Duvarları 40 saatte örüldü: Avrupa’nın 3D printer’la basılmış ilk okulu
CSIS, Rusya'nın üçüncü yılına giren savaşta savunma sanayisini mercek altına aldı. Rapora göre Rusya'ya savaşın en can alıcı döneminde tedarikçileri Çin, Hong Kong ve Türkiye'ydi. Ancak Ankara son dönemde ABD yaptırımları nedeniyle ihracatı azalttı.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) Ukrayna savaşının ikinci yılında Rusya’nın savunma sanayisinin hangi alanlarda ilerlediğini, hangi alanlarda kısıtlamalarla karşılaştığını ve askeri alanda hangi ülkelerle ticari ilişkilere girdiğini analiz etti. Rusya’nın Batı’nın yaptırımlarına rağmen Türkiye ve BAE gibi ülkeler aracılığıyla Batı yapımı silah parçalarına ulaşabildiği belirtildi.
62 sayfalık raporda yazılana göre CSIS, analizini yaparken Rusya’nın savunma sanayiinde ihtiyaç duyduğu parçaların neler olduğunun bir listesini çıkardı, sonrasında Rusya’nın bu ihtiyaçlarını nasıl giderdiğini tespit etti ve tedarik zincirinde parmağı olan şirket ve aktörleri analiz etti.
Rusya’nın savaşın başından bu yana, ama özellikle 2023’te Pasifik’teki ve Ortadoğu’daki “dost ülkelerle” hem resmi hem de gayri resmi iletişim kanalları geliştirdiğinin belirtildiği raporda, Moskova için kilit önemdeki teçhizatların tedarikinde Batılı tedarikçilerin yerini Çin, Hong Kong, Türkiye, Hindistan ve Vietnam’da bulunan paravan şirketlerin aldığı yazıyor.
CSIS, Rusya’nın aylık uzun menzilli füze üretiminin Şubat 2022’yle kıyaslandığında iki kat arttığını söylüyor. Üretim için gerekli parçaların çoğunun izi Beijing’e uzanıyor, arada karmaşık bir paravan şirketler ağı var. Buna göre Çinli firmalar Moskova’ya silah sistemleri için gerekli yarı iletkenlerin yanı sıra navigasyon cihazları, uçak parçaları gibi savaş alanında kullanılabilecek parçaları tedarik ediyor.
Mart 2022’den bu yana Rusya’nın en büyük beş mikroelektronik tedarikçilerinin neredeyse tamamı Çin ve Hong Kong kökenli, sadece bir tanesi Türkiye’de bulunuyor. Raporda, en çok alışverişin yapıldığı elektronik teçhizat tedarikçilerinin Eylül 2022’den sonra, kısmi seferberlik ilan edildiğinde ortaya çıktığına dikkat çekerek, bunların aslında paravan şirketler olduğunu ima ediyor.
“Moskova’nın 2023 yılı boyunca savaştaki durumunu doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen Çin, Türkiye, Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerin derinlemesine incelendiğinin” belirtildiği raporda, bu ülkelerin sadece silah değil, Ukrayna’nın yazın gerçekleştirdiği karşı taarruzun başarısız olmasına yardımcı olan sivil teknolojiler de gönderildiği belirtiliyor.
Batı’nın yaptırımına uğrayan Entep ve Altrabeta gibi Rus şirketlere dron parçaları tedarik eden yabancı firmaları çoğunlukla Çin ve Hong Kong merkezli olsa da bu şirketlerin Türkiye’de de güçlü bir aracılık faaliyeti yürüttüğü belirtiliyor. Aynı şirketler Altrabeta ve Entep’e batarya, pervane ve motor gibi ürünler gönderdiler. Rusya’nın savunma harcamalarının Batı’nın önüne koyduğu engellere rağmen 2024 yılında geçen yıla göre yüzde 68 oranında artarak 115 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’nin Ukrayna savaşı konusundaki tutumunun “ikircikli” olduğunun belirtildiği raporda, Ankara’nın Kiev’e diplomatik destek verdiği, Moskova’nın Ukrayna topraklarını ilhak etmesini kabul etmediği ve Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nda BM ile önemli rol oynadığı hatırlatılıyor. Ama Ankara’nın aynı zamanda Batı’nın yaptırımlarına katılmadığı, Rus doğalgazının en büyük müşterilerinden olduğu ve Rusya’nın seyir füzeleri, insansız hava araçları ve helikopterler için ihtiyaç duyduğu parçaların önemli tedarikçilerinden biri haline geldiği vurgulanıyor.
Financial Times’a atıf yapılan raporda, Ankara’nın geçen yılın ilk dokuz ayında Batı’nın yüksek öncelikli olarak belirlediği 45 ürünü Rusya ve Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi eski Sovyet ülkeleriyle 158 milyon dolarlık satış yaptığı yazıyor. Bu meblağın 2022’nin aynı döneminde kaydedilen seviyenin üç katı olduğu da vurgulanıyor.
Raporda dikkat çekilen bir diğer şey ise Türkiye’nin bu ihracatlarını resmi olarak kaydettiğini, ancak söz konusu ülkelerin istatistik kurumlarının Türkiye’nin kayıtlarına eşdeğer bir artış belgelemediği. Örneğin Kazakistan geçen yıl Türkiye’den Ocak-Eylül 2023 tarihleri arasında ihraç ettiği yüksek öncelikli malların değerinin 6.1 milyon dolar olarak kaydetmiş ama Türkiye’nin verilerinde aynı dönem için belirtilen değer 66 milyon dolar. Kazakistan’a ulaşanBazı analistler, ticaret verilerindeki tutarsızlıkların kaynağının Ankara’dan bu ülkelere gönderdiği malların doğrudan Rusya’ya gönderilmesi anlamına gelebileceğini düşünüyor.
Bununla birlikte ABD’nin devreye girmesiyle Türkiye-Rusya alışverişinin etkilendiği belirtiliyor. İngiliz haber ajansı Reuters’a atıf yapılan raporda Türkiye’nin Rusya’ya ihracatının Ocak 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 39 azalarak 631 milyon dolara düştüğü, Rusya’dan ithalatının ise yüzde 20 azalarak 4 milyar dolara gerilediği belirtiliyor. Şubat 2024’te Biden yönetimi 16’sı Türkiye’den olmak üzere 93 kuruluşa yeni ticari kısıtlamalar getirdi. Rapor bunun Türkiye merkezli şirketler için caydırıcı bir hamle olduğunu belirtiyor.
Aslında Çin ve Türkiye’nin durumu birbirine çok benziyor. Çin Rusya’ya tedarikte ilk sırada yer alan ülke olsa da aynı zamanda Ukrayna’ya dron parçaları satıyor. ABD’nin dron parçaları pahalı ve daha etkisiz kaldığı için Ukrayna daha ucuz olan Çin dronlarına yöneldi. Yani Ukrayna’daki savaş silah satışları konusunda yalnızca ABD’nin değil, Çin’in de işine yaramış durumda. Hatta Çin her iki ülkeyle de irtibat halinde olduğu için ABD’den daha avantajlı bir konumda denebilir. Gerçi ABD, Rusya ile ilişkilerini gerekçe göstererek Çin’e de yaptırımlar uyguluyor.
Türkiye ise Rusya’yla ticari ilişkilerine devam ederken Ukrayna’ya da Bayraktar TB-2 insansız hava araçlarını yolluyor. İHA’ların savaşta etkili olması nedeniyle Türkiye, başka ülkelerle de silah anlaşmaları yaptı.