Erdoğan’dan faizde ‘nas’a son mesajı: Aynıyım ama artık kabullendik
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aşina olduğu diploma tartışmasının muhatabı bu kez CHP’nin olası cumhurbaşkanı adaylarından Ekrem İmamoğlu. Geçen günlerde diplomalarını paylaşan İmamoğlu’nun bu kez de babası konuştu.
Türkiye’de siyaset ve kamuoyu üniversite diploması tartışmasına aşina. Tartışmanın kaynağı ise Anayasa’nın 101. maddesi. Cumhurbaşkanı olmanın kriterlerinin sıralandığı bu madde “yükseköğretim mezunu olma” ibaresini içeriyor. Cumhurbaşkanı olmanın diğer kriterleriyse kırk yaşını doldurmuş ve seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşı olmak. Son iki maddeyle ilgili bugüne kadar bir şüphe yaşanmadı. Ancak üniversite diploması tartışması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte başladı.
İlk tartışma 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde gündeme geldi. Tartışmayı bitirmesi beklenen diplomanın aslı kamuoyuyla paylaşılmadı. 2014 cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde İstanbul 15. Noterliği Erdoğan’ın Yüksek Seçim Kurulu’na sunmak amacıyla üniversite diplomasının fotokopisini “Dairemizce onaylanması istenen iş bu fotokopinin ilgilisi tarafından gösterilen ve iade edilen aslına uygun olduğu ve örnek verildiğini onaylarım!” şerhiyle tasdik etti.
Ancak Türkiye Noterler Birliği Erdoğan’ın diplomasının aslını görmeden “Aslı gibidir” diye tasdik eden noter kâtibi hakkında soruşturma açmayan İstanbul 15. Noterine disiplin cezası vermişti.
Diğer taraftan diplomayı vekaletname olmadan notere götüren kişinin Erdoğan’ın özel kalem müdürünün şoförü olması da tartışmalara neden olmuştu.
Aynı tartışma her seçimde yeniden gündeme geldi. Son olarak 14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce tartışmaların yeniden gündeme gelmesiyle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diploma örneği, mezuniyet belgesi ve üniversiteye giriş belgesi gibi belgeleri kamuoyuyla paylaştı.
Üniversite diploması örneğinde Erdoğan’ın mezuniyet tarihinin Şubat 1981 olduğu görülüyor. Mezun olduğu okul ise Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.
Ancak paylaşılan bu diploma 1981 yılından değil. Diploma duplikatası 1 Kasım 1991’de alınmış. Erdoğan’ın bu tarihten önce elinde diploma olup olmadığı bilgisine açık kaynaklardan ulaşılamıyor.
Şimdi yeni diploma tartışması CHP’nin olası cumhurbaşkanı adaylarından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için yapılıyor. Tartışma Şirin Mine Kılıç’ın “Benim Sevgili Başkanım Ekrem İmamoğlu” kitabıyla başladı. Kitapta Ekrem İmamoğlu’nun hayatı ayrıntılı olarak anlatılıyor. Kitapta İmamoğlu’nun Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin sınavlarına girdiği ve inşaat mühendisliğini kazandığı, ancak okulun ilk günlerinde fikrini değiştirip Girne Amerikan Üniversitesi’nde işletme bölümüne yazıldığı anlatılıyor. İki yıl sonra da İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne yatay geçiş yaptığı yazıyor. İmamoğlu devamında İstanbul Üniversitesinde İşletme Anabilim Dalı’nda İnsan Kaynakları Yönetimi yüksek lisansı yapıyor.
Bu bilgiler üzerinden Veryansın Tv Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay İmamoğlu’nun yatay geçişinin usulsüz olduğunu öne sürerek “diploması sahte” iddiasını ortaya attı.
Erdem Atay, İmamoğlu’nun özel bir üniversitesden devlet üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yapmış olmasına “imkansız bir şey” dedi. İmamoğlu’un not ortalamasının da 59’la yatay geçişe yeterli olmadığını söyledi. Son olarak da İmamoğlu’nun ÖSYM’yi kazanmadığını bu yüzden geçiş yaptığı bölümün puanına erişmesinin mümkün olmadığını savundu.
Asıl noktayı ise şöyle yazdı:
“İmamoğlu’nun geçiş yaptığı tarihte, yani 1990 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’nin denkliği yok. YÖK tarafından onaylanmıyor.”
Bu iddia tartışılmaya başlanınca İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun İmamoğlu’nun lisans ve yüksek lisans diplomalarını paylaştı ve iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Ancak usulsüz geçiş iddiasında bulunanlar diploma olmadığını değil diplomaya giden yolun usulsüz olduğunu iddia ediyordu.
Geçen günlerde benzer iddiaları bir adım öteye taşıyan Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi de “O tarihte özel üniversitelerden devlet üniversitesine geçiş var mıydı? Eğer varsa Ekrem İmamoğlu’nun not ortalaması yatay geçiş için yeterli miydi? Yatay geçiş sürecinde babasının arkadaşı ve hemşerisi olan İstanbul Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun rolü neydi” sorularını ortaya attı.
Tartışma bugün Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün köşe yazısıyla sürdü. Öztürk köşesinde Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun sözlerine yer verdi.
Alemdaroğlu “Benim 1990 yılında hiçbir idari görevim olmadığı gibi Anabilim Dalı Başkanı da değilim. Ayrıca o günün Rektörü Prof. Dr. Cem’i Demiroğlu’na karşı muhalif olarak davranıyorum. Bu nedenle de üniversitede yatay geçişte kesinlikle etkili olmam söz konusu olamaz. Dış ülkelerdeki üniversitelerin denklik konuları tamamen YÖK’e ait olup üniversitelerin bu konuda hiçbir yetkisi yoktur” diye konuştu.
Alemdaroğlu ayrıca Hasan İmamoğlu’nu da, Ekrem İmamoğlu’nu da tanımadığını söyledi.
Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu da geçiş sürecinde Alemdaroğlu’nun rektör olup olmadığını bilmediğini ve Alemdaroğlu’nu tanımadığını vurgulayarak “Yatay geçiş yapan sadece benim oğlum değildi. O zaman aynı fakülteden sanırım bir hafta – 10 gün içinde yaklaşık 11 kişi daha nakil yapmış. Bu nakiller şahsa ait bir durum değil. Yasadışı bir durum söz konusu değil. İki üniversite arasında yapılan bir geçiş. Ayrıca bu oğluma özgü bir durum da değil. Bu kadar dedikodu, yalan olmaz. Örneğin benim için Altınoluk’ta 500 dönüm arazi aldığımı yayıyorlar. Hayır, ben 500 dönüm değil, üç ortaklı olarak 25 dönümü Ahmet’ten, Mehmet’ten aldım. Bunlara artık Müslüman da diyemiyorum. Çünkü benim bildiğime göre Müslüman yalan konuşmaz. Başka bir şey demiyorum. Öyle bir şey olmadığına senet veririm onlara” dedi.