Ders niteliğinde iki çevre faciası: Deepwater Horizon ve Exxon Valdez petrol sızıntıları

İliç'te 9 işçinin siyanürlü toprağın altında kaldığı facia, daha önce ABD'nin yaşadığı iki büyük çevre faciasını hatırlattı: Deepwater Horizon ve Exxon Valdez. İki olayda da temizleme işlemleri ve şeffaflık konusunda ders alınması gereken şeyler var.

Çevre 17 Şubat 2024
Bu haber 3 ay önce yayınlandı
Deepwater Horizon faciası. Fotoğraf: ABD Sahil Güvenliği

20 Nisan 2010. Meksika Körfezi’nde yukarıya doğru yükselen dumanlar, alev alev yanan bir sondaj platformu. ABD, o zamana kadar yaşayıp yaşayabileceği en büyük faciayı yaşadı. Deepwater Horizon, kuyudan çıkan yüksek basınçlı metan gazlarının sondaj kulesine ulaşmasıyla patladı. 200 milyon galon (795 milyon litre) ham petrol sızdı. Felaketten iki gün sonra sondaj kulesi alabora oldu.

Patlama sonucu gemideki 11 kişi öldü, 17 kişi ise yaralandı. Her ne kadar 11 işçinin hayatını kaybettiği bildirilse de birçok kişi petrol sızıntısı nedeniyle ölenlerin sayısının çok daha fazla olduğunu düşünüyor. Yani can kaybı sayılarının eksik bildirilmiş olabileceğinden şüpheleniyorlar. 

Çok sayıda deniz memelisi, deniz kaplumbağası, kuş, balık hayatını kaybetti. Olayın üzerinden tam tamına 14 yıl geçmesine rağmen bazı türler hâlâ yeni sağlık sorunları yaşıyor. O zamandan geriye kalan en etkileyici görüntü ise petrolle kaplanmış pelikan olabilir. Bu fotoğraftaki pelikan, tam da taşıdığı anlamlar nedeniyle faciayı tüm özetler nitelikte.

Petrolle kaplanmış pelikan.

Kahverengi pelikanlar Louisiana’nın resmi kuşu olarak kabul ediliyor. Tek sebebi ise bu eyalete özgü olmaları değil; hem sembolik hem tarihi hem de dini bir çağrışımı var bu hayvancağızların. Fransız ve İspanyol sömürgeciliğine tabi tutulan Louisianalı yerleşimciler Katolik’ti ve Katolik geleneğine göre pelikan kendini feda etmekle ilişkilendirilir. Bir efsaneye göre kıtlık zamanlarında anne pelikan yavrularını beslemek için kendi vücudunu gagalarmış. Hani bizde o çok meşhur “kalbini çocukları için pişiren anne” fotoğrafındaki gibi.

Bu pelikanlar, felaketten yalnızca birkaç ay önce, Kasım 2009’da, nesli tükenmekte olan türler listesinden çıkarılmıştı. Ne var ki karşımıza yeniden “fedakarlığın” sembolü olarak çıkıyorlardı. Peki neydi bu fedakarlık tam olarak?

Petrol ve doğalgaz yaklaşık üç ay boyunca kontrolsüz bir şekilde burada, dünyanın en verimli ekosistemlerinden birinde yayıldı. Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin (NOAA) çevre hasar değerlendirmesine göre petrol sızıntısı en geniş haliyle 39 bin kilometrekarelik bir alana yayıldı. Özellikle sızıntının olduğu bölgeden her yıl yaklaşık 2.1 milyar kuş bu hattı göç yolu olarak kullanıyor. Ancak petrol sızıntısı bu sürüleri harp etti. 100 bin ila bir milyon arasında kuşun hepsi ölmüş. Meksika Körfezi’nin kuzeyindeki kahverengi pelikanların yüzde 10’u petrol sızıntısı nedeniyle hayatını kaybetmiş.

