Dünya Ortadoğu’yu izlerken kuzeyde buzullar ısınmaya başladı: Moskova’dan nükleer tatbikat
Wagner lideri Prigojin'in ölümünü Rusya Lideri Putin doğruladı. Putin'in 'İyi bir iş insanıydı ama ciddi hatalar yaptı' sözleriyle veda ettiği Prigojin, kısa süre önce, Rus liderini iktidarının en vurucu isyanıyla karşı karşıya getirerek tarihteki yerini aldı. Peki şimdi Wagner'e ne olacak?
Francis Ford Coppola’nın Mario Puzo’nun ölümsüz eserinden beyazperdeye uyarladığı ‘The Godfather’ serisinin ikinci filminde Al Pacino’nun canlandırdığı Michael Corleone, yanındayken uysal davranan ancak tek başınayken aslan kesilen kardeşi Fredo Corleone’yi sevmesine rağmen, onu Corleone ailesine yanlış yaptığı için harcamaktan çekinmez.
Bu Corleone’lerin düsturudur: Aileye yanlış yapan bedelini öder. Bir zamanlar Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakınlığıyla bilinen, hatta öyle ki özel yemeklerine ev sahipliği yaptığı için ‘Putin’in Aşçısı’ lakabını alan Wagner şefi Yevgeni Prigojin’in içinde bulunduğu uçağın düşmesi, bunun hemen öncesinde de Prigojin’le yakın olduğu bilinen ve Wagner isyanından beri ortalıklarda görünmeyen General Sergey Surovikin’in görevden alınması bize The Godfather’daki intikamları anımsattı.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Vasilyeviç Gerasimov başta olmak üzere savunma güçlerine karşı Wagner’in başlattığı 24 saatlik kısacık isyanın ardındaki isim olan Prigojin’in Moskova’dan St. Petersburg’a doğru seyrederken Tver bölgesinde düşen Embraer marka uçakta olduğu bildirildi. Uçakta Prigojin’in yanında dokuz kişinin daha olduğu, bu dokuz kişiden üçünün mürettebattan olduğu biliniyor. Uçaktakilerin kimliklerinin net şekilde belirlenebilmesi için DNA analizi gerekiyor. Ancak iddialara göre uçakta Prigojin’in yanı sıra, Wagner’in kurucularından Yarbay Dmitri Utkin de bulunuyordu.
Uçak kazasının meydana geldiği yerin yakınındaki köyün sakinleri bir patlama sesi duyduklarını ve ardından da jetin yere çakıldığını gördüklerini söylüyor. İngiliz haber ajansı Reuters’a göre uçak ani düşüşünden 30 saniye öncesine kadar herhangi bir sorun belirtisi göstermemişti. Uçak şirketinin 20 yıllık faaliyetlerine göz atıldığında da şimdiye kadar sadece bir kaza yaşandığı, bunun da teknik bir arızadan kaynaklanmadığı görülüyor.
Wagner’le bağlantılı Telegram kanalı Gray Zone, uçağın savunma güçleri tarafından füzelerle vurulduğunu iddia ederken, diğer Telegram kanallarından bazıları uçağa bomba konulduğunu öne sürdü. Ancak bu iddiaların hiçbiri şimdiye kadar doğrulanamadı. Bununla birlikte Wall Street Journal’da yayınlanan habere göre, ABD’li yetkililer, yetersiz olduğunu vurguladıkları ilk değerlendirme sonuçlarına göre Prigojin’i taşıyan uçağın bir suikast planının sonucu olarak düştüğünü söyledi. Değerlendirmelere göre uçağın füzeyle vurulmadığı ancak bir bombanın ya da başka bir unsurun sabotaja yol açtığı sonucuna varıldı.
Kremlin ise iddialar karşısında sessizliğini koruyor. Putin de iddialara değinmeden Prigojin’in hayatını kaybettiğini doğruladı. “Prigojin’i ta 1990’ların başından beri tanıyorum” diyen Putin, “Zor yollardan geçti, iyi bir iş insanıydı ama ciddi hatalar yaptı” diyerek, soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Video boyunca Putin’in gözlerini kameradan kaçırması dikkat çekti. Kazanın yaşandığı saatlerde Putin, Kızıl Ordu’nun 1943’te Nazi güçlerini mağlup ettiği Kursk Muharebesi’nin 80’inci yıldönümü şerefiyle düzenlenen bir törene katılıyordu.
