Erdoğan da sonunda ’50+1 değişirse isabetli olur’ dedi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Riyad dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamalarda bundan sonraki adımlarının telefon diplomasisi yürüterek Gazze meselesine çekimser yaklaşanları Filistin tarafına çekmek ve ABD'yi baskılamak olduğunu söyledi. Erdoğan, "Benim Biden'ı aramam şık olmaz" dedi.
İsrail-Gazze savaşının üzerinden bir aydan fazla geçmişken İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Ortak Zirvesi gerçekleştirildi. Savaşın başından bu yana Mısır’daki zirveden sonra en büyük Gazze temalı buluşmaya 26 ülke katıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan toplantı sonrası ülkeye dönüşte gazetecilerle konuştu.
Şimdiye kadar Gazze’ye ulaştırılması için 10 uçak dolusu insani yardımın Mısır’a gönderildiğini belirten Erdoğan, tıbbi ve diğer yardım malzemelerinin bulunduğu 50 konteyner taşıyan geminin de cumartesi sabahı Mısır’a doğru hareket ettiğini, yakında El Ariş’e ulaşacağını belirtti.
Erdoğan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni eleştirerek, söz konusu oluşumun “işlevsiz” kaldığını söyledi. Savaşın başından bu yana konsey pek çok kez toplandı ancak oluşumun daimi üyeleri ABD ile Rusya ve Çin’in farklı görüşlerde olması nedeniyle bu görüşmelerden herhangi bir sonuç alınamadı. ABD, ateşkes yapılmadan yalnızca “insani molalar” verilmesi gerektiğini savunurken, Rusya ve Çin ise tam teşekküllü ateşkes istiyor. Her üç ülke de konseyin daimi üyeleri olduğu için birinin bile kuruma sunulan öneriyi veto etmesi karar çıkmasını engelliyor.
Cumhurbaşkanı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden çıkmayan kararın 27 Ekim’de BM Genel Kurulu’ndan çıkmasından, ateşkes ve engelsiz insanı yardım çağrısının yapıldığı kararın 121 üye ülke tarafından kabul edilmesinden “umut verici” diye söz etti, “Uluslararası camianın geniş çoğunluğunun yaklaşımını yansıtan bu kararı önemli buluyorum, değerli buluyorum. Kararın hayata geçirilmesi sürecinde, İslam dünyasının tek vücut, tek ses olması şarttır” dedi.
Erdoğan bundan sonraki adımlarının İsrail-Filistin meselesine çekimser yaklaşan ülkeleri Filistin tarafına çekmeye çalışmaya odaklanmak olduğunu söyleyerek, zirve sonrası yoğun bir şekilde telefon diplomasisine başlanacağını söyledi. Erdoğan bu konuya ilişkin Rusya-Ukrayna savaşını örnek göstererek, “Ukrayna’nın yanında duran bugün çekimser olanlarla konuşup ‘Bak siz orada Ukrayna’nın yanında yer aldınız, şimdi Filistin’de de binlerce insan öldürülüyor, burada da siz sessiz kalamazsınız. Biz ne Ukrayna ne Rusya’da ayrım yapmadık ve tahıl naklini tüm Afrika’ya, Avrupa’ya biz sağladık. Şimdi sesinizi çıkarın’ deme imkanımız olacağını düşünüyorum. Bu adımları attığımızda Afrika ülkelerinden ciddi bir fire vereceğimizi zannetmiyorum. Çünkü Afrika ülkelerinin bize bakışı çok daha iyi” dedi.
Erdoğan, zirve sırasında pek çok mevkidaşıyla bir araya geldi. Bunlar arasında öne çıkanlar Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’ydi. Gazetecilere konuşan Erdoğan bu görüşmelerde nelerden bahsedildiğini de anlattı.
Bu görüşmelerde genel olarak 1967 sınırlarını temel alan, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin vücut bulmasıyla kalıcı barışa kavuşulabileceğinin vurgulandığını söyleyen Erdoğan’ın Sisi ile görüşmesinde buna ek olarak Refah Sınır Kapısı da ele alınmış. Refah, Gazze’nin dışarıya açılan kapısı ve bölgedeki ağır yaralılarla yabancı ülke vatandaşları buradaki sınır kapısından Mısır’a geçiş yapabiliyor. Ne var ki bölgedeki olumsuz şartlar ve kontrollü geçişin sağlanabilmesi için kapı ancak kısa süreli açık kalabiliyor.
