57 ilin valisi değişti: TBMM Genel Sekreteri ve AFAD Başkanı vali oldu
Aylardır konuşulan vergi düzenlemeleri Ak Parti tarafından Meclis'e sunuldu. Gelir vergisi tahsilatını yükseltmeye yönelik önerilerin en önemlisi olan 'Nereden buldun' düzenlemesi paketten çıktı. En düşük emekli aylığı 12 bin 500 lira olacak.
AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu. Kanun teklifinde 10 bin TL ile en düşük maaşı alan emeklilere yapılacak ek zammın yanısıra Türk vergi tarihinde ilk olacak düzenlemeler de yer alıyor. Bunların başında hem küresel hem de yurtiçi şirketlere uygulanacak asgari kurumlar vergisi geliyor. Yasa teklifiyle birlikte iktidarın en düşük emekli aylığına yapacağı zam da belli oldu, 10 bin lira olan en düşük aylık 2 bin 500 lira arttırılıp 12 bin 500 lira yapılacak.
Taslakta daha önce kamuoyuna sızan Gelir İdaresi Başkanlığı’nın vergi ile ilgili sunumunda yer alan kimi konular ise yer almadı. Örneğin taksici, berber, marangoz, tesisatçı, küçük bakkal, tuhafiyeci, terzi gibi küçük esnafın en az 700 bininin gerçek usulde vergilendirilmesine yönelik düzenlemeden de siyasi olduğu düşünülen endişeler nedeniyle vazgeçildi. Bu arada kiralardan bankaya yatırıldığı anda yüzde 20 stopaj yapılmasını öngören düzenleme de yasa teklifinde yer almıyor. Teklifte yer almayan başka bir düzenleme de Türkiye Varlık Fonu’nun kendisi KDV ödemediği halde halktan KDV tahsil etmesi.
Meclis’te sunulan vergi yasası teklifinin tam metnini buradan okuyabilirsiniz. Teklifte yer alan düzenlemeler özetle şöyle:
Kanun teklifine göre küresel şirketlerin Türkiye’deki faaliyetleri sonucu ortaya çıkan kazanca yüzde 15, yurt içi şirketler ise yüzde 10 asgari kurumlar vergisi uygulanacak. Düzenlemeyle yurt içindeki şirketler mevcut kurumlar vergisi matrahlarının üzerine aldıkları istisna ve muafiyetleri ilave ederek ortaya çıkacak matrah üzerinden yüzde 10 asgari kurumlar vergisi ödeyecekler. Düzenleme öncesi istisna ve muafiyetler dikkate alınarak hesaplanan yüzde 25’lik kurumlar vergisi, yeni düzenlemedeki yüzde 10’luk asgari kurumlar vergisinden düşükse yüksek olan tahsil edilecek. Teklifte ayrıca uluslararası şirketlerin Türkiye’den elde ettiği kazançtan ‘küresel oran’ olarak kabul edilmeye başlanan yüzde 15 asgari kurumlar vergisi kesintisi de öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Mayıs ayında yapılan Gelir İdaresi Başkanlığı sunumunda yurt dışına çıkış harcının 150 liradan 3 bin liraya çıkarılması öneriliyordu ama dün Meclis’e inen teklifte bu rakamın 500 lira olarak belirlendiği görüldü.
Yurtdışı çıkış harcı her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak. Harç, düzenleme teklifteki gibi geçerse yüzde 233 zamlanmış olacak.
