MİT PKK’nın istihbaratçısını öldürdü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar dönüşünde gazetecilere Gazze ağırlıklı açıklamalar yaptı. WSJ'de çıkan "Mossad, yurtdışındaki Hamas üyelerine suikast düzenlemeyi planlıyor" haberinde Türkiye'nin adının geçmesine Erdoğan, "Bedeli ağır olur" yanıtı verdi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son zamanlarda yoğun bir diplomatik dönemden geçiyor. Önce Dubai’deki Cop28 iklim zirvesine katılan Erdoğan, İstanbul’a dönerek İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) toplantısına katıldı ve burada “Gazze kasabı” olarak nitelendirdiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun savaş suçlusu olarak yargılanması gerektiğini söyledikten sonra Katar’a gitti ve burada Katar’ın onur konuğu olarak Körfez İşbirliği Konseyi 44. Zirvesi’ne katıldı. Ziyareti sona eren Erdoğan dönüşte İsrail’in istihbarat servisi Mossad’ın Hamas üyelerine suikast düzenleme planında Türkiye’ye de yer vermesine, “Bedeli çok ağır olur” diyerek yanıt verdi.
Her fırsatta İsrail ve Netanyahu için yakıştırmalar yapan Erdoğan bu sefer İsrail için “Batı’nın şımarık çocuğu” diyerek, “Başta ABD olmak üzere tüm Batılı ülkelerin destekleri olmasaydı, şu anda bölgemizde böylesi bir tabloyla karşı karşıya olmazdık. Bu ülkelerin gerek nakdi, gerek silah, mühimmat, araç gereç gibi ayni ve parasal olarak sınırsız destekleri, ciddi manada Batı’nın şımarık çocuğu İsrail’i bu noktalara taşıdı” tepkisini verdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in eleştirileri göze alarak tepki göstermesine rağmen kurumun bir bütün olarak “işlevsiz” ve “eli kolu bağlı” hale geldiğini söyleyen Erdoğan, sistemdeki aksaklıklar bir an önce düzelmezse Birleşmiş Milletler’in sonunun Milletler Cemiyeti gibi olacağını söyleyerek, “Vakit çok geç olmadan bunu yapmazsak BM sistemi çıkacak büyük bir yangını söndüremeyecek ve dünya yeni bir kaybediş sürecine girecek” dedi.
Netanyahu’nun İsrail tarihinde kurduğu en aşırı sağcı hükümetin sağlıklı olmadığını ve her an çökmek üzere olduğu tahmini yapan Erdoğan, “Bunları çok diri zannetmeyin, bunlar gidici. Gitmelerinin alametleri belirmeye başladı bile. İsrail’e ‘Artık sizi beslemekten bıktık’ diyenler, ortaya çıkmaya başladı. İlk günlerde destek açıklamaları yapan Fransa’ya bakın. Şimdi aynı Fransa var mı? Aynı şekilde yine Batı’daki diğer birçok ülke, ilk zamanlardaki açıklamalarını artık yapmıyor. Bütün mesele buradaki sabrın neticesidir. Hani bizim çok önemli bir ilkemiz var ya;,’Men sabera zafera. Sabreden kimse, zafere ulaşacaktır’. Şu anda, Hamas, Filistin, işte bu sabır mekanizmasını çalıştırıyor. İnanıyorum ki zafer inşallah onların olacaktır. Bedeli ağır olacak ama zafere ulaşacaklar” dedi.
Batı’nın desteği olmasa bile Netanyahu’nun savaş kabinesinde çatlaklar belirmeye başladı. Bir yandan Savunma Bakanı Yoav Gallant, Netanyahu ile basın toplantısı yapmak istemezken, diğer yandan Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin toplantı öncesi üstünün arandığı öğrenildi. Detaylı haberimizi buradan okuyabilirsiniz.
Wall Street Journal gazetesinde geçen hafta çıkan bir habere göre İsrail, Filistin dışında yaşayan Hamas üyelerine suikast planı yapıyor ve bu planda Türkiye’nin de adı geçiyor. Başta Hamas lideri İsmail Haniye ve siyasi büro şefi Halid Meşal olmak üzere pek çok Hamas üyesi Türkiye’ye girip çıkabiliyor. Hatta Haniye’nin 7 Ekim’deki sürpriz Hamas saldırısı sırasında İstanbul’da olduğu bile iddia edilmişti.