Vladimir Putin confirms Yevgeny Prigozhin died when the Wagner founder's plane crashed yesterday.
" I knew Prigozhin for a long time, from the early 1990s. He had a difficult path and made serious mistakes in his life. But he got results – for himself, and when I asked him." pic.twitter.com/dYZTRVOW5q
— max seddon (@maxseddon) August 24, 2023
Kazanın Prigojin’in başarısız isyanından iki ay sonra gerçekleşmesi pek çok kişi tarafından manidar bulunuyor. ABD Başkanı Joe Biden geçen ay Prigojin’i kastederek, “Onun yerinde olsaydım yediğime içtiğime dikkat ederdim. Gözümü menüden ayırmazdım” uyarısında bulunmuştu. Zaten Prigojin’in ölüm haberinin ardından Biden gazetecilere yaptığı açıklamada, “Şaşırmadım. Rusya’da Putin’in başının altından çıkmayan çok bir şey yok ama net bir şey söyleyecek kadar bilgim yok” değerlendirmesinde bulundu.
CIA Direktörü William Burns de daha önce benzer bir şekilde Putin’in intikamını almak için acele etmeyeceğini Aspen Güvenlik Forumu’nda dile getirdiği, “Gördüğümüz şey karmakarmaşık bir dans. Putin tam bir intikam havarisidir. Prigojin bu işten ceza almadan sıyrılırsa şaşarım” demişti. Biden ve Burns’un bu uyarıları çok da yersiz sayılmazdı. Zira geçmişte KGB ajanı olan Putin’e karşı çıkma girişiminde bulunan pek çok kişi İngiltere’de de Almanya’da da olsa bir şekilde ya ölümden döndü ya da suikasta kurban gitti.
Çok da uzak bir tarihe gitmeye gerek yok üstelik. Şu anda hapis yatan muhalif lider Aleksey Navalni, 2020’de sinir gazı olarak bilinen noviçok ile zehirlendi. Navalni o dönem Almanya’ya gidip tedavi olmasa belki bugün hayatta olmayacaktı. Yeltsin döneminde başbakan yardımcılığı yapan, Putin döneminde ise muhalefette kalan Boris Nemtsov da 2015 yılında savaş karşıtı bir protestoya öncülük etmesine birkaç gün kala Kremlin Sarayı’nın yakınlarında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti.
Yolsuzlukla mücadele eden avukat Sergey Magnitski’nin ise 2009 yılında Rusya’da gözaltındayken işkenceye maruz kaldığı ve tıbbi müdahale talebinin reddedildiği, bunun hemen ardından da hapisteki hücresinde ölü bulunduğu biliniyor. Rusya o dönem Magnitski’nin kalp krizi nedeniyle öldüğünü söylese de bazı insan hakları kuruluşları, avukatın ülkedeki üst düzey hükümet yetkililerinin vergi kaçakçılığını ortaya çıkardığı için hedef alındığına inanıyor. 2’nci Çeçen Savaşı’ndaki ihlalleri ortaya çıkaran ve Putin’i devlet başkanlığının ilk yıllarından itibaren merceği altına alan gazeteci Anna Politskovskaya da 2006 yılında evinin girişinde ölü bulundu, katili ise hiçbir zaman bulunamadı. Viktor Yuşçenko, Aleksander Perepiliçni, Aleksender Litvinenko… Listeyi daha da uzatmak mümkün. Her seferinde Rusya ya iddiaları reddetti ya da sessiz kaldı.
Rusya’daki tek paramiliter grup Wagner değil. Ancak 24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna savaşı, Wagner’in daha çok konuşulmasına, ön plana çıkmasına yardımcı oldu. Ordusu savaş öncesi 5 bin askere sahip olan Wagner, savaş sırasında 25 bin kişiye ulaştı. Savaşın en kanlı cephelerinde savaşan Wagner, Bahmut’ta kritik bir zafer elde etti. Ancak bu başarılar Prigojin’i güç zehirlenmesine uğratmış olacak ki bir raddeden sonra Şoygu, Gerasimov ve Rusya’nın düzenli ordusuna tehditler savurmaya başladı.
