Özgür Özel miting alanından seslendi: Geçim olmazsa seçim olur
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan yabancı yatırımcılara yaptığı sunumda perakende satış endeksiyle tüketim malı ithalatındaki değişime işaret ederek yurtiçi talebin normalleşme işaretleri gösterdiğini vurguladı.
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Başkan Yardımcıları Cevdet Akçay ve Hatice Karahan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Amerikalı yatırım bankası JP Morgan tarafından İstanbul’da düzenlenen yatırımcı toplantısına katıldı. Başkan Karahan toplantıda yaptığı sunumda dezenflasyon sürecinin başladığını vurgularken TL mevduatların toplam mevduat içindeki payının yıl sonu hedefini geçtiğini dile getirdi.
Bakan Şimşek ve Başkan Karahan’ın yurtdışındaki yatırımcı toplantılarına katılımlarının ardından bir toplantı da İstanbul’da yapıldı. Yabancı ve büyük fonların katıldığı toplantıda sunum yapan Başkan Karahan önce Türkiye’nin makroekonomik görünümünü ortaya koyarken ardından para politikası, finansal durum ve dezenflasyon patikası hakkında bilgi verdi. TCMB tarafından yayımlanan sunumda tüketici enflasyonundaki seyir paylaşılarak haziranda yıllık enflasyondaki düşüşe dikkat çekildi.
Sunumunun ikinci bölümde sıkı para politikası duruşunun devam ettiğini vurgulayan Başkan Karahan hem niceliksel hem de makroekonomik adımlarla sıkılaşmanın sağlandığını dile getirdi. Son dönemdeki niceliksel ve makroekonomik adımları aktaran Karahan zorunlu karşılıklarda yapılan artışları, kur korumalı mevduattan çıkış hamlelerini, döviz mevduatına limit getirdiklerini anlattı. Karahan çeşitli araçlar kullanarak fazla likiditeyi aktif bir şekilde sterilize ettiklerini vurgulayarak atılan adımlarla 1.5 trilyon liradan fazla sterilizasyon gerçekleştirildiğini söyledi. Yurtiçi swaplardaki düşüşün parasal aktarım mekanizmasını güçlendirdiğini söyleyen Karahan sunumunun üçüncü bölümünde mali koşulların sıkı kalmaya devam ettiğini vurguladı.
Karahan politika faizinin yüzde 50, üç aya kadar vadeli TL mevduat faizinin yüzde 59,2, ihtiyaç kredi faizinin yüzde 71,3 ve ticari kredi faizinin yüzde 61,1 seviyesinde olduğunu söyledi. Bireysel kredi büyümesinin yavaşladığını bildiren Karahan gösterdiği grafikte 13 haftalık büyümenin yüzde 6,5 olduğunu paylaştı. Karahan döviz ve TL cinsi ticari kredilerdeki yavaşlamanın da TL cinsi ticari kredilerin etkisiyle gerçekleştiğini belirterek yine 13 haftalık TL cinsi ticari kredi büyümesinin yüzde 2,5, döviz cinsi ticari kredi büyümesinin ise yüzde 12,6 olduğunu dile getirdi.
TL mevduatın toplam mevduat içindeki payının yüzde 50,5 ile yıl sonu hedefinin şimdiden aştığını geçen yıl ağustosun ardından 18.8 puanlık bir büyüme yaşandığını vurgulayan Başkan Karahan döviz cinsi mevduatın ise yine geçen yıl ağustosa göre 13.9 puanlık gerilemeyle yüzde 12,2’ye düştüğüne işaret etti. Merkez Bankası döviz rezervlerinin hızla yükseldiğini belirten Karahan 148.5 milyar dolara ulaşıldığını, swap işlemlerinin ise 2.3 milyar dolara kadar gerilediğini belirtti.
Sunumunun son bölümünde dezenflasyon sürecine ilişkin bilgi veren Karahan perakende satış endeksi ile tüketim malı ithalatındaki değişime işaret ederek yurtiçi talebin normalleşme işaretleri gösterdiğini vurguladı. Cari işlemler dengesinde iyileşmenin devam ettiğini söyleyen Karahan Türkiye’nin beş yıllık iflas risk primi CDS’lerde düşüşün sürdüğünü dile getirdi. Karahan yıllık enflasyonun haziranda 3.8 puan gerileyerek yüzde 71,6’ya indiğini, enflasyon göstergelerinde ana eğilimin de gerilemeye işaret ettiğini aktardı. Karahan B, C, SATRIM ve medyan aylık enflasyon göstergelerinin mevsim etkilerinden arındırılmış verilerini paylaştı. Hizmet enflasyonunu zorluk oluşturduğunu vurgulayan Karahan çeşitli öncü göstergelerin kira enflasyonunda yavaşlamaya işaret ettiğini söyledi. Karahan sunumunu “Enflasyonun yılın ikinci yarısında düşeceği yönünde artan bir görüş birliği var. Haziran ayında dezenflasyon süreci başladı” diye tamamladı.
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay da yaptığı sunumda yüksek enflasyonun yol açtığı sorunları dile getirerek sıkı para politikası duruşunun TL tasarrufları arttırdığını ve enflasyon beklentilerinin çıpalamaya yardımcı olduğunu söyledi. Akçay tüketim mallarına talebin ve TL’nin değer kaybına ilişkin beklentilerin düştüğünü dile getirirken gösterge tahvil faiz oranlarının enflasyona daha duyarlı hale geldiğini ifade etti. TL mevduat faizlerinin mayıstan bu yana gerilediğini ancak halen daha birinci çeyrekteki seviyenin üzerinde olduğunu belirten Akçay mevduat sahiplerinin daha düşük faiz oranlarıyla KKM’den TL’ye geçtiğini söyledi. Akçay TL likidite ihtiyacı ile mevduat faizleri arasında pozitif korelasyon olduğunu kaydederek sermaye girişlerinin nisan ve mayıs aylarında likiditeyi arttırdığını vurguladı. Akçay sunumunda döviz piyasalarındaki derinleşmenin eş zamanlı olarak daha fazla oynaklığa ve daha düşük risk primlerine yol açtığını, ancak ortaya çıkan fazla likiditenin Merkez Bankası tarafından sterilize edildiğini söyledi. Bankalarda TL ticari kredi büyümesi yavaşlarken yabancı para kredi büyümesinin arttığını hatırlatan Akçay artan döviz likiditesinin bankaların daha kısa vadeli daha fazla döviz kredisini kullandırmasına neden olduğunu ifade etti.