Siyaset sahnesinde savaş sessizliği: CHP ve Gelecek Partisi’nden ‘barış’ çağrısı
7 Ekim'den bu yana, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsraillilerin 'güvenli limanı'. Savaştan kaçmak isteyen binlerce İsrail vatandaşı, adaya sığınıyor. Önemli bir tahliye noktası da olan ada, İsrail kurulmadan önce de Yahudiler için göçmen kampları barındırıyordu.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Larnaca şehri, 7 Ekim’de Hamas’ın başlattığı Aksa Tufanı operasyonundan bu yana İsrailli vatandaşlara adeta sığınak oldu. Şehrin göbeğinde bulunan Yahudi Merkezi son birkaç haftadır İsrail’den kaçmış her yaştan İsrailli ile dolu. Adanın baş Hahamı Arie Zeev Raskin ”Buraya her gün bine yakın kişi geliyor. 7 Ekim’den bu yana 16 bin kişi buraya huzur bulmaya geldi” dedi. Merkezin ”tam kapasiteye” ulaştığını söyleyen Raskin “Acilen daha fazla kalacak yer arıyoruz. Bekar anneler, travma yaşayan çocuklar, her gün patlayan roketlerin sesine dayanamayan insanlar var. Onlara yatak, yiyecek, geçici konaklama gibi elimizden gelen her şeyi sunuyoruz” diye ekledi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi şu an İsrail vatandaşlarına sığınak olmanın ötesinde geçmişte de önemli bir tahliye ve insani yardım noktası olmuştu. Avrupa Birliği’nin (AB) en doğusunda yer alan ada Ortadoğu operasyonları için stratejik önem taşıyor. Örneğin 2006 yılında İsrail ve Lübnan arasında çıkan savaş sırasında on binlerce yabancı uyruklu Güney Kıbrıs’a tahliye edilmiş, ada üzerinden uçakla ülkelerine dönmüştü. Aynı şekilde Nisan ayında tekrar alevlenen Sudan iç savaşı başlayınca İngiliz vatandaşları yine Kıbrıs üzerinden tahliye edilmişti. Göç hareketlerine dair konuşan GKRY Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos 7 Ekim’den beri binlerce yabancı uyruklu kişinin adaya tahliye operasyonları için geldiğini vurguladı.
Son yıllarda özellikle Akdeniz’de doğal kaynak alanındaki işbirliği GKRY ve İsrail ilişkilerini güçlendirdi. Bundan henüz birkaç sene önce GKRY Filistin’e desteğini eksik etmiyordu. Ancak Rum yönetimi 7 Ekim’den bu yana farklı bir duruş sergiliyor. GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis İsrail’in ”meşru müdafaa hakkını” açıkça desteklemiş, Hamas’ın saldırılarını kınamıştı. 2016 yılında Yunanistan’ın başkenti Atina’da İsrail, Yunanistan ve GKRY arasında gerçekleşen üçlü zirvede bölgesel yakınlaşmanın temelleri atılmıştı. Zirvede konuşan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu uzun vadeli amacının ”Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail arasında üçlü komite oluşturmak, ortak gaz kaynaklarını Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ihraç edecek bir boru hattı inşa etmek” olduğunu söylemişti. Netanyahu üç ülkenin ortak bir elektrik şebekesi inşa etmek istediğini de dillendirmişti.
Üç ülke 2020 yılında Doğu Akdeniz doğal gaz boru hattı projesinin inşası için bir anlaşma imzalamıştı. Projenin amacı Türkiye’yi baypas ederek Akdeniz gazını Avrupa’ya taşımak.
Yahudi toplulukların GKRY’deki varlığı yeni değil. İngiltere 1946-1948 yılları arasında soykırımdan kurtulmuş ve Avrupa’dan Filistin’e yerleşmeye giden Yahudileri o dönemki adıyla Kıbrıs’taki göçmen kamplarına göndermişti.
Toplam 52 bin göçmeni barındıran kamplarda hayat koşulları zordu. Filistin’e artan yasa dışı göç dalgasını durdurmak için dikenli teller ve gözetleme kuleleriyle çevrili kamplar sürekli koruma altındaydı.
Mayıs 1948’te İsrail Devleti’nin kurulmasının ardından kamplar kapatılmış, göçmenlerin büyük çoğunluğu yeni kurulan İsrail’e göç etmişti.