Cinayetsiz gün geçmemiş: 2023’te İstanbul’da 393 kişi öldürüldü
İdam cezası alsın diye eşinin aracına esrar koyan adamdan, Tayland'da müebbet hapis cezası alan fenomene, enkazı 17 yıl sonra bulunan uçaktan, çalınan telefonunu Çin'e kadar takip eden Türk'e son dönemin en ilginç haberlerini sizler için derledik.
Bir ‘Bunu da yaşamadık demeyiz’ bültenimizle daha karşınızdayız. Birbirinden tuhaf haberleri derlediğimiz bültenimizde; idam cezası alsın diye eşinin aracına esrar koyan adamdan, donmuş cesedin kırk yıllık gizemine, yıllar sonra sigara izmaritinden çözülen cinayetten, çalınan telefonunu Çin’e kadar takip eden Türk’e, sıradışı bulabileceğiniz 10 gelişmeyi bir araya getirip beğeninize sunuyoruz.
İlk haberimiz Japonya’dan. Saitama İdari Bölgesi’nde sakin bir akşamüstüydü. Kawaguchi bölgesindeki 15 katlı apartman sakinleri günlük hayatlarına devam ediyordu. Ancak üçüncü kattaki bir dairede hayatını sonlandırmak isteyen biri çok daha karanlık bir kararın eşiğindeydi.
Adam belki de yaşadığı sıkıntılarla baş edemediği için mutfaktaki gazı açarak odayı doldurmaya başladı. Her saniye geçtikçe odadaki gaz yoğunluğu artıyordu. Ancak tam da o an belki bir anlık pişmanlık ya da yaşama tutunma isteğiyle pencereyi açarak dışarıdaki havayı içeriye almaya karar verdi. İçinde bulunduğu duygusal fırtınanın ortasında bir sigara yaktı. Ancak bu küçük hareket hayatını sonsuza dek değiştirdi. Bir anda patlama oldu, camlar parçalandı, duvarlar çöktü. Koca apartman dev bir yankıyla sarsıldı.
Patlamanın hemen ardından apartmandaki 75 dairede yaşayan herkes hızla tahliye edildi. İnsanlar şok içinde dışarı çıkarken patlamanın gerçekleştiği dairedeki adam ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Olay yerine gelen polis ekipleri, adamın ifadesini almak için hastaneye gittiklerinde duydukları karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler. “İntihar etmek için odayı gazla doldurdum. Aklım başıma geldi ve pencereyi açtım. Sonra bir sigara yaktım ve patlama oldu” diyordu.
Şimdiyse Güneydoğu Asya’nın renki ülkesi Tayland’a uzanıyoruz. Ülkenin ünlü Koh Pha-ngan Adası aylık ‘Dolunay’ partileriyle bilinse de, geçtiğimiz yıl korkunç bir olayla gündeme geldi. İspanya’nın ünlü oyuncu ailesinin bir üyesi olan 30 yaşındaki Daniel Sancho tatil için geldiği bu adada işlediği cinayetle dünyanın dikkatini üzerine çekti.
Her şey, Kolombiyalı 44 yaşındaki plastik cerrah Edwin Arrieta’nın parçalanmış bedeninin bulunmasıyla başladı. Sancho, polis merkezine gidip Arrieta’nın kaybolduğunu bildirdi. Ancak, kısa süre sonra cinayeti itiraf etti. Sancho, Arrieta’nın kendisini ve ailesini utandırmakla tehdit ettiğini öne sürerek bu suçu işlediğini savundu. Fakat savcılar, Sancho’nun cinayeti önceden planladığını ve bu nedenle ağır bir ceza alması gerektiğini belirtti.
Dava süreci boyunca Sancho’nun avukatları bu suçun kaza olduğunu savunmaya çalıştı ancak mahkeme bu argümanı kabul etmedi. Sonunda Sancho tasarlayarak cinayet işlemekten suçlu bulundu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Bir ilginç haberimiz de İngiltere’den. Başkent Londra’da yaşayan Şükrü Haskan sıradan bir günün ortasında, elinden çalınan telefonunun izini şaşırtıcı bir şekilde Çin’e kadar sürdü. Hırsız elektrikli bisikletiyle hızla uzaklaşmış, Haskan’ın peşinden koşmasına bile fırsat vermemişti.
