İtalya, Arjantin, Hollanda… Sol umut olma yeteneğini nasıl yitirdi?
Bir zamanlar kendisini 'siyasetin İsa'sı' olarak tanımlayan milyarder ve eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, 86 yaşında Milano'daki bir hastanede dün hayatını kaybetti. İşte uzun zamandır lösemi tedavisi gören Berlusconi'nin siyasi ve özel yaşamının hikayesi...
İtalya’nın en renkli simalarından biri olarak kabul edilen Silvio Berlusconi, üç kez başbakan seçildi. Toplamda dokuz yıl başbakanlık yapan Berlusconi, faşist diktatör Benito Mussolini’den bu yana İtalya’nın en uzun süre liderliğini yapan isimdi ayrıca. Tedavi gördüğü Milano’daki San Raffaele Hastanesi’nde durumu bu sabah ağırlaşan eski lider, yaşamını yitirdi.
Lakabı ‘Il Cavaliere’ (Şövalye) olan siyasetçinin kariyerine, mahkemelik olmasına da sebep olan bir dizi siyasi, mali ve kişisel skandal damgasını vurdu.
1936’da Milano’da doğan Berlusconi, önce iş insanı olarak adını duyurdu bir bir noktada İtalya’nın en zengin adamı oldu. Hukuk eğitimi aldığı sırada para kazanmak için bir yolcu gemisinde salon şarkıcısı olarak çalışmaya başladığında şovmen yönünü göstermeye başlamıştı bile.
Türlü türlü düşük seviyeli ticari girişimlerinin ardından 1960’ların sonunda Milano’nun dışında yaklaşık 4 bin dairelik Milano Two’yu inşa etme projesine dahil olarak emlak alanında ilk gerçek başarısını kazandı.
1970’lerde emlak işinden bir servet kazandıktan sonra İtalya’daki ulusal televizyon tekelini kırmak amacıyla Telemilano’yu kurarak iş alanını genişletti. Bu kanalları 1978’de büyük mağazalar, sigorta şirketleri ve hatta 31 yıl boyunca sahibi olduğu dünyanın en büyük futbol kulüplerinden Milan’ı da içine aldığı bir Fininvest grubuna dahil etti. 1993 yılında ise adını ‘Forza, Italia!’ (Haydi İtalya!) sloganından alan merkez sağ Forza Italia Partisi’ni kurarak, dikkatini siyasete çevirdi.
Ertesi yıl yapılan erken seçimle başbakan oldu. Ancak Kuzey Ligi Partisi’nden sağcı koalisyon ortaklarıyla yaşadığı anlaşmazlık ve vergi kaçakçılığı iddiasından açılan dava, Berlusconi’nin ancak yedi ay başbakan olmasına sebep oldu. 2000 yılında zaman aşımı ile temyizde beraat etti.
1996 seçimlerinde rakibi Romano Prodi’ye yenilmesinin ardından vergi müfettişlerine rüşvet vermek suçlaması da dahil olmak üzere birçok mali skandala bulaştı. Suçsuz olduğunu tekrar tekrar dile getiren Berlusconi, 2000 yılında bir kez daha temyizde aklandı.
Talihi 2001 yılında ikinci kez başbakan olarak seçilmesiyle döndü. Ancak Prodi, 2006’daki merkez Sol Birlik koalisyonunda elde ettiği zaferle Berlusconi’nin saltanatına son verdi.
Bir siyasi miting sırasında fenalaşarak hastaneye kaldırılan Berlusconi’ye kalp pili takıldı. Ancak bana mısın demeyen eski lider saç ektirdi, estetik ameliyat oldu ve son olarak bronzlaşarak Halkın Özgürlüğü Partisi’yle üçüncü kez iktidara geldi.
