‘Kırmızı Pazartesi’den farkı yok: ABD, Suudi sınır güçlerinin Etiyopyalı göçmenleri öldürdüğünü önceden biliyormuş
The Wall Street Journal (WSJ) gazetesi ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nın (CIA) Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in 2012'de göreve başlamasından bu yana Çin'de istihbarat kapasitesini geliştirme konusunda yetersiz olduğunu yazdı.
WSJ’de yer alan bir haberde ABD istihbaratının “rakip” ülkelerdeki durumu incelendi. Eski ve mevcut Amerikalı istihbarat yetkililerinden bilgiler alınarak oluşturulan haberde CIA’in bu yüzyılda en önemli istihbarat hedefi olan Çin’de kapasitesini geliştirmeye çalıştığı aktarıldı.
Yetkililer ABD’nin Şi ve yakın çevresi arasında Tayvan meselesi dahil önemli güvenlik konuları hakkındaki gizli müzakerelere ilişkin sınırlı bilgiye sahip olduğunu söyledi. Bu durumun başlıca nedeni olarak da istihbarat eksikleri gösterildi. Eski bir üst düzey istihbarat yetkilisi “Çin’deki liderlik planları ve arzularına ilişkin hiçbir gerçek bilgiye sahip değiliz” dedi.
The CIA lost a network of agents in China a decade ago and is still struggling to rebuild. Today it’s a more formidable intelligence target. https://t.co/43qYKvAaNO https://t.co/43qYKvAaNO
— The Wall Street Journal (@WSJ) December 26, 2023
Son yıllardaki asli hedeflerinden biri Çin’de insani casus ağını güçlendirmek olan ABD’deki istihbarat kurumlarının, personelini ciddi eğitimlerden geçirmesine ve pahalı casusluk cihazları kullanmasına rağmen Çin’e nüfuz etme konusunda zayıf kaldığı ifade ediliyor.
CIA Direktörü William Burns, The Wall Street Journal’a verdiği demeçte Joe Biden yönetiminin Amerikan güvenliğine yönelik en büyük tehlike olarak nitelendirdiği Çin’in CIA’in “yapılacaklar listesinin başında” yer almaya devam ettiğini söyledi.
Dünya genelinde devam eden çatışmalar dahil pek çok dinamiği dengelediklerini ancak Çin kaynaklı uzun vadeli stratejik zorluklarla yoğun biçimde ilgilendiklerini belirten Burns “Çin misyonuna ayrılan bütçeyi son üç yıldır iki katından fazla artırıyoruz ve Çin Misyon Merkezini, CIA’in bu konudaki tüm çabalarını koordine edecek tek ülke misyon merkezi olarak kuruyoruz” dedi.
Ancak İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik işgal harekatı, Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş gibi gerekçelerin Burns’ün Çin’in uzun vadeli en büyük öncelik olmasını sağlama yönündeki çabaları karmaşıklaştırdığı belirtiliyor.
CIA’in emektar isimlerinden bir yetkili söz konusu iki krizle başa çıkmanın Pekin’e odaklanmaya çalışan kurumun becerilerini test edeceğini söyledi. Ayrıca eski bir terörle mücadele yetkilisi “Gerçek şu ki dünyanın tamamında yararlanabileceğiniz toplama kaynaklarına sahip değilsiniz” dedi.
Çin’e yönelik istihbarat odağının 2000’li yılların ortalarında yoğunlaştığı ancak ABD hükümetlerinin uzun süre Çin’i öncelik olarak algılamadığı dile getiriliyor. ABD, casus uyduları sayesinde Çin’in askeri bölgedeki konuşlandırmalarını ve modernizasyon planlarını yakından izliyor, siber ve dinleme araçlarıyla Çin’in iletişim ağını kısmen takip edilebiliyor.
