1994 yılından bu yana bir gün yazmak zorunda kalacağımdan korktuğum ve 30 yıldır keşke o gün hiç gelmese diye umduğum günler galiba maalesef geldi gibi.
neredeyse 30 yıldır gündelik yazı yazıyorum. kesin olarak söyleyebilirim ki şimdi giriştiğim bu yazı benim için en zor olanı. çünkü yıllardır özelikle Washington’da, bazen oluşan tarihin de şahidi olarak toparlamış olduğum bilgileri şu an nasıl sonuca vardıracağımı tam kestiremiyorum.
ama Türkiye üzerinde bir büyük oyunun oynanacağını yıllardır biliyordum. Oyunun çok büyük olduğuna dair hiçbir gazetecinin elinde olması mümkün olmayan bilgiler söz konusu.
ne olup bittiği konusunda tam bilgilenme olmadığından ‘bu konuda yazı hiç yazmamak mı daha doğru acaba’ diye de düşündüm yazıya başlamadan önce.
Ama yılların içinden gelen ve tam bugünlere uyan birçok bilgi de var elimde. eğer oynanan büyük oyun hakkında bir toplumsal diyalog açılacaksa bu bilgilerin de konuşulacaklara katkısı belki olur diye, kendim bir sonuca varmadan elimdekileri yine de tekrar kayda geçireyim dedim bugün.
Ben coğrafyamızda bir Kürt devleti kurulması planı olduğunu 1994 yılından bu yana biliyorum ve bunu defalarca yazdım da.
çünkü o yıl Pentagon’un kafeteryasına yakın bir odada Pentagon’un orta vadeli planlar bölümünde görevli bir sivil bürokrat olan Harold Rhode önündeki bir harita üzerinde odadaki Barzani, Talabani ve PKK’nın washington temsilcilerine sınırımızda kurulacak bir Kürt devletinin haritasını göstermekteydi (hatırlıyorum, bahram Salih de odadaydı o gün).
o haritada ne olduğunu biliyorum, çünkü ben o gün Harold ile randevuma biraz erken gitmiştim. Aynı zamanda İsrail vatandaşı da olan Harold Rhode tecrübeli bir casus olduğundan benim o haritayı kazayla görmüş olmam imkansızdı. o zaman hürriyet temsilcisi olduğumdan bunu bana planlı bir şekilde göstermiş olmalıydılar.
Yani amerika Kürt planını açık oynuyordu ve bunu Türk devletinin bilmemesi mümkün değildi. Bugün Erdoğan ile Özgür Özel’in görüşmelerini kayıt altına almak için Özgür Özel’in yanında görüşmelere katılan Namık Tan daha sonra elçilik görevine geleceği Washington büyükelçiliğinde özellikle Kürt faaliyetleriyle ilgili çalışmalar yürütmek için görevliydi o günlerde. Dönemin büyük elçisi Nüzhet Kandemir biz gazeteciler ile her buluştuğunda Türkiye aleyhine bir İsrail komplosu olduğunu hep söylerdi.
aslında şimdi böyle anlatınca basit bir olay olarak görünebilir size, ama benim için bir karabasandı. çünkü o haritada kurulacak Kürt devletinin Türkiye’nin güneydoğusundan toprak alması öngörülüyordu. yani ben 30 yıldır acaba bir gün bu plan uygulamaya konur mu diye korkuyla yaşayıp duruyorum.
Kurulacak Kürt devletine Türkiye’den de mi toprak alınacağı, yoksa sadece Irak ve suriye ile mi yetinileceği amerikan devleti içinde yıllardır tartışılıyor. Bunu zamanı gelince konjonktürün ve türkiye devletinin tavrının belirleyeceği söyleniyordu.
Ama 2018 yılında rusya devlet başkanı Putin bu Washington planına ciddi bir müdahalede bulundu.
Benim Washington’da bu defa Habertürk temsilcisi olarak izlediğim süreçte Rusların Kuzey Irak Modeli dediği Kürt formülasyonunu Amerikalılara anlatmak için planın mimarı Putin’in Ortadoğu danışmanı Vitaly Naumkin 2018 Şubat ayının 25’inde Washington’a geldi. Bir gece sonra, 26 Şubat’ta Georgetown Üniversitesi’nde sadece özel davetlilerin katılabileceği bir yemekli toplantı vardı.
26 Şubat gecesi Washington’un tüm dış politika ve ulusal güvenlik elitleri Naumkin’in Suriye planını dinlemeye gelmişti. Naumkin konuşmasında Kürtler ve Suriye’nin geleceği konusunda Rusya’nın düşündüklerini açıkça anlattı.
Naumkin Washington’a gelmeden bir hafta önce CIA Başkanı Pompeo gizli bir operasyon düzenletmişti. CIA’nin FBI ile işbirliğiyle yürüttüğü bu operasyonda Rusya’nın iç, dış ve askeri istihbarat örgütlerinin başındaki baş casuslar gizlice Washington’a getirildi. Oysa konmuş yaptırımlar çerçevesinde bunların ABD’ye giriş yasağı vardı (SVR’nin başı Sergey Naryshkin, FSB’nin başı ALexander Bartnikov gelen gruptaydı). Pompeo onları CIA merkezinde kabul etti ve uzun bir toplantı yapıldı. Toplantıda Naumkin’nin bir hafta sonra açıklayacağı Kürt planı ve Suriye’nin geleceği konusunun detayları konuşuldu.
