Saldırı esnasında hastanede 670 çocuk vardı: BM ‘doğrudan hedef aldı’ dedi, Kremlin reddetti
Baltık Denizi'nde pazar gününden beri art arda iki sualtı kablosunun kesilmesi yeni bir bilmece doğurdu: Sabotaj mı kaza mı? Avrupalı yetkililer sabotaj olduğunu düşünüyor, gözlerini de Çin ve Rusya'ya diktiler. ABD aynı fikirde değil.
İsveç ve Litvanya’yı birbirine bağlayan sualtı kablosu 17 Kasım Pazar sabahı birdenbire çalışmaz oldu. Aradan 24 saat geçmeden bu kez de Finlandiya ile Orta Avrupa’yı birbirine bağlayan tek kablo kesildi. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius 19 Kasım’daki açıklamasında bunların “muhtemelen sabotaj” olduğunu söyledi.
Aslında Baltık Denizi’nde daha önce de benzer sabotaj şüpheleri görülmüştü. Şimdiye kadarki tek yakın şüpheli kaptanı Rus olan Çin’e ait ticaret gemisi. Ancak kabloların çalışmamasından kimin sorumlu olduğu bulunsa bile intikam almak pek de kolay olacak gibi görünmüyor.
İsveçli Telekom devi Telia’nın Litvanya’daki biriminin baş teknoloji sorumlusu Andrius Semeskeviçyus Litvanya’nın devlet televizyonuna “Kablo pazar sabahı saat 10 sularında kesildi. Sistemler bağlantıyı kaybettiğimizi hemen bildirdi. Yapılan ileri incelemelerde kabloların hasar gördüğü ortaya çıktı” dedi. Semeskeviçyus’un Litvanya televizyonuna demeç verdiği sıralarda Baltık Denizi’nde ikinci bir kablo daha zarar gördü.
Zarar gören bu ikinci kablo İsveç-Litvanya kablosundan çok daha önemli. Çünkü İsveç’in Baltık Denizi’ndeki Oland Adası’nın güney ucundan Finlandiya ile Almanya arasındaki bağlantıyı sağlayan C-Lion1 bu işe yarayan tek kablo. Zarar gören iki kablo bir noktada kesişiyor. Yetkililerin tahminlerine göre bu kesişim noktasına 18 Kasım Pazartesi sabahı birileri gelmiş olmalı.
Kesintilerin kazara olup olmadığı konusunda Semeskeviçyus “Kablolar sadece 10 metrekarelik bir alanda kesişiyor. İkisi de hasar gördüğüne göre bir geminin çapasının kazara düşmüş olmadığı, ortada daha ciddi bir şey olabileceği açık” dedi. Öte yandan ABD’li yetkililer salı günü CNN International’a hasarın Rusya ya da başka bir ülke tarafından kasıtlı yapıldığına inanmadıklarını söyledi.
Neredeyse bir yıl önce Baltık Denizi’ndeki iki sualtı kablosu ve bir boru hatta gece boyu çalışmaz halde kalmıştı. Hasarın meydana geldiği yerde söz sahibi olan İsveç, Finlandiya ve Estonya’daki yetkililer kısa sürede olası suçlunun Newnew Polar Bear adlı Çin gemisi olduğunu tespit etmişti. O konteynır gemisi Çin’e aitti, Hong Kong bandıralıydı ve Rusya’dan Çin’e doğru Kuzey Kutup Denizi rotasında ilerlemişti.
Yetkililer mürettebatla konuşmak istediğinde gemi çoktan Baltık Denizi’nden çıkıp Norveç kıyılarından kuzeye, Rusya sınırlarına varmıştı. O zamandan beri de Çin hükümeti soruşturmada işbirliği yapması için gelen talepleri yanıtsız bırakıyor.
Yine suçlu Çin’e ait bir ticaret gemisi gibi görünüyor. C-Lion1 olayından birkaç saat sonra araştırmacılar olası suçlunun Çin bandıralı dökme yük gemisi Yi Peng 3 olduğunu tespit etti. Gemi 12 Kasım’da Rusya’nın Baltık Denizi’ndeki Ust-Luga Limanı’na varmış, üç gün sonra da limandan ayrılmıştı. İki gün sonra ilk kablo, hemen ardından da ikincisi kesildi. Yi Peng 3 hakkında bildiğimiz tek şey Ust-Luga’dan Mısır’ın Port Said limanına doğru yola çıktığı.
Yi Peng 3 19 Kasım sabahı Baltık Denizi’nden Atlantik’e doğru yol aldı. Öğleden sonra Danimarka Boğazı’na yaklaştı. Bu kez yetkililer Çin gemisinin kaçmasına izi vermedi. Akşam saatlerinde Danimarka’nın Büyük Kemer Boğazı’na yaklaştığında sahil güvenlik görevlileri Danimarka Kraliyet Donanması, ticari gemiyi takibe aldı. İsveç Donanması da olayları yakından izledi.
Akşamın ilerleyen saatlerinde Yi Peng 3 Danimarka sularından ayrıldı. Kuzeye, İsveç ve Norveç’e, oradan da Atlantik’e gidecekmiş gibi görünüyordu. Ama sonra durdu. Dökme yük gemisi dün öğlen saatlerinde aynı noktada durmaya devam etti. Kattegat Boğazı’nın güneyinde, Danimarka ve İsveç kıyılarının arasında durdu. Oysa Atlantik’e geçebilmesi için Kattegat’ı katetmesi gerekiyor. Foreign Policy’ye göre açık istihbarat kaynakları Danimarkalı yetkililerin gemiyi alıkoyduğunu söylüyor. Danimarka Silahlı Kuvvetleri’yse geminin yakınında takipte olduğunu belirtiyor.
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre anlaşmaya taraf ülkeler kendi sularındaki denizaltı tesislerini korumayı taahhüt ediyor. Ancak bu sözleşme, rakip ülkelerin altyapıyı sabote etmek için askeri olmayan gemileri kullanması durumunda devletlerin ne yapması gerektiğini söylemiyor. Çin hükümeti NTB haber ajansına Çin gemilerinin deniz hukukuna uyduğunu söyleyerek ortada bir suç olmadığını iddia etti.
Kremlin çarşamba günkü açıklamasında olayla ilgisi olduğu yönündeki iddiaları “gülünç” bularak reddetti ve “hiçbir dayanağı olmadan Rusya’yı suçlamanın saçma olduğunu” söyledi.