BP işçileri herhangi bir sorun olmayacağı konusunda ikna etmiş

14 yıl önce 33 binden fazla kişi zehirlenen suları temizlemek için 87 gün boyunca sahillerden katılaşmış petrol sızıntılarını topladı, emici bumlarla petrolün emilmesini sağladılar, tekneleri dezenfekte ettiler ve su yüzeyindeki petrolü yaktılar. Bu işleri Louisiana, Mississippi, Alabama ve Florida’daki düşük gelirli işçiler üstlendi. Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin toplandığı verilere göre bu müteahhitler her seferinde haftalarca veya aylarca sızıntıda çalıştılar. Yaklaşık yüzde 30’unun yıllık hane geliri 20 bin doların altındaymış.

Sondaj platformu Güney Kore’de Hyundai Heavy Industries tarafından inşa edilmiş ve Transocean iştiraki R&B Falcon tarafından çok uluslu petrol şirketi BP’ye 2001’den Eylül 2013’e kadar kiralanmıştı. BP’nin güvenlik brifinglerine göre şirket temizlik işçilerinin çoğuna maske benzeri koruyucu şeyler takmalarına gerek olmadığını çünkü “petrolün toksik bileşenlerinin çoktan buharlaştığını ya da dalgalara karıştığını söylemişti. Hükümet, temizlik işçilerinin kan, deri ve idrarlarındaki toksinlerine bakılarak sağlık kontrollerinin yapılmasını istemesine rağmen BP, petroldeki toksinlerin işçilerin kan dolaşımına girip girmediğini gösterebilecek kanıtları toplamadı. Şirket işçilerin sağlık kontrollerini yapmak yerine havadaki durumu izlemek için 13 milyon dolardan fazla para harcamış.

Şirket halkı Körfez’in tekrardan eski haline geleceğine inandırmaya çalışmak için büyük bir reklam kampanyası yürüttü. Bazı kanıtlara göre petrol ve Corexit kokusu hâlâ havadayken BP, sızıntının çevreye verdiği zararı onarmaya çalışan işçilere karşı hukuki savunmasını oluşturmaya başlamıştı bile. Corexit denizdeki petrol ve diğer hidrokarbonları temizlemek için kullanılan bir madde. Corexit’in aktif bileşenleri petrol ürünlerini parçalayan ve dağıtan surfaktanlardan oluşuyor ancak bazı çevre grupları ve bilim insanlarına göre bu maddenin kullanımının çevre üzerinde uzun vadeli zararları olabiliyor.

Fotoğraf: Shutterstock

Stirling Üniversitesi tarafından bu yılın başında yapılan yeni araştırmaya göre felaketin etkisini azaltmak için kullanılan kimyasal petrol dağıtıcıları, denizdeki bakterilerin stres tepkisini kötüleştirdiği ve bu olumsuz etkinin güneş ışığına maruz kalındığında daha da arttığı yönünde. Frontiers in Marine Science dergisinde yayınlanan çalışma, güneş ışığının petrolün kimyasal yapısını değiştirerek belirli bakteri türleri için daha toksik hale getirebileceğini göstermiş.

Sızıntıdan sonra kullanılan petrol dağıtıcı kimyasalları üreten Nalco Holding, Amerikan Kongresi ve halk sağlığı savunucularının taleplerine rağmen kullandığı maddelerin içeriği hakkında haftalarca sessiz kalmış, ürünlerindeki bileşenlerin “gizli ticari bilgi” olduğunu söyleyerek, kullandığı bileşenleri açıklamasının şirketin rekabet gücünü riske atacağını savunmuştu. Ama nihayetinde kimyasal bileşenlerin listesi Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından açıklandı. Sonraki yıllarda ABD, petrol dağıtıcı kimyallar üreten şirketlerin ürettiği kimyasalların içerikleri konusunda şeffaf davranmasını sağlayacak yeni yasalar getirdi.

BP’ye 14 milyar dolarlık ceza

ABD tarihindeki en büyük çevre felaketi olarak kayıtlara geçen faciaya toplamda 20.8 milyar dolarlık para cezası verildi. Bu cezanın yüzde 67’sini BP, yüzde 30’unu Transocean ödeyecekti. BP’nin ödeyeceği miktar 14 milyar dolardan fazla cezaya tekabül ediyordu. BP, temizlikten sonra işçilerin yaşadığı kısa süren hastalıklar için ise 22 bin 588 kişiye toplamda 65 milyon dolar ödeme yaptı. Bu da kişi başı ortalama 3 bin dolara denk geliyor.

