Müzeye aç gitmeyin: Seul’de bir öğrenci muzdan ibaret sanat eserini yedi
Güney Kore'de bir öğretmenin şüpheli intiharının ardından yüz binlerce öğretmen sokağa döküldü. Bu protestoda öğretmenler, baskının yoğun olarak hissedildiği eğitim sistemiyle meşhur olan ülkede eğitimcilerin üzerindeki yüke dikkat çekmeye çalışıyor.
Güney Kore’nin başkenti Seul’deki bir ilkokulda birinci sınıflara ders veren bir öğretmen 18 Temmuz’da hayatını kaybetti. Ölümünden iki gün sonra Büyükşehir Eğitim Ofisi Müfettişi Ço Heyun, intiharın yaygın bir olay haline geldiği ülkede artık kalıplaşmış bir söz olarak, öğretmenin ‘çok talihsiz bir karar verdiğini’ söyledi.
Soruşturmanın başlamasından kısa bir süre sonra sosyal medyada dolaşan söylentilerden biri iki öğrenci arasında çıkan bir anlaşmazlığın öğretmenin ölümünde rol oynadığı iddiasıydı. Eğitim Bakanlığı, yetkililerin bulgularına dayanarak aktardığı bilgilerde, bu iddianın doğru olduğunu bildirdi. Hikayeye göre öğretmen iki öğrencinin ebeveynleriyle görüşme gerçekleştirdi.
Bu görüşmenin ardından öğretmen, o iki veliden birinden ‘çok sayıda telefon’ aldı. Velinin özel numarasını nasıl öğrendiğini bilmeyen öğretmenin bu konuda rahatsız ve endişeli olduğu öğrenildi. Bununla birlikte bakanlık, öğretmenin söz konusu veliden herhangi bir ‘sözlü şiddet’ görüp görmediğinin henüz netlik kazanmadığını da sözlerine ekledi.
Öğretmenin günlüğü ve meslektaşlarıyla yapılan görüşmeler, intihar eden eğitimcinin sorunlu bir öğrenciye sahip olduğunu, sınıfını yönetmekte zorluk yaşadığını ve dönem başı olduğu için de işinin başından aşkın olduğunu ortaya çıkardı. Yetkililer öğretmenin ölüm nedeni hakkında daha fazla bilgi vermese de bu açıklamalar, öğrenciler yetkili mercilere şikayet eder de ceza alırım korkusuyla kontrolü sağlayamayan öğretmenleri ayaklandırmaya yetti.
Öğretmen Dernekleri Federasyonu, organizatörlere dayandırdığı haberinde cumartesi günü düzenlenen protestolara yaklaşık 200 bin öğretmen katıldı. Yetkililerin pazartesi günü grev yapmanın ‘yasa dışı’ sayılacağı yönündeki uyarılarına rağmen tahminen 50 bin öğretmen haftanın ilk günü iş bırakarak ölen öğretmeni anmak için başkent Seul’de toplandı.
Thousands of South Korean teachers rallied in Seoul to demand better protection after the suspected suicide of a teacher that was widely blamed on the burden on educators #world #southkorea #trending #protest #teachers pic.twitter.com/WkXkD9NaCc
— News18 (@CNNnews18) September 5, 2023
Öfkeli öğretmenler, velilerin fazla talepkâr hareketleriyle ve tacizleriyle karşı karşıya kaldıklarını söyleyerek, yasal reform ve daha fazla koruma talep ediyor. Taleplerinde çok da haksız sayılmazlar. Hükümet verilerine göre ülkede Ocak 2018’den Haziran 2023’e kadar çoğu ilkokul öğretmeni olmak üzere 100 öğretmen intihar etti.
Veriler, öğretmenlerin ölümlerinde hangi unsurların etkili olduğunu göstermiyor ve kaçta kaçının işle alakalı olduğu bilinmiyor. Ancak eğitim camiasındaki çoğu kişi, bu durumdan 2014 yılında yürürlüğe giren ‘çocuk istismarı yasası’nı sorumlu tutuyor.
Yasa uyarınca bir yerde çocuk istismarından şüphe duyan herkes, kanıt sunma zorunluluğu olmaksızın şüphelendikleri durumu yetkililere bildirebiliyor. Yetkililer daha sonra istismar yaşandığının iddia edildiği yeri denetlemeye giderek ilgili tarafları sorguluyor. Bu esasında güzel bir uygulama olsa da öğretmenler, çocuklarına haksızlık yapıldığını düşünen ebeveynlerce haksız yere hedef alınabildiklerini ve bunun da bazen işlerini tehlikeye soktuğunu söylüyor.
Kore Öğretmenler ve Eğitim İşçileri Sendikası’nın anketine katılan 6243 kişinin yüzde 60’ından fazlası ya bizzat çocuk istismarı nedeniyle ihbar edildiklerini ya da bu durumu yaşayan başka bir öğretmeni tanıdıklarını belirtti.
10 yıldır öğretmenlik yaptığını söyleyen ve protestolara katılan bir kadın, CNN International’a verdiği demeçte, “Çocuk İstismarını Önleme Yasası çocukları korumak amacıyla iyi niyetlerle oluşturulsa da kriterleri çok belirsiz” diyerek, birçok öğretmenin sorun çıkaran öğrencilerine önemsiz sayılabilecek kınama cezaları ya da disiplin cezası verirken bile öfkeli veliler tarafından ihbar edilme korkusuyla ağır stres yaşadıklarını sözlerine ekledi.
Yetkililer, öğretmenlerin şikayetlerinin haklı olduğunu dile getirerek onları yatıştırmaya çalıştı. Eğitim Bakanı Li Coho, geçen hafta öğretmenlerin planladığı protestolara karşı sert bir tutum takınarak bunun öğrencilerin eğitim hakkını ‘gasbetmek’ olduğunu söylerken, pazar günkü açıklamasında daha uzlaşmacı bir ton benimseyerek, ‘öğretmenlerin çaresiz çığlıklarını’ duyduğunu ve pazartesi günkü grevden hiçbir katılımcıyı sorumlu tutmayacağını söyledi.
Bakanlığın ‘öğretmen haklarının korunması ve mantıksız sistemi iyileştirmek için kapsamlı bir plan hazırladığını’ duyuran Li, bakanlığının hükümetten öğretmenlerin eğitim yöntemleriyle çocuk istismarı suçlarının birbirinden ayrıştırılması için hızla yasa çıkarılmasını istediğini sözlerine ekledi.