Post modern siyaset

19 Eylül 2025

Gerçi post-modern kavramını resim sanatı tarihi bağlamında daha derinlikli tartışmak gerekiyor ama kültürel, siyasi, sosyal boyutlarıyla post-modern kavramının tanımını ‘Post-modern Durum’ kitabıyla (1979)Jean-Franbois Lyotard yaptı. Bu çalışmasında post-modern ‘durumdan’ bahsetmesi onun kavramı özellikle sanatla bağlantılı tartışmayacağını göstermek içindir.

Ltoyard’ın daha sonra klasikleşmiş bu çalışmasına göre post-modern durumun en belirgin özelliği toplumda büyük anlatıların önemini kaybetmesi ve bunun yerine lokalleşmiş, daha bireyselleşmiş söylemlerin üstünlüğünün bulunmasıdır.

Toplumda büyük söylemlerin örneği olarak sosyalizm, faşizmi, devletçilik, liberalizmi verebiliriz. Lyotard ‘geç’ (Olgunlaşmış) kapitalist ülkelerde artık büyük anlatılara rağbet olmadığını ve insanların çok kapsayıcı ve büyük olma iddiası olmayan söylemlerin yerine hayatlarına daha dokunan ve lokalleşmiş taleplerle yaşadıklarını ve bu yüzden kendi durumlarına dokunan söylemlere rağbet ettiklerini söylüyor.

Gerçi Frederic Jameson, ‘Post-Modernism or The Cultural Logic of Late Capitalism’ (1992) başlıklı çalışmasında post-modernizm durumunun gelişmiş kapitalist ülkelere yani ‘geç kapitalizme’ özgü bir durum olduğunu anlatır ama bu aşamaya katiyen gelememiş bizim gibi ülkeler de post-modern kültürü ithal edip benimsemiş görünüyor.

Aslında büyük anlatılara ihtiyaç olan çok önemli bir siyasi ortam olsa da bizde de post-modern durumun göstergesi olan büyük anlatı eksikliği bence çok çarpıcı.

Koşullarımızla uyumlu yerelleşmiş ve çok daha bireysel taleplere çözüm getirecek söylemlerle yürütülüyor siyasi kampanyaların büyük çoğunluğu.

Büyük anlatıların bulunmadığı durumlarda siyasi adaylar çoğunlukla o anda konuştukları seçmen kitlesinin talepleri, beklentileri doğrultusunda konuşuyorlar. Seçmene büyük anlatıların eşliğinde büyük değişimlerin sözü fazla verilmiyor.

Post-modern duruma uygun seçim sürecimizin bir diğer özelliği de adayların çoğunun farklı görüşteki insanlar ikna etmek için değil de kendi görüşlerine onay vereceği kesin olan insanlara konuşmayı tercih etmeleri veya medya yapısında yaşanan gelişmeler nedeniyle buna mecbur kalmaları.

Bu bağlamda ben bir muhalif aday muhalif diye bilinen bir kanala çıkıp o kanalı tercih eden izleyiciyi ikna etmeye neden uğraşır bunu anlamakta zorlanıyorum. O kanalı açan izleyici zaten o görüşlerde olduğundan adayın yapacağı konuşmalar sadece bir yankı odası etkisinde kalabiliyor.

Siyaset bilimi kavramları arasındaki yerini almış olan yankı odası kavramının iki belirgin mekanizması var.

İlki aynı mesajın farklı kaynaklar tarafından tekrar edilmesinden ibaret. İkinci mekanizma, benzer ancak birbirini tamamlayan mesajların tek bir kaynaktan yayınlanmasıdır. Yankı odası etkisini uzmanlar belirli bilgilerin bir hedef kitle için güvenilirliğini artırmaya yönelik bir strateji olarak da tanımlıyor. İşi somutlaştırmak için muhalif partilerin adaylarının Halk TV, Sözcü tv, Tele1 veya KRT gibi kanallara çıkıp konuşmalarının veya iktidar yanlısı adayların A Haber, NTV veya CNN Turk gibi yandaş kanallarda boy göstermesinin ülkemizdeki siyasi söylemlerin içerikli tartışılmasına ne gibi katkısı olabileceğini görebilmek mümkün değil.

Bu yankı odası süreçlerinin en çarpıcı olanlarından biri geçmişte TİP ve HDP bağlamında da yaşanmıştı.

Evinin penceresinden bakarak araştırmacı gazetecilik yapma imkanına sahip olan dünyanın ilk ve son gazetecisi Tuğrul Eryılmaz’ın yazdığına göre ilk önce TİP ve daha sonra HDP Cihangir’de üst üste seçim kampanyası yapıp görüşlerini anlatmışlardı. Bunun pratik yararının ne olabileceği düşünüldü acaba, belki de adaylar dediklerinin kolay kabul edilmesinden özel zevk alabiliyordur veya karşı görüş olmadan konuşmak kolay da geliyor da olabilir. Bunda amaç neyse ne ama bu olayın tipik bir yankı odası süreci olduğuna şüphe yok.

Belki de derinlikli karşıt görüşler arası tartışma bulunmaması veya siyasetin zaten aynı görüşleri paylaşan insanlar arasında kafe sohbetine indirgenmesi de post- modern durumun bir özelliği olabilir.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.