Uzun vadeli hastalıklar söz konusu olduğunda ise işçilerin yararına bir sonuç çıkmadı. Sızıntıdan yıllar sonra hastalanan temizlik işçileri ve kıyı sakinlerinin toplu halde çözüme ulaşmaları mümkün değildi. Daha önce yapılan bir anlaşmanın şartları nedeniyle uzun vadeli hastalıkların tazmin edilmesi için BP’ye bireysel olarak dava açılması gerekiyordu ama davaların çoğu cezai tazminat talep etmelerini engelleyen bir mahkeme kararına bağlıydı.

BP, sızıntıya maruz kalmanın kanser riskini artırdığı ve uzun vadeli solunum rahatsızlıklarına, kalp hastalıklarına, baş ağrılarına, hafıza kaybına ve bulanık görmeye neden olduğu yönündeki araştırmalara rağmen biyolojik kanıt olmadan işçilerin ve kıyı sakinlerinin hastalıklarının petrol sızıntısından kaynaklandığının kanıtlanamayacağını savundu. Bu savunmayla BP’ye açılan binlerce dava reddedildi. Bilinen yalnızca bir dava uzlaşmayla sonuçlandı.

Exxon Valdez faciasını da unutmayalım

Gelelim bir diğer insan eliyle gerçekleştirilmiş büyük çevre faciasına. Bu kez tarihte biraz daha geriye gideceğiz, Mart 1989’a. Meksika Körfezi’nde değil, Alaska’nın 11 milyon galon ham petrolün sızdığı Prince William Körfezi’ndeyiz. Bu sızıntı, Deepwater Horizon’daki petrol sızıntısına kadar ABD tarihinin en feci petrol sızıntısıydı. Exxon Valdez adındaki petrol tankerinin kayalıklara çarpması sonucu 2100 kilometrelik (1300 mil) alana yayıldı.

Exxon Valdez, 23 Mart 1989 akşamı 53 milyon galon ham petrol ile California’ya gitmek üzere Alaska’nın Valdez limanından ayrılmıştı. Gemi o gece Bligh Resifi’ne çarptı. O zamana kadarki en büyük petrol sızıntısıydı bu, petrolün sızmasını kontrol altına almaya yönelik ilk girişimler başarısız oldu. Bu facia da diğerinden çok farklı değildi. Yine 250 bin deniz kuşu, 3 bin su samuru, 300 fok, 250 kel kartal ve 22 katil balina öldü. Sızıntıdan 30 yıl sonra bile bazı yerlerde ham petrol kalıntıları kaldı.

Fotoğraf: Bud Ehler/Arlis

Petrol sızıntısı bölgedeki ekonomiyi de alt üst etti. Balıkçılar iflas etti, balıkçılar için gelir kaynağı olan ringa balıkları hiçbir zaman eski sayısına ulaşamadı. Bazı raporlarda petrol sızıntısından dolayı ekonomik kaybın 2.8 milyar dolar olduğu yazıyor.

Gemi yıllarca farklı isimlerle çalıştı

Peki kazaya ne neden olmuştu? Sonradan öğrenildi ki tankerin kaptanı Joseph Hazelwood alkollüydü ve lisansı olmayan üçüncü kaptanın devasa gemiyi yönlendirmesine izin vermişti. Hazelwood Mart 1990’da hakkındaki ağır suçlamalardan aklandı. Yalnızca ihmal suçundan hüküm giydi, 50 bin dolar para cezasına çarptırıldı, bin saat kamu hizmeti yapması kararlaştırıldı.

Exxon Valdez faciası ABD hükümetinin kulağına küpe olmuş, Amerikan Kongresi 1990 Petrol Kirliliği Yasası’nı kabul etmiş, dönemin Başkanı George H.W. Bush da aynı yıl yasayı imzalamıştı. Bu sayede petrol sızıntılarından sorumlu şirketlere yönelik cezalar artmış, ABD sularındaki tüm petrol tankerlerinin çift gövdeli olması zorunlu hale getirilmişti. Exxon Valdez tek gövdeli bir tankerdi, çift gövdeli olsaydı çarpışmaya rağmen petrolün dökülme olasılığı azalabilirdi.