Yetkililer bunun ötesinde, ABD’nin Şi’nin planlarına ilişkin bilgisinin, çoğunlukla çıkarımlara ve kamuoyuna açıklamalarının incelenmesine dayandığını söyledi. Şi liderliğindeki güvenlik öncelikli devlet, ülke içindeki casusluk operasyonlarını büyük ölçüde karmaşıklaştıran “Orwell tarzı” gözetleme sistemleri (George Orwell’ın 1984 adlı romanına atıf) kullanıyor. Bu nedenle ABD istihbaratının Çin’in yapay zeka ve sentetik biyoloji gibi birbirinden farklı alanlardaki ilerlemesini takip etmesi gerektiği belirtiliyor.
Eski ABD yetkilileri 2000’li yılların başında CIA analistlerinin Beyaz Saray’ı Çin’in ekonomik büyümesi ve askeri hedefleri hakkında sık sık uyardığını söyledi. Bu gizli istihbarat raporları Amerikalı yetkililerce “Korkunç Çin Dosyası” olarak biliniyor. Eski yetkililer CIA’in geçmişte Çin Komünist Partisinin üst kademelerindeki ve bakanlıklarındaki yaygın yolsuzluğu kullanarak düzinelerce yetkiliyi ücretli ajan olarak devşirdiğini ancak bu ağın çökertildiğini söyledi. Eski bir üst düzey Amerikalı yetkili de “Ve o zamandan beri çok fazla bir iyileşme olup olmadığı konusunda şüpheliyim” dedi.
Şi’nin iktidara hazırlandığı bu devşirme döneminde “CIA’in ülkedeki nüfuzunun derinliğinin yarattığı şokun” Çin liderinin güvenlik ve sadakat vurgusunun şekillenmesine yardımcı olduğu belirtiliyor. Şi’nin 2012’nin sonlarında Komünist Parti lideri ve birkaç ay sonra da başkan olmasıyla ABD Çin’deki insan ağını kaybetti.
Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın eski danışmanlarından Danny Russel, istihbaratın, siyasi tartışmalarda dikkate alınmasına rağmen “Şi’nin güvenlik takıntılı bir otokrat olacağını” öngöremediğini söyledi.
Mevcut ve eski yetkililer, 2020’den sonra, ABD istihbarat teşkilatlarının, Çin hükümetine sızmaya yönelik genişletilmiş programları finanse etmek için terörle mücadeleye ve Ortadoğu da dahil olmak üzere diğer hedeflere yönelik harcamalarda kesintilere gidildiğini söyledi. Rakamlar gizli ancak yetkililer Çin operasyonları konusunda önemli bütçe değişimlerinin olduğunu belirtiyor.
Amerikalı bir istihbarat yetkilisi Çin merkezinin “oyun kurucu rolüne sahip” olduğunu ifade etti. Başka bir ABD istihbarat yetkilisi de “CIA hâlihazırda burada çalışan insanların Mandarin dilini öğrenmesine çok güveniyor” dedi. Çinli ajanı devşirmenin her zamankinden daha tehlikeli olduğu belirtilirken, Pekin’in yaygın gözetim sistemi nedeniyle büyük şehirlerdeki milyonlarca kameralardan gelen yayınların süreci zorlaştırdığı söyleniyor.
“CIA Chief Bill Burns holds a weekly meeting devoted to China, gathering top lieutenants in his 7th-floor office.
The agency’s China center has ‘a quarterback role,’ setting intelligence priorities on China across the CIA”https://t.co/1pnIiufeFO via @WSJ
— Ken Moriyasu (@kenmoriyasu) December 26, 2023
Çin’deki zorluklara rağmen teşkilat Rusya’da daha büyük bir başarı elde ettiği ifade ediliyor. İstihbarat servisi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gizli “Ukrayna işgal planını” ele geçirirken Kremlin’in “dezenformasyon planlarını” kamuoyuna duyurmuştu.
CIA aynı zamanda Rus özel güvenlik şirketi Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin’in Haziran’da isyanını başlatmasından önce Beyaz Saray’a haber vermişti.