Trump’a zehirli mektup göndermişti: Kanadalı kadına 22 yıl hapis
Afrika'da arka arkaya gelen darbeler ABD ve Fransız askerini üssüz bıraktı. Nijer, Burkina Faso ve Mali'den çıkarılan askerler şimdilerde Benin, Fildişi Sahili ve Çad'da yeniden konuşlanmaya başladı. Amaç: IŞİD'e karşı mücadelede yeni merkez kurmak.
ABD öncülüğündeki Batı koalisyonu 2014’te Irak ve Suriye’ye girdikten sonra terör örgütü IŞİD ve El Kaide’nin bölgedeki etkisi günden güne zayıfladı ve bir noktada bölgedeki varlığı yok hükmüne indi. Ancak her iki yapılanma da son bulmadı, yeni bir bölgede güç toplamaya başladılar: İstikrarsızlığın hakim olduğu Afrika’da. Amerikan gazetesi Wall Street Journal ABD’nin bu örgütlerin bölgede gelişmesini durdurmak için Batı Afrika kıyılarına uçak ve komando sevk etmeye başladığını yazdı.
Buna göre bu yaz Nijer’deki üslerini terk etmek zorunda kalan (geçen yıl darbe yapan cunta hem Amerikan hem de Fransız askerlerinin ülkeden ayrılmasını istemişti) Amerikan askerleri bu kaybı telafi etmek için komşu ülkelerde terörle mücadele için yeni bir hazırlık içinde. Bu plan çerçevesinde Benin’de bir havaalanı, Amerikan helikopterlerine ev sahipliği yapacak şekilde yenileniyor. Fildişi Sahili’ne de ABD’nin özel kuvvetleri Yeşil Bereliler ve gözetleme uçakları konuşlanıyor. Son olarak Amerikan komandolarının daha önce Çad’da kullandıkları bir üsse dönmeleri için görüşmeler var.
Bu örnekler ABD’nin bölgede terörle mücadele operasyonları yürütmek için yeni üsler kurma ve stratejik olarak yeniden konumlanma çabalarını gösteriyor. ABD’nin Afrika’daki özel harekat kuvvetlerinin eski komutanı emekli Tümgeneral Mark Hicks gazeteye “Nijer’i kaybetmek Sahel’de terörle mücadele ve ayaklanmaya karşı doğrudan etkili olma kabiliyetimizi kaybettiğimiz anlamına geliyor” dedi.
ABD merkezli bir STK olan Silahlı Çatışma Yeri ve Olayları Veri Toplama Merkezi’nin topladıkları verileri analiz eden Pentagon Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezi’ne göre bu terör grupları Sahel’in merkezindeki Mali, Burkina Faso ve Nijer’de etkili. 2017’den beri bölgede 38 bin kadar kişinin ölümüne neden olan bu gruplar polis ve orduya saldırıyor ve işgal ettikleri köylerde şeriatı dayatıyor. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre Burkina Faso’da geçen ay sadece bir günde yaklaşık 200 kişi öldürüldü. BM, El Kaide’nin bölgedeki uzantısı Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin’e mensup kişilerin kasabalarını korumak için hendek kazan sivillere ateş açtığını söylüyor.
Örgüt mensupları son bir yıldır Sahel’de yükselişte ve Gine Körfezi kıyılarında görece daha istikrarlı ülkelere saldırılar düzenlemeye başladılar. Hicks Amerikan askerlerini Fildişi Sahili ve Benin gibi kıyı ülkelere taşımanın stratejik olarak “ellerinde kalan son çare” olduğunu anlatıyor.
Mali, Burkina Faso ve Nijer son yıllarda ordunun darbeyle iktidara geldiği ülkeler. Her üç ülkede de cunta yönetimi ABD ve yıllardır doğal zenginliklerini sömüren Fransa etkisi kıracak adımlar attı. Batı’nın ayrılmasıyla baş gösteren güvenlik eksiğini kapatmak için de Rusya’nın paralı asker grubu Wagner’e yöneldiler. Wagner’in çalışma şekli de doğal zenginliklerin bir kısmına karşılık bölgede güvenliği sağlamak.
Batı Wagner’in bölgedeki tavrını “Afrika kaynaklarını yağmalayarak zulmetmek” olarak yorumluyor, ama benzeri Batı için de geçerliydi. Örneğin darbe olana kadar Nijer, Fransa’nın en büyük beşinci uranyum tedarikçisiydi. Fransa’nın 56 nükleer reaktörü için ihtiyaç duyduğu uranyumun büyük kısmını Nijer sağlıyordu. Oysa yedi Nijerliden yalnızca biri ve kırsal kesimde yaşayanların yalnızca yüzde 4’ü modern elektrik hizmetlerine erişebiliyor, nüfusun yüzde 40’tan fazlası aşırı yoksulluk içinde.
Bu ülkelerden çıkarılan Fransız askerleri Gabon, Senegal, Fildişi Sahili ve Çad’a çekilme aşamasında. Fransız yetkililer Afrika’daki askeri varlığını azaltmış gibi görünse de binlerce askeri hazırda bekleteceğini, gerektiğinde kısa sürede Afrika’ya müdahale edebileceğini söylüyor.
Öte yanda Pentagon’un Afrika Komutanlığı Nijer’den çıkarılan bin 100 Amerikan askerinin bölgeye nasıl konuşlandırılacağını belirlemek için Tümgeneral Kenneth Ekman öncülüğünde 10 kişilik ekip görevlendirdi. Geri çekilme üç Özel Kuvvet karakolunun tahliyesi ve Pentagon’un beş yıl önce çöl kasabası Agadez’de faaliyete geçirdiği 110 milyon dolarlık üsteki gözetleme dronlarının da Nijer’den çıkarılması anlamına geliyordu.
ABD’nin Benin’in en büyük şehri Cotonou’ya konuşlandırdığı komandolar Beninli birliklere terörle mücadelede danışmanlık yapacak. Benin’in merkezi Parakou kenti yakınlarındaki havaalanı yollarını yenilemek ve uçak sığınakları kurumak için de dört milyon dolar harcanıyor. Pentagon Burkina Faso, Nijer ve Nijerya sınırlarındaki savaş alanlarından yaralıları tahliye etmek için de Parakou’ya üç helikopter ve sözleşmeli sağlık görevlileri gönderdi. Fildişi Sahili’ne de bir Yeşil Bereli ekibi yerleştirildi. Ülkenin en büyük şehri Abidjan’a iki gözetleme uçağı konuşlandırıldı. Bu uçaklar havadan topladığı istihbaratları Burkina Faso sınırında görev yapan Fildişi birliklerine iletiyor.
ABD Boko Haram ve IŞİD militanlarıyla savaşan Çad ile de görüşmelere başladı. Çad Devlet Başkanı Mahamat Déby’nin anayasaya aykırı şekilde uzun süredir iktidarda olan ama 2021’de savaş meydanında ölen babası İdris Déby’nin yerine geçmesiyle ABD-Çad ilişkileri gerilmişti. Bu yılın başlarında Çad’da faaliyet gösteren Amerikan birliğinin de ülkeyi terk etmesi istenmişti, ama sonra Déby ABD’nin “ilişkileri yeniden yoluna koymaya yetecek kadar demokratik gördüğü” bir seçim kazandı.
Şimdi Pentagon Amerikalı askerlerin Çad’a dönmesini ve bu ülkenin 11 bin kişiden oluşan terörle mücadele gücünün eğitimini sürdürmek için Yeşil Berelileri konuşlandırmasını bekleniyor.