Donald Trump’ın ilk bakanlık dönemini takip etmek için Habertürk tarafından Washington’a gönderildiğimde Evanjelistler hakkında sadece birkaç kitap okumaktan kaynaklanan genel bilgilerim vardı.
Benim Amerikan ulusal güvenlik camiasından yakın tanıdığım etkin insanların çoğu Clinton döneminde aynı şehirde çalıştığım dönemden kalmadır. Tabii benim genç ve orta yaşlarda tanıştığım ve yakın çalışma ilişkisi kurduğum bu kişilerin çoğu Trump döneminde yaptıkları işlerde ya kıdemli üst düzeydeydi ya da bazıları işi bırakmıştı.
şunu da bilin, eğer bir defa Amerikan ulusal güvelik camiası içinde çalışmışsanız o camiadan çıkıp emekli olarak artık köşeme çekildim deme imkanınız yoktur. O camia içinde ister aktif casus olarak, ister analizci olarak çalışın, devletin gizli bilgilerini bildiğiniz için artık normal emeklilik söz konusu olmaktan çıkar sizin için.
Yaş aldığınızda fiilen çalışmayı bıraksanız bile bir köşeye çekilip yaşananları unutamazsınız, hatıralarınızı yazamazsınız, yazsanız bile bunu FBI ve CIA kontrolünden geçirmeden bastırmanız mümkün değildir.
ulusal güvenlik camiası siz işi bıraktıktan sonra bile deneyimlerinizden yararlanmak için sizinle bağlantı kurmayı sürdürür ve hatta danıştıklarında anlamlı yorum yapabilmeniz için bazı gizli dosyaları da sizinle paylaşmayı sürdürebilir. bunların hepsi yasal ve normaldir.
Ben arada Amerikan yönetiminde olan bitenler hakkında perde arkası denebilecek yazılar yazıyorum ya, onların büyük çoğunluğu bu arkadaşlardan aldığım bilgilere dayanır. ilk tanıştığımız dönemde kurduğum karşılıklı güvene ve saygıya dayalı ilişkilarle bugünlere kadar geldi. Bilgiye, yoruma ihtiyacım olduğunda bana hala ellerinden gelen yardımı yaparlar.
Kuzey Suriye’deki Kürt oluşumu hakkında Rusya ile ABD gizli biçimde anlaştı veya kurulacak kürt devleti için bir harita var, HTŞ’nin son hareketliliği bir Amerikan projesi olabilir diye analizler yapıyorum ya, bunlar ve benzerleri bu konumdaki arkadaşların bana anlattıklarına dayanıyor.
Trump başkanlığının ilk döneminin başında Washington’a tekrar yerleştiğimde ilk işim bu camiayla bağlantılarımı yeniden canlandırmak oldu. bir kısmıyla akşam içkilerinde sohbet ettik, anılar dahil konuştuk. bir kısmıyla da bir grup oluşturup her çarşamba öğle yemeğinde buluşmaya başladık.
bana yardımcı olabilecekleri durumda ihtiyacım olan bilgi kendilerinde yoksa eğar, benim o an o işe bakan bürokratla bağlantı kurmamı da sağladılar.
o günlerdeki bir sohbetimizde bana gerçekte ne olup bittiğini anlamak istiyorsam evanjelist akımı ve önemli isimlerini tanıyıp öğrenmem gerektiğini söylediler.
Trump’ın seçilmesiyle evanjelist çevreler içinde bir hareketlilik olduğunu anlatıp mümkün olduğunca o camiayı takip etmemin iyi olacağını da söylemişlerdi.
Bugün ikinci Trump dönemini de belirleyecek kadar etkili bazı isimleri ilk kez o günlerde duymuştum. Steve Bannon, Sebastian Gorka, Miriam ve eşi Sheldon Adelson, Daniel Pipes ve onun ‘israel victory project’i, Foundation for the Defense of Democracies adlı düşünce kuruluşu ve onun Washington merkez binasında buluşan türkiye düşmanı isimler ilk kez o gün radarıma girmişti. o günden bu yana da radarımdan hiç çıkmadılar. Çünkü hepsi o günden sonra Trump yönetiminde önemli yerlere geldi ve bölgemizin kaderiyle de oynamaya çalışıyorlar hala.
o günlerde bu arkadaşlar bana karmaşık evanjelist denklemin bir yerinde “Işık Abla” diye bilinen, internet siteleri ve videoları bulunan, Türkiye ve Erdoğan düşmanı görüşleri yaymak ve tanıtmak için Sebestian Gorka tarafından görevlendirilen İstanbul doğumlu bir Türk kadını olduğunu da söylemişlerdi.
Varlığını öğrendiğimde hayli şaşırdığım bu Işık Abla ona o an verilen misyonu meşru gösterecek güzel bir geçmiş hikayesini de yazmıştı.
İstanbul doğumlu bu kadın Müslüman çevrelerde kendisine çok kötü davranıldığını, evliliği sırasında inançlı kocasından zulüm gördüğünü ve kurtuluşu Türkiye’den kaçmakta bulduğunu anlatıyormuş.
Amerika’ya kaçtıktan sonra Gorka’nın başını çektiği “karanlık çevreler” ona yardım elini uzatmış ve Işık Abla’ya maddi imkan sağlamış, o da sonunda din değiştirerek Hıristiyan Evanjelist olmuş.
Bu ekolden gelen din insanları gibi heyecanlı konuşmalar yapıyor, videolar üretiyor ve temelde İslam’a kinini kusuyormuş.
Ve Sebastian Gorka’yı sık sık konuşmalara davet ederek anti İslam düşüncelerini topluma anlatmasını ve düşüncelerini yaymasını sağlıyormuş.
Bu bilgiler üzerinde daha sonra çalıştığımda Gorka ve Steve Bannon’un Türkiye’yi ve Erdoğan’ı pek sevmediğini tabii ki anlamıştım, ama bunların işleri bu düzeye çekebileceğini ve içleri kin dolu olarak Başkan Trump’ın çevresinde Beyaz Saray’da bir tür derin devlet inşa edip Işık abla gibi kadınları bile kullanabileceklerini düşünememiştim.
Bizler tabii ki normal, rasyonel diplomatik kanallardan doğru olanı, haklılığımızı anlatabiliriz, ama işlerin bu karanlık boyutunu da bilmezsek bizi bekleyebilecek tehditlerden tam haberdar olamayız.
4 Aralık 2024 - Fotoğrafta o bakıştaki Amerika-Avrupa ilişkisi
3 Aralık 2024 - Türkiye’yi hedef alan evanjeliklerin Işık Ablası
2 Aralık 2024 - HTŞ büyük ABD-İsrail planının parçası olabilir
1 Aralık 2024 - Soyut sanatın müziği
30 Kasım 2024 - Trump’ın Türkiye karşıtı derin savaşçısı tekrar gündemde