Bunların zirveye çıktığı an Bahmut’ta daha zafer kazanmadan haftalar önce ölü savaşçıları arkasına alarak yaptığı konuşma oldu. O konuşmada savunma şefleri ‘lüks ofislerinde semirirken’ savaşçıların cephede can verdiğini vurgulayan Prigojin, savaş bölgesine mühimmat gönderilmezse askerleriyle savaştan çekileceği tehdidinde bulunmuştu. Prigojin istediğini aldı, zaferi de kazandı ancak bu hanesine bir eksi olarak yazılmıştı bile.
Aradan çok vakit geçmeden Rusya Savunma Bakanlığı bir bildiri yayınlayarak tüm paramiliter savaşçıların bakanlığa gelerek kayıt yaptırmasını istedi. Duyuru için 1 Temmuz’a kadar mühlet verildi, duyuruya uymayanların ağır yaptırımlara uğrayacağı bildirildi. Bu noktada Prigojin’in önünde iki seçim vardı: Ya Wagner’ini çok eleştirdiği Savunma Bakanlığı’na teslim edecekti ya da duyuruya kulak asmayacaktı. İkinci seçeneği tercih eden Prigojin, Putin’e seslenerek bir şeyler yapmasını istedi ancak Putin de Prigojin’in son aylarda hükümete bağlı kurumlara horozlanmasını tasvip etmediğini gösterircesine, Savunma Bakanlığı’nın kararının ‘yasalara uygun ve makul’ olduğunu dile getirerek Şoygu’nun tarafını tuttuğunu açık açık gösterdi.
Prigojin’e de haziranın sonuna doğru savaşçılarını Rostov-on-Don’dan yola çıkararak Moskova’ya doğru ‘Adalet Yürüyüşü’ne geçti. Bu yürüyüş sırasında birkaç Rus pilot ölse de isyan 24 saat gibi kısa bir sürede Belarus Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko’nun arabuluculuğuyla sona erdi. Birçok kişi Prigojin’e ‘ölü adam’ olarak baksa da Wagner lideri Belarus’a sürgüne gitti. Üstelik Putin, Wagner savaşçılarını da affederek önlerine iki seçenek sundu: ‘Ya Belarus’a gidersiniz ya da Savunma Bakanlığı’na bağlanırsınız.’ Belarus’a giden savaşçıların sayısının 5 bin civarı olduğu tahmin ediliyor. Bunların dışında Putin’in isyandan sadece beş gün sonra Prigojin ile aynı masaya oturarak görüşmesi de dikkat çekti.
Prigojin tarih sahnesinden silinmemek için sadece savunma güçlerini hedef alarak bu yola çıkmıştı belki de ancak sonuç olarak elde Batı basınında Putin’in eskisi kadar muktedir olmadığı, halkın Rus lidere karşı güveninin azaldığı gibi analizlerin çıkmasına sebep olmuştu bir kere. 2018’de kendisi hakkında bir belgeselde de dediği gibi ‘Putin ihaneti affetmezdi’.
Wagner sadece Ukrayna savaşında etkin bir oluşum değildi. Suriye’deki iç savaşta da boy gösterdi Kuzey Afrika’daki darbe ülkelerinde de. Wagner Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Sudan da dahil olmak üzere bazı Afrika ülkelerinde maden zenginliklerinin belli bir bölümü karşılığında güvenliği sağlama rolünü üstleniyor. İsyan sonrasında bu ülkelere ne olacağı çok fazla tartışıldı ve bazı Afrika ülkelerinin liderleri, Rusya ile güvenlik anlaşmasına sahip olduklarını dile getirerek Wagner’in işlerine olduğu gibi devam edeceğini söyledi. Rusya da Wagner’in Afrika’da çalışmaya devam edeceğini doğruladı.
Bu hafta başında Afrika’nın bir yerinden video çeken Prigojin, ‘Afrika’yı özgürleştirdiklerini’ söyleyerek, gruba yeni savaşçılar aradığını duyurdu. Nijer’deki darbeye de değinen Prigojin, “Nijer’de olanlar yıllardır yaşanıyordu. Eski sömürgeciler Afrika ülkelerinin halklarını kontrol altında tutmaya çalışıyor. Eski sömürgeciler bölgedeki kontrolünü güçlendirmek için bu ülkeleri teröristlerle ve türlü türlü haydutlarla dolduruyor. Böylece devasa bir güvenlik krizi ortaya çıkıyor” demişti.
