Bahçeli: Anayasa Mahkemesi, PKK’yı aklama makamı değildir
MHP lideri Bahçeli PKK lideri Öcalan'ın Meclis'te örgütü lağvettiğini açıklamasını istemesinin ardından DEM Parti'den net bir yanıt geldi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan 'İmralı’da barış ve müzakere kampı kurulmalı' dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Meclis’te örgütü lağvettiğini söylemesini istemiş, bu gerçekleşirse de umut hakkının yolunun açılmasının gündeme alınması gerektiğini söylemişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konuda sessiz kaldı, desteğini sadece ‘terörsüz Türkiye’ ifadeleriyle açıkladı.
DEM Parti ise süreci izlediklerine dair söylemlerde bulunuyordu ki partinin eş başkanı Tuncer Bakırhan bu konuda çok net konuştu. “Bahçeli ile sorunun çözüm yöntemi ve ele alış biçimimizde belirgin fark var. Ama iki temel konuda bizim düşündüğümüz bir noktaya geldi. Birincisi, Bahçeli Kürt sorununun muhatabını doğru gösterdi. Sayın Öcalan’ın Kürt meselesinin çözümü konusundaki iradi gücünü kabul etti. İkincisi, yıllardır devam eden tecritten bahsetti ve ‘kapılar açılsın, gelsin konuşsun’ dedi” diyen Bakırhan yine de Erdoğan ve Bahçeli’nin Kürt meselesinin çözümüne dair bir program ve politikasını olmadığını ifade etti. Gerçekçi çözümlerin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini söyleyen Bakırhan programa ihtiyaç olduğunu söyledi.
Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mesaja dair de Bakırhan şöyle konuştu:
“Çok önemli, tarihi bir fırsat var. Meselenin muhatabı olan ve adres gösterilen Sayın Öcalan çözüm meselesinde somut bir proje sunuyor. Demokratik ulus, demokratik cumhuriyet, eşit yaşam modeli sunuyor. Şerafettin Elçi “bu meseleyi çözebilecek son kuşağız” demişti. Bu meselenin demokratik çözümü ve barışı için elleri havada bekleyen bir kuşak, bir Kürt siyasal aklı var. İkinci yüzyılda ‘cumhuriyeti demokratikleştirelim’ deniliyorsa, Sayın Öcalan ile derhal konuşulmalı ve müzakereye geçilmeli. Bakın, İmralı’da bir çözüm iradesi var iken bu fırsat değerlendirilmeli. İmralı’da barış ve müzakere kampı kurulmalı. Türkiye’nin enerjisini ve ekonomisini bitiren, toplumu yoksullaştıran, demokrasiyi ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir meseleden bahsediyoruz. Bakın, 13 Cumhurbaşkanı ve 40’ın üzerinde başbakan görmüş bir meseleden bahsediyoruz. Burada tarihe mal olmuş bir meseleyi çözen olarak tarihe geçmekten daha kıymetli bir şey var mıdır?”