Haskan polise başvurduğunda telefonunun hala Londra sokaklarında dolaştığını bildirdi. Ancak günler sonra, telefonun sinyali Çin’in teknoloji merkezi Shenzhen’de ortaya çıktı.
Talihsiz adam bu olayın şehirlerdeki güvenlik eksikliğini gözler önüne serdiğini belirterek “Bu büyük bir uluslararası suç örgütü. Polis, şüpheliyi bulamadığı için dosyamı kapattı, ama bu tür olaylar giderek artıyor” dedi.
Londra’da sadece geçen yıl 52 binden fazla telefon çalındı ve bu sayının giderek arttığı belirtiliyor. Hırsızlıklar özellikle Westminster, Camden ve Southwark gibi bölgelerde yoğunlaşıyor.
Şimdi yaklaşık altı bin kilometre uzağa, ABD’ye uzanıyoruz. 1977 yılında Pensilvanya’daki Appalachian Yolu’nda donmuş halde bulunan bir ceset uzun yıllar boyunca ‘Pinnacle Adamı’ olarak bilindi. Kimliği tespit edilemeyen bu gizemli kişi yerel halk ve yetkililer için bir muamma olarak kaldı. Ancak on yıllar sonra, 2024’te nihayet gerçek kimliği ortaya çıktı.
Nicolas Paul Grubb isimli 27 yaşındaki genç adam soğuk bir Ocak günü mağarada ölü bulunduğunda ölüm nedeni aşırı doz olarak kaydedilmişti. Ancak kimliği bir türlü tespit edilemedi ve isimsiz bir mezara gömüldü.
Yıllar sonra 2019’da cesedi tekrar incelendi, ancak yine sonuç alınamadı. Ta ki 27 Ağustos 2024’e kadar. O gün Grubb’ın eski parmak izleri FBI tarafından incelendi ve kimliği bir saatten kısa sürede doğrulandı. Artık ailesi onu ait olduğu yere, aile mezarlığına gömmek için hazırlık yapıyor.
Tekrar Avrupa’nın kuzeyine gidiyoruz. İzlanda’nın büyüleyici doğası dünyanın dört bir yanından gelen turistleri kendine çekerken Breidamerkurjokull buzulundaki buz mağarası trajik bir olayla gündeme geldi. Macera dolu bir gün geçirmek için buz mağarasını keşfetmeye gelen bir grup turist aniden meydana gelen bir çökme ile dehşete kapıldı. Mağaranın derinliklerinde gezen bir turist büyük buz kütlelerinin altında kalarak hayatını kaybederken, bir diğer turist ise yaralı olarak kurtarıldı.
Olay sırasında diğer turistlerin mağaranın dışında olması daha büyük bir felaketi önledi. İzlanda’nın doğa harikası buzulları gezginlere büyüleyici manzaralar sunarken, bu tür doğal tehlikelerle de karşı karşıya bırakabiliyor. İzlanda’nın yüzölçümünün yüzde 11’ini kaplayan bu buzullar Kuzey Kutup Dairesi’nin güney ucunda, bu ada ülkesinin ikliminin zorlu doğasını yansıtıyor.
Şimdi dümenimizi tekrar Güneydoğu Asya’ya kırıyoruz. Çin’de bir yolcu uçağında ağlayan bir çocuğun iki kadın tarafından tuvalete kapatılması büyük tepki çekti. Olay kadınların çocuğu susturmak amacıyla tuvalete götürüp “Ağlamayı kesmezsen çıkmana izin vermeyeceğiz” demeleriyle başladı. Kadınlardan biri çocuğun ağlamayı kesmesinin ardından onu kucağına alarak yeniden gürültü yaparsa tuvalete geri getireceklerini söyledi.