Wall Street Journal’daki haberin ardından Türk istihbarat kaynakları Anadolu Ajansı’na konuşarak, “muhataplara gerekli uyarıların yapıldığını” ve böyle bir eylem gerçekleşirse “sonuçların ciddi olacağını” vurguladı. Yetkililer daha önce de bazı istihbarat servislerinin Türkiye topraklarında yasa dışı faaliyet girişiminde bulunduğunu anımsatarak hiçbir servisin bu tür operasyonlarına izin verilmediğini söyledi.
Erdoğan da Katar dönüşünde bu konuya değinerek, haberi yapanların “Türkiye’yi, Türkleri tanımadığını” söyledi ve İsrail’i hedef alarak sözlerine şöyle devam etti: “Böyle bir yanlışa tevessül etmeleri halinde şunu bilmeleri gerekir ki bunun bedelini, bunun faturasını çok ama çok ağır öderler.”
Gazze’yi bir hafta içinde alacağını zanneden İsrail’in 60 gündür Gazze’ye karşı savaşmaya devam ettiğini söyleyen Erdoğan, “Türkiye’ye, Türklere karşı böyle bir adımı atmaya eğer cüret ederlerse bunun bedelini, bir daha bellerini doğrultamayacak surette, ödemeye mahkum olurlar. Böyle bir işe kalkışanlar, bunun sonuçlarının son derece ciddi olabileceğini unutmamalıdır. Türkiye’nin hem istihbarat hem güvenlik alanında aldığı mesafeyi dünyada bilmeyen yoktur. Ayrıca biz dün kurulmuş bir devlet değiliz. Bunu da kimsenin aklından çıkartmaması gerekir” sözleriyle, İsrail istihbaratının 7 Ekim’deki başarısızlığına gönderme yaptı.
Erdoğan uçak dönüşünde sadece Gazze meselesini değil, envantere F-16 ve EuroFighter Typhoon’un eklenmesinin önündeki sorunlara da değindi. ABD’de Temsilciler Meclisi Türkiye’nin dış politikasını gerekçe göstererek, F-16 uçaklarının Türkiye’ye gönderilmesine henüz izin vermedi. Erdoğan’ın temmuz ayındaki NATO zirvesinde İsveç’in üyelik başvurusunu meclise göndereceğini söylemesinin ardından ABD Başkanı Joe Biden’dan Temsilciler Meclisi’ne “F-16 kararını hızlandırma” talimatı gitse de hem meclis daha İsveç’in üyeliğini görüşmedi hem de Temsilciler Meclisi F-16 konusunda karar almadı.
ABD’ye, “Sizin kongreniz varsa bizim de meclisimiz var” dediğini hatırlatan Erdoğan Biden’a bu sefer, “‘Ben Cumhurbaşkanı olarak bunu parlamentoya sevk ettim ve bana teşekkür ettiniz. Görevimi yaptım ama sizlerden de bir şey bekliyorum. Sizler de eş zamanlı olarak bu konuda kongrenizden bunu geçirin, beraberce eş zamanlı olarak bu adımları atalım’ diyorum” mesajını gönderdi.
Türkiye’nin envanterini doldurmak istediği diğer bir savaş uçağı da EuroFighter Typhoon. Ancak bu uçağı alabilmesi için Almanya’nın da dahil olduğu bazı ülkelerden onay alması gerekiyor. Ne var ki Erdoğan’ın geçen ay EuroFighter umuduyla yaptığı Almanya ziyareti, “Holokost” tartışmasıyla sonuçlandı. Zaten ziyaret öncesinde de gerilen ilişkiler, Erdoğan’ın ziyaret sırasında, “Bizim Holokost geçmişimiz yok, İsrail’e bir borcumuz da yok” minvalindeki sözleriyle iyice buz kesti ve cumhurbaşkanı, EuroFighter meselesini hiç gündeme getirmeden ülkeye döndü.
Erdoğan Katar dönüşünde Almanya ile çıkan “pürüz”e dikkat çekerek, İngiltere’nin Türkiye’ye EuroFighter verilmesine sıcak baktığını ve bunun için Almanya ile görüşmeye istekli olduğunu, “Eurofighter konusunda da aslında İngiltere’nin bakışı olumlu. Maalesef Almanya’da bir sıkıntı söz konusu. Fakat pürüzleri gidermek için İngiltere’nin olumlu yaklaşımı oldu. Almanlarla konuyu görüşeceklerini söylüyorlar. Bu noktada başka alternatiflerimiz de yok değil” sözleriyle ifade etti. Burada alternatiften kasıt muhtemelen Rusya’nın Su-57 savaş uçağı. Ancak Türkiye, F-35 listesinden çıkarılmasına neden olan S-400 hava savunma sistemlerini de henüz kullanmaya başlayamadı.