Naumkin’in George Washington Foreign Service konuşmasının ertesi günü başkan Trump ile 27 Şubat sabah toplantısını yapmak için o günlerde CIA Başkanı olan Pompeo Beyaz Saray’a biraz geç geldi. Naumkin’in Washington’dan ayrılmasını beklemişti.
Rus istihbaratı yöneticilerinden sonra bir de Naumkin’in konuşmasını dinleyen Pompeo 27 Şubat PDB’sinde (Presidential Daily Briefing) Fırat’ın doğusuyla ilgili olarak düşünülenleri Trump’a anlattı. PDB’den sonra Trump’ın Putin’i telefonla araması planlanmıştı.
iki lider bir buçuk saat konuştular telefonda. Trump, Putin’e Kuzey Irak Modeli’ne hemen onay vermemiş de olsa bunun en azından üstünde konuşulabilir bir öneri olduğunu söylemişti. Washington’da Suriye’de İran etkinliğinin azaltılması sürecine Rusya’nın aktif desteği alınabilirse Kuzey Irak Modeli’ne desteğin arttırılmasına karar verildi o gün. Washington bu modele ‘Kamışlı Modeli’ adını verdi.
yani Rusya’nın Kuzey Irak modeli, ABD’nin ise kamışlı modeli dediği Kürt planı üzerinde iki süper güç anlaşmıştı. Bu plana göre Kürtlere Suriye merkezi rejiminden kopmamaları şartıyla kısıtlı özerklik verilecek. Ruslar dediğim gibi buna ‘Kuzey Irak modeli’ diyor ve Amerika’yla bu konuda yapılan görüşmelerde de bu kavramı kullandılar.
Bu yapı resmen Suriye devleti içinde yer alacak, ancak bölgesel siyasi kararlar alabilecek, kültürel ve ekonomik konularda kısmi özerkliği olacak.
Kürtler bölgenin yönetimini rejimle paylaşacak, ama rejim güçleri de bölgeye girmeyecek. Rejim güçleri Kürt bölgesinin hemen dışında, sınırda konuşlanacak – Washington’da bu modelde konuşlanacak rejim güçlerinin sembolik düzeyde de olabileceğini, ama bunların arkasında gözlemci olarak Rusya da olacağından bunun etkin bir güç olacağını söylüyorlardı.
Anlayacağınız özerklik oluşursa bunun Türkiye’ye tehdit oluşturmamasının temelde Rusya tarafından sağlanması düşünülüyordu o planda.
Trump ile Putin’in ‘Büyük Suriye Planı’nın temel ilkeleri üzerinde anlaşmasından sonra bu planın ana noktalarından biri olan Kuzey Suriye’de Kürtlerle ilgili adımın ne olacağı aslında Washington-Moskova hattında yoğun olarak konuşuluyor o tarihten bu yana.
Washington-Moskova hattında bu plan çerçevesinde en yoğun konuşulan konu planın Türkiye’nin tepkisini en aza indirerek nasıl uygulanabileceğiydi.
2018-20 arasında YPG Fırat’ın doğusundaki oluşumun geleceğini garanti altına almak için Esad rejimiyle görüşmelere de başlatmıştı.
YPG heyetine Beyaz Saray’a çok yakın ve Washington’un yönlendirmesi altında olan İlham Ahmed başkanlık ediyordu. Daha önce SDK’nın (Suriye Demokratik Konseyi) Washington temsilcisi olan İlham Ahmed tanıdığım kadarıyla ‘tipik PKK’lı’ bir kadındı.
Kürtler rejimle işbirliklerini sürdürmek için ‘İdlib’e bir harekat yapılacaksa biz de rejim güçleriyle birlikte bu harekata katılmak isteriz’ önerisini de getirmişti o günlerde görüşmelerde.
Ayrıca o konuşmalarda ‘Kamışlı modeli’nin görüşüldüğü de öğrenildi. Ancak o günlerde iki konuda da suriye rejimi tarafından verilmiş net bir cevap olmadığı söyleniyordu Washington’da.
yani bir Kürt devleti konusunda Rusya ile ABD ortak hareket edebilir. Suriye rejiminin şu anki tavrının ne olduğu henüz net belli değil. bu yüzden Türkiye’nin Esad ile görüşmesinin bu aşamada hayati önemi olduğu söylenebilir.
özellikle Rusya Suriye’de oluşturulacak bir Kürt devletinin Türkiye’ye tehdit oluşturmasını engellerse Türkiye’nin bir süre sonra Kuzey Irak’ta oluğu gibi bu oluşumla da ilişki kurabileceğini düşünülüyor.
bu yüzden Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamasından bir gün sonra Erdoğan’ın Rusya’da Putin ile görüşmesinde bu konunun da ele alınıp alınmadığı merak konusu.
Türkiye bugünlere Sedat Ergin’in yazdığına göre 10 yıldır hazırlanıyormuş ve duyduğuma göre son bir yıldır gerek Suriye’de gerek Ankara’da yapılan bir dizi gizli görüşmede bugünlerin temeli de hazırlanmış.
Evet bir büyük oyun oynanıyor ve belki de oyunun son perdesi de açılmış olabilir. Neler olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.