Erdoğan “Tüm olumsuzluklara rağmen bu kapının işletilmeye devam etmesinin büyük önem taşıdığını” söyleyerek, Mısır’ın şimdiye kadarki gayretlerinin “takdire şayan” olduğunu söyledi. Erdoğan zirve sırasındaki Sisi’yle görüşmelerinde irtibat halinde kalmak konusunda anlaştıklarını söyledi. Bu iki liderin arası, Sisi’nin Müslüman Kardeşler lideri ve Mısır’ın demokratik yollarla seçilen lideri Muhammed Mursi’yi devirerek başa geçmesi sebebiyle uzun yıllar kötü kaldı. Mısır ile ilişkiler bu yıl büyükelçiliklerin karşılıklı olarak yeniden açılmasıyla normalleşti.
Zirveye katılan ülkelerin imzasıyla yayınlanan ortak bildiriye de değinen Erdoğan, İİT’nin geleneğinde yalnızca kınamanın olduğunu belirtmekle birlikte, ortak bildiride icrayla ilgili neredeyse bütün tekliflerin Türkiye’den geldiğini söyledi. Ortak bildiride yer alan maddelere aşağıdan göz atabilirsiniz.
Erdoğan bildirideki en önemli maddelerin İsrailli yerleşimcilerin “terörist” olarak ilan edilmesi, ablukayı kırma ve nükleer silahlardan arındırma meselesi olduğunu söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un son günlerde savaşın ilk günlerine kıyasla daha yumuşak açıklamalar yaptığına değinen Erdoğan, Fransız mevkidaşının tavırlarını, “Ama sen baştan hemen gittin, ziyaret ettin ve her türlü desteği verecek havasında gözüktün. Ama bu defa buralardaki ölümlerin, katliamın boyutunun çok çok ileri olduğunu söylemek suretiyle, ona karşı o da bir eylem politikası geliştirmenin havasına girdi” diye eleştirdi.
Savaşın başında İsrail’e giderek İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya “Yanındayız” mesajı veren Macron’un, geçen hafta Paris’te düzenlenen bir konferansta saldırıların azaltılması gerektiğini vurgulaması dikkat çekmişti. Konferansta dikkat çeken konulardan biri de İsrailli temsilcilerin değil de Filistinli temsilcilerin katılmasıydı.
Avrupa’nın geçen hafta yayınladığı Genişleme Paketi’ndeki Türkiye raporunda Erdoğan’ın Hamas’la ilgili “Terör örgütü değildir” açıklamasından duyulan rahatsızlığın yer almasına değinen gazetecilere 17 Kasım’daki Almanya ziyaretini işaret eden Erdoğan, “Her meselede malum Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye bakışı ne yazık ki ters. Burada da yine o tersliği görüyoruz. Biz Avrupa Birliği’nin bu tuzağına kesinlikle Türkiye olarak düşmeyiz, düşemeyiz” sözlerini dile getirdi.
Avrupa Birliği, Hamas’la ilgili aynen İsrail gibi düşünüyor. Ama biz onlar gibi düşünmedik, düşünmüyoruz, düşünemeyiz” diyen Erdoğan, söz konusu örgüte “Filistin’deki seçimlerin galibi bir siyasi parti” olarak baktığını söyledi. Erdoğan, “Bizi öyle bir yere getirmek istiyorlar ki ‘Hamas bir terör örgütüdür’ diyelim istiyorlar. Hayır arkadaş terör örgütü değildir. Tam aksine topraklarını koruma mücadelesi veren, müdafaa eden, vatanları için savaşan insanlardır. Aramızdaki bakış açısı bu kadar farklı” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta ise ABD ile ilgiliydi. Geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Türkiye’ye gelerek mevkidaşı Hakan Fidan ile görüşmüştü. Bu görüşmeden medyaya yansıyan görüntüler olumsuz olarak yorumlanırken, Erdoğan’ın Blinken Ankara’dayken Karadeniz’de olması da ABD’ye tepki olarak yorumlanmıştı. Şimdi Erdoğan, Biden ile görüşüp görüşmeyeceği konusunda Blinken’ın daha yeni Türkiye’ye geldiğini söyleyerek, “Herhalde bizi bundan sonra Biden ağırlar. Benim Biden’ı aramam şık olmaz” dedi.
Türkiye’de hem Ortadoğu’da hem de Doğu Akdeniz’de “kilit ülke” olduğunu belirten Erdoğan, “Bu coğrafyada Türkiye’ye rağmen bir girişimde bulunmak, plan yapmak mümkün değil” diye vurguladı. Bundan sonra atılacak adımlardan birinin ABD’yi baskılayarak onun da İsrail’i baskılamasını sağlamak olduğunu söyledi.
“Gazze, Filistin halkının toprağıdır” vurgusu yapan Erdoğan, “Amerika’nın bunu kabullenmesi lazım. Eğer ‘Gazze, Filistin halkının değil de kalkıp hayır bu işgalci yerleşimcilerin veya İsrail’in toprağıdır’ diye bir yaklaşım Biden’da varsa zaten anlaşmamız mümkün değil” diyerek Biden’a rest çekti.