Vergi kaçakçılığı ve rüşvetten yolsuzluğa ve reşit olmayan bir seks işçisiyle birlikte olmaya kadar çeşitli suçlardan yargılandı. Ancak bunca suçun içerisinde bir tek 2012’de televizyon haklarıyla ilgili bir anlaşmada vergi kaçırdığı gerekçesiyle ceza aldı. Gerçi bu davada da dört yıl hapis cezası aldı ama İtalya yasalarına göre 70 yaşın üzerinde olduğu için bir yıl kamu hizmeti cezasıyla hapisten yine yırttı.
Berlusconi, 2013 yılında parlamento üyeliğinden atıldı. Milano Mahkemesi’nin aynı yılın sonlarında hakkında ‘rehabilitasyon’ kararı vererek vergi dolandırıcılığı mahkumiyetini kaldırmasıyla yeniden siyasete atılmasının önünde herhangi bir engel kalmayan Berlusconi, Avrupa Parlamentosu’nda sandalye kapmak için aday olacağını açıkladı.
Mayıs 2019’da 83 yaşındayken Avrupa Parlamentosu üyeliğine seçildi, dört yıldır da bu görevi yerine getiriyordu. 2018’in başlarında Forza Italia partisinin de dahil olduğu sağcı bir ittifakın lideri olarak siyaset meydanında yine boy gösterdi. Berlusconi, Forza Italia Partisi’ni Eylül 2022’de Giorgia Meloni ve Matteo Salvini ile kurduğu merkez sağ koalisyonla zafere taşıdı. Bununla birlikte hükümette yer almadı.
İtalya’nın şimdiki Başbakanı Giorgia Meloni, dün yaptığı açıklamada uzun zamandır müttefiki olan Berlusconi’nin ‘her şeyden önce bir savaşçı’ olduğunu belirterek, “O inançlarını savunmaktan asla korkmayan bir adamdı. Onu İtalya tarihinin en etkili adamlarından biri yapan da işte bu cesareti ve kararlılığıydı” dedi.
A Dio, Silvio. pic.twitter.com/hWiSNPCeia
— Giorgia Meloni (@GiorgiaMeloni) June 12, 2023
2014 yılı deneyimli siyasetçi için tahterevalli gibi bir yıl oldu. İtalya’nın L’Aquila kasabasını vuran yıkıcı depremi ele alış şekliyle övgü topladı. Depremden kurtulanlara içinde bulundukları durumu ‘hafta sonunda kamp yapmışlar’ gibi görmelerini söyledikten sonra aldığı eleştirilerden de bu sayede kurtuldu.
Ancak Berlusconi’nin ikinci eşi Veronica Lario, o zamanlar 73 yaşında olan kocasının doğum günü partisine katıldığı 18 yaşındaki bir modelle uygunsuz ilişki yaşamasını gerekçe göstererek boşanma davası açtı. Berlusconi ise kızın bir arkadaşının evladı olduğunu ve yanlış bir şey yapmadığını iddia etti.
Aynı yılın aralık ayında akıl hastalığı geçmişi olan bir adam, seçim mitingi sırasında Berlusconi’nin yüzüne Milano katedralinin bir replikasıyla vurarak birkaç dişini kırdı ve burnunu çatlattı. Savunma Bakanı Ignazio La Russa, İtalyan Corriere della Sera gazetesine verdiği demeçte, yerinde duramayan Berlusconi’nin darbe aldıktan sonra bile ‘birkaç dakika boyunca’ destekçileriyle tokalaşmaya devam ettiğini söyledi.
Ülke ekonomisinin krizle sarsılması Berlusconi üzerindeki baskıyı artırdı. Partinin eski ortaklarından Gianfranco Fini, Berlusconi’yi ekonomiye ve gereken yapısal reformlara gereken ilgiyi göstermemekle suçladı. Başbakan 2010 ve 2011 yıllarında parlamentoda yapılan üç güven oylamasından birini sadece üç oy farkla ucuz atlatmayı başardı ancak otoritesi azalmaya devam etti.
