Yıllar önce Hürriyet gazetesinde yazarken her yılbaşı yaklaşırken bir sonraki yıla ait kehanetlerimi Serdaramus imzasıyla yayınlardım. Hatta ’Serdaramus’ başlıklı, 2000 yılında yayınlanmış bir kitabım bile var.
bakın o kitabın tanıtım yazısında o yıl neler demişim:
‘Yayıncım dedi ki “Türk insanını kıymetli fikirlerinden mahrum etme. Vatandaşlarımız senin düşüncelerinden her an yararlanmak istiyorlar. İkinci kitabı çıkarmamız gerekiyor.” ben de ona “Bana ne vatandaşların ne istediğinden” dedim. Sonra o bana “Maymunu Tokatlamak kitabından sonra ikinci kitabı hemen çıkaracağız demiştin. Beni üzme artık” dedi. Ben de ona “15 gün içinde kitap hazır” dedim, işte sonuç elinizde.’
tanıtım yazısı bu üslupta olabilen bir kitaptan insana bir hayır gelebileceğini düşünmek doğru değildi tabii ki. ama yapacak bir şey de yoktu. kitap basıldı ve hayli de okundu o yıl.
Bu zorunlu girişten sonra, işte buyurun ‘Serdarmus’un 2025 yılı için 10 beyaz türk kehaneti’ listesine:
1-İstanbul’un Nişantaşı semtine yerleştirilen ‘Meçhul Beyaz Türk’ (Unknown White Turk) adlı heykel hayli tartışmaya yol açacak. Soyut olan heykel hakkında New Yorker dergisinde kapsamlı bir analiz çıkması üzerine aynı semtte, Bodrum ve Urla’da eşzamanlı olarak ‘yılların ıslak rüyamız sonunda nihayet gerçekleşti’ temalı bir sokak festivali de düzenlenecek.
2- GQ dergisi her yıl verdiği ‘Yılın erkeği’ ödülü 2025 yılında gerçek adının ne olduğu hala anlaşılmamış olacak Golani’ye verince istanbul ve İzmir’in beyaz Türk camiası içinde onların hiç de alışık olmadığı kadar ideolojik bir sert tartışma yaşanacak. bazıları hızlarını alamadıklarından ‘öyleyse biz de beyaz türklükten istifa ediyoruz’ diye konuşmalar filan yapacak. bu kişilere böyle bir şey olamayacağını, beyaz türklükten istifa diye bir şeyin söz konusu olmayacağı sakin kalınılmaya çalışılarak anlatılsa bile bu tipler Golani skandalından sonra artık beyaz Türk olmadıklarını ispat etmek için Ak partiye üye olacak. bunu zaten onun adında da Ak var diye açıklamaya çalışanlar da olacak.
3- yılın ortalarına doğru yazar Serdar Turgut’un yazar Ertuğrul Özkök’e bir gün durup dururken ‘haydi testosteron düzeyin bu kadar yüksek bunu anladık da prostat değerlerin neden bu kadar düşük. bu nasıl olabilir be vicdansız ’diye haykırarak saldırmasının ve onu çıplak elleriyle boğmaya çalışmasının nedeni yıl sonuna kadar tam anlaşılamayacak. ancak saldırganın laboratuvar raporu da yayınlanınca asıl sorunun test değerleri kıskançlığı olduğu ortaya çıkacak.
4- bu olaydan sonra bazı sözcü gazetesi yazarları muzip bir ifadeyle bu Serdar bir de bizim kan değerlerimizi görseydi iyice çıldırırdı diye demeç verecek. Bundan sonra Serdar Turgut sözcü gazetesi civarında amaçsızca sinirli bir ifadeyle dolaşırken yakalanıp gözaltına alınacak. Adliyeye götürülürken ‘canım çok yanıyor. onların bunu bunu söylemesi büyük haksızlıktı’ diye konuşacak.
5- Oray Eğin’in editörlüğünü yaptığı beyaz türk yayınlarının çıkardığı beyaz türk yemek kitabının içeriği çoğunlukla salatalardan oluştuğundan piyasadan geri çekilecek. serinin genel editörü Oray Eğin daha sonra yaptığı açıklamada bunun hata olduğu zaten başından beri belliydi, diyerek özeleştiri yapacak.
6- bir gün evinden yürüyüş yapmak için çıkan Osman Müftüoğlu ortalıktan tamamen kaybolacak. uzun arayıştan sonra bulunan doktorun o gün egzersiz yapmak için yürürken kendini tutmayarak ülke sınırını geçip bilinmeyen bir ülkeye gittiği ileri sürülecek. aynı parkuru tamamlama iddiasıyla yola çıkmaya hazırlanan Ertuğrul Özkök’ü ise Sedat Ergin imkansızı başarıp onu biraz daha mantıklı olmaya ikna edip bundan vazgeçirecek.
7-2024 yılının son günlerinde ‘Türk sanat sosyetesinin en büyük galasından geriye kalan görüntü. burjuvazimiz ürkekti, korkak olmuş’ başlığıyla bir yazı yazıp yazısına da “Türk sosyetesinin “gövde gösterisi” olarak kabul edilen İstanbul Modern Yıllık Galası geçen cumartesi akşamı yapıldı. Her yıl bu galayı Türkiye’nin MET Galası olarak yazmak istiyorum. Ancak bir türlü yazacak bir açı bulamıyorum” diye başlayan Ertuğrul Özkök’ün yazısını ruhen derin biçimde acıtıcı bulup 2025 yılı boyunca yeni bir açı bulmak için uğraşan bazı burjuvazi üyeleri korkak olmadıklarını ispat etmeye çalışırken kafayı tamamen yiyecek. böyle bir açının artık türk burjuvazisi açısından mümkün olmadığını anlatan birçok felsefi yazı da yazılacak yıl içinde. bunun çözümünün ipucu Immanuel Kant’ın saf aklın Eleştirisi kitabında diye yazan bir düşünürün savcılık kararıyla gözaltına alınmasının nedeni ise yıl sonuna kadar anlaşılamayacak.
8-Sedat Ergin dünyada ilk kez gündelik yazıyla Nobel edebiyat ödülü kazanabilen gazeteci olacak. ama yılın başında başlamış olduğu diğer makalesini bitiremediğinden dolayı ödül törenine katılamayacak.
9-türk burjuvazisinin o bulamadığı yeni açı ne olabilir konusunda bir basın toplantısı düzenleyen Serdar turgut toplantıya çırılçıplak katılıp yeni bir skandala yol açacak. bu halinin bir sembolik protesto olup olmadığı sorusuna ise vallahi bunun anlamı tam ne bilemiyorum’ diye sakin biçimde cevap verip yeni bir skandala daha yol açacak.
10- ortalıkta hiçbir provokasyon, bu yönde hiçbir talep olmadığı halde durup dururken ‘halka inme’ kararı alan yazar Tuğrul Eryılmaz Cihangir semtinden ayrılıp Ümraniye’ye taşınmak kararı alacak. Bunun yazarın aslında intihara teşebbüs sürecinin başlangıcı olduğuna karar veren Cihangir arkadaşları Firuzağa Kahvesinde düzenledikleri protesto gösterisiyle Tuğrul’u semtte kalmaya ikna edecek.