Ancak Ukrayna savaşı sebebiyle Batı’nın yaptırımlarına uğrayan Rusya, yüzünü Afrika ülkelerine çevirdi. Hatta geçen ay Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekildiğinde bazı Afrika ülkelerini ağırlayarak, bedava tahıl sözü verdi. Bu Afrika ülkelerinin bir kısmı Ukrayna savaşına Batı kadar tepkili yaklaşmıyor henüz. Geçen yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Rusya aleyhine yapılan oylamada Afrika’nın çekimser kalması, Batı için ufak çaplı bir kalp krizi yaşatmıştı hatta.
Dolayısıyla Putin’in bu kadar ilgilendiği bir kıtayı, ‘hain’ olarak gördüğü Prigojin’in eline bırakması çok da akıl kârı olmayan bir şeydi. Gazeteci Fuad Safarov, “Rusya kendi başına hareket eden bir birlik olmasını istemez. Bağımsız hareket edecek Wagner’in tehlikeli olacağını düşünür. Dolayısıyla Wagner Savunma Bakanlığı’na bağlanacaktır” diyor.
10Haber’e konuşan gazeteci Hakan Aksay da, “Wagner Suriye’de engellendi ancak Afrika’da kaldı. Rusya Wagner’den vazgeçmeyecek” görüşünü savunuyor. Wagner’in Prigojin’in ölümüne karşı eyleme geçip geçmeyeceği konusunda ise Aksay şu cevabı veriyor: “Wagner adına birisi çıkıp eylemde bulunursa şaşırmam ancak Wagner parçalandı, güç kaybetti. Bir kısmı Belarus’a gitti, bir kısmı Rusya’da kaldı, bir kısmı da evine döndü. 24 Haziran’daki o gücü artık yok. Ayrıca Putin isyandan ders çıkardı, özel birlikleri var Ulusal Muhafızlar diye. Bu özel birlik silahlandırıldı, sınır bölgelerinde güçlendirildi.”
Aksay ayrıca Andrey Troşev isminden de bahsederek, Wagner’e Putin’in tasvip ettiği yeni bir liderin gelebileceğini dile getiriyor. Geçen ay Kommersant gazetesi Putin’in Wagner savaşçılarına üst düzey paralı asker Andrey Troşev’in önderlik etmesini söylediğini bildirdi. ‘Gri saç’ anlamına gelen Sedoy lakaplı Troşev, Avrupa Birliği ve Fransa tarafından yayınlanan yaptırım belgelerine göre Wagner Grup’un kurucu üyeleri arasında yer alıyor.
İsyandan beş gün sonra Wagner savaşçılarıyla gerçekleşen görüşmede Putin’in savaşçılara sunduğu seçenekler arasında Sedoy’un yönetimi altında savaşmaya devam etmelerinin de bulunduğu belirtiliyor. “Hepsi tek bir çatı altında toplanıp hizmet etmeye devam edebilirler” diyen Putin’in, “Onlar için hiçbir şey de değişmez. Başından beri asıl komutanları olan kişi tarafından yönetilecekler” sözlerini dile getirdiği iddia edilmişti.
Prigojin isyan sırasında dünya genelinde nefeslerin tutulmasına sebep olsa da geri çekilme kararı aldığında hem kendisi hem de Wagner savaşçıları Rostov sakinleri tarafından gülücüklerle uğurlandı. Halk, Wagner bölgeden ayrılmadan önce savaşçılarla fotoğraf çektirdi. Bu da halkın yaşanan isyan girişiminden öyle çok korkmadığını gösteren bir hareket oldu. Şimdi, Prigojin Putin’in de doğruladığı şekilde yaşamını yitirdi.
Bu sefer hem Wagner savaşçıları hem de halk, onun anısına memleketi St. Petersburg’da derme çatma bir anma töreni gerçekleştirdi. Şehir merkezinin dışına kurulan anıta askeri kamuflaj giymiş kişilerin Prigojin ve Utkin’in portrelerinin önüne çiçek bıraktığı görüldü. Hatta bir video klipte bir kişi dizlerinin üzerine çöküp ağladı. Rus Sota yayın organı tarafından yayınlanan bir röportajda anıtın önünde duran genç bir erkek, “Prigojin’in anısını onurlandırmak için buradayım. İlkelerini destekliyorum. Wagner adil bir oluşum” dedi.
Prigojin öldü evet ama bundan sonra destekçilerine motivasyon sağlayacak şey belki de ölümünün yarattığı ‘kahraman’ illüzyonu olacak.