Ne var ki Exxon Valdez, onarılarak sızıntıdan bir yıl sonra başka bir okyanusta, başka bir isimle yeniden hizmete sokuldu. Tek gövdeli gemi ABD’deki yeni düzenlemeler nedeniyle artık ABD sularında petrol taşıyamıyordu. Bu yüzden de tek gövdeli petrol tankerlerine izin verilen Avrupa’da faaliyet göstermeye başladı. Yeni adı ise SeaRiver Mediterranean’dı. 2002’de Avrupa Birliği de tek gövdeli gemileri yasaklayınca Exxon Valdez şansını bu kez Asya’da Dong Feng Ocean adıyla denedi, artık petrol değil cevher taşımaya başladı. 2010’da ise Sarı Deniz’de başka bir dökme yük gemisiyle çarpışarak bir kez daha ağır hasar gördü. Son kazadan sonra geminin adı Oriental Nicety olarak değiştirildi ve Hintli bir şirkete satılarak 2012 yılında söküldü.

Temizleme anından bir kare: Fotoğraf: Bud Ehler/Arlis

Exxon Valdez’in sahibi Exxon’un çalışanları ise federal hükümet yetkilileriyle ve 11 binden fazla Alaska sakini ile petrol sızıntısını temizlemek için çalıştı. Temizlik masrafları için yaklaşık 2 milyar dolar ödeyen Exxon, habitat restorasyonu ve sızıntının sebep olduğu zararlar için 1.8 milyar dolar ödedi.

Burada da temizlik için yapılan işlemler su yüzeyindeki petrolü ayırmak, suya ve kıyıya petrol dağıtıcı kimyasallar püskürtmek, petrolle kirlenmiş sahilleri sıcak suyla yıkamak ve petrole bulanmış hayvanları kurtarıp temizlemekti. Kaza, çevre yetkililerinin o zamanlar etkisi kanıtlanmamış temizleme önlemlerinin etkisini inceleyebilmek için kıyı şeridinin bazı kısımlarını kasıtlı olarak dokunulmadan bıraktı. Daha sonra görüldü kü yüksek basınçlı, sıcak su hortumlarıyla yapılan yıkamanın petrolü temizlemede etkili olduğu ama bu sırada bitki ve hayvanları öldürerek daha fazla ekolojik zarar verdiğini görmüşler.

Bilim insanları petrolü temizlemede kullanılan kimyasalların etkilerini ölçmek için o zaman bazı yerleri kasıtlı olarak temizlemeden bırakmıştı. Mearn’s Rock da o yerlerden biriydi. Sonraki yıllarda Mearn’s Rock’a gelen bilim insanları bölgedeki canlıların durumunu incelemişti. Fotoğraf: NOAA

Her iki örnek de petrolü temizleme işlemlerinin ne kadar önemli olduğunu, kaş yaparken göz çıkarılabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla İliç’te yapılan, yapılacak temizleme faaliyetleri büyük önem taşıyor. Çünkü uygulanacak yöntem, temizleme işleminin çok uzun sürmesi gibi unsurlar çevreye çok daha büyük zararlar verilmesine neden olabilir. Ayrıca temizlik işini yapacak kişiler için nasıl tedbirler alınacağı da önemli. Belki kısa vadede çok önemli yan etkiler görülmeyebilir ama bu, yıllar sonra işçilerin, bölge halkının ya da orada yaşayan canlıların etkilenmeyeceği anlamına gelmiyor.

İliç’teki facianın gelişini saatler önce gösteren fotoğraflarİliç’teki facianın gelişini saatler önce gösteren fotoğraflar

Kanada'da başka yurtdışında başka: Kötü şöhretiyle nam salmış Kanadalı madencilik şirketleriKanada’da başka yurtdışında başka: Kötü şöhretiyle nam salmış Kanadalı madencilik şirketleri

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.

İlgili Haberler