Olay 24 Ağustos’ta Guiyang-Şanghay seferini yapan Juneyao Airlines uçağında yaşandı. Çocuk, büyükanne ve büyükbabasıyla birlikte seyahat ediyordu. Videonun sosyal medyada yayılmasıyla büyük tepki toplayan olay birçok kişi tarafından “zorbalık” olarak nitelendirildi.
Havayolu şirketi olay sonrası özür dileyerek iki yolcunun davranışını kınadı. Videoyu paylaşan kadın niyetlerinin diğer yolcular için huzurlu bir uçuş sağlamak olduğunu savundu ancak bu açıklama tepkileri dindirmedi. Sosyal medyada çocuğun maruz kaldığı bu durumun psikolojik etkileri konusunda uyarılar yapıldı.
Yolumuza Asya’dan devam ediyoruz. Singapur’da bir adam, boşanmak istediği eşinin aracına esrar yerleştirerek onu idam cezasıyla karşı karşıya bırakmayı planladı. 37 yaşındaki Tan Xianglong, eşinin aracına yarım kilodan fazla esrar koyarak kadının uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla idam edilmesini hedefledi. Ancak, aracın içindeki güvenlik kamerası sayesinde planı açığa çıktı.
Eşinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada polisin Tan’ı suçlu bulmasıyla adam tutuklandı. Mahkeme Tan’a esrar bulundurma suçundan 3 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Tan’ın avukatının depresyon savunması mahkeme tarafından reddedildi. Singapur’da uyuşturucu bulundurmanın ciddi cezalara yol açtığı biliniyor ve ülkede bu tür suçlar idam cezasına kadar varabiliyor.
Tekrar kilometrelerce uzağa, ABD’ye uzanıyoruz. 17 yıl önce kaybolan bir uçağın enkazı ve kayıp yolcunun iskelet kalıntıları Michigan’da bulundu. 2007 yılının Ağustos ayında ABD’nin Michigan eyaletindeki Huron Gölü’ne düşen ‘Socata TB-20’ tipi uçak, içindeki iki kişiyle birlikte kayıplara karışmıştı. O dönemde geniş çaplı arama çalışmalarına rağmen uçaktan hiçbir iz bulunamamıştı.
Yıllar sonra özel bir arama kurtarma şirketi tarafından yapılan araştırmalar sonucunda uçağın enkazına Michigan’daki Bois Blanc Adası yakınlarında ulaşıldı. Enkazın yanı sıra 56 yaşındaki yolcu H. Brooke Stauffer Jr.’a ait iskelet kalıntıları da bulundu. Stauffer Jr.’ın nişanlısı Karen Dodds, uçağın pilotu olarak kazadan iki ay sonra bulunmuş, ancak Stauffer Jr. ve uçağın geri kalanı o zamandan beri kayıptı. Stauffer Jr.’ın ailesinin talebi üzerine başlatılan özel arama çalışmaları 17 yıl sonra trajik kazanın izlerini ortaya çıkardı.
Son durağımız Amerika Birleşik Devletleri oluyor. 44 yıl önce işlenen bir cinayet tek bir sigara izmariti sayesinde aydınlatıldı. 1980 yılında Washington eyaletinde Dorothy Marie Silzel evinde tecavüze uğramış ve boğularak öldürülmüştü. Cinayet yıllarca çözülemedi ancak evin önünde bulunan sigara izmariti, dönemin teknolojik yetersizlikleri nedeniyle incelemeye alınamamıştı.
2023 yılında Van Buren İlçe Şerif Ofisi tarafından sigara izmaritinden elde edilen DNA sayesinde araştırmalar yeniden başlatıldı. 20 Ağustos 2024’te Arkansas’ta yaşayan Kenneth Kundert cinayet şüphesiyle tutuklandı. Washington Başsavcısı Bob Ferguson 44 yıllık faili meçhul davanın bu şekilde çözüldüğünü duyurdu. Kundert cinayet suçlamasıyla karşı karşıya kalacak.