ABD, UAD, AB…: İsrail kimseyi dinlemiyor
Kaliforniya çölünün ortasında Fort Irwin adındaki tatbikat alanında askerlerle robotlar birbirine karşı. Burası ABD'nin en büyük askeri eğitim sahalarından biri. ABD'nin amacı gelecek savaşlarda tehlikeli işleri robotlara yaptırmak.
ABD ordusunun mottolarından biri “Gözlerinin akını görene kadar ateş etme” olsa da geçen ay yapılan bir tatbikatta Amerikan askerlerinin kurmaca düşmanı gözleri kamera lensi, derisi ise demir olan makinelerdi. Yani robot askerler.
Robotlar test sırasında düşmanları olarak tanımlanan karşıtlarının saklandığı evleri vurdu. Sensörleri olan robot köpekler evlerin temiz olduğundan emin olmak için evleri ararken dronlar da askerlerin üstüne bomba niyetine zararsız toplar attı. Tatbikatın başındaki Teğmen Isaac McCurdy Foreign Policy’ye verdiği demeçte “Eğer kanlı canlı birine ateş ederseniz insani tepki verir. Karşınızdaki robotsa ve sizin kaldırabileceğinizden daha büyük şeyler ateşliyorsa, kütle merkezine vurduğunuzda ölmüyorsa bu çok başka bir duygu yaratıyor” diyor.
Robotlarla yapılan tatbikatı izlemeye Genelkurmay Başkanı Randy George da geldi. Peki ordunun en üst düzey yetkilisi neden bu tatbikatı izlemeye bu kadar heyecanlı şekilde gitti? Ordunun robotlara bu denli önem vermesinin nedeni ABD’nin bir sonraki büyük savaşında ilk yumruğu yiyenin robotlar olmasını istemesi.
Ortadoğu’daki 20 yıldır devam eden kaos ortamında şimdiye kadar yedi binden fazla ABD askeri kirli, ağır ve tehlikeli işlerde hayatını kaybetti. ABD artık bu işleri robotlara yaptırmak istiyor. Yani savaş alanındaki en tehlikeli noktaya temel eğitimi daha yeni almış genç bir asker yerine robot koymak istiyor.
Ne var ki bu makinelerin çoğu savaşa gitmeye hazır sayılmaz. Robotları gerçekçi savaş senaryolarında test etmek için yapılan “Project Convergence” (Yakınsama Projesi) adındaki Fort Irwin tatbikatları sırasında robotlar henüz gerçek mermilerle karşılaşmadı. Ayrıca robotların henüz görüş açısı yok; yani bir askerin sadece başını oynatarak yaptığı hareketi yaparak sağa sola bakamıyorlar. En önemlisiyse ordunun eskimiş iletişim şebekesi, yüzlerce dronu aynı zamanda havada tutamıyor. Hatta askeri birliklere pilotsuz uçaklardan hangisinin dost hangisinin düşman olduğunu bile söyleyemiyorlar.
Yine de yol kat etmediklerini söylemek haksızlık olur. George ve diğer ordu liderleri ordunun en küçük birimine kadar neredeyse tamamının tehlikeyi algılayacak, bölgeyi koruyacak ve gerektiğinde saldırıya geçebilecek dronlara sahip olacağına inanıyor. George’un baş teknoloji danışmanı Alex Miller Foreign Policy’ye verdiği demeçte “Bu sadece robotun insanın yerini alması anlamına gelmiyor. Asıl sorun eli tüfek tutan askerleri saf dışı bırakmadan onların kontrolü altında çalışabilecek robotları nasıl cepheye sürebileceğimiz” diyor.
Askerler Kaliforniya çölünün ortasındaki Fort Irwin eğitim sahasına “kutu” diyor. Çünkü bu askeri tatbikatların düzenlenmesi için kurulmuş bir kum havuzu. ABD’de elektromanyetik spektrumun bozulabileceği, 30 bin fit yüksekte dronların uçurulabileceği ve kimseyi rahatsız etmeden çok sayıda mühimmatın ateşlenebileceği tek tük yerlerden biri. Fort Irwin kurgusal olarak 14 şehir ve 1200 binadan oluşuyor. Askerler tatbikat için bu sahaya geldiklerinde 21 gün içeride kalacaklarını ve duş alamayacaklarını biliyor.
Çölde hayatta kalmak kolay bir iş değil, Fort Irwin de askerleri hayatta kalmanın zor olduğu koşullara hazırlamaya çalışıyor. Her üç haftalık döngüde 1200 kadar sahte zayiat veriliyor. Simülasyonda yer alan herkes öyle ya da böyle tatbikat sırasında ölüyor.
Senaryo ABD birliklerinin o dönem konuşlandığı yere uygun şekilde ayarlanıyor ki tahmin edeceğiniz üzere son 20 yıldır bu tatbikatlar Irak ve Afganistan temalı. Ama Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği 2014 yılından bu yana simülasyonda Çin ve Rus ordusu örnek alınarak hazırlanmış düşman modellerine de yer veriliyor. Tatbikatta amaç askerlerin gerçek savaştan ziyade simülasyonda kan kaybetmesi olduğu için organizatörler simüle ettikleri düşmanı olabilecek en güçlü şekilde tasarlıyor.
Artık bu senaryolara robotlar da dahil ediliyor. McCurdy bugün ordunun sıradan bir saldırıda görevlendirebileceği üç robot müfrezesi olduğunu söylüyor. Bu müfrezelerden biri düşmanı yerinde tutmak için, diğeri düşmana manevra yapmak için kullanılabilecek, sonuncusu da yedek olacak. Böylece ordunun manevra alanının genişleyeceği belirtiliyor.
Tabii Foreign Policy bunun her savaş alanında geçerli olmayabileceğinin altını çiziyor. Sonuç olarak Convergence Projesi de şimdilik bir deneyden ibaret. Şimdilik robotların zorlu çöl koşullarında hareketlerini kontrol etmek zor. Üstelik askerler henüz robotların üzerine gerçek mühimmat da boşaltmadı. Robotun sensörlerini hedef alacak iyi bir atış robotu tamamen işlevsiz hale getirmeye yetebilir.