Ekonomistler Berlusconi’nin hem kemer sıkma politikası uygulayacak kadar siyasi otoritesi olmadığını hem de onca davada yargılanırken İtalyanlardan daha fazla vergi isteyecek kadar ahlaki üstünlüğe sahip olmadığını söyledi. Diğer Avrupalı liderler de Berlusconi’yi ekonomik reformları hızla hayata geçiremediği için eleştirdi.
Kasım 2011’de İtalyan parlamentosunun alt kanadı, kemer sıkma önlemlerini onayladıktan saatler sonra istifasını verdi. Bu sırada da eski liderin başı reşit olmayan bir gece kulübü dansçısıyla birlikte olduğu için dertteydi. 17 yaşındaki genç kıza cinsel ilişki için para ödemekten ve görevi kötüye kullanmaktan suçlu bulunan Berlusconi, yedi yıl hapis cezasına çarptırılmışsa da temyiz mahkemesinde bu mahkumiyet kararı bozuldu.
2011’de istifa edene kadar dört hükümete başbakanlık yapan Berlusconi, Türkiye’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la da yakın ilişkileriyle gündeme gelmişti. İki lider, birbirine ‘dostum’ diye hitap ediyordu. 2003’te Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın nikâh şahitliğini yapan Berlusconi, Sümeyye Erdoğan’ın düğününe de katılmıştı.
Berlusconi, Erdoğan’ın 2018’deki Cumhurbaşkanlığı yemin töreninde de yer aldı. Erdoğan da Şubat 2018’deki İtalya ziyareti için La Stampa gazetesine verdiği mülakatta, “İtalya ile ikili ilişkilerimizi geliştirmeliyiz. Eski Başbakan Berlusconi, yakın dostumdur, kendisiyle çok iyi bir iş birliği başlatmıştık. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin Berlusconi döneminde çok canlı ve olumlu olduğunu söyleyebilirim. O atmosferi yeniden elde etmeliyiz” demişti.
2019’da Perugia’da bir etkinlikte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Berlusconi, Erdoğan’ı 2003’te Avrupa Birliği’ne (AB) başvurması için kendisinin ikna ettiğini söylemişti.
BBC Türkçe’den Övgü Pınar’ın aktardığına göre Berlusconi, aynı etkinlikte eleştirel bir şekilde, “NATO’nun önemli bir askeri gücü olan, Asya ile Avrupa arasında, Batı ile Doğu arasında yer alan Türkiye bugün Batılılaşmak yerine gittikçe İslami bir ülkeye dönüşüyor, bu bizim açımızdan yakınında bulunmak için iyi bir şey değil. Yine alışıldığı gibi Avrupalı sözde liderler hata etti. Avrupa’da ve dünyada lider sayısı gerçekten az” yorumu yapmıştı.
Berlusconi, 2022 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile dostluğunu dile getirip de Rus liderin kendisine 20 şişe votka gönderdiğini açıkladığında bir kez daha manşet oldu. Daha sonra da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi ‘savaşı başlatmakla’ suçlayarak, koalisyon ortağı Meloni ile bir bakıma arasının açılmasına sebep oldu.
Berlusconi hakkında bir kitabı olan Beppe Severgnini, eski lideri tanımlarken ‘protopopülist’ ifadesini kullanarak, onun Macaristan’da Viktor Orban’ın, İngiltere’de Boris Johnson’ın ve ABD’de Donald Trump’ın başa gelmesinde önlerini açtığını söylüyor. Svergnini, “Berlusconi aslında çoğundan daha az kibirli ve daha az sevimsizdi ama yine de bütün bunların öncüsü oydu. Berlusconi’nin mirası, bir ulusun zayıflıklarını, dürtülerimizi okumasındaydı. Bu konuda gerçekten ustaydı. Bizi tüm günahlarımızdan arındırdı, günahları işlemesek bile ak pak olduk. O bir lider değildi, bir bakıma takipçiydi, İtalya’nın ‘bağrını’ takip etti” dedi.
Devlete ait yayın kuruluşu RAI, Berlusconi için çarşamba günü bir devlet düzeyinde bir cenaze töreni düzenleneceğini bildirdi.