Piyasa ile hanehalkının enflasyon beklentisi arasında 42 puanlık fark var
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, kalkınmak için sürdürülebilir bir büyüme ortamına ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "“Bu sürece erişebilmemiz için ilk atmamız gereken adım, öncelikle enflasyonu düşürmek. Fiyat istikrarına erişmeden dengeli bir büyümeye geçmek mümkün değil" dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, “Türkiye Ekonomisinde Verimlilik” konferansında konuştu. Kalkınmak için de öncelikle sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme ortamına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Turan, “Bu sürece erişebilmemiz için ilk atmamız gereken adım, öncelikle enflasyonu düşürmek. Fiyat istikrarına erişmeden dengeli bir büyümeye geçmenin imkanının olmadığını her konuşmamda ısrarla tekrar ediyorum” dedi.
“Bu açıdan Merkez Bankası’nın kurumsal bağımsızlığı ve iktisadi politikaların tutarlılığı makroekonomik istikrar açısından azami öneme sahip” diyen Turan, “Fakat bu koşullar da istikrarlı bir ekonomi için yeterli değil. Özellikle yirmi birinci yüzyılın ikinci çeyreğine doğru ilerlediğimiz bu dönemde, teknolojideki gelişmeleri dikkate aldığımızda, meselemiz sadece üretim yapmak da değil, ileri teknolojili ürün ve hizmetlere yönelmek ve daha fazla katma değer üretmektir” diye konuştu.
Turan, Türkiye’nin uzun yıllar neden iktisadi anlamda atılım yapamadığına daha dikkatli bakılıp, sorunu bu şekilde anlamak gerektiğinin altını çizdi. Üretimde sadece sermaye artışının yeterli olmadığını, bir o kadar da bu sermayenin nasıl kullanıldığını görmek gerektiğini söyleyen Turan, şöyle devam etti:
“Bugün dünya ticaretine baktığımızda, yüksek teknolojili ürün ve hizmetlerin payı artarken, düşük ücret, düşük beceri, düşük teknoloji ile üretilenlerin payı azalıyor. Öncelikle beşeri sermayemizi yükseltmemiz gerekiyor. Ülkemizin inovasyon potansiyelini artırmamız gerekiyor. Bunlar da istikrarlı ve tutarlı iktisadi politikalar gerektiren uzun soluklu süreçler. Oysa ki bugünün Türkiye’sinde bırakın nitelikli insan gücünü geliştirip yaymayı, beyin göçü ile karşı karşıyayız. Bir örnek vereyim; Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2013’ten bu yana yüzde 3 seviyelerini aşamıyor. Ekonominin bir dönüşüme ihtiyacı var. Tarımdan sanayiye, inşaattan hizmetlere tüm sektörleri ilgilendiren bu dönüşüm için eğitimden bilim ve teknolojiye, istihdamdan altyapıya, iş ve yatırım ortamından hukuki zemine bir dizi alanda çok sayıda reform yapılması ve bu alanlarda verimlilik artışına ihtiyaç var. Sağlıklı finansmana erişimi, kayıtlı çalışmayı, verimlilik artışını, adil rekabet koşullarının iyileştirilmesini, piyasa engellerinin kaldırılmasını, ihtiyaç duyulan nitelikli işgücünün geliştirilmesini teşvik etmemiz gerekiyor.”