James Webb ile Samanyolu’nun kalbine yolculuk: Burada 500 bin yıldız var
James Webb Uzay Teleskobu'nun verilerini inceleyen gökbilimciler, Büyük Patlama'dan yaklaşık 400 milyon yıl sonra ortaya çıkan ve karanlık maddeden güç aldığı tahmin edilen üç eski ve oldukça büyük yıldız tespit ettiklerini düşünüyor.
James Webb Uzay Teleskobu’nun JADES programı kapsamında geçen yıl aralık ayında tespit edilen üç nesne galaksi olarak tanımlanmıştı. Ancak bir grup astrofizikçi, bunların aslında karanlık madde parçacıklarının yok olmasıyla meydana gelen, Güneş’ten çok daha büyük ve daha parlak ‘karanlık yıldız’lar olabileceğini düşünüyor.
Araştırmacılar, Proceedings of the National Academy of Sciences’da yayımlanan çalışmalarında, keşiflerinin mevcut kozmolojik modeldeki tutarsızlıkları çözmeye yardımcı olabileceğine ve karanlık madde anlayışımızı derinleştirebileceğine inanıyor.
Çalışmanın yazarlarından ve Teksas Üniversitesi’nde tanınmış bir astrofizikçi olan Katherine Freese, “Yeni bir yıldız türü keşfetmek başlı başına ilginç bir olaydır, buna güç veren şeyin karanlık madde olduğunu keşfetmek ise çok daha büyük bir şey” diyor.
Karanlık madde incelenmesi epey zor bir şey. Bilim insanları evrenin yaklaşık yüzde 27’sini karanlık maddenin oluşturduğuna inansa da bu madde ışıkla etkileşime girmediğinden onu somut bir şekilde gözlemleyemiyoruz, sadece yerçekimi aracılığıyla yarattığı etkileri görebiliyoruz. Karanlık maddenin varlığı, galaksilerin ve yıldızların nasıl oluştuğunun da bir açıklamasını sunuyor.
Bilim insanları karanlık maddenin çarpıştıklarında kendilerini yok ederek ortaya ısı çıkardıklarına inanılan Zayıf Etkileşimli Büyük Parçacıklardan (WIMP) oluştuğunu düşünüyor. Bu WIMP’ler çöken hidrojen atomlarından oluşan bir bulutsuda çarpışırsa, enerjik etkileşimleri sonucu oluşan yıldıza güç verebilirler.
Araştırmacılara göre bu, karanlık yıldızların şaşırtıcı derecede büyüyerek, geleneksel füzyonla beslenen yıldızları yanında adeta cüce bırakabileceği anlamına geliyor. Bilim insanları, karanlık bir yıldızın, Güneş’in kütlesinin birkaç milyon katı olabileceğini ve 10 milyar kat daha fazla parlayabileceğini tahmin ediyor.
Karanlık yıldızlar gerçekten varsa, gökbilimciler neden evrenin ilk yıllarından kalma çok fazla büyük galaksi gözlemlediklerini açıklayabilecek. Zira Büyük Patlama’dan sonra meydana gelen bu galaksilerin büyümesinin teorik olarak çok daha uzun sürmesi gerekiyordu. Çarpışan bir karanlık yıldızın kütlesi, bu erken dönem galaksileri oluşturmak için gereken süper kütleli kara delikleri oluşturmanın kestirme yolu olabilir.
Tabii henüz kesin konuşmak için erken. Freese, karanlık yıldız gözlemlerinin esasen galaksi gözlemleri çıkabileceğini de söylüyor. Freese, “Standardın içindeki bir şeyin görülmesi daha olasıdır, bizim yaptığımız gibi önerilen tamamen yeni bir şeyin gerçek çıkması ihtimali daima daha düşüktür. Ancak erken galaksilere benzeyen bu nesnelerden bazıları gerçekten de karanlık yıldızsa galaksi oluşum simülasyonlarımız gözlemlerimizle daha uyumlu hale gelir” dedi.
Freese ve ekibi şimdilik bulgularını doğrulamak için James Webb ile gözlemlerine devam edecek. Biz de konuyla ilgili yeni bilgilerin takipçisi olacağız.