıtladı.
Onur Özcan Çimen 10 yaşında. Çanakkale’de evinin bahçesinde oynarken toprak arasında bir obje buluyor. Objeyi evinin yakınlarındaki Troya Müzesi’ne götürüyor. Çünkü obje 2 bin yıllık Roma dönemine ait bir sikke. Bu eylemiyle Onur Özcan Çimen bir anda Türkiye’nin en küçük bağışçısı oluyor.
Bu bağışı son yıllarda hem okullarda hem de gündelik hayatta tarihi eser bilinci konusunda verilen eğitim ve bilgilere borçluyuz. Zira 10 yaşındaki Çimen daha önce okulunda tarihi eserleri ve onların önemini öğrenmiş.
Çanakkale Kültür Yolu kapsamında Troya Müzesi’nde düzenlenen Kaçış Yok sergisinin açılışında Kültür ve Turizm Bakanı Batuhan Mumcu Türkiye’nin en küçük bağışçısı Onur Özcan Çimen’e bu sorumlu davranışından ötürü teşekkür etti. Bu madalyonun bir yüzü.
Diğer yüzünde ise ABD’den iadesi sağlanan 6500 yıllık Kilya İdolü var. Elindeki tarihe sahip çıkan ve bu bilinci 10 yaşındaki bir çocuğa da aşılayan Türkiye, yurtdışına kaçırılan eserlerinin de peşini bırakmıyor. Onları alıp getiriyor ve müzelerinde sergiliyor. 8 Eylül’e kadar Troya Müzesi’nde sergilenecek Kaçış Yok sergisinde yer alan Kilya İdolü de bunun sonucu.
10Haber’de sıklıkla okuduğunuz tarihi buluntu ve tarihi eser iadesi konulu haberler Türkiye’nin son dönemde bir devlet politikası olarak bu konuyu ne denli ciddiye aldığını gösteriyor. Öyle ya bir zamanlar bu antik eserlerin çok da önemsenmediğini ne yazık ki yaşayarak görmüştük. Çanakkale Kültür Yolu Festivali vesilesiyle bir araya geldiğimiz Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu’ya Türkiye’nin yakaladığı bu büyük ivmeyi ve politikayı sorduk.
Mumcu son yıllarda tarihi eserlerin iadesi konusundaki bu atılımla ilgili “Son yıllarda ülkelerle yaptığımız ikili anlaşma protokollerine tarihi eserleri de dahil etmeye başladık. Bu sayede Dışişleri Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz süreçlerde ikili anlaşmalar yaptığımız ülkelerden tarihi eserlerin iadelerini de talep etmeye başladık. Bu hukuki talepler de anlaşmalar sayesinde karşı taraf nezdinde iadeyle sonuçlanıyor” diyor.
Bu noktada önemli konulardan biri hem bu tarihi eserleri tespit etmek hem de yurtdışına nasıl kaçırıldıklarını delilleriyle ortaya koymak. Bu konunun öneminin altını çizen Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu Kilya İdolü’nün ABD’den böylesi bir hukuki mücadeleyle getirildiğini anlatıyor: “Süreç aslında sadece ABD özelinde devam etmiyor. Farklı ülkelerle hâlâ yazışmaları devam eden süreçler var. Ama tabii hukuki süreçler nedeniyle şimdilik daha fazla detay paylaşamıyoruz. Bununla birlikte kaçırılmak üzereyken buna engel olduğumuz tarihi eserlerimiz de var. Toplum nezdinde de bu konuda bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bugün Türkiye’nin en küçük tarihi eser bağışçısıyla birlikteydik. Bahçesinde oyun oynarken bulduğu sikkeyi Troya Müzesi’ne verdi.”
Bu konuda eğitimin önemine vurgu yapan Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu “Müzeler Genel Müdürlüğümüz okullarda tarihi eserler konusunda eğitimler düzenliyor. İlkokulları ziyaret edip çocuklara tarihi eserlerin önemini anlatıyoruz. Küçük yaşta bu bilinç kazandırılınca emin olun kaçakçılığa karşı da bir güç kazanıyorsunuz” diye konuştu.