Yapay zeka da ırkçıymış
GPT-4o ile birçok kullanıcının aklını başından alan OpenAI, şimdi de ChatGPT'yi kullanabilmemizi sağlayan GPT-4 teknolojisinin yerini alacak yeni bir yapay zeka modelini eğitmeye başladı. Ayrıca şirket yeni bir güvenlik birimi kuruyor.
Dünyanın önde gelen yapay zeka şirketlerinden OpenAI Kasım 2022’de piyasaya sürdüğü ChatGPT ile öğrencilerin, sanal asistana ihtiyaç duyan iş kollarının uğrak yeri haline geldi. Başı sıkışan ChatGPT’ye soru soruyor ve az çok işine yarayacak bilgilerle ayrılıyordu. Tabii bugünkü teknolojiye hemen gelinmedi. Önce 3, sonra 3.5 derken bugün GPT-4o’tan bahsediyoruz. OpenAI’ın bu hızlı ilerleyişinde yapay zekada ışık gören diğer teknoloji devlerinin bu alanda çalışmalarını ilerletmesi de etkili oldu. Google’ın çalışma yaptığı dönemde durağan şekilde ilerleyen teknoloji artık yarışa dönüşmüştü. Daha hızlı adım atan öne geçecekti.
OpenAI bu koşuda hiç geri düşmedi. Düşeceğini hissettiği zaman da GPT-4o’ta yaptığı gibi depar attı. Google’ın yapay zeka alanındaki yeniliklerini duyuracağı günden hemen bir gün önce GPT-4o’ın lansmanı yapıldı ve belki Project Astra’yla coşacak insanlar bütün heyecanlarını GPT-4o’a harcamış oldu. Ama OpenAI için bu yeterli değil. Esas amaçları yapay zekanın da ötesinde, yapay genel zekayı (A.G.I.) hayatımıza sokmak.
Bunun için de yeni adımlarını atmış görünüyor. Şirketin dün yayınladığı blog yazısında sıradan bir insan beyninin yapabildiği her şeyi yapabilen A.G.I.’yı geliştirmeye çalışırken yetenek bakımından GPT-4’ün üstüne çıkacak bir model üstünde çalıştıklarını söyledi. Buna göre yeni model sohbet robotları Apple’ın sesli asistanı Siri’ye benzer dijital asistanlar, arama motorları ve görsel üreticilerden oluşacak.
OpenAI’ın Mart 2023’te piyasaya sürdüğü GPT-4 yazılı komutlara cevap verebiliyor, mail metni yazabiliyor, öğrenci ödevlerini yapabiliyor ve verileri analiz edebiliyor. Teknolojinin bu ay tanıtılan güncellenmiş versiyonu GPT-4o bunlara ek olarak sesli komutlara da gayet içten bir ses tonuyla cevap verebiliyor ve konuşulan kişinin çevresini algılayabiliyor. Hani o meşhur “Zeki Müren de bizi görecek mi?” sorusu var ya, işte onun cevabı GPT-4o ile verildi: Evet, görecek.
Şirket GPT-4o gibi teknolojiler yeteneklerini çok miktarda dijital veriyi analiz ederek öğreniyor. Yapay zeka modellerinin dijital eğitimi aylar, hatta yıllar sürebilir. Ayrıca bu eğitim bittiğinde de şirketlerin teknolojiyi test edip ince ayarlar yapması gerekiyor ki bu da birkaç ay sürüyor. Yani OpenAI’ın bir sonraki modeli dokuz aydan önce gelmeyecek.
OpenAI ayrıca yeni modelin ve gelecekteki teknolojilerin yaratacağı risklerin nasıl ele alınması gerektiğini araştırmak için yeni bir Güvenlik ve Emniyet Komitesi oluşturduğunu açıkladı. Aslında şirketin kurucularından ve baş bilim insanı Ilya Sutskever OpenAI’dan ayrılmadan önce zaten bir risk grubunun başındaydı. Ekibiyle A.G.I.’ın bile üstünde bir teknoloji olan süper yapay zekaya karşı alınabilecek önlemler üstünde çalışıyordu. Ama sonra Sutskever şirketten ayrıldı, ekipteki bazı kişiler ya işten çıkarıldı ya da kendi istekleriyle istifa etti ve ekip dağıldı.
Şirket blog yazısında “Hem yetenek hem de güvenlik konusunda sektörün öncüsü modeller inşa etmekten ve piyasaya sürmekten gurur duyuyoruz ve böyle önemli bir süreçte bizlere yöneltilen eleştirileri anlayışla karşılıyoruz” dedi. Komitede CEO Sam Altman’ın yanı sıra yönetim kurulundan Bret Taylor, Adam D’Angelo ve Nicole Seligman da var. Şirket yeni politikaların yaz sonu ya da sonbaharda yürürlüğe girebileceğini söylüyor.
OpenAI’ın yola çıkış amacı zaten yapay zeka teknolojisinin Google’ın tekelinde kalmamasını sağlamaktı. Altman, Sutskever, ABD’li milyarder Elon Musk, Greg Brockman gibi isimler şirketi kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak hayata geçirdi. İleri teknolojiye ulaştıklarında bunu kamuoyuyla paylaşmaktı hedefleri. Ne var ki şirket ilerleme kaydettikçe ve Microsoft gibi teknoloji devi bir şirketi müttefik edinince daha da içine kapandı. Geçen yılın sonlarına doğru yönetim kurulunun CEO Sam Altman’ı aniden görevden alması da şirketin amacından uzaklaştığına dair duyulan endişeydi.