Cumhurbaşkanı’na yapılan sunumda yer alan Özel Gider (Harcama) Bildirimi uygulaması teklifte yer almıyor. Sunumda yer alan ve lüks hayat yaşadıkları, gayrimenkul ve lüks otomobil alımı yaptıkları halde vergi mükellefi olmadıkları örneklerle gösterilip anlatılan şahıslara yönelik olacağı açıklanan uygulamanın hayli kırpıldığı görülüyor. Cumhurbaşkanına yapılan sunuma göre Maliye’nin yapacağı risk analizi sonucu beyana tabi gelirleri ile harcamaları arasında yüzde 20’nin üzerinde uyumsuzluk olan mükelleflerden ‘Özel Gider (Harcama) Bildirimi’ istenecekti. Aradaki farkı izah edemeyenler, bu farkın vergisini ödeyecekti. Lüks harcamalarını açıklayamayanlar hakkında vergi incelemesi başlatılacaktı. Farkın ortaya çıkarılmasında kullanılmak için de ‘mükellef hesap kartı’ oluşturulacaktı. Maliye mükelleflerin gelir ve harcama durumlarını tespit için tapu ve noter kayıtlarına başvuracak, yıllık gelir vergisi beyannamelerini inceleyecekti.
Meclise sunulan teklife göre doktor, avukat gibi serbest meslek sahibi mükellefler nezdinde yapılacak yoklamalar sonucunda tespit edilen günlük hasılat tutarlarının ortalaması alınarak aylık ve yıllık hasılat tutarları tespit edilecek.
Bu şekilde tespit edilen hasılat tutarları ile mükelleflerin faaliyette bulundukları döneme ilişkin beyan ettikleri hasılat tutarları karşılaştırılacak ve karşılaştırma sonucu bulunan farkın yüzde 20’den fazla olması durumunda mükellefler, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan “izaha davet müessesi” kapsamında izaha davet edilecek. Bu hüküm, kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacak ve aradaki fark üzerinden asgari gelir vergisi alınacak. Teklifteki düzenlemenin sunumdakine göre hayli dar kapsamlı olduğu görülüyor.
Teklifte Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları için de önemli bir düzenleme yer alıyor. Buna göre GYO’ların kurumlar vergisi muafiyetinin devam etmesi için gayrimenkul kazançlarının en az yüzde 50’sini kâr payı olarak dağıtmalara gerekecek. Aksi takdirde kurumlar vergisi ödeyecekler.
Yap-işlet-devret modeli ile Kamu- Özel işbirliği projeleri kapsamında faaliyet gösteren ve çoğunun matrah beyan etmediği ortaya çıkan şirketlerin faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına uygulanan kurumlar vergisi oranı yüzde 25 yerine yüzde 30 olacak.
Serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların, yurt içine yaptıkları satışlardan elde edilen kazançlara tanınan gelir ve kurumlar vergisi istisnası kaldırılıyor. Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin, bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin sadece yurt dışına satışından elde ettikleri kazançlar, gelir veya kurumlar vergisinden müstesna olacak. Düzenleme, 1 Ocak 2025’ten itibaren elde edilen kazançlara uygulanacak.
Teklife göre 8 Eylül 1999 ve öncesinde sigortalı sayılanlardan, ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananların, aynı iş yerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya devam etmeleri halinde işverene sağlanan 5 puanlık sosyal güvenlik destek priminin Hazine tarafından ödenmesine ilişkin uygulama sona erdirildi. Böylelike emekli çalıştırmanın, işverene maliyeti artıyor. Düzenlemede kısa vadeli sigorta kolları prim oranı yüzde 2’den yüzde 2,25’e yükseltildi. Bu oranı yüzde 1,5’e kadar indirmeye, yüzde 2,5’e kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilendiriliyor.
Teklifte cezalarda etkinliğin artırılması için düzenlemeler de yer alıyor. Buna göre usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları artıyor. Başkasına ait pos cihazı kullananlara, başkasının IBAN’ını kullananlara ağır cezalar geliyor. Ödemeleri başkalarının hesabına yapılan havaleler ile kabul edenlere ve hesaplarını başkalarına kullandıranlara da ceza uygulanacak.
Bu durumda her bir işlem için bu hükme göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın yüzde 10’u oranında, mal teslimi veya hizmet ifasını yapanlarla adına ve/veya hesabına ödeme yapılanlara ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesilecek. Bu hüküm uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon lirayı geçemeyecek.
Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için bu hükme göre belirlenen özel usulsüzlük cezasının 3 katı uygulanacak. Bu kapsamda bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon lirayı aşamayacak.
Vergi ziyaı cezası, vergi dairesinin bilgisi dışında mükellefiyet tesis ettirmeksizin kayıt dışı faaliyette bulunarak vergi ziyaına sebep olunması halinde yüzde 50 artırılacak. Aynı vergi türü ve dönemine ilişkin daha sonra yapılacak tarhiyatlar nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarına da aynı artırım hükmü uygulanacak.
Vergi Usul Kanunu’nda “özel usulsüzlükler ve cezaları” hükmünde yapılan değişikliğe göre, bir takvim yılı içerisinde ilgili hükümler uyarınca birden fazla özel usulsüzlük cezası kesilmesi durumunda caydırıcılığı artırmak amacıyla artan ceza uygulaması getiriliyor. Öte yandan hükme, mükellef grupları ve ilgili usulsüzlüklere yönelik cezaların yer aldığı yeni bir cetvel de ekleniyor. Bu kapsamda yer alan bazı cezaların, her yıl yeniden değerleme oranında yükseltilmesinin yanı sıra tutarları yeniden belirlenerek caydırıcılığın artırılması öngörülüyor.
Kanun kapsamı dışında belge düzenleyenlere iki kat özel usulsüzlük cezası kesilecek, bu durumun idarenin bilgisine girmeden önce belgeyi almak zorunda olanlar veya belge muhteviyatı işlemin muhatapları tarafından 5 iş günü içerisinde bildirilmesi halinde ise Kanun kapsamı dışında belge düzenleyenlere altı kat özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Yasada sayılan belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunanların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde bu durumun belge muhteviyatı işlemin muhatapları tarafından 5 iş günü içerisinde idareye bildirilmesi halinde bu kimselere ceza kesilmeyecek; belgeleri düzenlemeyen, eksik veya yanıltıcı düzenleyenlere ise özel usulsüzlük cezasının üç katı uygulanacak.
Teklife göre kıymetli madenler borsasında işlem gören kıymetli madenlerin değerleme işlemlerinde, değerleme ölçüsü olarak borsa rayici kullanılabilecek. Altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenler borsa rayici ile değerlenecek. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel olarak bu rayiç yerine maliyet bedeli esas alınacak. Bu hükümle kıymetli madenle olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olacak. Kıymetli madenle olan mevduat veya kredi sözleşmelerine dayanan alacaklar ve borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınacak. Kıymetli madenlere dayalı olarak açılan mevduat hesapları ile kredi hesaplarından kaynaklı alacak ve borçların değerleme günü kıymetine ircasına ilişkin olarak mevcut uygulamadaki gibi Kanun’un “yabancı paralar”, “alacaklar” ve “borçlar” başlıklı hükümleri geçerli olacak.
Teklifle, yabancı devlet kurum ve kuruluşları tarafından deprem nedeniyle yapılacak yardımlara KDV istisnası sağlanıyor. 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanmak üzere, konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasına ilişkin yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına 1 Ocak 2024’ten itibaren yapılan teslim ve hizmetler ile bu yerlerde genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanacak konutların yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimi, 31 Aralık 2025’e kadar katma değer vergisinden müstesna olacak.
Bu kapsamda yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilecek. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, Kanun hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilecek.
Bu arada teklifle, ulusal güvenlik kuruluşlarının ithal edeceği bazı malların yurt içi teslimi ve ithalatında oluşan ÖTV uygulaması farklılıkları gideriliyor. Bazı tütün mamullerinden alınan asgari maktu vergi tutarının “yüzde 20’sine kadar” olan sınırlama kaldırılacak; birim ambalajda bulunan mamul için alınacak asgari maktu vergi tutarı kadar maktu vergi alınabilecek.